Prof. Dr. Sinsi
|
gaziantep genel bilgiler..
Genel Bilgiler
Yüzölçümü: 7 642km²
Nüfus: 1 140 594 (1990)
İl Trafik No: 27
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en eski kültür merkezlerinden birisi olan Gaziantep, MÖ 4000 yıllarına kadar uzanan ve ilk uygarlıkların doğduğu, Mezopotamya ve Akdeniz arasında, tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanmıştır
Antik ulaşım yollarının, stratejik bazı konumların birleştiği, savunmaya ve saldırıya elverişli, antik ticaret yollarının kesiştiği bir kavşakta bulunması ona tarihin bütün safhalarında bir çok medeniyetin göz dikmesine sebep olmuştur Bu yollar Kahramanmaraş’tan Sakçagözü’ne giden, Urfa, Kalkamış, Dülük, İslahiye, Kilis ve Halep bağlantılı ticaret yollarıdır Kieppert , çizmiş olduğu Anadolu haritasında bütün bu yolları göstermiştir
Kentin jeolojik durumu önemini artırmaktadır Kommagene sınırları içerisinde kalan Toros Dağları’nda antik dönemde kullanıldığı bilinen bazı maden yatakları vardır Bu yörede demir madenlerinin işletildiği ve dönem tekniği ile çelik elde edildiğini kitabelerde ifade edilmektedir
Gaziantep'te Paleotik, Neolotik, Kalkeotik, Tunç Çağlarına, Hitit, Med Asur Pers İskender Selefkosler Roma, Bizans, Abbasiler ve Selçuklulara ait eserler bulunmaktadır Hitit döneminden itibaren Gaziantep önemli bir dini merkez olmuştur Hitit baş tanrısı Teşup’un kutsal şehri olarak bilinen Dolichenos (Gaziantep) aynı özelliğini Grek, Roma döneminde de korumuştur
Gaziantep kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, coğrafyası, zengin mutfağı ve alışveriş imkanları ile tam bir turizm cennetidir
İLÇELER:
Gaziantep (merkez), Araban, İslahiye, Karkamış, Nizip, Oğuzeli, Nurdağı, Şahinbey, Şehit Kamil, Yavuzeli
NASIL GİDİLİR?
Gaziantep hem kara hem demir yolu ulaşımında güneyden ve Akdeniz'den doğuya ve kuzeye giden yolların kavşağında ve GAP'ın da girişinde bulunmaktadır Karayolu ulaşımı yönünden bir düğüm noktası olan Gaziantep İpek Yolu'nun da önemli merkezlerindendir
Karayolu: Karayolu bağlantısı ile Osmaniye üzerinden Adana ve Mersin’e, Birecik köprüsü üzerinden Şanlıurfa ve Diyarbakır’a, Narlı üzerinden Kahramanmaraş ve Malatya’ya, Fevzipaşa ve İslahiye üzerinden Hatay’a, Kilis üzerinden Halep (Suriye)’e, Kilis’ten ayrılan bir yolla Hassa üzerinden yine Hatay’a, Araban ve Pazarcık üzerinden Adıyaman’a gidilebilinir
Demiryolu: Haftada üç gün Toros Expresi Gaziantep-İstanbul seferi yapmaktadır Ayrıca İstanbul’dan gelip Suriye’ye giden Halep Expresi de ilin İslahiye ilçesi sınır kapısından Suriye topraklarına girmektedir Dülük, Nizip, Karkamış’a her gün sefer tren seferleri yapılmaktadır Ayrıca Narlı İstasyonu da Karkamış İstasyonu’ndan Halep-Bağdat demiryoluna bağlanır
Havayolu: Gaziantep Oğuzeli Havaalanı kent merkezine 20 km mesafede yer almaktadır Havalimanına kent merkezinden Türk Hava Yolları önünden kalkan servis araçları ile ulaşmak mümkündür
Gaziantep-Oğuzeli uluslararası havaalanından Ankara ve İstanbul’a her gün ayrıca haftada üç sefer olmak üzere İstanbul’a direkt uçak seferleri yapılmaktadır Haftada bir günde bağımsız Devletler Topluluğu’ndan Azerbaycan’a uçak seferi yapılmaktadır Uluslararası Hava taşımacılığın da yapıldığı havaalanı GAP’ın tam olarak devreye girmesiyle çok yakın bir gelecekte bölgemizin Ortadoğu’ya açılan hava trafiğinin merkezi durumuna gelecektir
Gaziantep-Oğuzeli Havaalanından hac mevsiminde Suudi Arabistan’ın Cidde şehrine uçak seferleri düzenlenmektedir
GEZİLECEK YERLER
Müzeler ve Örenyerleri
Müzeler
Arkeoloji Müzesi
Etnografya Müzesi
Hasan Süzer Etnografya Müzesi
Örenyerleri
Belkız-Zeugma - Nizip/Belkıs
Yesemek - İslahiye/Yesemek
Tilmen - İslahiye/Tilme
Dülük Örenyeri - Şehit Kamil/Dülük
Belkıs/Zeugma
Belkıs/Zeugma Antik Kenti, Gaziantep ili, Nizip İlçesi , Belkıs Köyü sınırları içerisinde Fırat Nehri'nin kıyısında yer alır Yaklaşık 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olar Belkıs/Zeugma Antik Kenti; Fırat'ın geçilebilir en sığ yerinde olması, askeri ve ticari bakımdan çok stratejik bir bölge olması nedeniyle tarihin her döneminde önemini korumuştur 80 bin nüfusu ile döneminin en büyük kentlerinden biri olan Belkıs/Zeugma , tarihin değişik dönemlerinde değişik isimlerle anılmıştır
Büyük İskender'in generallerinden ve daha sonra Suriye Kralı da olan Selevkos Nikator kendi adıyla, Fırat nehrinin adını birleştirerek M Ö 300 yılında burada Selevkos Euphrates ( Fırat'ın Silifkesi ) adında bir kent kurar Daha sonraları M Ö 1 yy 'da kent Roma hakimiyetine girer Bu hakimiyet değişikliğiyle birlikte kentin adı da değişerek köprü, geçit anlamına gelen ve bütün dünyada bilinen şekliyle " Zeugma" adını alır Roma İmparatorluğu'nun 4 Skitia Lejyon Garnizonu'nun burada konuşlandırılması ve ticaret sebebiyle kısa zamanda 80 bin nüfusa ulaşan Zeugma'da Fırat manzaralı yamaçlara villalar inşa edilir 80 bin kişilik nüfus Zeugma'yı dünyanın en büyük kentlerinden biri haline getirir Örneklemek gerekirse Zeugma , komşusu sayılan Antakya (Antiokheia) ile Mısır'daki İskenderiye'den ( Aleksandreia) 'dan daha küçük, Atina (Athena) ile aynı büyüklükteydi Pompei ve şimdi dev bir metropol olan Londra (Londinum) 'dan ise birkaç kat büyüklükteydi
Ünlü coğrafyacı Strabon da Zeugma'dan bahsetmektedir Hellenistik dönemde Selevkos Nikator zamanında Zeugma'da önemli imar faaliyetleri yapıldığı bilinmektedir Kentteki Akropolün üzerine kader tanrıçası Thyke'nin bir tapınağı yapılmıştır Bu tapınak halen toprak altındadır Zeugma Antik Kenti kendi şehir sikkesi de basmış Roma Kentlerinden biridir Sikkeler üzerine bir tarafına Thyke tapınağı , diğer tarafına da güçlülüğü simgeleyen Roma Kartalı motifi basılmıştır
Dülük
Gaziantep kent merkezinin 10 km kuzeyinde bugünkü Dülük köyünde tarihi İpek Yolu'nun üzerinde bulunan bu antik kentte bulunan Şarklı Mağarada M Ö 6 bin yıllarında insanların yaşadığına dair taştan yapılmış aletler bulunmuştur Tarihte Doliche olarak bilinen kent Hitit'lerin baş tanrısı Teşup'un din merkezi olmuştur Dülük köyünün içinde ve çevresinde bir çok kaya mezarları ve kaya kiliseleri ziyarete açılmıştır
Karkamış Harabeleri
Karkamış harabeleri bir kısmı Suriye sınırında bulunan Karkamış ilçesinin güneyine düşen geçmişi Neolitik dönemlere dayanan yerleşim merkezi olduğu belirlenmiştir Gılga mış Destanı, Geç Hitit döneminde Karkamış şehrinin ortostatlarında tasvir edilmiştir Buradan elde edilen eserler günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir
Kaleler
Gaziantep Kalesi
Gaziantep Kalesi, Türkiye'de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisidir Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hususunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı, zaman içerisinde genişletildiği ve bugünkü biçimini Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde M S 6 yüzyılda aldığı yolunda bilgiler vardır Kalenin üzerinde hamam kalıntıları, sarnıçlar, mescit ve çeşitli yapı kalıntıları bulunmaktadır
Rumkale
Bu tarihi yapının önceleri adı Hromgla iken bozularak Rumkale denilmiştir Stratejik konumundan dolayı Asur çağından beri yerleşildiği, hatta burasının Asur Kralı III Salmanassar tarafından M O 855'de zapt edildiği bildirilen "Şitamrat" olduğu, fakat esaslı olarak M Ö 9 yüzyıl sonlarında Geç Hitit döneminde tahkim edildiği zannedilmektedir
Fırat ve Merzimeri in kıyılarından itibaren yükselen eteklerde bir dış sur ve kompleks odalardan oluşan bir geçidi ile içeri girilmektedir Sur bedeninin inşasında bazı kesimlerde kayalık yapının dik uçurumlar gösteren topografyasından azami ölçüde yararlanılmıştır Halen mevcut taş yapılarda, en eski dönem olarak Geç Helenistik izler ile Roma dönemi mimarisi algılanmaktadır Ayaktaki mimari kalıntılar ise, Geç Roma ve Ortaçağ karakteri taşımaktadır 
Bunların en ilginci, geniş ve silindirik bir havalandırma kuyusu ile bu kuyunun kenarından helezonik bir yolla aşağı giden ve Fırat sevivesinin altına kadar inerek su ihtiyacını karşılayan sistemdir 11 yüzyılda Urfa Haçlı Kontluğu döneminde Hromgla’nın önemli bir merkez olduğu bilinmektedir Hâvarilerden Yohannes'in, burada bir süre inzivaya çekilerek İncil'in müsveddelerini kopya ettiği ve sakladığı, daha sonra bulunan kopyaların Beyrut'a kaçırıldığı söylenmektedir
Ortaçağ'da Ermenilerin "Hromkla, Süryanilerin ise Kala-Rhomata ismiyle andıkları kale-kent, XII yy sonlarında Memlukların eline geçmiş ve Kal-at el Müslimin adı verilmiştir Merc-i Dabık savaşından sonra Osmanlılar'ın eline geçen Rumkale, Halep Eyaletinin Birecik Sancağına bağlı bir kaza haline getirilmiştir
Rumkale'de halen Türk-İslam dönemine ait bazı yapılar ile harap vaziyette bir de Mescit bulunmaktadır İlk yapımından itibaren Fırat boyunun güvenliği için kullanıldığına şüphe olmayan kalede sivil ögelerden çok askeri karakterler hissedilmektedir
Samsat ile Rumkale arasındaki Fırat Vadisi, ilk kullanımının prehistorik dönemde olduğu şüphe götürmeyen mağaralarla doludur Zaman zaman bir koridor izlenimi veren dik yamaçlarda halen de görülebilen mağaralar ise, Roma döneminde mezar odaları olarak kayaya oyulmuş olan mekanlardır Bunların birçoğu daha sonradan, özellikle de Haçlı seferleri sırasında Fırat boylarının korunması için araları açılıp geçitlerle yatay ve merdivenlerle dikey olarak birleştirilip savunma mekanları haline getirilmiştir
Camiler, Türbeler, Kiliseler
Şeyh Fethullah Cami ve Külliyesi(Aşağı Şeyh Cami-Merkez): Gazi Antep'teki en önemli tarihi yapı olup, Şehreküstü Mahallesindedir Vakfiyelerine göre külliye, cami, zaviye, hamam ve medreseden meydana gelmektedir Bugün medresesi bulunmayan külliyenin diğer bir elemanı olan ve halen faal durumda bulunan 'kastel'ini de bu komplekse dahil edebiliriz <br><br>İ lk devir Osmanlı cami plan anlayışını başarılı, fakat değişik bir terkiple bir araya getiren cami, bilhassa tonozuyla Türk-İslam mimarisinde ayrı bir yere sahiptir
Caminin içinde Şeyh Fethullah tarafından yazılan, el yazması bir Kuran-ı Kerim bulunmaktadır
Boyacı Cami (Merkez): Gazi Antep'in en eski camisi olup, Boyacı Yusuf ve Kadı Kemalettin tarafından 1357 yılında yaptırılmıştır Türk Memlukluları devrine ait cami, mermer ve çini süslemeleri yönünden çok zengindir Gazi Antep ahşap işçiliğinin en eski örneklerinden olan ahşap minber, on iki kollu yıldızlar, palmet, rozet ve geometrik motiflerle süslüdür
Ömeriye Cami (Merkez): Gazi Antep'in Düğmeci Mahallesinde bulunan caminin, 1210 yılında tamir geçirdiği kayıtlarda yazmaktadır Kimin tarafından yapıldığı tam olarak bilinmeyen caminin, Hz Ömer zamanında ya da Hz Ömer'in kızından olma torunu Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz'ce yaptırıldığı söylenmektedir Caminin bir diğer adı da "Ömereyn" yani 'iki Ömer' anlamına gelmektedir Minare şerefesinin korkuluklarında, oyma taş işçiliğinin güzel örnekleri görülebilir
Ahmet Çelebi Cami (Merkez): Ulucanlar Mahallesindedir Caminin kurucusu peygamber soyundan Hacı Osmanoğlu Şeyh Ramazan Efendidir Medrese, cami ve kastelden oluşan bir külliyedir Kitabesinden 1672 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır Ahşap işçiliği dikkat çekicidir
Yuşa Peygamber Türbesi (Merkez): Yuşa Peygamber İsrailoğullarından olup, Hz Musa'nın yeğenidir İsrailoğullarını göçebelikten kurtarmış ve Arzı Kenan'a yerleştirmiştir Boyacı mahallesinde Pir Sefa denilen mevkideki bir binanın iki odası içinde iki türbe bulunmaktadır Bunlardan birisi Yuşa peygambere, diğeri ise Pir Sefa hazretlerine aittir
Pir Sefa Hazretleri Türbesi (Merkez): Pir Sefa hazretleri ile Yuşa peygamber aynı yerde yatmaktadır Pir Sefanın türbesi yerden beş basamak aşağıdadır Rivayete göre; Pir Sefa, Hz Yuşa'nın türbedarı olup ölünce buraya gömülmüştür Diğer bir rivayete göre, Pir Sefa Medinelidir ve ensardandır Gazi Antep'in Müslümanlar tarafından fethinde Hz Ali kumandasında buraya gelmiş Karaçomak'la yan yana savaşırken, gövdesi ikiye bölünerek şehit olmuştur Bunun üzerine Hz Ömer Yuşa'nın yanına defnettirerek "Kendini Peygamberi
Zişan ile komşu ettim " demiştir
Ökkeşiye Hazretleri Türbesi (Nurdağı): Nurdağı ilçesinin güneydoğusunda, bir tepe üzerinde bulunan Türbe, Gözlühöyük'e 17 km mesafededir Ökkeşiye Hazretlerinin, Hz Ömer zamanında Gazi Antep ve çevresinin fethi sırasında şehit düşen beş sahabeden biri olduğu söylenmektedir
Rumkale (Yavuzeli): Gazi Antep ilinin, Yavuzeli ilçesine bağlı Kasaba köyünde bulunan Rumkale, Fırat Nehri ile Merzimen çayının birleştiği noktadadır M Ö 840 yılında geç Hitit döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir Hz İsa'nın 12 havarisinden biri olan Johannes'in (Yuhenna) Roma döneminde Rumkale'yi merkez yaparak Hıristiyanlığın Gazi Antep yöresinde yayılmasını sağladığı söylenir Kalenin içinde kayadan oyma bir odada Yuhenna'nın İncil müsveddesini saklamakta olduğu ve daha sonra Beyrut'a kaçırdığı rivayet olunur Yuhenna'nın mezarının kalede olduğu ve bu nedenle kutsal sayıldığı da ileri sürülmektedir
Mimari
Geleneksel Antep Mimarisi ve Evleri
Gaziantep’in geçmişten günümüze tarih içindeki oluşumuna bakıldığında köklü ve zengin bir mimarisi olduğu görülür Kent karakterindeki yapıları, konutlar, camiler, hanlar, hamamlar dır Bu kagir yapıların fonksiyonların oluşumunda yörenin iklimi topoğrafik özellikleri, bitki örtüsü ve sosyal yaşantıları etkili olmuştur Yazların çok sıcak geçmesi nedeniyle mimaride avlu anlayışı hakimdir Zamanın büyük bir bölümünün avluda geçmesi nedeniyle buraya “hayat” denmektedir
Sokaklar dar ve gölgelidir Bazı yerlerde kabaltı denen altı yol üstü konut olan mekanlar vardır Günümüzde Kabaltı yapılardan sadece altı tane kalmıştır Sokakları dik olarak kesen çıkmaz sokaklara da “dehliz” denmektedir
Antep evleri; yüksek duvarlar arkasında, diş mekanlardan mümkün olduğunca soyutlanmış yapılardır Evlerin ,kinci, katında sokağa bakan konsol çıkıntılarına köşk denir Dışı ****lle kaplanan bu tür yapılar köşklü ev dite adlandırılır Genelde iki katlı ve avluya dönük yapılardır
Sıcak yaz günlerinde gölgeli mekanlardır Sofaya açılan odalar çok işlevli özelliğe sahip mekanlardır Odada yatakların konduğu döşeklik, yemek kapları için kübbiye adı verilen dolap nişleri de vardır Bunlar nacar denen çok güzel ahşap işçiliğine sahiptir
Hanlar
Tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan Gaziantep'te bu dönemden kalma pek çok han ve kervansaray bulunmaktadır Tuz Hanı, Şire Hanı, Tütün Hanı, Hışva Hanı, Mecidiye Hanı, Emir Ali Hanı, Anadolu Hanı, Kürkçü Hanı, Belediye Hanı, Elbeyli Hanı, Yeni (Yüzükçü) Han, Hacı Ömer Hanı ve Millet Hanı önemlileridir
Yaylalar
Islahiye Hızır Yaylası ve Sof Yaylaları Gaziantep'in olduğu kadar bölgenin de önemli yaylalarıdır
Mesire Yerleri
Gaziantep'te bahar ve yaz mevsimlerinde havanın sıcak olduğu günler şehrin sıcaklığından ve gürültüsünden uzakta, tabiatla baş başa kalmak için "Sahre" adı verilen ailece ve akrabalarla birlikte yemekli kır gezileri düzenlenir Kır gezilerinde şehir dışındaki bağ evlerine, gezi ve mesire yerlerine gidilir
Bu gezi ve mesire yerlerinden bazıları Dülükbaba Ormanları, Karpuzatan(Oğuzeli) , Kavaklık, Dutluk, Nafak, Burç Ormanları, Burç Goleti, Büyükşahinbey Kasabası (Körkün) , Nizip Karpuzatan ve Çifte Havuzlardır
Sportif Etkinlikler
Kamp-Karavan: İl merkezine 4 km uzaklıkta bulunan Dülükbaba Ormanları Karaçam ve Sedir ağaçları ile kaplı olup, İlin kuzey ve kuzeybatısını çevreleyen 40 km2'lik alanı ile ülkemizin elle dikilmiş en büyük koru ormanlarından biridir Dülükbaba ormanları içerisinde günde 5 bin kişinin yararlanabileceği kamp kurma ve karavanlarla konaklama imkanları mevcuttur
Avcılık: Fırat Nehri civarında bol miktarda keklik, turaç, yaban ördeği ve yaban kazı avı yapılmaktadır Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan Tahtaköprü Baraj Gölü civarında çil, kınalı keklik, turaç, yaban ördeği, yaban kazı, baykuş, güvercin, serçe, arıkuşu, yaban domuzu av hayvanlarıdır
Atlı Doğa Yürüyüşü: Fırat Nehri kıyısında bulunan Rumkale civarında, Fırat Nehri ve Merziman Çayı kıyısında, Sofdağı ve Hızır Yaylalarında atlı doğa yürüyüşü yapılmaktadır Ayrıca rekreasyon projesi yapılan Burç Ormanlarında atlı spor faaliyetlerinin yapılacağı parkurlar bulunmaktadır
Trekking: Hızır Yaylası (Amanos Dağları), Sof Dağı Yaylası (Sof Dağları), Rumkale civarı, Fırat Nehri kıyısı, Dülük Ormanları ve Burç Ormanları içinde dağ ve doğa yürüyüşü yapılmaktadır
Olta Balıkçılığı: Gaziantep'te bulunan Şahinbey Burç Göleti, Tahtaköprü Baraj gölü, Hancağız Baraj gölü, Alleben Göleti ve Fırat Nehri kıyısında sportif amaçlı olta balıkçılığı yapılmaktadır
NE YENİR?
Gaziantep mutfağı seneler boyunca geleneklerinin ve yöresel damak lezzetinin zenginliği ile ülkemiz ve dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir İçli köfte, çiğ köfte, ekşili ufak köfte, malhıtalı (Mercimek) köfte, yoğurtlu ufak köfte ilde yapılan özgün et yemekleri çeşitleridir
Kebapları ile meşhur olan ilde kuşbaşı kebabı (tike Kebabı) kıyma kebabı, patlıcan kebabı soğan kebabı, simit kebabı ve ciğer (cırtlak) kebabı tadılmalıdır
Yuvarlama, lahmacun, karışık dolma, maş çorbası, beyran şiveydiz, yaprak sarması, çağla aşı kabaklama, börk aşı, doğrama, kaburga dolması, alinazik, yoğurtlu patates, künefe, burmalı kadayıf ve Antepfıstığı ezmesi bilinen diğer yerel yemek çeşitleridir
NE ALINIR?
Bakır işlemeler, sedef kakmalı eşyalar, altın ve gümüş takılar, yemeni adı verilen üstü kırmızı yada siyah deriden tabanı ise köseleden dikilen topuksuz ve çok sağlıklı olan geleneksel ayakkabılar, beyaz kumaş üzerine sarılarak ve çekilerek beyaz, sarı, krem rengi ipliklerle yapılan el işlememeleri Gaziantep'ten alınabilecek özgün hediyelik eşyalardır
Gaziantep baklavası, Antepfıstığı, tatlı sucuk ve pestil, kırmızı biber ve baharatlar Gaziantep'te yapılacak alışverişlerde alınması tavsiye edilir
Alışveriş merkezleri şehrin en işlek merkezleri olan Mütercin Asım, Gaziler, Suburcu, Kargöz ve Şıhcan caddeleri ile yeni yerleşim alanlarının bulunduğu Değirmiçem ve Sarıgüllük bölgelerindedir Ayrıca Belediye Pasajı, Büyük Pasaj, Söylemez Pasajı, Halep Pasajı, Suriye Pasajı ve Kurtuluş Pasajları alış veriş yapılabilecek yerlerdir
YAPMADAN DÖNME
Arkeoloji Müzesi, Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesini ziyaret etmeden,
Tarihi Gaziantep Evleri ve Gaziantep Kalesini görmeden,
Yesemek Açık Hava Müzesi, Belkıs/Zeugma, Rumkale ve Dülük/Doliche Antik Kentini gezmeden,
Gaziantep lahmacunu, Ali Nazik kebabı, yuvarlama, içli köfte, keme kebabı ve yeni dünya kebabı (Her yıl Nisan ve Mayıs aylarında bulunmaktadır), simit kebabı, patlıcan kebabı, cağırtlak (ciğer) kebabı, Dünyaca meşhur Gaziantep baklavası ve fıstık ezmesi tatmadan,
Geleneksel Gaziantep el sanatlarından; sedef kakma, kutnu kumaşı, bakır işlemeler, yemeni, Antep işleri ve Gaziantep baklavası, Antepfistığı, tatlı sucuk ve pestil, kırmızı biber ve baharatlarından almadan,
Her yıl 25 Aralıkta düzenlenen Kurtuluş şenliklerini seyretmeden  
Dönmeyin
|