Göktürk Alfabesi |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Göktürk AlfabesiTürklerin siyasal varlık olarak tarih sahnesine çıkmaları, Milattan önceki yüzyıllara, Hiung-nu`lar dönemine kadar geriye gitmektedir Hunlar döneminde yazının kullanıldığına ilişkin bazı kayıtlar olmakla birlikte, bu yazının niteliği hakkında açık bilgilere sahip değiliz Bu yüzden Türklerin kullandıkları kesin olarak bilinen ilk alfabe Göktürkler döneminde yaygınlık kazanan Göktürk alfabesidir Son yıllarda Issık-Göl yakınındaki bir kurganda bulunan iki satırdan oluşan yazı, Göktürk alfabesi karaterinde olup, M Ö V -IV yüzyıllara tarihlenmektedir Bu yüzden de Göktürklere bağlanan ilk Türk yazısının Göktürk Kağanlığı`nın kuruluşundan yüzyıllarca önce bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir![]() İlk Türk alfabesinden günümüze kalan en büyük kalınıtılar Göktürkler döneminde dikilen yazıtlarda karşımıza çıkmaktadır Çözülüp değerlendirilmeleri ancak XIX yüzyıl sonunda mümkün olmuştur Bunlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundaki yazıtlar olmuştu 1889'da da Orhon yazıtları diye anılan iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştı Öteki yazıtlardan farklı olarak bunların arka yüzlerinde Çince metinler de vardı Yani Ankara`daki Augustus Tapınağı`nda olduğu gibi iki ayrı dilde yazılmışlardı Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen, 1893`te bu yazıtları çözmüş, böylece bunların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirildikleri, yazının Türklere özgü bir alfabe, dilin de eski Türkçe olduğu meydana çıkarılmıştı![]() Anıtların öneminden ötürü Orhon alfabesi diye de anılan Göktürk alfabesinin kökenine gelince, bu konuda çok farklı görüş ve iddialar bulunmaktadır Bu alfabede kullanılan işaretler, Runik diye adlandırılan eski Iskandinav yazısındaki işaretlere benzediğı için Runik karakterli sayılmış ve o alfabeyle ilişkilli olabileceği öne sürülmüştür Yazıyı çözen Thomsen, bu Türk alfabesinin Arani alfabesinden türemiş olabilece görüşünü savunmuştu Buna karsın Aristov gibi Rus bilginleri, bu yazıdaki işaretlerin eski Türk damgalarından alınmış olabileceğine dikkatleri çekmiştir A Cevat Emre ise, Göktürk yazısının Sümer yazısı ile aynı kökten gediğini varsaymıştır Bütün bu değişik, hatta çelişik savlar arasinda söylenebilecek şey, bilim çevrelerinde en çok Thomsen'ın görüşünün tutunduğudur![]() Göktürkler çağında yaygınlaşan bu ilk Türk alfabesi, yazıtlar dışında yazma eserlerde de kullanılmıştır Doğu Türkistan Yazmaları diye adlandırılan eserler bunu kanıtlamaktadır Bu alfabenin Göktürkler`den sonra gelen Uygurlar döneminde de bir süre kullanıldığı görülmektedir 759-760 yıllarında dikilen Şine-Usu yazıtı ile son yıllarda bulunan Taryat Yazıtı bunu göstermektedir Bunun dışında Göktürk alfabesi, bazı değişikliklerle Bulgarlar,Hazarlar, Peçenekler ve Sekeller tarafından da kullanılmış ve böylece Orta Asya`dan Avrupa içlerine kadar yayılmıştır |
|
Göktürk Alfabesi |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Göktürk Alfabesi![]() Göktürk Alfabesi Göktürk Alfabesi ya da Orhun Alfabesi, Göktürkler tarafından kullanılan alfabedir ![]() Göçebe bir yaşam süren Türklerin, yazıya olan gereksinimleri geç bir vakitte belirmiş gözükmektedir Bilindiği kadarıyla Türklerin kullandığı ilk yazı sistemi olan ve Orhun Yazıtları'nda kullanılmasından ötürü Orhun Alfabesi olarak adlandırılan yazı sistemi ilk olarak (en azından var olan bulgulara göre) 6 yüzyılda kullanılmıştır Burada önemli bir nokta bu alfabenin Orhun alfabesi olarak isimlendirilmesine karşın, Orhun Yazıtları'nın yazılıp, anıtsal nitelikte dikilmesinden iki yüzyıl önce Yenisey'deki anıtlarda kullanılmış olmasıdır O halde akla, neden Yenisey Alfabesi adıyla literatüre girmediği sorusu gelir Bu durum, adı geçen alfabenin son ve mükemmel biçimini Orhun'daki anıtlarda almış olmasından kaynaklanır Gök Türkler, Uygurlar, Kırgızlar tarafından doğduğu coğrafyada kullanılan Orhun yazısı, bazı Türk boylarınca Avrupa'ya da taşınmıştır Hatta 16 yüzyıla kadar Macaristan'da Sekeller arasında kullanıldığı bilinmektedir![]() İlk yazıtların bulunuşu Orhun Alfabesinden günümüze kalan en büyük kalıntılar olan, Göktürkler döneminde dikilen yazıtların çözülüp değerlendirilmeleri ancak 19 yüzyıl sonunda gerçekleşebilmiştir Bu yazıtlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundaki yazıtlardır 1889'da ise Orhun yazıtları denilen iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştır Bunların öteki yazıtlardan farklı olarak arka yüzlerinde Çince metinler bulunuyordu Bu yazıtlar 1893'te Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen tarafından çözülmüş ve böylece, bu yazıtların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirilmiş oldukları, bu yazının Göktürklere özgü bir alfabe olduğu ve bu dilin de eski (öz) Türkçe'nin bir lehçesi olduğunu ortaya çıkarılmıştır Günümüzde, gün geçtikçe Asya’da bu yazı sistemiyle yazılmış yeni Türk yazıtları ortaya çıkarılmakta ise de en tanınmış Türk yazıtları halen Orhun, Yenisey ve Yedisu’da keşfedilen yazıtlardır![]() Kökeni Orhun Alfabesindeki birçok harf diğer bütün alfabelerde olduğu gibi o milletin sık kullandığı resimlerden türetilmiştir Örneğin Orhun Alfabesindeki → "y" harfi Türklerin hayatında önemli bir yer arz eden "yay" kelimesinden gelmektedir → "oq" veya "ok" harfi de bildiğimiz "ok" kelimesinden türetilmiştir → "ök" harfi de Kazım Mirşan'a göre eski Türkçe'de kullanılan "ök (keçi)" kelimesinden gelmektedir Kazım Mirşan bu harfin yatay şekilde yazılmış şekillerini de bulmuştur Her ne kadar ortada Göktürk alfabesinin Soğdçadan geçtiğine dair bir kanıt yoksa da Pehlevi ailesi zamanında İran'daki ve çevre ülkedeki Türkleri etkilemek amacıyla bu sav desteklenmiştir![]() Oluşturan Harfler Orhun Alfabesi'nde 38 harf vardır (Orhun harflerinin prototipi olarak görülen Yenisey yazı sisteminde 150'den fazla işaret vardır Bu işaretlerin elenerek Orhun Alfabesi'nde 38'e indirildiği görülüyor) Bu harflerin 4 tanesi ünlü, geriye kalan 34 tanesi ünsüz işaretleridir Doğal olarak Türkçe'de bu kadar sessiz harf bulunmaz Bu durumun nedeni Orhun Alfabesi'nde birçok sessiz harfin iki işaret ile gösterilmesidir Somutlaştırılırsa,yanındaki vokalin kalın ya da ince oluşuna göre, "b,d,g,ğ,l,n,r,s,t,y" seslerini veren ikişer adet harf mevcuttur Yani "bilge" sözcüğünü yazarken kullanılan "b" ile "bars" sözcüğünü yazarken kullanılan "b" birbirinden farklıdır Ayrıca "ık,ok,nç,yn" gibi çift ses, çift ünsüz işaretleri de mevcuttur![]() Sessiz harfler açısından kalabalık bir surette olan Orhun Alfabesi, Türkçe'nin 8 sesli harfine karşılık 4 harfe sahiptir "a,e", "ı,i", "o,u", "ü,ö" sesleri birbirinden ayrılmadan kullanılır![]() Orhun Anıtları ile dönemin öteki yazıtları arasında, hatta Orhun'daki yazıtlar arasında kullanılan harflerin biçimleri bakımından (özellikle Tonyukuk Anıtı'nda kullanılan yazıda) bazı farklılıklar vardır Yine Tonyukuk Yazıtı'nda ötekilerde olmayan "baş" lologramı ile s,ş seslerini ünleyen kare biçiminde bir harf daha vardır![]() Yazım Orhun harfleri kullanılarak yazılan metinde (günümüzde kullandığımız Latin harfleriyle yazımda olduğu gibi) harfler bitişmez, ayrı yazılır ![]() Sözcükler, aralarına üst üste iki nokta koyulmak suretiyle birbirinden ayrı yazılır Bunun dışında herhangi bir noktalama işareti yoktur Yazı (Arap ve Fars alfabesindeki gibi) sağdan sola yazılır![]() Orhun yazısında vokallerin çoğu kez yazılmadığı görülür Yazılmayan vokaller kelime başında ve kelime sonunda olup (özellikle "a, e"), sondaki vokaller genellikle her zaman yazılır Orhun yazısının konsonant imlâsı ise sağlam sayılır Harf fazlalığına karşın önemli bir karışıklık ve karıştırma durumu görülmez Ancak kalın ve ince konsonantın, bazı yerlerde birbirinin yerine kullanıldığı da görülür Ayrıca "s" harfi birçok defa "ş" için de kullanılmış ve ayrıca birbirine benzediği için (tabiki Orhun alfabesinde) bir iki sözcükte de "l" yerine "ş" ve "kalın s" yazılmıştır Çağımızda kullanımı İlk kez Orhun Yazıtlarında bulunmuş ve çözümlenmiş olduğu iddia edilen bu alfabe, Türkoloji ile uğraşanlarca sayısal ortama aktarılmış ve yazı tipleri oluşturulmuştur Türkolog Mehmet Kömen tarafından da 'Türük Dil Yazısı Yazım Kuralları' adıyla da kitaplaştırılmış ve araştırmacıların bilgisayar ortamında yararlanabilmesi amacıyla da içeriğine CD eklenmiştir![]() Bu aşamada var olan sorunlar ise tüm türkoloji çalışması yapanların batı kökenli tez ile tüm Türk dünyası lehçelerini temel alan tezler ortak olarak buluşamadığı konularda vardır Okunması ve tarihlenme biçimleri de bu tartışmalar kapsamındadır |
|
|
|