Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hastalığı, verme, zarar

Kendine Zarar Verme Hastalığı

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kendine Zarar Verme Hastalığı




Psikolojik bir rahatsızlık olan kendine zarar verme hastalığı ve yeme bozukluklarıyal ilgili Psk Fatih Sönmez'in açıklamalarını sizler için araştırmış olduğum yazımızda okuyabilirsiniz




Yeme Bozuklukları ve Kendine Zarar Verme(Self Mutılatıon)


Freud;?Benlik her şeyden önce beden benliğidir?(Benlik ve altbenlik,1923)düşüncesini ifade etmiş ve bunu bir adım daha ileri götürerek ben in anlamlı bir bölümünün bilnçdışı olduğunu gözlemlemiştir Freud her zaman ruhsal(psişik) gelişimi bedensel organİzmadan yola çıkarak açıklamıştırFreud aynı zamanda tüm bedeni erojen bir bölge olarak görür ve tüm duyumsal(sensoriel)organlar ve derininde erojen bölgelerin uyarılmasında ve arzunun oluşumunda tamamlayıcı rolü olduğunu savunur(Sfreud 1905 Cinsellik üzerine üç deneme)Böylelikle bedenin çeşitli organları hem erojen bölge hemde ihtiyaçlara yanıt veren organ olarak görülür; örnek olarak ağız bölgesinin oral zevklerin yaşandığı ama aynı zamanda da yeme,yutma eyleminin yapıldığı organ olması gibiBenlik bedensel duygulanımlarına yatırım yapmaktadırDuygulanımlar yani motor ve duyumsal(sensoriel) imgeler dürtülerin kaynağını oluşturmaktadırlarEğer kişide uyarı kalkanları yeterince gelişmemişse bedeni algılama reddilmektedirFreud un ?Haz İkesi,nin Ötesinde? adlı makalesinde yaşayan organizma için heyecanlara karşı kendisini koruma,heyecanları kavramadan çok daha önemli bir görevdir(Freud 1920) Genellikle insanlar kliniklere geldiklerinde aslında sürekli benlerine dair şikayetlerle gelirler Cinsel haz ekskliği,uyku sorunu,beslenme sorunları ,halsizlik gibi(Penot Bernard)Ve bu hastalar daha sonra bu şikayetlerini,sanki bu bedenleri kendilerine ait değilmiş gibi ifade ederlerBu kişiler hazzı meşru görebilecek kadar bedenlerine sahip olamamaktadırlarAdeta bedenleri başka birinin hizmetindedirBedenleri kendilerinden çok başka birinin hazzının merkezidir


Bunun tam tersi,bir sürü hasta da ekonomilerinin ,bedenlerinin bir çeşit inkarı tarafından hakimiyet altına alındığı belirtilmiştir Burada tehlike ve hazzızlığı inkar eden davranış bozuklukları,kendine zarar verenler ve anoreksiya gibi patolojilerde görülebilirBedenin üzerine narisistik gerileme varoluşçu bir deneyime bağlı olarak gelişen öznel acının dindirilmesine imkan vermiştir(Debray Rosine)


Bebeğin bedeni ve annenin bedeni ilk iletişimlerin oluştuğu tek somut aracı olarak kabul edilebilirYaşamın ilk aylarında bebek kendi bedeni ve annesinin bedenini ayırt etmeyi yavaş yavaş öğrenecektirMelanie Klein tarafından ?depresif? olarak tanımlanan bu konumundan itibaren anne gerek anlamada öteki olarak algılanacaktırFreud tarafından öznel gelişimin bir destekleyicisi olarak sunulan meşhur doyum deneyimi karşılıklı olduğu noktada ortaya çıkmaktadırAnnesel doyum bebeğinki mümklün kılmaktadır kibu,anoreksiya kliniğinde bebekte tam tersi olarak gözlmelenirSonuç olarak bebeğin dıyumu annesninkini kapsarAcaba self ınjurik bireyler için bu doyumu nasıl tanımlarız ?
Yeni doğan öznenin anlamlılığını zenginleştireceği madde yavaş yavaş anneyle beden bedene belirginleşecektir kibu da anne tarafından verilen cevaplarla mümkündür
Ergende beden imgesi koruyucu bir sınırdırKişisel bir keşif olan ergenlikte bütünleşmemiş saldırgan ve libidinal dürtüler sorun oluşturmaktadırDürtüsel enerji bedensel kutba doğru kayar


Anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza, kendine zarar verme davranışı için yüksek risk oluşturmaktadır Ayrıca kendine zarar verme davranışları dürtü kontrol sorunu olan olgularda sık görülmektedir Obsesif-kompulsif davranışlar ve ataklıkta benzer psikopatolojik odaklanma vardır Obsesif-kompulsif davranış ile kendine zarar vermenin bir arada bulunduğu vurgulanmaktadır (Paul ve ark 2002) Anoreksiya nervoza daha çok obsesif-kompulsif davranışlarla ilişkiliyken, bulimiya nervozada daha çok dürtü kontrol sorunu olduğu belirtilmektedir (Thornton ve Russel 1995) Bu olgularda kompulsif ve atak biçimde kendine zarar verme davranışları arasında ayrım yapmak zordur
Paul ve arkadaşları (2002) yeme bozukluklarında kendine zarar verme davranışını, görülme sıklığı ve fenomenolojik açıdan araştırmışlardır Kendine zarar verme davranışının yaşam boyu sıklığı; ayrışmamış yeme bozukluklarında % 358, bulimiya nervoza olgularında % 343 ve ortalama % 346 oranında görülmektedir Ayrıca kendine zarar verme davranışını öyküde travmatik olayların varlığı, obsesif-kompulsif düşünce ve davranışların aşırı dışa vurumunun olması, disosiyatif ve özellikle de bulimik hastalarda ataklık değerlerinin yüksek oluşu gibi birçok etken etkilemektedir Atak davranışlar anoreksiya nervozadan daha ziyade, bulimiya nervozalı bireyler arasında yaygındır


Yaryura?Tobias ve Neziroglu (1978) yeme bozuklukları ile kendini yaralama davranışı arasında bir ilişki bulunduğunu ileri sürmüştür Favazza AR ve ark (1986) 254 kişinin yanıtladığı bir ankette kendilerini yaraladıklarını bildirmelerine dayanarak, kendini yaralama davranışı ile yeme bozuklukları arasında bir ilişki bulunduğunu ileri sürmüştür Walsh BW (1988), bulimia bulunan ve bir ankete yanıt veren, rastgele yöntemle seçilmiş 81 hastadan 27sinde (%33) kendini yaralama davranışı öyküsü bildirildiğini aktarmaktadır Jacobs ve Issacs 1986, anoreksiya nervoza bulunan 30 hastayı 20 normal kontrol vakasıyla karşılaştırmış ve anoreksiya nervoza bulunan hastaların %35?inde kendini yaralama öyküsü varken kontrollerin hiçbirisinde böyle bir öykü olmadığını saptamıştır Deneklerin rastgele yönteme göre seçilmemesi, kendine zarar verici davranışı için hastaların çalışmaya fazla gevşek ölçütlerle alınması ve / veya kendine zarar verici davranış öyküsü belirlemede tek bir anket sorusuna verilen yanıta dayanılması gibi nedenlerle, bu çalışmalara dayanılarak varılacak hükümler sınırlıdır Ancak bulimia tedavisi için hastaneye yatırılan 44 kişinin izlendiği bir takip çalışmasında Winchel RM hastaların %39?unda kendini yaralama davranışı öyküsü olduğunu belirlemiştir Bu çalışmadaki veriler doğrudan görüşmeyle ve kendini yaralama davranışı değerlendirmek üzere tasarlanmış bir gereç kullanılarak elde edilmiştir Kendini yaralama eylemi varlığıyla seçilmiş kişilerden oluşan örnek topluluklarda yeme bozukluğu öyküsünün yüksek hızda görülmesi gibi, aynı zamanda yeme bozukluğu varlığı nedeniyle seçilen hasta topluluklarında da kendini yaralama davranışı hızının yüksek olduğu izlenimi edinilmektedir


Yeme bozukluğu bulunan hastaların oluşturduğu alt gruplarda, kendini yaralama
Davranış hızları değişebilmektedir Garfinkel ve ark bulimik hastalarda anorektik hastalara göre, kendini yaralama öyküsünün daha sık görüldüğünü gözlemlemiştir


Mitchell ve ark bulimia bulunan ve laksatif kötüye kullanımı söz konusu olan bir hasta grubunun %41?inde kendini yaralama davranışı öyküsü varken, laksatif kötüye kullanımı olmayan ama bulimia bulunan hastalarda ancak %26 olduğunu saptamıştır Bu çalışmada özel bir alt grupta intihar girişimleri de bildirilmiştir Söz konusu çalışmaların çoğunda yöntem bilimsel problemler bulunmakla birlikte, birkaç tanesi kendine zarar verici davranışla yeme bozukluğu anamnezlerinin örtüşme sıklığının %25 - %40 arasında olduğunu düşündürmektedir Bulimik ve anorektik hastalarda, genellikle saklı olan bu durumun prevalansı, klinik koşullarında gerçekte olduğundan daha az olarak saptanıyor olabilir


Conterio ve Lader(1998) Self ınjury e zamanımızın?yeni anoreksiya?sı demişlerdirOnlara göre self ınjury ile yeme bozukluklarının psikodinamiği birbirine benzerdir
Onlara göre kesmek; yiyecekten kendini yoksun bırakmak gibi,iletişimin güçlü formunu temsil ederKesmek acının ?özel lisanı?dırBu aynı zamanda iletişimde geçmişin ve şimdiki travmanın acılarının özel lisanıdırBir kişinin bedeninin üzerindeki travmanın kendiliğinin yinelenen travmanın,zorlanmanın bağırarak konuşmasıdır(Conterio&Lader 1998;Farber 2000;Nasser 2004,Strong 1998)


Anorektik hastaların tedavilerinde actıng out(eylem baş vurma) lar sıklıkla görülen davranışlardırBu hastaların kendilerini yaralamaları narsistik yaralanmalardan sonra ortaya çıktığı görülürNarsisitik yaralanmalar bu kişileri regresyona iter ve sonuçta çok yoğun acting out lar tedavi reddetme ve tehlike sınırının altına kadar kilo verne gibi davranışlar götülürBu zarar verme biçimleri bileklerini kesme,eline asit dökme,başını duvara çarpma,saçlarını yolma şeklindedirKendine zarar verici davranışlarda arkaik,sadistik süperegonun etkisi vardır Hasta idealize ettiği nesne veya terapisti ile simbiyotik bir ilişki kurma çabasına girer Bu ilişkide sadistik süper ego terapiste aktarılırHasta terapisti itici, aşağılayıcı,aşağılayan biri olarak görürBununla birlikte bu hastaların diğer sınır ve narsisitik hastalarda olduğu gibi splitting ve yansıtmacı özdeşimin kullandığı da görülmektedirBununla birlikte bulimik hastalarında geçmişlerinde özellikle kollarını keserek zarar verme davranışlarına klinikte sık rastlanır
PskFatih SÖNMEZ

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Kendine Zarar Verme Hastalığı

Eski 12-10-2012   #2
Kayıtsız
Varsayılan

Cevap : Kendine Zarar Verme Hastalığı



Merhaba Yukarıda bahsedilen Kendine zarar verme hastalığı bir hastalıktan ziyade kişinin çaresizlik anlarında başvurduğu,içsel olan acıyı ızdıraba dönüştürmeden baş etmek adına keşfetttiği ilkel bir baş etme metodudurVe bazı hastalıkların belirtisi olabileceği gibi,tek başınada kişinin bir sorunsalı olabilirDünyada olduğu gibi ülkemizde de çok yaygın olan ve genellikle 12 yaşlarında başlayan ve keşfedildikten sonra bir rahatlama yönetimi olarak kullanılan bir durumdurBu konuyla ilgili olarak yaklaşık 7 yıllı aşkın bir incelemenin ürünü olan 'Kendine zarar verme' bir kitabım yayınlandıBu kitabın faydalı olabileceğini düşünüyorum
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Kendine Zarar Verme Hastalığı

Eski 12-12-2012   #3
karamela
Varsayılan

Cevap : Kendine Zarar Verme Hastalığı



Alıntı:
Kayıtsız tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
Merhaba Yukarıda bahsedilen Kendine zarar verme hastalığı bir hastalıktan ziyade kişinin çaresizlik anlarında başvurduğu,içsel olan acıyı ızdıraba dönüştürmeden baş etmek adına keşfetttiği ilkel bir baş etme metodudurVe bazı hastalıkların belirtisi olabileceği gibi,tek başınada kişinin bir sorunsalı olabilirDünyada olduğu gibi ülkemizde de çok yaygın olan ve genellikle 12 yaşlarında başlayan ve keşfedildikten sonra bir rahatlama yönetimi olarak kullanılan bir durumdurBu konuyla ilgili olarak yaklaşık 7 yıllı aşkın bir incelemenin ürünü olan 'Kendine zarar verme' bir kitabım yayınlandıBu kitabın faydalı olabileceğini düşünüyorum
çok güzel bir bakış açısı tebrikler
ama bu durum hastalık maalesef kendine zarar verme hastalığı kalıtsal pskolojik hastalıklarında belirtisi olabiliyor

__________________

zemheride taşa taş bile kuytu olurken, sen benim başıma kar yağdırıyorsun

gölge etme, başka ihsan istemez



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.