Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evrimi2, insanın

İnsanın Evrimi-2

Eski 08-03-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İnsanın Evrimi-2




İNSANIN EVRİMİ-2

Evrim teorinin iddiasına göre insanlar ve günümüz maymunları ortak atalara sahiptirler Günümüzde yaşamayan bu ilkel yaratıklar zaman içinde evrimleşerek bir kısmı günümüz maymunlarını, bir başka kısmı da günümüz insanlarını oluşturmuştur

Teoriye göre maymunlarla insanların ortak atası güney Afrika maymunu anlamına gelen Australopithecus isimli yaratıktır


Australopithecus adı verilen yaratığın evrim mantığına uygun olarak günümüzde yaşamadığı iddia edilir Bu gün pek çok Australopithecus fosillerine sahibiz Fosillerine bakarak günümüzde yaşamaması gereken bu canlıların orangutanlara ya da diğer maymun cinslerine büyük ölçülerde benzediklerini burada not edelim

Yapılan bilimsel araştırmalarda bu canlının çeşitli türlerinin bulunduğu anlaşılmıştır Bunların bazıları iri yapılıdır Bazıları daha küçük daha narin canlılardır Bütün bu bilgilerin bu günkü maymun cinslerini kuvvetle çağrıştırdığını bir kez daha hatırlatalım
Teoriye göre bu canlılar (Australopithecus’lar) zaman içinde evrimleşmişler yarı insan sınıfındaki canlıları oluşturmuşlardır

Teoriye göre insan sınıfında oldukları varsayılan bu canlılar tam olarak insanlaşmamış diğer ifade ile insanın evrimi tamamlanmamıştır Bir bakıma bu yaratıklar insan ve maymunların ilk ataları oldukları varsayılan Australopithecus ile insan arasında ara format canlılarıdır İddiaya göre bu canlılar evrimleştikçe insansı özelliklere daha yakınlaşırlar, bu özellikleri daha güçlü ve belirgin şekilde taşırlar Evrim dilinde bu yarı insan, yarı maymun canlılara Homo Habilis denilir Fark edileceği gibi Homo Habilis maymun insan evriminde ara format canlıları olmalıdır

Evrimin ikinci aşamasının sonucunda (homo habilisin evrimi sonucu) ise günümüz insanına yakın özellikler taşıyan canlılar ortaya çıkmıştır Evrim diliyle insana biraz daha çok benzeyen bu ara format canlılarına homo erectus denilir
Teoriye göre homo erectus zamanla daha da evrimleşecek, homo sapiens diye adlandırılan günümüz insanına en yakın olan canlıya ardından da homo sapiens sapiens diye isimlendirilen günümüz insanlarını oluşturacaktır

Evrim teorisinin kurucusu ve üstadı Charles Darwin Homo erectus ve homo sapiens insanlarının (her ne kadar teorisinde canlıların yapılarını geleceğe aynen taşıyamayacaklarını yazsa da) günümüzde hâlâ yaşadıklarını iddia eder Evrim teorisi taraftarları da aynı fikirdedirler Diğer ifade ile günümüz insanlarının bir bölümü henüz evrimleşmeyi tamamlamamış yarı insan, yarı maymun homo sapiens aşamasında kalmış yaratıklardır Bunlara aborjinler (Homo sapiens archaic), zenciler ve Asya’daki sarı ırklar (tabiî ki Türkler) örnek olarak verilir

Diğer bölümü ise evrimi büyük ölçüde tamamlamış üstün insan ırklarıdır Bu durumda tabiî ki homo sapiens sapiens yani evrimini tamamlamış insan ırkları da İngilizler, Almanlar gibi batı ırkları yani beyaz adamlar olur Teorinin ırkçılık temeli bu varsayım üzerine kurulmuştur
Evrim teorisi taraftarları teorinin meşhur doğal seleksiyon kuralına göre gelişkin insanlar gelişkin olmayanları zaman içinde elemine edeceklerini inanırlar Onlara göre insan evriminin devamı için bu şarttır Bu inanış onları insanlığa yakışmayan davranışlar içine itmiş, pek çok felaketlere neden olmuştur Irkçılık ve öjenizm bu mantığın sonucudur
Günümüzün ünlü evrimistleri doktor ve ilaç müdahalesinin doğal seleksiyonu dolaysıyla evrimi engel olduğunu iddia ederek şiddetle karşı çıkarlar Karşı çıkarlar ama en küçük bir rahatsızlıklarında en iyi doktorlara koştuklarından, en etkili ilaçlara almaya çalıştıklarından, tedavi için dünyanın en uzak yerlerine gitmekten bu uğurda servetler harcamaktan çekinmediklerinden emin olabilirsiniz


Gerçekler teorinin öngördüğü gibi midir? Geçmiş yaşamın kanıtları olan fosiller bu iddialara ne diyor? Bu sorulara doğru yanıt verebilmek için evrim teorisi iddialarını biraz daha ayrıntılı tekrarında yararlar vardır

Teoriye göre 4-5 milyon yıl önce başladığı varsayılan bu süreçte, modern insan ile ataları arasında bazı ara formların yaşadığı iddia edilir Teoriye göre insanın evrimleşmesi dört temel aşamada gerçekleşmiştir Daha öncede belirttiğimiz gibi bu aşamalar:
Australopithecus - Homo habilis - Homo erectus - Homo sapiens - homo sapiens sapiens şeklindedir

Şeklindedir ama bu sıralama evrim teorisi taraftarı kimi bilim insanları tarafından kabul edilmemektedir
Evrimci paleoantropologlar Bernard Wood ve Mark Collard, 1999'da Science dergisinde yayınlanan makalelerinde, Homo habilis ve Homo rudolfensis kategorilerinin hayali olduğunu ve bu kategorilere dahil edilen fosillerin aslında Australopithecus genusuna transfer edilmesi gerektiğini savunmuşlardır

Michigan Üniversitesinden Milford Wolpoff ve Canberra Üniversitesinden Alan Thorne ise, Homo erectus'un hayali bir kategori olduğu, bu sınıflamaya dahil edilen fosillerin aslında Homo sapiens'in birer varyasyonu oldukları düşüncesindedirler

Australopithecus'tan insana (Homo sapiens'e) doğru uzanan bir evrim çizgisi iddiasını çürüten bir başka gerçek, bu çizgi üzerinde evrimsel bir sıralama izlediği öne sürülen kategorilerin gerçekte aynı dönemde yaşadıklarının ortaya çıkmasıdır Bunu ortaya koyan en yeni kanıt, Science dergisinde yayınlanan ve Homo habilis, Homo ergaster ve Homo erectus kategorilerine dahil edilen fosillerin aynı dönemde yan yana yaşadığını gösteren bulgulardır Normal olarak şu soru sorulur İlkelle gelişkin yan yana ise evrime ne oldu?
Araştırmayı yöneten North Texas Üniversitesinden Reid Ferring, bu buluşun anlamını şöyle açıklamaktadır:
-Bu tamamen beklenmedik bir durumdur, çünkü şimdiye kadar hakim olan bilimsel görüşler habilis, ergaster ve erectus'u evrimsel bir sıralama içine yerleştirmişti
Bütün bunlar soyu tükenmiş bir maymun cinsi olan Australopithecus ile günümüz insanın ve onun farklı ırksal varyasyonlarını içine alan Homo sapiens türünden başka homonidlerin olmadığı anlamına gelir Diğer ifade ile insanın evrimsel bir kökeni bulunmamaktadır Tersinim teorisinin bu konuda ki varsayımı göz önüne alınırsa bu varsayımın bilimsel bulgularla birebir örtüştüğü görülür
Yapılan son araştırmalar Australopithecus, Homo habilis ve Homo erectus'un dünya'nın farklı bölgelerinde aynı dönemlerde yaşadıklarını göstermektedir
Dahası Homo erectus sınıflamasına ait insanların bir bölümü yakın zamanlara kadar yaşamış, homo sapiens neandertalensis (yarı evrimleşmiş kabul edilen bir insan ırkı) ve Homo sapiens sapiens (modern insan) ile aynı ortamda yan yana bulunmuşlardır
Harvard Üniversitesi paleontologlarından Stephen Jay Gould, kendisi de bir evrimci olmasına karşın evrim teorisinin içine girdiği bu çıkmazı şöyle açıklar:
-Eğer birbiri ile paralel bir biçimde aynı anda yaşayan üç farklı hominid (insanımsı) çizgi varsa, o halde bizim soy ağacımıza ne oldu?
Açıktır ki bunların biri diğerinden gelmiş olamaz Dahası, biri diğeriyle karşılaştırıldığında evrimsel bir gelişme trendi göstermemektedirler
Evrim teorisinin 20 yüzyıldaki en önemli savunucularından biri olan Ernst Mayr insanın evrimi konusunda Homo sapiense uzanan zincir gerçekte kayıptır diyerek bu gerçeği kabul eder
Australopithecus fosilleri üzerinde 15 yıl araştırma yapan İngiltere'nin en ünlü ve saygın bilim adamlarından Lord Solly Zuckerman, bir evrimci olmasına rağmen, ortada maymunsu canlılardan insana uzanan gerçek bir soy ağacı olmadığı sonucuna varmıştır
Zuckerman bilimsellik açısından yaptığı hayli ilginç skalada duyum ötesi algılama kavramları üzerine kurulu telepati ve altıncı hisle beraber insanın evrimini en son sıraya koymuştur
Zuckerman bilimsellik yelpazenin bu son ucunu şöyle açıklar:
-Objektif gerçekliğin alanından çıkıp da, biyolojik bilim olarak varsayılan bu alanlara (yani duyum ötesi algılamaya ve insanın fosil tarihinin yorumlanmasına) girdiğimizde, evrim teorisine inanan bir kimse için her şeyin mümkün olduğunu görürüz
Öyle ki teorilerine kesinlikle inanan bu kimselerin çelişkili bazı yargıları aynı anda kabul etmeleri bile mümkündür
Görüldüğü gibi Zuckerman evrim teorisi taraftarlarının o amansız hastalığını tam isabetle teşhis etmiştir
Evrim teorisi taraftarlarının görülen ve bilinen bir özelliği teorilerine ters gelen, teoriyle uyuşmayan bilimsel gerçekleri bilmezlikten, görmezlikten gelmeleri ya da bu gerçekleri eğip bükerek teori mantığına uydurmalarıdır
Teori savunucularının bir başka taktiği de çözülemeyen sorunları çözülmüş, yanıtlanmamış soruları yanıtlanmış kabul ederek (daha sonra halletmek üzere) buzdolabına koymalarıdır Fakat buzdolabındaki sorunlar öylesine çoktur ki artık çürümeye, kokuşmaya, içinden çıkılmaz bir hale dönüşmeye başlamıştır Yapılanları temelleri oluşturulmadan gökdelen inşa etme çabalarına benzetilebilir

Biyolog ve matematikçi Marcel-Paul Schutzenberger, evrim teorisinin insanın kökenini açıklama konusundaki sorunlarından bazılarını şöyle özetler:
-Hem kademeli hem de sıçramalı evrimi savunanlar, insanları diğer primatlardan ayıran biyolojik sistemlerin aynı anda ortaya çıkışına inandırıcı bir açıklama getirmekten yoksunlar Bu biyolojik sistemler arasında; iki ayaklılık, bunun doğal sonucu olarak leğen kemiğinin değişmesi ve şüphesiz beyincik, daha yetenekli bir el, dokunma duyusunun daha fazla olduğu parmak uçları; ses için gerekli olan gırtlakta değişiklik; sinir sisteminde, özellikle de konuşmanın tanınmasını sağlayan şakak loblarında değişiklik sayılabilir
Embriyogenetik açısından, bu anatomik sistemler birbirlerinden tamamen farklıdırlar Her değişiklik bir yetenektir Bu yeteneklerin aynı anda ortaya çıkmış olma zorunluluğu çok şaşırtıcıdır
Bazı biyologlar bunun genomun bir yeteneği olduğunu öne sürüyorlar Herhangi biri bu yeteneğin gerçekten var olduğunu varsayarak onu tekrar bulabilir mi? İlk balıkta bu yetenek var mıydı? Gerçek şu ki biz kavramsal bir iflasla karşı karşıyayız
Nature dergisinin bilim yazarı Henry Gee, hiçbir kanıt olmamasına rağmen evrim iddialarının tamamen önyargılara dayalı olduğunu şöyle belirtir:
-Ata-torun ilişkilerine dayalı insan evrimi şeması, tamamen gerçeklerin sonrasında oluşturulmuş bir insan icadıdır ve insanların önyargılarına göre şekillenmiştir Bir grup fosili almak ve bunların bir akrabalık zincirini yansıttıklarını söylemek, test edilebilir bir bilimsel hipotez değil ama gece yarısı masallarıyla aynı değeri taşıyan bir iddiadır Eğlendirici ve hatta belki yönlendiricidir, ama bilimsel değildir
======

Bilindiği gibi insanlar iki maymunlar ise dört ayakları üzerinde yürürler Eğer evrim gerçek ise insanlar dört ayaklılıktan iki ayaklılığa aşama, aşama geçmiş olması gerekir
Evrimin temelini oluşturan bu model, evrimin bir aşamasında iki ayaklılıkla dört ayaklılık arasında karma bir yürüyüş olmasını zorunlu kılar Oysa insanın ağaçlarda yürümeye başladığı yönündeki iddialarda bulunan Robin Compton dahi, 1996 yılında bilgisayar yardımıyla yaptığı araştırmalarda bu çeşit bir karma (dört ve iki ayaklılık aynı anda) yürüyüşün imkânsız olduğunu göstermiştir Compton'un vardığı sonuç şudur:
-Bir canlı ya tam dik, ya da tam dört ayağı üzerinde yürüyebilir
Bu ikisinin arası bir yürüyüş biçimi enerji kullanımının aşırı derecede artması nedeniyle mümkün olmamaktadır Bu yüzden yarı-iki ayaklı bir canlı var olması mümkün değildir
İnsanla maymun arasındaki uçurum, sadece iki ayaklılıkla sınırlı değildir Beyin kapasitesi, konuşma yeteneği gibi diğer pek çok özellik de evrimciler tarafından asla açıklanamamaktadır
Evrimci paleoantropolog Elaine Morgan şu itirafta bulunur:
-İnsanlarla (insanın evrimiyle) ilgili en önemli dört sır şunlardır:
1) Neden iki ayak üzerinde yürüdüler?
2) Neden vücutlarındaki yoğun kılları kaybettiler?
3) Neden bu denli büyük beyinler geliştirdiler?
4) Neden konuşmayı öğrendiler?
Bu sorulara verilecek standart cevaplar şöyledir:
1) Henüz bilmiyoruz
2) Henüz bilmiyoruz
3) Henüz bilmiyoruz
4) Henüz bilmiyoruz Sorular çok daha artırılabilir, ama cevapların tekdüzeliği hiç değişmeyecektir
Paleontolog Meave Leakey de kendisine dik duruşun kökeni hakkında ellerinde bir delil olup olmadığı sorulduğunda, olmadığını belirtmiş, bunun bir sır olduğunu ve ilk başta canlıyı verimsiz kılacağını söylemiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.