Hoca Tahsin Efendi Kimdir - Hoca Tahsin Efendi ve Felsefe İle İlgili Bir Şiiri |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hoca Tahsin Efendi Kimdir - Hoca Tahsin Efendi ve Felsefe İle İlgili Bir ŞiiriÜnlü Düşünürlerden Hoca Tahsîn Efendi’nin Hazin Bir Eseridir (Sadeleştirme) 1 Can kuşum yokluk âlemini terk etmek isterBu bedenle yetinmez; çünkü bu beden artık eski bir kafestir 2 Her şeyden soyunur ve Allah’a yönelir; sonsuzluk mülkünü ararLâhut Alemi’ne döner ve oraya yükselmek ister 3 Çünkü en son murâdı Allah’ın zâtına kavuşmaktırSonuçta, köhne elbisen cisminden ayrılır 4 Ömür halkam, sabah akşam neredeyse tükenecektirÂcil deva “Ölümden önce tövbe etmektir” 5 Nefeslerimin akışı gibi vakitler darlaşmaktadırArtık ruhum bu bedene sığmamaktadır 6 Saçlarım ve sakallarım yaşlılık karıyla aklaşmaktadırMehil arar her an, ecel ile pazarlık yapmaktadır 7 Artık Azrail’e teslim olmaya karar kılmaktadırÂcilen ruhlar kervanına katılmaktadır 8 Eğer bu Dünya’ya gelmenin sır ve hikmeti irfan kazanmaksa,En büyük hizmeti, Yaratıcı’yı anmak ve düşünmekse, 9 Bu seyahatin geri dönüşü çok çabuk olmalıdırVaktin uzunluğunun Âdem ömrü ile bir nisbeti var mıdır? 10 Dünya’da kalmanın sürati bir an gibidirNûh’un ömrü onun en az süresi olmalıdır 11 Gençlik döneminin çiçeklerini görmeden,Hayat bağının meyvelerini dermeden, 12 Bu yaradılış sırlarının binde birini bilmeden,Bu aleme düşüncelerini olgunlaştırmak için gelmemiş midir? 13 Yeniden doğuş için hazırlamış mı yârini, Can insan oğlunun kısa ömrünü hesap etmez mi? 14 Bir taraftan ayrılık gamıyla acı çekerDiğer taraftan bedenin bütün organları belli bir nisbetle titrer 15 Dâimâ Dünya’da kalmaya çalışırHastalık düşmanının savmak için mertçe uğraşır 16 Yaşlanınca gayret ile ten kalesini korurSon nefeste hasret ile bedenden ayrılır 17 Bu durumu tasvir eden herkesin kendi vicdânıdırVicdân, cevherinde bütün karşıtları bulur ve hatırlatır 18 Bu sözleri söyleyen ve yazan o değil midir?Birbiriyle çelişen eylemler yapan o değil midir? 19 Soran da, sorulan da, kusur eyleyen de kendidirDışarıdan karışan ve işlerini değiştiren var mıdır? 20 Aslının hafifliğinde bir dönüşüm vardırAğırlığını unsurların kirliliğinden mi almıştır? 21 Gurbette kalmanın süresi yoksa tenâsühten mi uzamıştır?Ruh, geriye dönüş için bazen tereddüt bazen sürat gösterir 22 Belki bu örtü ruhun bedene sürgününden kaynaklanmıştırBelki de sorgulanma korkusu ona acı vermektedir 23 Yaradılışında bulunur; kim günahtan masumdur?Onun zâti cevheri, maddeden tamamen mahrûmdur 24 Bedenlere ilişmiştir; gerçeği malum değildirAncak bedeni etkilediği ve yönlendirdiği kesindir 25 Bedenin bütün âletleri hâdimdir , o şah ise bir mahdûmdur Doğrusunu söylemek gerekirse, ruh Yaratıcı ve Yönetici’nin sadece bir sırrıdır ![]() 26 Filozoflar bu konuda muhtelif görüşler belirtmişlerdirBu sorun şu ana kadar çözülmemiştir 27 Felsefeye göre doğru olan söz, ruhun bir başkası tarafından yönetil-diğidirRuhun kendisi işlerinden habersiz olan bir akımdır 28 Ateş gücü gibi makinesini çalıştırırKimse olmazsa telgrafta çıkar mı bir eser? 29 Bu gerçek başka bir biçimde anlatılmazRuh Hakk’ın nurunun bir ışığıdır; ebediyyen yok olmaz 30 Bu sözlere çok önem verinOnun tam tanımı ise “De ki O Rabb’imin işlerinden biridir” 31 Kendisine ruhun ne olduğu sorulduğunda, bu sözü İnsanlığın Övünç Kaynağı söylemiştirBütün mütekellimler bu görüşü benimsemiştir 32 Bu garip sırdan ötürü akıllar şaşkındırZihinler bu gerçeği ortaya çıkarmaktan kesinlikle âcizdir 33 Gerçi vicdân ruhun bazı hallerini idrak etmektedirBu vücutta taht kurmuş bağımsız bir sultandır 34 İslâm Dini gereği borcumuz imândırTahsin’in amacı son nefeste güzel imanla ölmektir 35 Ömür halkam, sabah akşam neredeyse tükenecektirÂcil deva “Ölümden önce tövbe etmektir” Kaynak Âdem Akın* Remzi Demir** *Dr , A Ü İlâhiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belâgati Anabilim Dalı![]() ** Doç Dr , A Ü D T C F Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı![]() |
|
Hoca Tahsin Efendi Kimdir - Hoca Tahsin Efendi ve Felsefe İle İlgili Bir Şiiri |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hoca Tahsin Efendi Kimdir - Hoca Tahsin Efendi ve Felsefe İle İlgili Bir ŞiiriEserleri Hoca Tahsîn Efendi’nin yazma ve basma halinde çok sayıda eseri bu-lunmaktadır Bunlardan, Mürebbî-i Etfâl, (Çocukların Eğitmeni, İstanbul 1289) eğitimle, Usûl-i Fenn-i Filâhat - Kimyâ-yı Zirâ‘at (Tarım Bilgisi - Ta-rım Kimyası, İstanbul 1291) çiftçilikle, Esrâr-ı Âb u Havâ, (Su ve Havanın Sırları, İstanbul 1309) suyun fizikî ve kimyevî özellikleriyle, Psiholoji yâhûd ‘İlm-i Rûh, (Psikoloji, İstanbul 1309), insanın zihnî ve ruhî etkinliklerini fizyo-lojik olarak açıklamaya çalışan çağdaş psikolojinin bulgularıyla, Târîh-i Tekvîn yâhûd Hilkat, (Yaratılış Tarihi, İstanbul 1310) , Osmanlı Dünyası’nda yeni ye-ni tanınmaya başlayan Evrim Kuramı çerçevesinde canlı ve cansız varlıkların oluşum biçimiyle, Esâs-ı ‘İlm-i Hey’et (Astronominin Temelleri, İstanbul 1311) ise bir astronomi tarihçisinin gözüyle Newtoncu çağdaş astronominin ta-nıtımıyla ilgilidir Ayrıca tanınmış Fransız düşünürlerinden Constantin-François de Chasseboeuf Volney’nin (1757-1820), La loi naturelle ou catéchisme du citoyen français (Doğa Yasası veya Fransız Vatandaşının İlmihâli, 1792) adlı eserini, Nevâmîs-i Tabî‘iyye (Doğa Yasaları, İstanbul) adıyla çevirmiş, fakat yayımla-yamamıştır ![]() Bunların dışında Hoca Tahsîn Efendi, Mecmû‘a-i ‘Ulûm adıyla yayımla-dığı dergide, dönemin sıkça tartışılan konularına ilişkin çok sayıda makale yaz-mıştır: 1 “‛İlme Dâ’ir Bir İki Söz”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 1, Numara 1, 1 Zî’l-Hicce 1296, s 22-45![]() 2 “Aklâmü’l-Akvâm”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 1, Numara 1, 1 Zî’l-Hicce 1296, s 45-76![]() 3 “Terakkî-i Ma‘ârif, Târîh ve Taksîm ve Semerât-ı ‘Ulûm”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 1, Numara 2, 15 Zî’l-Hicce 1296, s 133-152 ve s 153-160; Sene 2, Numara 5, 1 Safer 1297, s 321-335 ve Sene 2, Numara 6, 15 Safer 1297, s 421-425![]() 4 “Yeryüzü’nde Bir Mülk’e Dâ’ir”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 1, Numara 4, 15 Muharrem 1297, s 243-305; Sene 2, Numara 5, 1 Safer 1297, s 335-352 ve Sene 2, Numara 6, 15 Safer 1297, s 385-405![]() 5 “Havâdis-i Medeniyye”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 1, Numara 4, 15 Mu-harrem 1297, s 309-310![]() 6 “Ahlâk-ı İslâmiyye”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 1, Numara 4, 15 Muhar-rem 1297, s 310-318![]() 7 “Târîh-i Terakkî”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 2, Numara 5, 1 Safer 1297, s 353-370![]() 8 Dolpher, “Süt” , Özetleyerek Çeviren: Hoca Tahsîn Efendi, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 2, Numara 5, 1 Safer 1297, s 370-377![]() 9 “‘Âi’le”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 2, Numara 6, 15 Safer 1297, s 425-429![]() 10 “Esrâr-ı Âb u Havâ”, Mecmû‘a-i ‘Ulûm, Sene 2, Numara 7, 1 Rebî‘ü’l-Evvel 1297, s 436-464![]() Fuzelâ-yı Be-nâmdan Bir Marîzin Eser-i Hazînidir Hoca Tahsîn Efendi’nin “Fuzelâ-yı Be-nâmdan Bir Marîzin Eser-i Hazî-nidir” başlığını taşıyan söz konusu şiiri, Hicrî 1297, Milâdî 1880 yılında Hazîne-i Evrâk’ın ikinci sayısında yayımlanmıştır ve toplam 35 beyittir Şair’in ölüm karşısındaki çaresizliğini ve üzüntüsünü aktaran bu felsefî şiir, özellikle ruh-beden ilişkisine değinmekte ve ölümden sonra ruhun bedenden ayrılmasını ve Lâhut Alemi’ne yükselmesini betimler Şiir incelendiğinde gö-rülmektedir ki Hoca Tahsîn Efendi’nin ruha ilişkin görüşleri, Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet ile İslâm ilimlerinin belirlediği sınırlar içerisinde kalmaktadır Dolayısıy-la inancına yönelik kuşkuların yersiz olduğu anlaşılmaktadır Nitekim,Bana bî-dîn dedi erbâb-ı maraz İrtikâb eylediler kizbi hemân Ben dahi ânlara dindâr didim Yalanın karşulığı oldı yalan biçimindeki dörtlüğü de bunu kanıtlar niteliktedir ![]() Fuzelâ-yı Be-nâmdan Bir Marîzin Eser-i Hazînidir (Metin) 1 Mürg-i cânım olmak ister fârig-i dâr-ı fenâEylemez eski kafesdir bu bedenle iktifâ 2 Mâ’il-i hâl-i tecerrüddür arar mülk-i bekâMerci‘idir ‘âlem-i lâhûta ister irtikâ 3 Çünki aksâ-yı murâdı vuslat-ı zât-i Hüdâ‘Âkibet köhne libâsın cisimden olur cüdâ 4 Halka-i ‘ömrüm hemân teng olmada subh u mesâ“‛Accilû bi’t-tevbe kable’l-mevt”dir ‘âcil devâ 5 Seyr-i enfâsım gibi evkâtı darlaşmakdadırSığmaz oldu hânesi rûhum kabarlaşmakdadır 6 Saç sakallar berf-i şeyhûhatla karlaşmakdadırMehil arar her ân ecel ile pazarlaşmakdadır 7 Artık ‘Azrâ’îl’e teslîmi karârlaşmakdadır‘Âcilen kervân-ı ervâha katârlaşmakdadır Eydan 8 Gelmenin ger kesb-i ‘irfân ise sırr u hikmetiZikr u fikr-i Hâlik etmekse kemâl-i hizmeti 9 Ric‘atinde fart-ı isti‘câldir bu rıhletiTûl-i dehrin var mı ‘ömr-i Âdem ile nisbeti 10 Müksünün dünyâda güyâ ân gibidir sür‘atiOlmalıydı ‘ömr-i Nûh ânın ekall müddeti Eydan 11 Mevsim-i vakt-i şebâbın görmeden ezhârınıEtmeden bâg-ı hayâtın ictinâ esmârını 12 Bilmeden binde birin bu hilkatin esrârınıGelmemiş mi ‘âleme ikmâl içün efkârını? 13 Neş’e-i uhrâ içün hâzırlamış mı yâriniCân hisâb etmez mi insânın kısa a‘mârını? Eydan 14 Bir tarafdan ızdırâb eyler gamm-ı firkat ileCümle a‘zâ-yı teni tahrîk eder nisbet ile 15 İltizâm eyler bekâsın mu‘tedil hâlet ileUğraşur merdâne def‘-i düşmen-i ‘illet ile 16 Mahv olunca hıfz eder ten kal‘asın gayret ile Son nefesde ta‘biyeden ayrılur hasret ile Eydan 17 Herkesin vicdânıdır bu hâleti tasvîr edenCevherinde cem‘-i azdâdı bulub tezkîr eden 18 Ol değil mi söyleyen bu sözleri tahrîr edenBirbirine pek münâkız fi‘iller tedbîr eden 19 Kendi sâ’il kendi mes’ûl kendidir taksîr edenVar mı hâricden müzâhim işlerin tagyîr eden Eydan 20 Hiffet-i asliyyesinde var hele bir inkılâbSıkletin levs-i ‘anâsırdan mı etmiş iktisâb 21 Uzamış yoksa tenâsuhdan zamân-ı igtirâbGösterir ‘avdet içün gâhi tereddüd gâh şitâb 22 Belki menfâ-yı bedende ‘ârız olmuş bu hicâbMuhtemeldir muzdarib eyler ânı havf-ı ‘itâb Eydan 23 Hilkatince görünür kim cunhadan ma‘sûmdurCevher-i zâtı mücerred mâddeden mahrûmdur 24 Etmiş ebdâna ta‘alluk künhü nâ-ma‘lûmdurCisme te’sîr u tasarruf ettiği meczûmdur 25 Cümle âlât-ı beden huddâm o şâh mahdûmdurDoğrusu bir sırr-ı mahz-ı Sâni‘ u Kayyûm’dur Eydan 26 Ehl-i hikmet ihtilâfla etdiler bahs u nazarOlmamış bu mes’ele tâm hall bu âna kadar 27 Gayrıdır tedbîr eden hikmetce kavl-i mu‘teberKendi bir seyyâledir kim işlerinden bî-haber 28 Kuvvet-i ateş gibi makinesin tahrîk ederKimse olmazsa telgrafda çıkar mı bir eser? Eydan 29 Ol hakîkat başka vech ile olunmaz irtisâmBir şu‘â‘-ı nûr-ı Hakk’dır yok ânınçün in‘idâm 30 Eyleyin bu sözlere sarf-ı kemâl-i ihtimâm“Kul huva min emri Rabbî”dir âna ta‘rîf-i tâm 31 Rûh su’âlinde bu kavli okumuş fahrü’l-enâmHep bu re’ye tâbi‘ olmuş zümre-i ehl-i kelâm Eydan 32 İşte bu sırr-ı garîbden ‘akıllar hayrândırİnkişâf-ı künhü mutlak mu‘ciz-i ezhândır 33 Gerçi ba‘zı hâllerin idrâk eden vicdândırBu vücûdda tahtı kurmuş müstakill sultândır 34 Muktezâ-yı dîn-i İslâm borcumuz îmândır Maksad-ı “Tahsîn” hüsn-i hâtem-i ihsândır 35 Halka-i ‘ömrüm hemân tenk olmada subh u mesâ“‛Accilû bi’t-tevbe kable’l-mevt”dir ‘âcil devâ |
|
Hoca Tahsin Efendi Kimdir - Hoca Tahsin Efendi ve Felsefe İle İlgili Bir Şiiri |
|
|
#3 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hoca Tahsin Efendi Kimdir - Hoca Tahsin Efendi ve Felsefe İle İlgili Bir ŞiiriBilindiği üzere 19 yüzyılda yaşayan Osmanlı aydınları, yoğun bir biçimde, Batı uygarlığını yakından tanımaya ve gerekli buldukları yenilikleri Doğu uygarlığına -ve bu arada onun önde gelen kısımlarından birisi olan Osmanlı uygarlığına- aktarmaya başlamışlardır Aslında siyâsî ve askerî alanlardaki çöküşü durdurmayı amaçlayan bu girişimin boyutları, oldukça kapsamlıdır ve teknolojik yeniliklerin yanı sıra, bilim, felsefe ve sanat alanlarındaki yenilikleri de içermektedir Bu yönde yürütülen çalışmaların öncülerinden birisi de, bu yüzyılda ya-şayan ve yapıtlarıyla Türk düşünce tarihini büyük ölçüde etkileyen Hoca Tah-sîn Efendi’dir Bu nedenle Hoca Tahsîn Efendi’nin kitaplarında ve makalele-rinde yansıtmış olduğu düşüncelerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesi ve Türk bilim tarihi ve Türk felsefe tarihi açısından değerlerinin belirlenmesi gerek-mektedir![]() Bu çalışmanın maksadı, bu düşünürün, Hazîne-i Evrâk’da yayımlanmış olan “Fuzelâ-yı Benâmdan Bir Marîzin Eser-i Hazînidir” (Ünlü Düşünürlerden Hoca Tahsîn Efendi’nin Hazin Bir Eseridir) adlı felsefî şiirinin aslını ve günümüz Türkçe’sine çevirisini sunmak ve okuyuculara tanıtmaktır ![]() Hayatı Son dönem Osmanlı bilginlerinden ve düşünürlerinden Hoca Tahsîn Efendi (1811-1881), Yanya’da doğmuştur İlk dinî ve edebî bilgilerini babasın-dan aldıktan sonra, medrese eğitimi için İstanbul’a gelmiş ve burada Vidinli Hoca adıyla tanınan Hoca Mustafa Efendi’inin derslerine katılmıştır Ardından yeni açılacak Dârülfünûn’da matematik ve doğa bilimleriyle ilgili dersleri okutacak öğretim üyelerini yetiştirmek ve Paris’teki Mekteb-i Osmânî’nin öğretim kadrosunda görevlendirilmek maksadıyla, Selim Sâbit Efendi ile birlikte 20 Mart 1857’de Paris’e gönderilmiştir Hoca Tahsîn Efendi, 1861’de Paris’ten dönmüş ve 1862 Eylül’ü başında bu defa, Abdülhak Hâmid Bey ve onun ağabeyi Abdülhâlik Nasûhî Bey ile bir-likte tekrar Paris’e gitmiştir Medeniyetin merkezi saydığı Paris’te bu defa sefa-ret imamlığı yapmış, Avrupa’da yaygın olan materyalist felsefeyle ilgilenmiş ve Paris kahvehanelerinde bir çok kuşkucu düşünür ile görüşmüştür 1867 ilkbaharı sonunda Paris’e gelen Namık Kemâl ve Yeni Osmanlılar ile ilişki ve dostluk kurmuş ve nihayet 28 Şubat 1869’da, hava değişimi ve te-davi için geldiği Nice şehrinde 12 Şubat’ta ölen Fuad Paşa’nın cenazesini de yanına alarak, İstanbul’a dönmüştür ![]() İstanbul’a geldikten sonra, 8 Kasım 1869’da, henüz kuruluş aşamasında olan Dârü’l-Fünûn’a müdür olarak atanmış ve bu yılın Ramazan ayında yapmış olduğu bilimsel konuşmalarla, çağdaş bilimleri Türk halkına tanıtmaya çalış-mıştır Yaklaşık olarak bir yıl sonra, 5 Aralık 1870’de, Hoca Tahsîn Efendi’nin “Terakkiyyât-ı ‘Ulûm” başlığını taşıyan konuşması ile bu aralar İstanbul’da bu-lunan tanınmış İslâm düşünürlerinden Cemâleddîn-i Afgânî’nin konuşması, dönemin dar görüşlü uleması tarafından İslâmiyet’e uygun bulunmayınca Dârü’l-Fünûn’dan uzaklaştırılmıştır Bunun üzerine Hoca Tahsîn Efendi, Bâbıâli’de Tersane Emini Yûsuf Efendi’nin Taşmekteb olarak da bilinen Sıbyan Mektebi’ne çekilmiş ve burada kendisini tamamen bilimsel araştırmalara ve eğitime vermiştir Ancak bu kez de hakkında, etrafına topladığı kimselerin akıllarını çeldiği ve inançlarını boz-duğu suçlamasıyla soruşturma açılmıştır Bu sorundan, vaktiyle kendisini Dârü’l-Fünûn müdürlüğüne atayan Ma‘ârif Nâzırı Saffet Paşa’nın yardımları sayesinde kurtulmuştur 1870’li yılların başında Memâlik-i İslâmiyye Coğrafya Cemiyeti’ni kurmuş ve dönemin önde gelen devlet ve düşünce adamlarından Münîf Paşa’nın yardımıyla bir ara kütüphaneler müfettişliğine getirilmiştir Ardından, 15 Mayıs 1878’de, 400 kuruş maaşla Dârü’l-Mu‘allimîn’e son sınıf kozmografya ve trigonometri hocası olarak atanmıştır 13 Ekim 1879’da kurulan Cem‘iyyet-i ‘İlmiyye-i Arnavudiyye’nin yürütmüş olduğu bilimsel etkinliklerde görev almış ve ayrıca Batı bilimlerinin yurt içinde tanınmasını ve yayılmasını sağlamak maksadıyla Cem‘iyyet-i ‘İlmiyye adında bir bilim derneği kurmuştur Bu dernek adına 16 Kasım 1879’dan itibaren, Mecmû‘a-i ‘Ulûm adında bir dergi çıkarmış ve burada çeşitli makaleler yayımlamıştır Bu arada, sağlığı gittikçe bozulunca, Münîf Paşa onu, Erenköy’deki köşküne aldırmış ve 3 Temmuz 1881’de Erenköy’de ölen Hoca Tahsîn Efendi, Sahrâ-yı Cedîd Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir |
|
|
|