| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| bilgisayar, bilgisiyar, bilinir, dijital, olarak, sayısal | 
|  | Sayısal Bilgisiyar, DIJİTAL BİLGİSAYAR Olarak da Bilinir. |  | 
|  10-21-2013 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Sayısal Bilgisiyar, DIJİTAL BİLGİSAYAR Olarak da Bilinir.SAYISAL BİLGİSAYAR Sayısal bilgisayar,DIJİTAL BİLGİSAYAR olarak da bilinir  kesikli türden verileri işleyerek problem çözen aygıtların ortak adı  Bu tür aygıtlar,ikili sayı sisteminin 0 ve 1 rakamları kullanılarak ifade edilmiş olan sayılar, harfler ve simgeler üzerinde işlem yapar  Belleklerinde saklanan program komutları uyarınca 0 ve 1'lerden oluşan verileri sayarak,karşılaştırarak ve işleyerek çalışan sayısal bilgisayarlar üretim süreçlerini denetleyebilir  takım tezgahlarının ve başka makinelerin çalışmasına kumanda edebilir ya da yeniden düzenleyebilir  dinamik sistemlerin (örn  genel hava koşulları yada karmaşık kimyasal tepkimeler) benzetimini ( simülasyon) gerçekleştirebilir,otomobil ve uçakların tasarımında yardımcı görevler üstlenebilir  kimi hastalıkların tanısında ve tedavisinde hekime yardımcı olabilir  Ayrıca bak  bilgisayar programı;örneksel bilgisayar  İŞLEVSEL BÖLÜMLER Bir sayısal bilgisayarda dört temel işlevsel bölüm bulunur  1-) Girdi -çıktı aygıtları 2-) Ana bellek, 3-) denetim birimi 4-) Aritmetik mantık birimi  Bilgisayarların verilerin ya da komutların işlenmek ya da bellekte saklanmak üzere girilmesi ve işlenmiş verilerin kullanıcıya iletilmesi ,girdi-çıktı aygıtları aracılığıyla sağlanır  En çok kullanılan girdi-çıktı aygıtı bir elektronik klavye ile bir katot ışınlı lambadan oluşan video terminalidir  Bilgisayara giren veriler ana bellekte saklanır,hemen kullanılmayacak veriler ise yardımcı bellek birimlerinde depolanır  ( bak  bilgisayar belleği)  Denetim birimi program komutlarını bellekten birer birer ve sırayla alır,bunları yorumlar ve aritmetik -mantık biriminin bu komutlar uyarınca gereken işlemleri yapmasını ;girdi-çıktı aygıtlarının çalışma hızı arasında uyum oluşturarak verilerin bilgisayarda uygun biçimde dolaşımını sağlar  Aritmetik- ve mantıksal işlemleri gerçekleştirir,günümüz bilgisayarlarında bir işlem için gereken süre,nanosaniye (10-9 sn) kertesindedir  Bilgisayarın ana bellek,denetim birimi ve aritmetik -mantık biriminden oluşan bölümü,ana işlem birimi olarak adlandırılır  girdi-çıktı aygıtları ile yardımcı bellek birimleri ise çevre donanımını oluşturur  SAYISAL BİLGİSAYARIN GELİŞİMİ Mekanik,sayısal,hesap makinesi 17  yüzyılda Blaise Pascal ve Gottfried Wilhelm Leibniz tarafından icat edildi  İlk gerçek sayısal bilgisayarı tasarımlayan kişi ise İngiliz matematikçi ve mucit Charles Babbage'dır  Babbage,çözümleyici makine adını verdiği aygıtı 1830'larda tasarımladı  bu aygıt temel aritmetik işlemleri yapabilen ve hesap sonuçlarına göre karar alabilen mekanik bir donanımdı  Çözümleyici makine,günümüz sayısal bilgisayarında geçerli olan temel çalışma ilkelerinin birçoğunu içeriyordu  Örneğin işlemlerin yapılma sırasını programa uygun olarak belirleyen ve dallanma ,döngü gibi öğeleri de içeren ardışık denetim ile otomatik yazıcılı aritmetik işlem birimi ve bellek birimi öngörülmüştü  Çözümleyici makine hiçbir zaman tamamlanamadı  Babbage'ın bu makineye ilişkin tasarımı da ,1937'de not defterleri bulununcaya değin unutuldu  İngiliz matematikçi ve mantıkçı George Boole'un 1850 dolaylarında geliştirdiği ve günümüzde Boole cebiri olarak adlandırılan mantık cebirinin ,sayısal bilgisayarların evriminde çok önemli bir yeri vardır  Boole cebiri,bilgisayar anahtarlama devrelerinin çözümlenmesi ve tasarımında temel önemde bir araç niteliğindedir  ABD'li matematikçi ve fizikçi John V  Atanasoff 1939'da ilk elektromekanik sayısal bilgisayarı gerçekleştirdi  1944'te Howard Aiken ve International Business Macihines Corporation'dan ( IBM)  bir grup mühendis,temel öğe olarak elektrik röleleri kullanan bir bilgisayarı gerçekleştirdiler  bu aygıt Harvard Mark I olarak adlandırıldı  Bundan sonra bilgisayarlar hızlı bir gelişme çizgisi izledi  Bilgisayarları bu gelişme çizgisi içinde ve özellikle mantık devrelerinde kullanılan teknoloji göz önünde tutularak,kuşaklara ayırmak gelenekselleşmiştir  Pennsylvania Üniversitesi'nden iki mühendis,J  Presper Eckert ve John W  Mauchly ilk genel amaçlı,tümüyle elektronik bilgisayarı 1946'da geliştirerek birinci kuşaktan modern bilgisayarlar dönemini başlattılar  ENIAC ( Electronic Numerical Ingetgrator And Calculator( Elektronik Sayısal Integral ve Hesap Makinesi) adı verilen bu aygıtın mantık devrelerinde röleler değil elektron lambaları kullanılıyordu  bu nedenle ilk bilgisayarlara oranla çok daha yüksek bir işlem hızına erişilmişti  Macar asıllı ABD'li matematikçi John von Meumann 1947'de bellekte saklanan program kavramını ortaya koydu  Verilerle birlikte program komutlarının da içeriği elektriksel olarak değiştirilebilen bir bellekte saklanması ilkesi ilk kez EDVAC' ta ( Electronic Discrete Variable Automatic Computer ( Kesikli Değişkenli Elektronik Otomatik Bilgisayar ) uygulandı  İkinci bilgisayar kuşağını transistorlu bilgisayarlar oluşturur  Transistor 1948'de bulunmuş,ama elektronik aygıtlarda elektron lambalarının yerini alabilmesi için on yıllık bir araştırma -geliştirme dönemi gerekmişti  Transistor ,boyutlarının küçüklüğü ,güvenilirliği ve harcadığı enerjinin düşük oluşuyla,elektron lambalarına göre önemli bir gelişmeyi simgeliyordu  1950'lerin sonlarında yapımına başlanan ikinci kuşak bilgisayarlar çokdaha küçük boyutlu,işlem hızı ve yeteneği açısından birinci kuşağa oranla çok üstün makinelerdi  1960'ların sonları ve 1970'ler bilgisayar donanımında büyük atılımların gerçekleştirildiği yıllar oldu  En büyük gelişmeyi,yüzlerce transistor,diyot ve direncin küçücük bir silisyum yonga (çip) üzerine sığdırıldığı tümleşik devrelerin gerçekleştirilmesi oluşturdu  Devreyi oluşturan öğeler mikroskopik boyutlarda olduğundan ötürü mikrodevre olarak da adlandırılan bu tür devrelerin kullanılmasıyla,hızı,bellek sığası ve güvenilirliği çok yüksek,maliyeti çok düşük üçüncü kuşak bilgisayarlar ortaya çıktı  Tümleşik devrelerden yararlanılarak gerçekleştirilen bir bilgisayar türü de büyük bilgisayarlara oranla çok daha küçük boyutlarda olmamakla birlikte,örneğin büyük bir araştırma laboratuvarındaki bütün aygıtları denetleyebilecek kadar güçlü olan minibilgisayarlardır  1970'lerin sonlarında ortaya çıkan geniş ölçekli tümleşim (LSI) tekniğiyle binlerce transistor ve devre öğesinin çok küçük bir alana sığdırılmasına olanak sağlandı  Bu tür mikrodevrelerin kullanılmaya başlamasıyla bilgisayar teknolojisinde devrim niteliğinde iki önemli gelişme sağlandı  Bunlardan birincisi mikroişlemcilerdir  Mikroişlemci,ana işlem birimini oluşturan bütün aritmetik ve mantıksal işlem devreleriyle denetim devrelerinin tek bir yonga üzerine sığdırılmasıyla gerçekleştirilen tümleşik devredir  Mikroişlemci kullanılarak yapılan mikrobilgisayarlar taşınabilir bir televizyon alıcısı boyutlarında olmalarına karşın önemli hesaplama yeteneğine sahip makinelerdir  Geniş ölçekli tümleşim tekniğinin sağladığı ikinci büyük gelişme,yarıiletken bellekler çok büyük bellek sığalarının çok kısa boyutlara sığdırılmasına olanak sağladı  Boyutlarının küçüklüğü ve sığalarının büyüklüğü yanında erişim sürelerinin de küçük olması bu tür belleklerin yalnızca minibilgisayar ve mirobilgisayarlarda değil,ana bilgisayarlarda da yaygın olarak kullanılması sonucunu doğurdu  1980'lerin bilgisayarları genellikle dördüncü kuşak bilgisayarlar olarak adlandırılır  ama üçüncü kuşakla dördüncü kuşak arasındaki farklar kesin ve belirgin değildir  Bu iki kuşak arasındaki temel ayrım,çok geniş ölçekli tümleşimden ( VLSI) kaynaklanır  Bu teknoloji ,mikroişlemci,bellek ve mikroişlemci ile girdi-çıktı aygıtları arasında iletişimi sağlayan arabirimlerde çok yüksek devre yoğunluklarıelde edilmesine olanak tanımıştır  Çok geniş ölçekli tümleşimde,örneğin,5 mm2'lik bir silisyum yonga üzerine yüz binlerce transıstor ve devre öğesi sığdırmak olanaklıdır  1980'lerin ilk yıllarında yapımına geçilen mikrobilgisayarların çoğunda ana işlem birimi,belek ve arabirim devrelerinin tümünün tek bir yonga üzerinde yer aldığı tümleşik devreler kullanılıyordu  Bu tür bilgisayarların daha da gelişkin türleri,cebe sığacak boyutlarda olmakla birlikte,sanayide kullanılan takım tezgahlarına ya da bir jet uçağına kumanda edebilecek yetenektedirler  Kaynak;AnaBritannica cilt 27 sayfa 218-219 frmsinsi  net için derlenmiştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |