Prof. Dr. Sinsi
|
Kan Pıhtılaşması
Kan Nasıl Pıhtılaşır?
Sizlerle o dışarıdan eve girmediğiniz çocukluk yıllarınıza geri dönelim Arkadaşlarınızla sokakta oyun oynarken kaç kere yere düşüpte dizleriniz, kollarınız yara bere içinde ağlayarak eve döndünüz hatırlıyor musunuz? Anneniz sizi o halde görünce önce ''Niye dikkat etmiyorsun? '' diye azarlar, sonra yaralı olan bölgeyi mikrop kapmasın diye temizlerdi Yaranız temizlendikten sonra yaranın üzeri, hemen kabuk bağlardı Bu kabukta yara iyice kapandıktan sonra kuruyup kendiliğinden düşerdi

Ufak bir yaranın kısa bir süre içinde kapanması sanırım sizlerinde dikkatini çekmiştir Herhangi bir kesik olayında neden insan kan kaybından ölmez? Kanın durmasını sağlayan nedir? İşte bütün bu soruların cevabı çok kolay; Kanın Pıhtılaşma özelliğinin olması Kanın pıhtılaşmasının nasıl olduğunu anlatmadan önce kanın yapısı ve görevlerini hakkında çok kısa bir bilgi vereceğiz
KANIN YAPISI
Kan; Alyuvar, akyuvar ve trombositler ile çeşitli kimyasal maddelerin bir arada bulunduğu sıvı bir dokudur 3 tip kan hücresi vardır
- Alyuvarlar: Sayı olarak daha fazladır ve yaşam için gerekli oksijeni sağlar

- Akyuvarlar: İnsanın organizmasını dış etkilere karşı savunurlar
- Trombositler : Pıhtılaşmayı sağlar Kanın birçok görevi vardır Bu görevleri 2 genel başlık altında toplamak mümkün Bunlar Organizmanın korunması (Pıhtılaşma, bağışıklık sistemi )ile bir organdan diğer organa madde ve ısı taşınmasıdır
KANIN PIHTILAŞMASI
Herhangi bir nedenle (yaralanma, çizik, kesilme ) başlayan bir kanamada; kan damarlarından kanın akmasını önlemek amacıyla meydana gelen süreçlerin tümüne ''Pıhtılaşma'' deniyor Peki eğer pıhtılaşma olayı gerçekleşmeseydi ne olurdu? Çok basit; en ufak bir kanama bile durdurulamazdı ve kan kaybından ölürdük
Vücudumuzda bir kesik veya yaralanma olduğunda kanamayı önlemek (Pıhtılaşmayı sağlamak) için ilk olarak hasarlı damar Serotonin salgılayarak büzülür Böylece kanın akması azalır Daha sonra kanın içinde dağınık şekilde dolaşan trombositler devreye girer Trombositlerde özel bir madde salgılayarak diğer enzimlerin bir yerde toplanmasını sağlar Bu olayı karıncaların bir yerde yem buldukları zaman diğer karıncalarında orada toplanmasına benzetebiliriz
Trombin (Thrombin) kanı pıhtılaştıran bir proteindir Trombin'e ne kadar ihtiyaç varsa o kadar üretilir Trombin, plazmada bulunan ve suda erime özelliği olan Fibrinojeni fibrine yani suda erimeyen haline dönüştürür Bu da pıhtılaşma olayının esas işlemidir (Kanın pıhtılaşmasında temel madde zaten Fibronojen proteinidir Fibronojen, vücut içinde erimiş halde bulunmaktadır Pıhtı işleminin durağan halidir )
Fibrinin dış yüzeyinde yapışkan parçalar bulunur Yaranın olduğu bölgede bu molekül yapışkan özelliğinden dolayı diğer fibrin moleküllerine yapışır ve uzun bir zincir meydana gelir Oluşan bu zincirler birbirlerinin üstünden geçerek balık ağına benzeyen bir pıhtı ağı oluştururlar (Bu olayı da örümceklerin ağ örmesine benzetebiliriz ) Oluşan bu pıhtı ağı kan hücrelerinin vücuttan dışarı çıkmasını engeller

Görüldüğü gibi vücudumuzda bir kesik veya yaralanma olayı olduğunda; vücut hemen sistemli bir şekilde harekete geçerek açılan yarayı bir an önce onarmaya çalışıyor
Aynı sistem kolumuzu veya bacağımızı bir sehpaya veya ağır bir eşya çarptığımız zamanda devreye giriyor Çarpmanın etkisiyle çarptığımız bölge hemen morarır Çünkü kılcal damarlar parçalanır ve iç kanama meydana gelir Burada da hemen kanın pıhtılaşma özelliği devreye gire ve tedavi başlar
Son olarak sizlere bir bilgi daha; Ameliyatlardan önce doktorlar hastanın kanını aldırarak, hastanın kanının ne kadar zamanda donacağını tespit ettirir Çünkü bazı insanların kanı çabuk pıhtılaşmaz ve kanama hemen durmaz Bu durumda ameliyat ve ameliyat sonrasında bazı zorluklara yol açabilir
KAN PIHTILAŞMASI, DÜŞÜK NEDENİ
Daha önce düşük yapan ve yeniden hamile kalan kadınlarda, FVL (Factor V Leiden Geni) taraması yapılması, gerektiğinde kan inceltici tedavi uygulanarak hastaların gözlemlenmesi salık verildi
Kan pıhtılaşmasına yol açan genetik mutasyon hamile kadınlarda düşüklere yol açabiliyor
Kan pıhtılaşmasına yol açan genetik mutasyonun, hamile kadınlarda yeniden düşüklere yol açabildiği saptandı İngiliz bilim adamlarının Human Reproduction adlı dergide yer alan araştırma raporuna göre, hamileliğin 12 haftasına kadar düşük yapan kadınlarda, Factor V Leiden Geni’nin (FVL) yeniden düşüklere neden olduğu ilk kez belirlendi
Araştırma, mutasyona uğrayan FVL geni taşıyan 25 kadın ile 198 normal hamile kadın üzerinde yapıldı Mutasyona uğrayan FVL geni taşıyanlarda normal doğum oranı yüzde 40, FVL geninin normalini taşıyan kadınlarda ise bu oran yüzde 70 olarak saptandı
Uzmanlar, genetik mutasyonların kan pıhtılaşma mekanizmasını etkilediğine ve bunun plasentadaki kan damarlarında pıhtılaşmaya yol açtığına dikkat çekti
FVL TARAMASI ÖNERİLDİ
Daha önce düşük yapan ve yeniden hamile kalan kadınlarda, FVL taraması yapılması, gerektiğinde kan inceltici tedavi uygulanarak hastaların gözlemlenmesi salık verildi
Imperial Koleji bilim adamlarından Dr Raj Rai, mutasyona uğrayan gen taşıyan birçok hamile kadının normal doğum yapabildiğini, aynı zamanda kan pıhtılaşmasıyla ilgili başka riskler taşıyan kadınların daha çok risk altında olduklarını kaydetti
FVL geninin taranması için “Thromboelastogdaphy” adında yeni bir teknik geliştirilmeye çalışılıyor Bu teknikle doğal kan pıhtılaşmasının daha sağlıklı gözlemlenmesi planlanıyor
İNSAN MUCİZESİ
Vücuttaki Taşıma Ağı: Dolaşım Sistemi

İnsan vücudundaki işlemlerin çok büyük bir bölümü, dolaşım sisteminin birbiriyle bağlantılı ve son derece karmaşık yapısı sayesinde gerçekleşir Dolaşım sistemi, insan vücudunda bulunan yaklaşık 100 trilyon hücreyi tek tek dolaşarak besleyen bir damarlar ağıdır Bu bölümde, kalp, damarlar ve kan gibi daha birçok parçadan oluşan bu kompleks sistemle ilgili üzerinde düşünülmesi gereken konulara değineceğiz
VÜCUDUMUZUN İÇİNDE AKAN YAŞAM NEHRİ: KAN
Bütün canlılarda hücrelere besin taşınması, atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması ve solunum gazlarının hücrelere ulaştırılması gibi ihtiyaçlar, dolaşım sistemiyle taşınan maddeler aracılığı ile karşılanır İnsanlarda bu işlemlerin tümünü gerçekleştiren sıvı ise "kan"dır Ayak parmağınızın ucundaki bir deri hücresinden, gözünüzde bulunan özel bir dokunun hücresine kadar vücudunuzda bulunan bütün hücreler kana muhtaçtırlar
Kan, vücudu bir ulaşım ağı gibi saran damarlar içinde akar ve insan vücudunun her noktasını ziyaret eden uçsuz bucaksız bir nehre benzer Bu nehir, vücuttaki yolculuğu sırasında hücrelerin ihtiyacı olan maddeleri paketler halinde taşır Nehrin taşıdığı bu paketleri bir kargo paketi olarak nitelendirecek olursak, bu paketlerde yiyecek, su ve bazı kimyasal maddeler bulunur Ulaştırılması gereken en acil paket ise oksijendir Çünkü hücreler oksijensiz kalırlarsa kısa bir süre içinde ölürler Ancak vücutta kurulmuş olan kusursuz sistem sayesinde paketlerin tümü hücrelere tam zamanında taşınır ve hep doğru adreslere teslim edilir

İnsan günlük hayatında vücudundaki bu nehrin akışını hiç hissetmez Ancak insan vücudu o kadar mükemmel bir sanatla tasarlanmıştır ki, bedenin her noktası damarlarla kaplı olduğu halde, dışardan bakıldığında bu damarlar belli olmaz Çünkü insan vücudunu kaplayan 2 mm kalınlığındaki deri tabakası damarları ustalıkla gizler 1 Bu tabaka aslında o kadar incedir ki, deride meydana gelen en küçük bir çizik bile kanın dışarı sızmasına neden olur Eğer damarlar, incecik ve estetik bir deri ile gizlenmeselerdi, kuşkusuz dünyanın en güzel insanı dahi yüzüne bakılamayacak kadar çirkin ve itici bir görüntüye sahip olurdu
Kanın vücut içinde çok fazla görevi vardır Atıkların ve zehirlerin karaciğere taşınması, savunmaya destek olma, bir klima cihazı gibi vücut ısısının ayarlanması ve besinlerin ilgili yerlere ulaştırılması gibi pek çok hayati görev kan vasıtasıyla yerine getirilir Vücut içindeki haberleşmenin tamamına yakın bir bölümü de kan tarafından sağlanır
KANIN HAYATİ GÖREVLERİ VE TAKLİT EDİLEMEYEN ÖZELLİKLERİ
1 Taşıma Sorumlusu

Vücudumuzdaki bütün hayati işlemler dolaşım sistemi
sayesinde gerçekleşir Soldaki resimde gördüğünüz damarlar ağı sayesinde görür, duyar, nefes alır, yürür kısacası yaşamımızı sürdürürüz
Vücudunuzun ihtiyacı olan her türlü madde kan vasıtasıyla ilgili organlara taşınır Glikoz, aminoasit, vitamin, mineral gibi besinler ve en önemlisi oksijen bunlardan bazılarıdır Ayrıca kan, hücrelerin atıklarını toplayan bir çöp ünitesi gibidir Vücutta bulunan yaklaşık 100 trilyon hücrenin her birinin günlük olarak gerçekleştirdiği işlemler sonucunda bazı atıklar ortaya çıkar Karbondioksit, üre gibi vücut için zararlı olan bu atık maddelerin hücrelerden uzaklaştırılarak vücuttan atılması da kan vasıtasıyla gerçekleşir Kan atık maddeleri böbreklere taşır ve bu maddeler böbreklerde temizlenir Hücrelerde üretilen zehirli karbondioksit gazı ise yine kan tarafından akciğerlere taşınır ve burada vücuttan atılır
Bu işlemleri gerçekleştiren ise, bilinçsiz kan hücreleridir Ancak bu hücreler, son derece bilinçli bir şekilde, kanda taşınan atık maddeleri ve yararlı maddeleri birbirlerinden ayırt edebilmekte, ve hangisinin nereye bırakılacağını çok iyi bilmektedirler Örneğin hiçbir zaman zehirli gazları böbreklere veya atık maddeleri akciğere taşımazlar Ya da, besin ihtiyacı olan bir organa atık maddeleri götürmezler Kuşkusuz, böyle bir şaşkınlık, o insanın ölümüne dahi sebep olabilecek kadar ciddi bir hata olurdu

Damarlarda hareket eden kan hücreleri
Kan hücrelerinin, hiçbir şaşırma, karıştırma, aksatma ve hata olmadan, son derece bilinçli bir şekilde görevlerini yerine getirmeleri, onları kontrol eden, düzenleyen, organize eden bir akıl ve bilincin de varlığını göstermektedir Bu insanın kendisi değildir ve olamaz da Çünkü insan bu işlemlerin herhangi birinden haberdar olmadan bir ömür sürer Ancak dolaşım sistemi yine de kusursuzca işlemeye devam eder
Kan hücrelerinin, bu ayrıştırma, seçme ve karar verme yeteneklerini tesadüfen kazanmış olduklarını, bunları kendi iradeleriyle gerçekleştirdiklerini öne sürmek ise en mantıksız ve akıl dışı iddialardan biri olacaktır Kana tüm bu özellikleri verenin ve kusursuz bir sistem yaratının üstün kudret sahibi olan Allah olduğu apaçık bir gerçektir
|