Şengül Şirin
|
Füze,Füze Tarihçesi
FÜZE a (fr fusée) Havacılık ve uzayha-vacılığında atmosferdışı tepkili bir motorla çalışan araç (Başlangıçta, sivil ya da askeri, uygulama alanı ne olursa olsun füze denilen bu araçlara, günümüzde daha özgün adlar verilmeye başlandı Bununla birlikte itme gücü için havanın oksijenine başvurmayan kimi şenlik fişekleri, roketler, güdümlü mermiler, uzay fırlatı-cıları, füze adı altında toplanabilir )
—Avc Boğucu füze, zehirli dumanlar yayan ve bazı ülkelerde tilkileri, porsukları inlerinden çıkarmak için kullanılan füze
—Spor Bir inişi, yarışı açan usta bir kayakçının iniş süresi temel alınarak hesaplanan bir sürede kayan sporcuya verilen (bronz, gümüş ya da altın) ödül
—AnsİKL • Füzeyle itme ilkesi Füze, kütlesinin bir bölümünü arkasından dışarı püskürterek hız kazanan bir araçtır ( - • Füzeyle itişin tarihçesi Efsaneye göre, İ Ö 3000 yılına doğru, çinli bir mandarin kendi buluşu olan 47 füzeyle fırlatılan bir araçla havalanmayı denemişti Araç iki uçurtmadan oluşuyor, füzeleri de 47 kölenin aynı anda ateşlemesi gerekiyordu Ancak füzelerden birinin iyi ateşlenmemesi yüzünden aygıtın yanması sonucu mandarin öldü Büyük bir olasılıkla İ Ö 479'da Plataia savaşı'nda Bizanslılar'ın ilk kez kullandıkları ve zirveye yükselmelerini sağlayan rum ateşi, kuşkusuz füzenin ilk tarihsel gösterisi oldu Daha sonra, 85'te ÇirV de yapılan füzeler, Tatarlar'a karşı bir savaşta kullanıldı XI yy 'da, özellikle Antiok-heia kuşatmasında füzelerle donatılmış oklar ortaya çıktı Bunlara özdeş füzeli okları 1450'de Normandiya'nın kurtuluş savaşı sırasında Durais kullandı; öte yandan Formigny ve Pont-Audemer savaşlarında ingiliz savaş arabalarına karşı bu tür oklardan yararlanıldı Aynı dönemde italya1 da da füzelerin kullanıldığı sanılmaktadır
XVI yy 'da berkitilmiş surlara karşı topçular büyük bir başarı kazanınca, füzeler gerileme dönemine girdi XVIII yy 'da füzeler yeniden ortaya çıktı ve 1799'da Se-ringapatam kuşatmasında ingilizler, Tipu Sahib'in 5 000 "füze"cisi karşısında ağır kayıplar verdi
Birkaç yıl sonra ingiliz albay William Congreve deneysel bilgisine dayanarak, Woolwich'te bir füze yapım atölyesi kurdu; bu atölyede yapılan bazı füzeler 2 000 m'ye ulaşıyordu Fransa'da ise, imparatorluk döneminde, topçu albayı Prévôt bu alanda çalışmalar yaptı 1806 ile 1815 arasında özellikle Boulogne, Flessingue, Dantzig, Leipzig, Kopenhag ve Waterloo' da hem Fransızlar'ın, hem de ingilizler'in füze kullandığı görüldü 1827'den sonra Charles X'un bir subayı olan fransız Mont-géry çok katlı füzelerin kullanım ilke ve taktiklerini belirledi XIX yy 'ın ilk yarısında, füzelerin ağırlık ve erimleri arttı; bazı yapımlarda erim 8 000 m'ye, yani dönemin en iyi toplarının erimlerinden daha yüksek değere ulaştı Ne var ki 1858'de yivli topların ortaya çıkışı, dolayısıyla erim ve duyarlılığın artışı, füzenin bir kez daha önemini yitirmesine ve yeniden araştırma dönemine girmesine yol açtı
Bu araştırma döneminde, 1863'e doğru fransız Achille Ayraud, füzeleri geze-genlerarası uçuşlar için kullanmayı tasarladı
1916 ile 17 arasında düşman gözlem balonlarını yok etmek için "Le Prieur füzeleri" denilen barutlu füzeler kullanıldı Nieuwport ve Farman uçaklarına yüklenen bu füzeler, günümüz roketlerinin gerçek öncüleri oldu
Geçen yüzyılın sonuna değin yalnızca yangın bombaları ya da şenlik fişekleri biçiminde kullanılan füzeler, daha sonra askeri başlık ya da uydu gibi yükleri taşıyan bir araç* rolünü üstlenmeye yöneldi
Füzelerin ilk kuramcıları arasında, patlamalı motorun babası sayılan Beau de Rochas yer alır; bu bilgin 27 ağustos 1887'de Fransız bilimler akademisi'nde yapılan bir toplantıda füzeyle itme gücünün temel formüllerini açıkladı
1880'e doğru füzeyle itişin temel yararını ilk anlayan rus fizik profesörü Konstantin Tsyolkovskiy oldu; uzay boşluğunda füzeyle ivme kazanılabileceğini sezdi ve dönemin barutlu füzelerinden çok daha güçlü püskürtme sağlayacak sıvı pro-pergollu kimyasal bir fuze-motor tasarladı
Tsyolkovskiy her şeyden önce bir kuramcıydı ve yalnızca kütle oranı formülünü kanıtladı; ama düşüncelerini uygulamaya koymaya girişmedi
Fransa'da Robert Esnault-Pelterie 1911' de verdiği iki konferansta yüksek enerjili yakıtların sunduğu yararın altını çizdi, hatta nükleer enerjiyle itişi ortaya attı Bu bilim adamı 8 haziran 1927'de Fransa Gökbilim derneği'ne "Füzelerle en yüksek atmosferin incelenmesi ve gezegenlerarası yolculuk olanakları" başlığı altında bir bildiri sundu Sıvı propergollü ilk füzeleri ise bu kez amerikalı bir başka büyük öncü, Robert Goddard (1882-1945) yaptı 16 mart 1926'da bu tür ilk füze başarıyla fırlatıldı Elindeki araçların zayıflığına rağmen Goddard, füzeyle itişin temel sorunlarından birçoğunu deneysel olarak çözdü: ateşleme ve itme gücünün gelişimi; depoları normal basınçta tutup, türbo-pompalar kullarak propergolle besleme; yakıtı çift çeper içinde dolaştırarak yanma odasını soğutma; eylemsiz bir platformun verileri uyarınca füzeyi yöneltme Goddard 1940'a doğru 300 kgf'luk bir itme gücü ve 2 000 m/sn'lik bir gaz püskürtme hızı geliştiren iticiler yaptı Bununla birlikte, bunu izleyen aşama, yani ilk uzun erimli güdümlü füzelerin yapımı ABD'de değil, Almanya'da başarıya ulaştı
Alman askeri çevreleri 30'ların başından bu yana kimi tutkulu araştırmacıların çalışmalarıyla ilgileniyordu; bunlardan biri uzay havacılığının üçüncü büyük öncüsü Hermann Oberth'in (1894'te doğdu) desteklediği Wernher von Braun'du (1912-1976) von Braun 1 tonluk bir bombayı 300 km'ye değin taşıyacak bir güdümlü füze üzerinde araştırmalar yaptı Böylece, daha çok V2 adıyla tanınan A-4 füzeleri doğdu ve daha önce yapılmış füzelere oranla dev bir adım atıldı; bu füzenin yüksekliği 13 m, ağırlığı 13 tondu; 5 600 km/sa' lik bir hız geliştirecek ve hedefe dalışa geçmeden önce 80 km yükseltiye tırmanacaktı; etanol ve sıvı oksijen yakan motoru 27 t'luk bir itme gücü sağlıyordu, ilk başarılı uçuşu 3 ekim 1942'de yaptı ve ardından seri halinde binlercesi üretildi, ikinci Dünya savaşı sonunda Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği V2'lerle olduğu kadar, balistik güdümlü füzelere büyük bir önem kazandıracak nükleer patlayıcılarla da ilgilendiler
Bu iki bilgin 1937'de, Baltık denizi kıyısında, Peenemünde'de büyük bir araştırma ve geliştirme merkezi kurdu; bu merkezde WW von Braun ve en iyi alman uzmanların çoğu Amerika'ya göç ettiler; bununla birlikte Sovyetler Birliği de, kendi mühendislerinin alman teknolojisini çok çabuk kavramaları ve öne geçmelerini sağlamak için yeterli araç-gereç ve personeli topladı, ilk "amerikan" V2 füzesi, 14 mart 1946'da fırlatıldı; ilk "sovyet" V2 füzesi ise, 18 ekim 1947'de havalandı Sovyetler'de God-dard'ın 1930'larda yaptıklarına benzer çalışmaları gerçekleştiren, özellikle Sergey Korolev (1906-1966) ve Valentin Gruşko (1908 doğumlu) gibi üstün nitelikte uzmanlar vardı, ilk sovyet kıtalararası güdümlü füzesi R7'yi yapma görevi 1953'te Korolev'e verildi ve füze Gruşko'nun geliştirdiği motorla itilecekti Buna koşut olarak Amerikalılar da kıtalararası Atlas güdümlü füze programını uygulamaya koydu Bu dönemde elde edilen gelişme V2 teknolojisine oranla dev boyutlara ulaştı: gövde son derece hafifletildi (yapı indisi % 45'ten % 8'e düşürüldü); boşlukta 3 OOOm/sn'lik gaz püskürtme hızı sağlayan yüksek yanma basınçlı (yaklaşık 50 atmosfer) ve verimli propergoller (sıvı oksijen ve kerojen) seçildi; füzenin güdümü motor bütünü yönlendirilerek sağlandı (en azından ABD'de) Gerek R7 gerekse Atlas aynı tasarıma dayanıyordu; bir ana kat ve yardımcı boosterler kullanılacak, bütün motorlar kalkışta ayn; anda ateşlenecekti Önce sovyet güdümlü füzesi tamamlandı ve ilk deneme uçuşu 21 ağustos 1957'de yapıldı
O dönem için füzenin nitelikleri şaşırtıcıydı: kütle 2701; yükseklik 30 m; taban çapı 10 m; kalkışta itme gücü 430 t ilk kez 17 aralık 1957'de fırlatılan Atlas füzesinin ağırlığı R7'nin yaklaşık yarısı kadardı; kütle 1181; yükseklik 26 m; kalkışta itme gücü 163 t  Buna karşılık gerek R7, gerek Atlas bütün bir dizi uzay fırlatıcısının temelini oluşturdu, ilk Sputnik 4 ekim 1957'de fırlatıldıktan sonra, R7 en çok kullanılan uzay fırlatıcısı oldu (1981'e dek 821 uçuş): bu füzeye, Amerikan kongresi'nin batılı gözlemcilerce de benimsenen sınıflandırmasına göre, A füzesi adı verildi
Termonükleer bombalar için tasarlanan bu iki füze, askeri amaçlara pek elverişli değildi Dolayısıyla askeri alanda kısa sürede bunların yerini, katı propergol ya da en azından depolanabilir sıvı propergol kullanan daha küçük güdümlü füzeler aldı
Atlas füzesi de R7'ye benzer bir gelişim gösterdi (1981'e dek 177 uzay uçuşu) ve 80'lerin başında Atlas Centaur fırlatıcısının temelini oluşturdu Öte yandan 50'lerde geliştirilmiş başka üç füze, otuz yıl sonra çok önemli uzay füzelerinin yapımında temel alındı: Sovyet-ler'in SS-5 füzesi (SS: "Strategic System"; 1981'den önce 226 uzay uçuşu) C fırlatıcısı oldu; amerikan Thor (355 uzay uçuşu) ve Titan'dan (125 uzay uçuşu) Thor Delta ve Titan III fırlatıcı aileleri türetildi
60'lara damgasını vuran Ay'a yolculuk yarışı, füze tarihinin dördüncü dönemini oluşturur Bu yarış ilk önce dev füzelerin geliştirilmesine fırsat yarattı: ABD'nin Satürn füzeleri, SSCB'nin D ve G fırlatıcıları Ardından, uzay mekiğinin yapımını sağlayan sıvı hidrojen kullanımıyla Amerikalılar büyük bir üstünlük elde ettiler Satürn' lerin en güçlüsü Satürn V'in kalkış ağırlığı yaklaşık 3 000 t'du ve 3 400 t'luk bir itme gücü geliştiriyordu; 40 tonluk Apollo uzay gemisini Ay'a taşıyacak güçteydi Daha zayıf güçlü öbür iki model olan Saturn I ve Satürn l-B gibi Satürn V de, 70'lerin ortasında amerikan taşıyıcı füzeleri takımından çıkarıldı Buna karşılık Sovyetlerin D fırlatıcıları hizmetten henüz alınmamıştır: Yer'in yakınına değin 20 tonluk yararlı yük taşıyan bu füzeler, Ruslar'ın yörünge istasyonlarını, Ay ve gezegen sondalarını, telekomünikasyon uydularını fırlatmada kullanılır Satürn V'e benzer nitelikteki G fırlatıcısı ise başarı sağlayamadı ve başarısız iki denemeden sonra 1972'de yapımı durduruldu; 1980'e doğru yeniden ele alındı ve 1985'te çok ağır yörünge istasyonlarını yörüngeye oturtmak amacıyla geliştirildi Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği dışında, kendi olanaklarıyla yörüngeye uydu yerleştiren devletler, Fransa (1965'ten bu yana), Çin (1970'ten bu yana), Japonya (1970'ten bu yana), ingiltere (1971'de) ve Hindistan'dır (1980'den bu yana)
Öte yandan 1979'dan sonra uydular Avrupa Ariane* füzesiyle yörüngeye yerleştirilmeye başlandı, iki süper güç gibi Fransa ve Çin'de de uzay fır-latıcılarının gelişimi, askeri güdümlü füze programlarından türedi Fransız Diamant füze zinciri 1965-1975 arasında 11 hafif bilimsel uydunun fırlatılmasını sağladı ve Avrupa Ariane fırlatıcısının yapımında Fransa'nın üslendiği rol yüzünden üretimi durduruldu Çin'de 1970-1981 arasında 9 uyduyu yörüngeye oturtmak için iki tür fırla-tıcı kullanıldı: orta erimli CSS-3 (China Strategic System-3) füzesinin uzay tipi olan Uzun Yürüyüş 1 ve kıtalararası CSS-X-4 (deney için X; bu güdümlü füze FB-1 olarak da adlandırılır) füzesinden türetilen Uzun Yürüyüş 2 Sıvı hidrojenli üçüncü bir katla donatılan CSS-X-4,1985'ten önce yer-eksenli uydu fırlatıcısı Uzun Yürüyüş 3'e dönüştürüldü Japonya uzay füzelerini çok farklı iki yönde geliştirdi: Tokyo Üni-versitesi'nde hazırlanan katı propergollü küçük bilimsel füzeler, L (l_ambda) ve M(Mu) fırlatıcıları; Ulusal uzay geliştirme ajansı NASDA (National Agency for Space Development and Application) tarafından kullanılan ve Thor Delta'dan türeyen japon tipi N fırlatıcıları 1988'e doğru N firlatıcılarının son derece geliştirilmiş bir türü olan sıvı hidrojenli H füzeleri hizmete girecektir
Avrupa, Ariane füze zinciriyle, ticari yereksenli uydu fırlatma konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile kesin bir yarışa girişti Öte yandan Hindistan 1980'den bu yana alçak yörüngelere yararlı yük gönderen küçük bir fırlatıcı kullanmaktadır ve kutupsal gözlem platformlarını yörüngeye oturtacak daha güçlü taşıyıcı füzeler üstünde çalışmaktadır, ingiltere ise, kendi olanaklarıyla bir tek uydu yolladıktan sonra taşıyıcı füze tasarılarından tümüyle vazgeçti
ilk başarılı uçuşunu nisan 1981'de gerçekleştiren amerikan uzay mekiği hem bir fırlatıcı, hem de insanlı bir uzay aracıdır Uzay mekiği fırlatıcı olarak yeniden kullanılabilme özelliğiyle olduğu kadar sıvı hidrojenli iticilerinin nitelikleriyle de dikkati çeker; gerçekten bu iticiler iki büyük bakım arasında 55 uçuş yapabilecektir; bu ise toplam 7 sa 30 dk'lık bir çalışma demektir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|