|  | Sertac Bucak |  | 
|  07-09-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Sertac BucakFaik Bucak’ın oğlu, Uluslararası Kürt İnsan Hakları Merkezi Kurucusu ve Eski Başkanı mühendis Sertaç Bucak, Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) 2  Olağan Kongresinde genel başkanlığa seçildi  x HAK-PAR'A YENİ BAŞKAN SERTAÇ BUCAK [Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir  ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın    ] 13  11  2006 Haklar ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) 2  Olağan Kongresinde Sertaç Bucak, genel başkanlığa seçildi  Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) 2  Olağan Büyük Kongresi, Kocatepe Kültür Merkezi'nde yapıldı  Demokrasi şehitleri adına” saygı duruşunda bulunulmasıyla başlanan kongrenin açılışında, Genel Başkan Yardımcısı Reşit Deli, katılımcıları kürtçe olarak selamladı  Konuşmasına Türkçe olarak devam eden Deli, Genel Başkan Abdulmelik Fırat'ın sağlık sorunları nedeniyle kongreye katılamadığını söyledi  Daha sonra Genel Başkan Vekili Fehmi Demir, kürsüye gelerek, Fırat'ın kongreye gönderdiği mesajı okudu  Fırat, mesajında “partilerinin 5 yıldır danışıklı dövüşün ve şiddetin labirentinde mücadele ettiğini ve önemli kazanımlar sağladığını” belirtti  HAK-PAR'ın, ne ideolojik ne de siyasi bir hareketin devamı olduğunu vurgulayan Fırat, şunları kaydetti: “Partimiz, ülkemizde demokratik yöntemlerle kolektif bir siyaset sergilemektedir  Eli sopalı tek liderliğe alışmış bir toplumda bu mücadeleyi yürütmemizin ne kadar zor olduğu malumdur  İçinizden seçeceğiniz bir arkadaşın etrafında kenetlenip bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağınıza inancım tamdır  ” Fehmi Demir, mesajın ardından yaptığı konuşmada, dünyanın küreselleşme sürecine girdiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede de yeni güç dengelerinin oluştuğunu vurguladı  Hükümete seslenen Demir, statükoculara takılmadan, evrensel değerlere ve AB hukukuna uygun adımlar atılması gerektiğini kaydetti  Kongreye konuk olarak katılan DTP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Sakık da yaptığı konuşmada, geçmişte yaşananların bugüne ışık tutması gerektiğini söyledi  Kürt kökenli vatandaşların temsil noktasında daha etkin bir duruma kavuşmaları gerektiğini öne süren Sakık, çatışmasız bir toplum özlemi duyduklarını kaydetti  Mali raporların görüşülmesiyle devam edilen kongrede, genel başkan seçimi de yapıldı  Abdulmelik Fırat'ın, sağlık sorunları nedeniyle genel başkanlığa aday olmayacağı belirtildi  Kongrede 215 delege oy kullandı  Abdülmelik Fırat'ın sağlık sorunları nedeniyle genel başkanlığa aday olmadığı seçimlerde, Bayram Bozyel ile yarışan Sertaç Bucak, Genel Başkan seçildi  x Sayın Faik Abik Bucak’ın Anısına !    Kutbettin Özer http:// [Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir  ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın    ] T-PDK kurucusu ve Genel Başkanı Sayın Faik Abik Bucak’ın 40  yıl dönümü münasebetiyle Avrupa’dan, Almanya’dan Kürd Kültür Derneği adına anısını rahmetle anıyoruz  Kuzey Kürdistan tarihinde bütün Kürdlerin kalbinde derin bir iz bırakan Sayın FaikAbik Bucak’ın Abidesini dikerek, inanmış olduğu Kürdistan Bayrağını dalgalandırmaya and içtik  Sayın Faik Abik Bucak, Sayın Merhum Mele Mustafa Barzani’nin ileri sürmüş olduğu merkezi Örgütleme ile Kuzey Kürdleri hareketlendirdi  Bu hareketin içinde Ape Musa Anter ve diğer arkadaşları arasında Sayın merhum Faik Abik Bucak’ta bulunuyordu  Faik Abik Bucak Hakimlikten istifa ederek, Avukatlık görevine üslendi  Daha sonra Kürd siyasi sorunu üzerinde durdu ve kendini iyice yetiştirdi  Kısa bir zaman sonra T-PDK kurucuların arasında yer alarak Genel Başkanlığa kadar geldi  Sayın Faik Abik Bucak boş durmadı  O hareketliliğiyle Kuzey ile Güney Kürdistan arasında mekik dokumaya hız verdi ve çok seri çalıştı  Kürdistan halkından büyük destek alıyordu  Halkına güven ve inanç kavramını Kürd milli sorununda kısa bir dönemde binlerce Kürd yurtseverleriyle birlikte hareket ediyordu  Kürdistanın bütün alanlarında arkadaşlarıyla birlikte büyük örgütlemeye girerken, T  C devleti bu örgütü nasıl tahrip edeyim diye, peşlerine bir sürü dedektif ve ajan takmıştı  Buna rağmen korkmadan, Kürdistani örgütlemenin en iyisini yapıya çalıştı  Sayın Faik Abik Bucak Kürd evladının has evladı, şehit olduktan sonra geride ipek gibi çocuklarını arakada bıraktı  Babaları şehit olduktan sonra, Serhat Bucak, Sertaç Bucak ve kız kardeşi olan Zozan’ı 30 yıldan beri tanıyor ve Kürdistani Mücadelelerini aralıksız vermeye çalışıyorlar  Bu kardeşlere uzun ömür diliyor ve Kürd evlatların kanı yerde kalmayacağına inanıyoruz  Sayın Faik Abik Bucak şairliğiyle de tanılan ve ağır başlı, onurlu ve gururuyla arkasına bırakmış olduğu iz, biz Kürd yurtseverleri olarak gurur duyuyoruz  Onun bırakmış olduğu yerden itibaren, biz devam etmeye çalışacağız  Ant içtik  Değerli merhum Faik Abik Bucak’tan korkan ve onun başarısını çekemeyen güç ve düşman kurşunu ile şehit edildi  Almanya’dan Kürd Kültür Derneği adına kendisini rahmetle anarken, bütün Kürd Halkın başı sağ olsun, duyuruyoruz   Kürd Kültür Derneği e  V Karlsruhe/Almanya Dernek Başkanı adına Kutbettin Özer KutbettinO@t-online  de XXX RÖPORTAJ SERTAÇ BUCAK: GENEL AF KAVRAMI KULLANILMAMALI AKSİYON 31  10  2006 Mühendis Sertaç Bucak, PKK için genel af ilanına karşı  Dağdakileri indirmenin şehirde yeni problemlere yol açacağına inanıyor  Hedef sosyal entegrasyon olmalı diyor Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın terör örgütü PKK’ya yönelik “Dağda silah atacaklarına, ovada siyaset yapsınlar…” sözü yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi  Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Bu bir genel af çağırısıdır  Bunu şiddetle kınıyorum  ” şeklinde bir karşı çıkış yaptı  Daha sonra bu tartışmaya, siyasetçiler ve aydınlar da dâhil oldu  Toplum her ne kadar dillendirmekten çekinse de birtakım soruları zihninden geçirmeye başladı  PKK’ya genel af uygulanabilir mi? Her şeyden önemlisi, gelinen noktada genel af kavramını telaffuz etmek doğru mu? Bu soruları Kürt meselesini yakından takip eden, Avrupa ile Türkiye arasında mekik dokuyan mühendis Sertaç Bucak’a sorduk  Bucak, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder tarafından Almanya’da kurulan Uluslararası Kürt İnsan Hakları Merkezi’nin kurucusu ve bir dönem de başkanlığını yaptı  Sertaç Bucak’ın babası Faik Abik Bucak da Türkiye Kürdistan Demokratik Partisi’ni kurmuş, ancak kısa bir süre sonra 1966’da ‘tuhaf’ bir kazada hayatını kaybetmiş, Kürtlerin sembol olarak kabul ettiği bir isim  Urfa’nın Siverek ilçesinde yaşayan Sertaç Bucak, şu anda genel af kavramını telaffuz etmenin yanlış olduğu görüşünde  Bucak’a göre ne PKK ne de Türkiye bu kavram üzerinden yapılacak hamlelere hazır  GENEL AF KAVRAMI KULLANILMAMALI -Son haftalarda Türkiye’de bir genel af tartışması yaşanıyor  PKK’ya yönelik bir genel af uygulamaya konabilir mi? Toplum içinde genel değişik spekülasyonlar var  İçeriği bilinmeden, daha doğrusu ne olduğuna bakılmadan hemen karşı çıkıldı; üzerine yorumlar yapıldı  Mehmet Ağar bir genel aftan söz etti  Şiddete bulaşmış herkesin affedileceği manası çıkarıldı  Onun için genel af yerine yeni kavramlar türetmek lâzım  Mesela ‘insanların yeniden topumla entegrasyonu’ demek lâzım  Genel af kavramı henüz karşılığını bulamıyor ve şu dönemde PKK’ya yönelik kullanılacak bir kavram da değil  İş sadece toplum bazında bitmiyor  Sorun bir şeklide bu işe taraf olan kişilerin kendi prestijini koruma durumuna geldi  Ama yapılırsa bu, devleti küçük düşürmez, devletin ödün verdiği anlamını taşımaz  Aksine bu büyük bir devletin göstereceği dirayettir  Dünyanın her yerinde bu böyledir  Kuzey İrlanda’da yaşanmış bir örnek var  -Peki Türkiye hem devlet hem de toplum bazında buna ne zaman hazır hâle gelecek? Aynı soruyu terör örgütü ve tabanı için de sormak lâzım  Temel sorun şu; siz bu sorunu çözmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Bu işi askerler mi yoksa düşünen siviller mi halledecek? Genel af bu olayın bir detayı  Ondan sonra atılacak adımlar önemli  Hükümet ile devletin belirli kurumları arasında düşünce farkı var  Hükümetin, CHP’nin, Kızılelmacıların yaklaşımı arasında büyük fark var  Meseleyi güvenlik boyutunda görenler durumu geriyor  Böyle düşünenler kendi insanını da düşünmeli  Kürt sorununu silahla çözmek isteyenler tıkanmayı beraberinde getiriyor  Bu PKK’dır, Türkiye’deki bazı güçlerdir  -PKK’yı tabanı olarak görüp siyaset yürütenlerin etkisi yok mu bu tıkanmada? Onlarla aynı tabanı paylaştığını söyleyen siyasi partiler artık bir adım ileriye gidilmesini istiyorlar  Silahların susmasını, gömülmesini istiyorlar  Yani ateşkes ile yetinmiyorlar  Kan davası güdülmemeli, intikam peşine düşülmemeli  Siyasilerin böyle bir hakkı zaten yoktur  Adımlar atılır ve sorun yavaş yavaş çözülür  Kimse ani bir şey beklemesin; makbul de olmaz, toplumun işlemekte olan bünyesine zarar verir  -PKK silahlara veda etmek istemiyor ama… Silah konusunda PKK taraf olabilir  Veya onlarla aynı tabanı paylaştığını söyleyenler de  Ama Kürt sorununa onlar taraf değildir  Sorunun çözümü gündeme geldiği zaman siyaseti güden herkes taraf olur  Ama eğer şiddet olmazsa insanlar daha rahat düşünebilir  Kürt sorununun önünde militarist güç büyük bir problemdir  Siyaset güdenler de bu militarist gücün bir parçasıdır  Çünkü silahın olduğu yerde insanlar akıllı ve mantıklı düşünemezler  -Sorun zaten silahların oluşturduğu korkulardan kaynaklanmıyor mu? Bu durumda çözüm için silahlı tarafın söylediğine dikkat etmek lâzım  Başka türlü, silahların gölgesi hiç kaybolmuyor  Ateşkesi ilan edenler silahı bırakıyorum da diyebilmeli  Ve sözünde sonuna kadar durmalı  O zaman güvenlik üzerinden siyaset yapanların ellerindeki bütün araçları alınmış olur  Toplum sorunun çözümünü sadece güvenlikte ve silahta görenlere itibar etmeyi bırakırsa, siyasilerin itibarı yükselir  -Patlayan mayınlar bunun çok da kolay olmayacağını gösteriyor? Mayın patlaması olayından emin değilim  Bu mayınları kim patlatıyor? Barış istemeyen PKK’nın içindeki güçler de olabilir, çatışmalardan nemalanan odaklar da düşünülebilir  Derin devletin bu konudaki maharetlerini de görmezden gelemeyiz  Silahlı mücadelenin Kürt sorununu çözmede araç olmadığını PKK’nın da kabul etmesi lâzım  DAĞDAN OVAYA BİR ANDA İNİLMEZ -PKK’yı tabanı olarak değerlendiren DTP (Demokratik Toplum Partisi), “benim bundan sonra PKK ile ilişkim olmayacak” derse çözüm için ciddi bir adım olur mu? Aynı tabanı paylaşıyorlarsa bu iş biraz zor olur  Bütün köprüleri atarlarsa bu çok iyi bir sürecin başlangıcı olur  Ama bu kadar büyük bir şeyi yaparlar mı bilemiyorum  Ancak şunu söyleyebilirim, DTP’de silahların tamamen bırakılması yönünde bir eğilim giderek güçleniyor  Bir ülkede söz sahibi hükümettir  Ama herkes bir açıklama yapıyor ve bu açıklamalar farklı oluyor  Bunlar sorun teşkil ediyor  ‘Şahin şahini destekler  ’ Bunu da bir dipnot olarak kaydetmekte fayda var  -Yapılan açıklamalar karar merciindeki hükümeti zor durumda bırakır mı sizce? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da bir açıklama yaptı  Meseleyi dillendirdi; ‘Kürt meselesi var’ diye bir tabir kullandı  Ondan önceki hükümetler de söylemişlerdi  Ancak Erdoğan bir adım daha ileriye gidip; ‘Bizim de hatalarımız olmuştur’ dedi  Bu söylediğinin arkasında durabilmeliydi  Sonraki adımlar atılamadı  Çünkü tuhaf bir şekilde silahlar tekrar devreye girdi  Hükümetin Kürt sorununu çözme konusunda samimi olduğuna eminim ve çözmeye en yakın hükümettir  -Peki niye söylediklerinin arkasında duramıyor? Çok yalnız bırakılıyor    Ama Kürtler de hükümetler arasındaki nüansları görmeli  Herkesin söylediklerini hesaba katıp, hükümete yardımcı olmaları gerekiyordu  Bu hükümet AB konusunda nasıl bir performans gösterdiyse Kürt meselesinde de çözüm adına önemli adım atabilir  -Hükümetin işe nereden başlaması gerekiyor? İlk önce 301’i ortadan kaldırmalı  Sonraki aşamada henüz kirli işe bulaşmamış, elinde silah olup da henüz alt düzeyde olan insanların entegrasyonunu sağlayabilir  Ama bunun adına pişmanlık yasası dememeli ve kademeli olmalı  Ani bir çözüm olmaz  Beş yıllık düzenlemeler içinde bir çözümler paketi hazırlar, insanları dağdan indirirsiniz  İnsanları affettim dediğinizde, dağdan inip şehre gelecekler  O zaman yeni bir toplumsal sorun çıkar ortaya  Yıllarca dağda yaşamış insanın şehirde yeni bir hayat kurması kolay değil  Üstüne üstlük dağa çıkmış yaftası da var  -Amerika’nın ve Avrupa ülkelerinin Kürt meselesine bu kadar müdahil olması da etkili oluyor belki  Siz 80 yıldır bir sorunu çözemezseniz Batı müdahil olacaktır  Bu bizim acziyetimizi gösteriyor  Kıbrıs’ta da aynısı yapılıyor  Türkiye NATO üyesidir  AB üyesi olduktan sonra da bugünkü egemenlik hakkından yoksun kalacaktır  Zaten hep müdahil idiler  Her yıl Türkiye ile ilgili raporlar hazırlanıyor, hepsinde de Kürt sorunu var  Bu raporlar kısmî bir dayatmayı içeriyor  AB içinde Kürt sorunu daha da açık bir şekilde ifade edilecektir  Ama Türkiye bu meseleyi kendisi çözmeli, başkasına bırakmamalı  Kürtler açısından da sorun var  Türkiye AB üyesi olduktan sonra Kürtler de bağımsız devlet hayallerini ve ideolojilerini mezara gömmek zorunda kalacaklar  Maksimum talep federasyon olur  Ötesindeki haklar ortada kalmaz   | 
|   | 
|  | 
|  |