|  | İnorganik Bileşikler Nedir? |  | 
|  12-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İnorganik Bileşikler Nedir?canlıların kendi vücutlarında sentezleyemeyip,dışarıdan hazır aldıkları bileşiklerdir  Hem canlı vücutunda hem de cansız ortamda bulunurlar  Küçük moleküllü olup,devamlı ve yeterince bulunması gerekir  Canlılar bu bileşiklere gereksinim duyar  Besin olarak kullanılan inorganik maddeler ?mineraller ve su? sindirilemezler  Enerji vermezler  Bunlar düzenleyici maddelerdir  Karbon elementine sahip olmayan tüm moleküller İnorganik Bileşikler olarak adlandırılr  1) SU Dünya üzerindeki yaşamın tamamı suya bağlıdır  Tüm yaşayan dokuların %70-90?ı sudur  Yaşamı karakterize eden tüm tepkimeler su içeren ortamlarda yer alırlar  Su hayat için gerekli olan en önemli moleküldür  Bir insan,yiyeceksiz haftalarca yaşayabilir  Ancak,susuz sadece birkaç gün yaşayabilir  Vücut için gerekli olan su miktarı günlük çalışma durumumuza göre değişir  Günde ort  1  5-2  5 lt su almamamız gerekir  Yaşa göre vücut ağırlığının %40-%75?i sudur  Yaşlandıkça vücuttaki su oranı azalır  Bu su dışardan alındığı gibi,vücutta ara ürün olarak oluşur  Canlı organizmanın büyük bir kısmı su moleküllerinden oluşmuştur  Organizmaların yapısındaki su oranı %65-95 arasındadır  Bu oran,su bitkilerinde %98?e kadar yükselmektedir  Tohumlarda ise su oranı %15?den %5?e düşer  Bütün hücreler bir sulu çözeltide bulunur  Her türlü madde değişimin ?doku sıvısı?denilen çözeltiyle sağlarlar  ? Su kimyasal tepkimelerde rol alan çok iyi bir çözücüdür  Bu sayede sindirime büyük ölçüde yardımcı olur  Su molekülünün belirgin bir polaritesi ve hidrojen bağı oluşturmak için büyük bir eğiliminin olması nedeniyle su,hem iyonik hem de iyonik olmayan maddelere karşı çok iyi bir çözücüdür  ? Su pek çok organizmanın vücudunda taşıyıcı ortam olarak görev yapar  Maddelerin vücutta bir bölgeden diğer bölgeye taşınması suyla sağlanır  Ayrıca,su besin maddelerini kan plazması olarak taşır  ? Su, metabolizma olaylarını hızlandırır  Enzimler ancak sulu bir ortamda çalışır  ? Idrardaki su boşaltıma,terleme olayı ile de dolaşıma yardımcıdır  Terleme olayında vücut ısısının fazlası dışarıya suyla atılır  Böylece vücut ısısı dengelenir   ? Su ,bitkilerde ?fotosentez? ana elemanı olarak bu canlılar için de çok büyük önem taşır  ? Ayrıca su, absorbe ettiği fazla ısı ile Dünya?mızın çevresel ısısını düzenler  Böylece hem çevresel ısı çok yükselmez ve saklandığı için ısı kaybolmaz  2) MİNERALLER ? Sindirilmeden direk olarak kana alınırlar  Enzimlerin yapısına katılırlar  Vitaminlerle birlikte düzenleştirici olarak görev yaparlar  Vücudumuzda Cl ,P, S ve N elementlerinin asit bileşikleriyle Na, K, Ca, Mg, Fe, Mn ve Cu metallerinin baz özelliğindeki bileşiklerine rastlanmaktadır  ? Mineraller hücrede protein,karbonhidrat,yağ gibi,organik maddelere bağlı olarak bulundukları gibi hücrede tuz halinde de bulunabilirler  ? Minareller, vitamin-hormon-enzim v  b  moleküllerin yapısına katılır  70kg ağırlığındaki bir insanda ortalama 3 kg mineral tuzları vardır   ? Organizmanın yapısında az da olsa minerallere ihtiyaç vardır  Mineraller kanın kanın osmotik basıncının ayarlanmasında ,kas kasılmasında,kanın pıhtılaşmasında, ve sinirlere uyarının iletilmesinde önemli role sahiptir  ? Minareller bazı enzimlerin yapılarına katılarak katalizör görevi yapar  ? İdrar,ter ve dışkı ile dışarı atıldığından mineral içeren besinlerin düzenli olarak vücüda alınması gereklidir  Yiyeceklerde bulunan ve mineral olarak adlandırılan bütün maddeler aslında tuzdur  Yeterli mineral içermeyen besin maddeleri ile beslenilirse,tuz atılması devam edeceğinden kas krampı gibi bazı bozukluklar görülür  Sıcak ortamlara maruz kalan insanlar daha fazla terledikleri için dışarıdan yeterince tuz almalıdır  Sodyum ve klor bütün vücut sıvıları içinde iyon olarak bulunur  Ancak kan gibi hücre dışı sıvılar içindeki bu iyonların miktarı daha fazladır  Sodyum ve klor dokularda suyu tutarak vücudu su dengesini sağlar  Sodyum ve klor kas ve sinir sistemi işlevleri için gereklidir  Ancak bazı böbrek hastalıklarında,yüksek ? tansiyonu olan insanlarda suyun az alınması gerekir  Çok küçük çocukların böbrekleri fazla tuzu süzemediğinden fazla miktarda alınan tuzdan zarar görürler  ? Sodyumla birlikte vücut sıvılarında bulunan ve hücrelerin çalışmasını kontrol eden mineral potasyumdur  Vücutta hücre ara sıvısı ile hücre sıvısı arasında bir sodyum,potasyum oranı vardır  Sodyum gibi potasyumun da büyük bir kısmı,tüketilen besinlerden kolayca emilir  Fazlası böbreklerden atılır  İshal gibi,su kaybının fazla olduğu durumlarda potasyum kaybı da fazla olur  ? Vücutta en bol bulunan mineral kalsiyumdur  Kalsiyumun büyük bir kısmı fosforla birlikte kemiğin ve dişin yapısına katılır  Geri kalan kısmı kasların kasılmasında ,sinirlerde,kanın pıhtılaşmasında ve bazı enzimlerin çalışmasında görev yapar  Vücuda alınan kalsiyumun bir kısmı emilir  Emilmeyen kısmı dışkı ile atılır  D vitamini kalsiyumun emilmesine etki eder  Vücuda fazla kalsiyum alınsa bile D vitamini yetersiz olursa kalsiyum bağırsaklarda emilemez  Küçük çocuklarda kalsiyum ve D vitamini yetersizliğine bağlı olarak?raşitizm? denilen hastalık görülür  Yetişkin insanlarda potasyum kaybı ile ?osteomalazi? denilen kemik yumuşaması hastalığı ortaya çıkar  Vücutta en bol bulunan minerallarden biri de fosfordur  Fosfor kalsiyumla birlikte kalsiyum fosfat şeklinde kemiklerin ve dişin yapısına katılır  Fosfor ,nükleik asit,yağ,protein ve karbonhidrat gibi moleküllerin yapısına da katılır  Vücudun yapısına katılan minerallerden biri de demirdir  Vücudumuzdaki demirin yarıdan fazlası kana kırmızı rengini veren hemoglobinin içinde bulunur  Demir aynı zamanda kas proteinleri karaciğer,dalak ve kırmızı kemik iliğinde bulunur  Vücuda yeteri kadar demir alınmamamsı yada vücuttan atılan demir miktarının alınandan fazla olması durumunda demir yetersizliği başlar  Demir eksikliğinde,hemoglobin yapılamaz ve ?kansızlık?(anemi) görülür  Demir bakımından zengin yiyeceklerle beslenmek sureti ile kansızlık önlenir  İyot, tiroid bezi hormonu olan tiroksinin yapısına katılır  Vücuda yeteri kadar iyot alınmazsa tiroid bezi iyi çalışamaz ve tiroksin hormonunu az salgılar  Tiroksinin az salgılanması tiroid bezinin büyümesine neden olur  Basit ?guatr? hastalığı denilen bu durum lahanayı çok tüketen insanlarda,bulunan bir madde tiroid bezinde iyot bağlanma tepkimesini engellemektedir  Sülfatlar kaslarda bulunur ve proteinlerin yapısına katılır  Flüor dişlerin yapısına katılır  Flüorün azlığı dişlerin çürümesine,fazlalığı dişlerin sararmasına yol açar  Bakır bazı enzimlerin yapısına katılır   ? Yani kısaca ; ? ? Vücut içindeki birçok enzimin ve hemoglobin gibi moleküllerin yapısını oluştururlar  Bunlar,demir,fosfor gibi elementlerdir  ? ? Kemiklerin ve dişlerin normal olarak gelişmesini sağlarlar  Bunlar için gerekli olan madensel maddeler, kalsiyum, fosfor,magnezyumdur  ? ? Vücut ve hücre sıvısının osmotik basıncını düzenlerler  Bunlardan hücre içi sıvıda sodyum,klor,hücre dışı sıvıda potasyum,magnezyum,fosfor bulunur  ? ? Sinirsel uyarı iletiminde ,kas kasılmasında ,Kanın pıhtılaşmasında rol alırlar  3) ASİT - BAZ - TUZLAR a  ) Asitler Su içersinde çözündüğünde H+(hidrojen) iyonu veren bütün bileşikler asit özelliğindedir  Asitler turnusol kağıdının rengini maviden kırmızıya dönüştürür  Asitlerin tatları ekşidir  Ama kuvvetli olanlar tadılamaz  Yapılarında karbon içeren asitlerin çoğu organik asittir  Laktik asit (CH3-CHOH-COOH) ; organik asite, hidroklorik asit(HCI) ise inorganik asite örnek verilebilir  Ayrıca asitler ayıraç olarak kullanılır  (=Nitrik asit protein ayıracı olarak kullanılır  ) Protein + derişik nitrik asit(HNO3) >>>> ısı >>> sarı renk oluşur b  ) Bazlar Suda çözündüğü zaman hidroksil iyonu (OH-) veren bileşikler bazik özellik gösterir  Bazlar turnusol kağıdının rengini kırmızıdan maviye dönüştürür  Yapılarında genellikle karbon,azot bulunduran bazlar organik bazlardır  Metilamin (CH3NH2) organik baza;sodyum hidroksit(NaOH),potasyum hidroksit (koh) gibi bazlar ise inorganik bazlara örnek verilebilir  Tadları acıdır  Ba(OH)2,KOH,Ca(OH)2,NaOH gibi bazlar solunum ve fermantasyon deneylerinde CO2 tutucu özelliklerinden dolayı ayıraç olarak kullanılır  Bunlar aynı zamanda nem tutucu olarak da kullanılır  Asit ? Baz Dengesi Ortamın hidrojen iyon yoğunluğunun negatif (-) logaritması asitliğin ,hidroksil iyon yoğunluğunun (-) logaritması ise bazikliğin derecesini verir  H+ iyonu arttıkça ortam asidiktir ve pH 0 ile 7 arasında bir değer gösterir  OH- iyonu arttıkça ortam baziktir ve pH 7 ile 14 arasında bir değer gösterir  H+ iyonu ve OH- iyonları eşit miktarda ise ortam nötrdür ve pH?7 dir  PH değeri organizma için çok önemlidir  Biyokimyasal tepkimelerin gerçekleşebilmesi için pH?ın belirli bir düzeyde tutulması gerekir  pH?daki çok az bir değişiklik bile biyokimyasal tepkimeleri olumsuz etkiler  Bu nedenle pH değerinin sabit kalması gerekir  İnsan kanının pH?ı 7,4?e eşittir  İnsan kanının p H?I 7?ye düşerse ya da 7,8?in üstüne çıkarsa ölüm olayı meydana gelir  Bazı bakteri ve mantarlar asidik ortamlarda yaşayabilir,fakat bazik ortamlarda yaşayamazlar  c  ) Tuzlar Asitlerle bazlar karıştığında asitin H+ iyonu ile bazın OH- iyonu birleşir  Bu birleşim sırasında bir molekül su açığa çıkar ve tuz meydana gelir  HCI + NaOH =H20+ NaCL Hidroklorik asit + sodyum hidroksit(baz) = su + sodyum klorür (tuz) Hücrenin içinde ve hücrelerin arasında çeşitli mineral tuzları vardır  Bunlar içinde en önemlileri sodyum,potasyum,magnezyum ve kalsiyum tuzlarıdır  | 
|   | 
|  | 
|  |