|  | Edebiyat Terimleri Sözlüğü - M |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Edebiyat Terimleri Sözlüğü - MMAKLUB Harfleri tersten sıralandığında yine aynı sözcük çıkan sözcükler  Örneğin mum, bab, aba gibi  MAZMUN Bir dizenin bir ifadenin taşıdığı ve onlardan herkesin anladığı gerçek ya da mecaz anlama, asıl anlamı yanında taşıyan bir isme, bir atasözüne, âyete, hâdise, olaya, bir şeyi onun özelliklerini çağrıştıracak sözcük ya da sözcük gruplarının veya dizelerin içine yerleştirmeye mazmun denir  Örnek: Çıhma yârim giceler ağyar te’nından sakın Sen meh-i evc-i melâhatsin bu noksândır sana Fuzulî (Sevgilim, gece yarıları dışarı çıkma, yabancıların ayıplarından sakın  Sen güzellik göğünün en yüksek yerindeki dolunaysın, gece çıkmak sana yakışmaz, kusur sayılır  ) Fuzuli’nin bu beytinde sevgili, güzelliğin doruğundaki aya benzetiliyor  Ayın en güzel hali dolunaydır  Dolunay güneşin batmasından önce doğar  Dolunayın gece yarısı çıkması ay tutulmasıyla olabilir  Ay tutulduğunda noksandır, kusurludur, güzelliğini kaybeder  Fuzulî, bu beytinde “noksan” ve “ta’n” sözcükleriyle bir ay tutulması mazmunu yapıyor  MEKTUP Birbirinden uzakta bulunanların haberleşmesini sağlayan bir yazı türü  En eski haberleşme araçlarından biri  Sözcük anlamı Arapça “yazılmış şey  ” Farsçası name, eski Türk dillerindeki karşılığı bitig, betik ya da bittidir  Tarihte rol oynamış ünlü kişilerin, yazar, bilimadamı ve sanatçıların mektuplarıyla birlikte bir edebi eserler türü olarak kimi zaman ele alınmıştır  Sadece mektuplardan oluşan kitaplar da vardır  MELHAME Divan edebiyatında gelecek olayları anlatan nazım ya da nesir eserlerin ortak adı  MENKUT Divan edebiyatında sözcüklerinin tümü noktalı harflerden oluşan şiirler  MENSURE (Mensur şiir) Duygu, düşünce, yaşam ya da hayalleri şiir inceliğinde anlatan düzyazı türü  İç uyuma önem verildiği için dilbilgisi kurallarına uygunluk aranmaz  19  Yüzyılda Fransız edebiyatında ilk örnekleri görüldü  Şinasi’nin Fransız edebiyatından yaptığı şiir tercümeleri edebiyatımızdaki ilk örneğidir  MESEL Atasözleri, öğretici, ahlaki özellikleri bulunan küçük hikayelerdir  MEŞTÜR Divan edebiyatında dört cüzlü (yani 4 mefâ’ilün 4 müstef’ilün) ile yazılmış vezinleri ikişer cüze indirerek yazılmış şiirlerdir  MONOGRAFİ Bir kişi ya da bir konu ile ilgili özel bir görüşle yazılmış incelemeler  Ele alınan konu ya da kişiyi her yönüyle açıklamaya çalışır  MONOLOG Tek kişinin konuşması, tiyatro oyunlarında kahramanlardan birinin sahnede kendi kendine yaptığı uzun konuşmaların tamamı  Tek kişinin oynaması için yazılmış komedilere de monolog adı verilir  MUAMMA Başta Esmâ’yı Hüsnâ (Allah’ın doksan dokuz güzel ismi) olmak üzere konusu insan ismi olan manzum bilmeceler  Kelime “gizli, örtülü, anlaşılması güç veya işaret remiz yoluyla söylenmiş söz” anlamlarına gelir  Muammalar lügazlardan farklıdır  Muammalar Allah’ın isimlerinden biri veya insan ismi için düzenlenirken lügazlar her şey hakkında düzenlenirler  Yalnız muammaların bazen lügaz, hatta âşık edebiyatında bir çeşit bilmece (âşkı -muamma) karşılığı olarak da kullanıldığı görülür  Muamma alanında en çok eser veren şairimiz Emri (Edirneli Emrullah Çelebi) olmuştur  Muammanın düzenlenmesinde ebced hesabı kullanılır  Örnek: Bende yok sab-ü sükun sende vefadan zerre İki yoktan ne çıkar fikr edelim bir kerre Nâbi MUAŞŞER Onar mısralık bendlerle kurulan musammatlar  Divan edebiyatı nazım şeklidir  MUCEM Arap alfabesindeki noktalı harfler  Alfabetik olarak düzenlenmiş sözlük, hâl tercümesi, ansiklopediler böyle adlandırılır  Mucem tarih, ebced hesabı ile sadece noktalı harflerin hesap edilmesine dayanılarak düşülen tarihlerdir  MUHAMMES Beş mısralık bendlerden oluşan divan edebiyatı nazım şekli  Kelime “beşlik” anlamındadır  En az 4, en çok 8 bend arasında yazılmıştır  MUKABELE Aralarında tezat ve karşıtlık bulunan kelime, tamlama ve sözleri birarada kullanmak  Örnek: Safa-yı aşkın dide gamınla pürnem Bir evde ayş u şâdî bir evde ye’s ü mâtem (Safa ile gam, ayş u şâdi ile ye’s u mâtem arasında karşıtlık bulunmasına rağmen birarada kullanılmıştır  ) MUKATTA Arap alfabesinde kendisinden sonra gelen harfle bitişmeyen harfler (elif, dal, zel, rı, ze, vav) kullanılarak söylenen söz  MUKTEZA-YI HÂL Uslûpta zamana, yere, duruma ve hitâp edilen kişilere göre dili ayarlama, sözün söylendiği yerin, zamanın gerçek ve gereklerine uygun olması  Mukteza-yı makam, itibar-ı münasib sözleri de aynı anlamda kullanılır  MURAFAKAT Üslûbun, ele alınan konuya göre düzenlenmesi, dile getirilen düşünce, duygu ve hayallare uygun düşmesine, üslûp ile içerik arasında bir ilişki kurulması  Anlatılan konuya uygun kelime, kelime grubu ve isimler seçilir  MURASSA Nesirde iki ibarenin, nazımda ise iki mısranın kelimelerinin sayıca denk, karşılıklarıyla vezin ve kafiye bakımından birlik olması  Örnek: Şâh melekût arş-pâye Mâh-ı ceberût perş-sâye Şeyh Gâlib MUSARRA Mısraları birbiri ile kafiyeli olan beyitler  Beyt-i musarra, gazellerin ilk beyitleri (matla’) musarra’dır  Her mısrası aynı kafiyede olan şiirlere de musarra denir  (Musarra tuyuğ gibi) Bu şekilde düzenlenen şiirlerin bir başka adı müselseldir  MUTABAKAT Anlatım içinde kullanılan kelime ve deyimlerin içeriğe uygun seçilmesi  Karşıtı mübayenet’tir (aykırılık, zıtlık)  MUVAFAKAT Kelimenin anlamla, kelimenin vezinle, kelimenin kelimeyle, anlamın vezinle, anlamın anlamla uygunluğu  MUVAZENE Nesirde seci, nazımda kafiye yerindeki sözcüğü yalnız vezin bakımından eşit olması  Örnek: Münderic nüsha-i zâtında kemâlat-i vücûd Mündemic tıynet-i pâkinde havass-i icâd Nâdî (Münderic ve mündemic kelimeleri arasında muvazene vardır  ) MÜLEMMA Bir şiirin bazı mısraları, bölümleri veya bir mısranın bazı sözcüklerin değişik dillerde yazılması  Divan edebiyatında Arapça, Farsça, Yunanca’nın Türkçe ile birlikte kullanıldığı şiirler yazılmıştır  Tanzimat’tdan sonra bu dillere Fransızca da eklenmiştir  Örnek: Eyyüha’r-rağibûne fi’l-evkat! Edrikûhâ fe-mâ madâ kad fât  Fevt-i fursat me-kün çü vakt-i safâst, Ki besî hestder-cihân âfât  İrdi bir dem ki behcetinden anın Sekiz Uçmâğ’a döndü Altı Cihât  İş ke-mâ âşe âşikun va’lem! Tâvet in-nefsü tâbet il-evkat  MÜNAKKAHİYET Gereksiz sözlerden arındırılmış özlü ifade, konuyu gerektiği kadar işleme; anlamlı sözcükler arasında eşitlik bulunması  MÜNŞEÂT Mensur yazı veya mektupların bir araya getirdiği dergiler  Divan edebiyatında edebi değeri olan yazılar bir defterde toplanır ve meraklıları okurdu  Münşeatlardaki nesirlerde konu birliği aranmaz  Bu eserlerde çeşitli tarih belgeleri yanında edebi metinler ve özel mektupların biraraya getirildiği görülür  Münşeât-ı Feridun Bey, Nergisi ve Veysi’nin münşeatları ünlüdür  Son münşeât örnekleri arasında Münşeât-ı Akif Paşa önemlidir  MÜNŞÎ Sanatlı düzyazı yazan kişiler  Münşilerin yazılarını toplayan dergiler münşeat’tır  MÜNTEHABÂT Seçilmiş şeyler  Çokluk aynı türde kaleme alınmış, bir veya daha fazla yazarlara ait yazılar arasından yapılan seçmelerle meydana getirilmiş eser; seçmeler, antoloji  MÜSTEŞRİK Doğulu milletlerin tarih, din, dil, edebiyat ve kültürlerini araştırıp inceleyen Batılı bilginler  Şarkiyatçı, oryantalist, doğubilimci kelimeleri de aynı anlamda kullanılır  MÜŞAARE Karşılıklı şiir söyleme  Edebiyat araştırmacıları müşaareyi üçe ayırır: 1  Bir divan şairinin manzum eserine diğer bir şairin aynı vezin ve kafiyede nazire yazması  2  Âşıklar arasında karşılıklı şiir söyleme  Bir âşığın okuduğu beyit veya kıtaya diğer bir şair aynı vezin ve kafiyede şiir söyleyerek cevap verir  3  Edebiyat meraklılarının şiir okumaları, herhangi bir mazmunu ihtiva eden beyitler okunur veya birinin okuduğu beyte karşılık onun son kelimesiyle başlayan bir beyti başkası okur  MÜŞAKELE Birden fazla anlamı olan sözcüklerin art arda gelecek şekilde, iki anlamı ile kullanılması, birinin söylediği bir sözü bir başkasının değişik anlama gelmek üzere tekrarlaması  Karşılıklı konuşan iki kişiden birinin gerçek veya mecazi anlamda söylediği bir sözü, diğeri başka bir düşünceye yanıt olacak şekilde tekrarlar  Birinci anlamı gerçek olursa çoklukla ikinci kullanıştaki anlamı mecazidir  Örnek: “Tezer Yine mi kanmıyorsunuz sözüme Ne için bakmıyorsunuz yüzüme Beni bir kere okşasanız ne çıkar? Melik Sen çıkarsın… Demek ki fitne çıkar!” Abdülhak Hâmid Tarhan MÜTAKARRİN Kafiyeleri birbirinin peşinden gelen ve iki kafiyeli olan şiir  Örnek: Hangi âkıl der ki ancak râh-i gülşenden geçin Bir de gafiller şu nâilgâh-i şîvenden geçin Muallim Naci MÜTEKERRİR Murabba, muhammes, müseddes gibi nazım şekillerinde bendlerin sonlarında tekrarlanan mısra veya beyitler  MÜTELEVVİN Divan edebiyatında bir beytin okunuşu sırasında küçük bir değişiklikle veznin bir başka vezne çevrilmesi  MÜZDEVİC Murabba, muhammes, müreddes benzeri nazım şekillerinde bendlerin sonundaki mısraların birinci bend ile kafiyeli olması   | 
|   | 
|  | 
|  |