|  | Aya Thekla Efsanesi (Konya) |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Aya Thekla Efsanesi (Konya) Aya Thekla Efsanesi Yöre: Gökyurt (Kilistra) / Konya Konya tarihi üzerinde çalışanların en güçlükle karşılaştıkları devir, hiç şüphesizdir ki ilkçağın sonlarından Anadolu'nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına kadar geçen bir safhayı içine alan uzun bir devirdir  Halbuki Konya'nın İslam öncesi, bu topraklarda yaşayan İnsanların hayatlarını bilmek ve duygularını anlamaya çalışmak, İslam öncesi toplumunun daha sonraki İslam dönemindeki davranışlarını anlayabilmek açısından muhakkak ki çok önemlidir  İşte bu yüzden değineceğimiz Konya'da Aya Thekla Efsanesi, şehir tarihinin bu dönem için karanlıkta kalmış sayfalarını aydınlatmak incelemede Konya'nın Roma dönemindeki insanlarının duygu ve davranışlarını ile şehir dokusu üzerinde önemli bilgilere sahip olmaktayız  O dönem insanlarında Yahudilik ve Hıristiyanlık arası İlişkinin bütün acımasızlığına şahit olmaktayız  Havarilerden Paulus'un (Pavlos, Sen Pol) işlerini anlatan ve zamanımıza kadar üç parça halinde gelebilen yazılardan birinci ve en Önemlisi Paulus ve Thekla olarak tanınır  Çeşitli devirlerde çok değişik dillerde muhtelif versiyonları yazılmış bu hikaye çok eski zamanlardan beri Hıristiyan yazarları ta biliniyordu  Hatta o kadar ki, çok değerli olduğu kabul edilen bu yazı, Hıristiyanlığın resmi kitabına alınan yazıların dışında kalmakla beraber, onları takip eden en değerli eser olarak görülür  Pisidia Antiokheia'sında (Yalvaç) bir havrada vaazlar veren Paulus, burada barınamayınca, kaçarak Iconium (Konya) istikametinde ilerlemeye başlamıştı  Yanında Demas İle Hcrmogenes adında onun görüşlerine pek de bağlı olmayan iki Hıristiyan vardı  Paulus'un şehre yaklaştığını haber alan Onesiphoros adında Konyalı bir Hıristiyan, oğullan Simias ile Zcnon ve karısı Lektray yanına alarak karşılayıcı çıkar  Onesiphoros, Paulus'u tanımadığından, dostu Titus tarafından yapılan tarif üzerine yolcular arasında Paulus'u arar  Lystra (Hatunsaray) ile Konyalı bağlayan yol üzerinde bekleyen Onesiphoros, Titus'un tarifine uyan kısa boylu, sağlam yapılı, kavisli bacaklı, çıplak başlı, kaşları birleşik, hafifçe kemerli burnu ile bir yolcunun geldiğini görür ve onu derhal Paulus olarak tanır  Paulus, samimiyetsiz iki şakirdi ile Oneshiphoros'un Konya'daki evine misafir olurlar, rnütevâzî bir yemekten sonra, Konya Hıristiyanlarının toplantı yeri olan bu evde Havari derhal vaazına başlar  Konuşmasının ağırlık merkezi, dünya zevklerinden uzaklaşmak ve Tanrı yolunda tam bir bekaret hayatı yaşamanın iyiliği hakkındadır  Paulus'un bu husustaki görüşü o derecede ileridir ki  Tanrı korkusu ve sevgisine layık olmak isteyenlerin evlilik hayatından dahi uzaklaşmalarını tavsiye eder  Havari Paulus, Oncsiphoros'un evinde etrafına toplananlara bu fikirleri aşılamaya çalışırken, komşu evde oturan Theokleia adındaki dul bir kadının 17 yaşındaki kızı Thekla'da, Onesiphoros'un evine en yakın pencerenin Önüne oturarak büyük bir hayranlıkla bu ateşli hatibi dinlemektedir  Thekla, Paulus'un sözlerinin tesirine kendisini o derecede kaptırır ki, pencerenin önünde gece, gündüz ayrılmaksızın, hatta yemeyi, içmeyi ve uyumayı unutarak tam üç gün - üç gece yüzünü görmediği ancak sesini duyduğu havariyi dinler  Bu durumdan endişelenen annesi, nihayet kızının nişanlısı -hikayenin bazı versiyonlarında kocası- Thamyris'e bu hâle bir son vermesini bildirir  Thamyris ve annesinin kendisini ikna için söyledikleri bütün sözler, tesirsiz kalır  Genç kız, hiç kıpırdamadan pencerenin önünde oturmaya devam eder  Sabrı tükenen Thamyris, nihayet, Oncsiphoros'un kapısına dayanır  Burada sokakta rastladığı Demas ve Hcrmogenes'e; "gençleri ve bakire kızları aldatarak onları evlenmekten  uzaklaştıran bu iğfal edicinin" kim olduğunu sorarak hakkında kendisine bilgi verdikleri takdirde, onları parayla mükafatlandıracağını söyler  Demas ve Hermogenes; "Onun kimin nesi olduğunu biz de bilmiyoruz  " derler  "Ancak muhakkak olan bir şey varsa o da şudur ki, bu adam, ancak tam bekaretin muhafaza edildiği takdirde ölümden sonra hayat bulunabileceğini söylemek suretiyle, gençleri kadınlardan, kızları da erkeklerden uzaklaştırmaktadır"  Bunun üzerine Thayris, iki adamı evine davet ederek, onlara mükellef bir yemek yedirir ve Paulus'un yaydığı fikirler hakkında daha geniş bilgiler alır  Nihayet Demas ve Hermogenes  nişanlısını kayıp eden gence havariyi ihbar ederek yakalatmasını ve böylece kızı onun tesirinden kurtarmasını tavsiye eder  Ertesi sabah, gün ağarırken Thayris, gerekli memurlar ve kuvvetli bir muhafız kuvveti ile Oncsiphoros'un evine giderek, orada Paulus'a: "Sen, Iconium şehrini ve nişanlımı İğfal ettin!" der ve havari Iconium Valisi Proconsul Cestilius'un huzuruna çıkarılır  Kendisinin Tanrı tarafından insanlara doğru yolu göstererek onları kurtarmak üzere gönderildiğini söylemek suretiyle savunmasını yapan Paulus, ileride tekrar sorguya çekilmek üzere zindana kapatılır  Bu olaydan haberi olan Thekla ise gece bileziklerini vermek suretiyle evinin kapısını açtırtır, derhal zindana koşar, burada da zindancıyı gümüş bir ayna vermek suretiyle razı ederek, içeriye Paulus'un yanıma girer, onun ayaklarının dibine oturarak onu dinler  Genç kızın ortadan kaybolmasından telaşa düşen ev halkı ve nişanlısı, önce şaşkın bir hâlde sağa sola koşuştururlar  Nihayet kapı hizmetine bakan esirin bir arkadaşı, kızın gece gittiğini söylemesi üzerine kapıcıyı sıkıştırırlar  Thekla'nın zindana kaçtığını öğrenince hakikaten de genç kızı orada bulurlar  Durum, aynen Proconsul Cestilius'a bildirilince, Paulus'un huzuruna getirilmesini emreder  Fakat havari gidince kız öyle üzülür ve kendisini yerden yere vurur  Nihayet onu da Cestilius'un karşısına çıkarırlar  Burada genç kız kendisine sorulanların hiç birine cevap vermez, gözleri Paulus'un yüzüne çakılı olarak durur  Sabrı taşan annesi, nihayet bağırır  "Bu ahlaksızı yakın! Bu adam tarafından iğfal olunan bütün  kadınların dehşet duyması için bu kızı sirkin ortasında yakın!" Bütün yumuşaklığına rağmen Cestilius, bu şiddetli kararı verir  Paulus ise önce değnekle dövüldükten sonra şehirden kovulacaktır  Hemen hemen çırılçıplak bir halde sirkin ortasına getirilen Thekla, yine gözleri ile Paulus'u arar ve bulur  Fakat Paulus bu defa İsa'nın görünüşünü alır  Kızın yakılması için lüzumlu çalıları şehrin gençleri, genç kızları getirirler  Cellatlar, bunları istif ederken Proconsul Cestilius, genç kızın metaneti karşısında ağlamaktan kendisini alamaz  Nihayet Thekla odun yığınının üzerine çıkarılır ve demetler ateşe verilir  Fakat o anda Tanrının inayeti belirir  Birdenbire şiddetli bir gök gürültüsü duyulur ve ortalık kararır  Aynı anda başlayan bir sağanak ve dolu yağışı, yalnız ateşi söndürmekle kalmaz, sirkin sahnesi sel suları ile dolar, hatta selde boğulanlar bile olur ve böylece genç kız da diri diri yanmaktan kurtulur  [1]  Genç kız Konya'ya döner, orada fazla kalmaz  Silifke'ye doğru yola çıkar  Halk arasında Meryemlik olarak bilinen bu yöredeki mağaraya yerleşir  Uzun yıllar yöre insanına şifa dağıtır  Çoktanrılı Silifkelilerin çoğunu yeni dinin üyesi haline getirir  Thekla'nın mucizeleri, bir yandan Yahudileri bir yandan da Silifke çevresindeki hekimleri rahatsız ediyorer  Paulus'un düşüncelerine sadık kalarak sürdürdüğü 90 yıllık dünya yaşamı, kimlikleri konusunda çelişkili düşünceler üretilen iki saldırganın mağaraya gelmeleri ile son bulur  Söylentilere göre Thekla mağaranın derinliklerindeki kayaların yarılmasıyla saldırganların elinden kurtulur  Fakat onu bir daha kimse göremez  Geriye Silifke'de uzun zaman kıymetli bir hatıra olarak saklanan şalı kalmıştır  Thekla'nın kaybolmasından sonra mağarası kilise olarak kullanılmaya başlanır  Duvarlar mermerlerle kaplanır  Yerler ve kimi bölgeler cam fresklerle bezenir  Hıristiyanlık yasak olmaktan çıkarılıp İ  S  312'de imparator Konstantin döneminde serbest bırakılınca mağaranın hemen üzerine   Thekla adına bir bazilika inşa edilir  5  yüzyılın ortasında bu kilisenin yerine ihtişamlı bir kilise yapılır  Uzun yıllar boyunca Hıristiyan âleminin hac yeri olarak kullanılöıştır  Kemerlerle civardaki çok sayıda sarnıca aktarılan su, burayı cennete çevirmiştir  Günümüzde 23–24 Eylül tarihlerinde dünyanın dört bir yanından gelen Hıristiyanlar, hem Katolik hem de Ortodoks Kilisesi tarafından resmen azize olarak tanınmış   Thekla'nın yaşadığı mağarayı ve kilise kalıntılarını ziyaret ederek hacı oluyorlar | 
|   | 
|  | 
|  |