Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadolu, medeniyetlerianadolu, uygarlıkları

Anadolu Medeniyetleri-Anadolu Uygarlıkları

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anadolu Medeniyetleri-Anadolu Uygarlıkları



Anadolu Medeniyetleri-Anadolu Uygarlıkları

Anadolu'da tarih boyunca kurulan medeniyetler Anadolu isminin ortaya çıkışı hususunda iki rivayet vardır Birincisi; Romalıların buralara hakim oldukları devirde Kızılırmak ile Ege Denizi arasındaki bölgeye "Thema Anatolica" (Doğu Bölgesi) ismini vermişlerdir Zamanla Thema Anadolica isminin yerine sadece Anatolica kullanılmış ve batı literatürüne bu şekilde geçmiştir Müslüman Türklerin buraya yerleşmeleri ile bu kelime değişerek Anadolu şeklini almıştır

İkinci görüş ise; Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Kılıç Arslan'ın bir seferi esnasında vuku bulan bir hadisedir Selçuklu ordusunun sıcak bir yaz günü yürüyüşü sırasında, askerler çok susamışlardı Verilen istirahat sırasında ordugaha gelen ihtiyar bir kadın, askerlere ayran dağıtıyordu; elindeki testiden bütün asker içmiş ve mataralarını doldurmuştu Yaşlı kadın hala; "Evlatlarım ayran için Mataralarınızı doldurun" diyordu Her bir asker de; "Ana dolu!", "Ana dolu!" demelerinden ordunun bulunduğu yere daha sonraları "Anadolu" denilmeye başlanmış Bu da zamanla şimdi üzerinde yaşadığımız topraklara isim olmuştur

Anadolu'da kurulan uygarlıklar (Medeniyetler) sırasıyla şunlardır:

1Hititler,
Frigler,
Lidyalılar,
İyonlar,
Urartular (MÖ 2000 - MÖ 600 yılları arasında)

2Persler (MÖ 543 - 333)

3İskender İmparatorluğu

4 Roma İmparatorluğu

5Bizanslılar (MS 395 - 1071)

6Türkler (MS 1071 - ?)

Anadolu'da insanların toplu olarak yaşamaya başlamasıyla birlikte, devletler kurulmaya başlamış ve farklı medeniyetler birbiri ardına ortaya çıkmıştır Asırlarca devam eden bu devletler zinciri, Anadolu'nun yeryüzünün medeniyet beşiği olmasına sebep olmuştur

Bilinen tarihi kayıtlara göre bugünkü devlet şekline uygun ilk olarak Hatti Devleti ortaya çıktı (M Ö 2500 - 2000) Hattiler, Mezopotamya tesiri altında olmalarına rağmen, kendilerine mahsus bir medeniyet ortaya koydular An'ane, mitoloji ve sanat bakımından büyük bir varlık gösteren Hattilerin tesiri Anadolu'da uzun süre devam etti Küçük krallıklardan meydana gelen Hatti devleti, idareci sınıfın etkisiyle kendisine has bir sanat ortaya koydu Alacahöyük, Horoztepe ve Mahmatlar bölgelerinde yapılan kazılarda, Hattilerin san'at gücünü ortaya koyan kalıntılar çıkmıştır

MÖ 1750 ile 1200 yılları arasında Anadolu'da hüküm süren Hitit Devleti ise, Hint-Avrupa ırkları topluluğuna mensupturlar Hititler MÖ 15 ve 14 asırlarda o zamanki dünyanın egemenliğini Mısır Devleti ile paylaşıyordu Hititlerin ilk merkezi olan Kaneş (Kültepe)te bulunan çivi tabletler, Anadolu'daki ilk yazı örnekleridir Hititler; Mitoloji, örf ve adet, kültür, sanat alanlarında tamamen Hattilerin tesiri altında kalmışlardır Mimari alanda özel bir tarz geliştirmişlerdir Hitit sanatının bugüne kadar gelebilen eserleri arasında saraylar, tapınaklar, heykeller ve etrafı duvarlarla çevrili şehirler gelmektedir Eski Anadolu oymacılığının en güzel örnekleri Hitit devrinden kalmadır Oymalar; taş, tunç, demir ve altın üstüne yapılmıştır Hitit medeniyeti, klasik medeniyete (Yunan - Roma Medeniyeti) tesirde bulunmuştur

Hurri Devleti ise, Hititlerle çağdaş olup, kültür ve medeniyet sahalarında Hititlerin ve Mısırlıların te'sirinde kalmışlardır Bugüne kadar yapılan kazılar sonunda Hurrilerde taş oymacılığı ve çanak çömlekçiliğin çok ileri bir seviyede olduğu görülmektedir

Urartular ise, şimdiki Van, İran ve Azerbaycan'ın birleştikleri yerlerde medeniyet kurmuşlardır Sami, Hind, Avrupa ve Hatti dilinden başka Hurricenin bir lehçesini de kullanırlardı Maden işleme sanatında oldukça ileriydiler; bunların madeni eserleri Frigya (Phrygia) Etrüsk şehirlerinde bulunmuştur

MÖ 1275'ten sonra Anadolu'ya gelen ve siyasi sahada MÖ 750'den sonra kendilerini gösteren Frigyalılara ait Gordion, Pazarlı, Alişar, Alacahöyük ve Boğazköy'de ortaya çıkarılan san'at eserleri dönemin mimarlığını ve bina tekniğini ortaya koymaktadır Frigyalılar Geç-Hitit ve Helen tesiri altında sanat eserleri ortaya koymuşlardır Bu sanat eserleri arasında çeşitli renklerde, insan ve hayvan figürleri, geometrik motiflerle süslü, pişmiş topraktan levhalar, geometrik motifli ya da aslan, geyik gibi figürlerle süslü seramikler dikkati çekmektedir Frigyalıların maden, ağaç işçiliğinde, dokumacılıktaki eserleri Helenlere tesir etmiştir

M Ö 700 - 300 arasında Batı Anadolu'da hakimiyet kuran Lidyalıların merkezi Sard kasabası kalıntıları hala mevcuttur Burada bulunan Lidya kral mezarları yüksekçe olup, mozak tipindedir Lidyalılar zaman zaman İon şehirlerine hakim olmuşlarsa da, fazla bir tesirleri olmamıştır

Likyalılar (Lykia), Lidyalılarla aynı devirlerde Güneybatı Anadolu'da hüküm sürmüşlerdir Bunlardan günümüze kadar sağlam olarak Fethiye'de Kaya Mezarları ayakta kalmıştır

İon Medeniyeti, Batı Anadolu'da M Ö 1050-300 arasında Mısır, Fenike, Assar ve Hitit te'sirinde olarak görülmüştür En parlak dönemleri M Ö 650-545 arasındadır Felsefe alanında ileri olan bu toplum içinde Thales, Anaximandras ve Anaximanes gibi hala meşhur olan filozoflar yetişmiştir Felsefi sistem olarak Grek felsefesini etkilemiştir Sağlam bir mimari tarz geliştiren İonyalılar, Avrupa mimarisini büyük ölçüde etkilemiştir

İskender'in M Ö 333'te Pers hükümdarı Dara'yı mağlub edinceye kadar, Anadolu'da Pers hakimiyeti görülür Perslerin Anadolu'ya yerleşmeleri ile İonyalıların Anadolu'daki varlıkları silinmiştir Anadolu'daki Pers satrapları bağımsız krallar gibi hareket ettiklerinden, burada dünya çapında eserler meydana getirmişlerdir

İskender'in Anadolu'yu istilasıyla buradaki Hellen şehirlerine bağımsızlıklarını geri vermiştir Yarımadada tekrar dünya çapında eserler vücuda gelmeğe başlamıştır Bergama, Efes, Milet, Didim'deki mimari eserler, Roma san'atına büyük ölçüde te'sir etmiştir

M Ö 30 ile MS 395 arasında Anadolu'da Roma medeniyeti hakim olmuştur Romalıların tuğlaları harçla birbirine bağlama usulüyle yaptıkları, geniş hacimli ve kubbeli binalar, Anadolu'da eskiye nazaran daha tekamül etmiş yapıların inşasına yol açmıştır Böylece Anadolu o zamanın en mamur ülkelerinden biri haline gelmiştir

Anadolu'da M S 330-1453 arasında Geç Roma sanatı ve Erken Hıristiyan sanatının bir karışımı olarak meydana gelen Bizans sanatı, mimari bakımdan yeni bir merhaledir Mimari gelişme, en mükemmel mahsullerini M S 330'da kurulan Konstantinopolis (İstanbul)'de vermiştir M S 532-539 arasında inşa edilen, merkezi kubbeli bir bazilike olan Ayasofya, hala dünya mimarisinin en önemli eserlerindendir (Bkz Ayasofya)

1071'den sonra Anadolu'yu fethe başlayan Müslüman Türkler, burayı ikinci anayurt kabul ederek hiç ayrılmayacak şekilde yerleşmişlerdir Buradaki Türk kavimleri, hoşgörüye dayanan idareleri ile tamamen Anadolu'ya hükmettiler Selçukluların Anadolu'ya hakim olmalarıyla, yeni bir imar hareketi başladı Önceden mevcud olan ticaret yolları üzerine inşa edilen kervansaraylarla, Anadolu'da ticari hayat iyice canlandı Selçuklu sanatı, Arab ve Acem sanatından etkilenmekle beraber kendisine mahsus Ortaasya'dan beri gelen mimari özellikleri de bünyesinde toplamıştır Selçukluların Diyarbakır'dan İstanbul Boğazına kadar uzanan sahada yüzlerce saray, cami, mescid, imaret, han, hamam, darüşşifa, medrese, hankah, türbe, künbed, çeşme, sebil, kervansaray, kale ve surları görülmektedir Bu yapıların cepheleri, kapıları, pencere kenarları en güzel ve renkli yazılar ile süslenmiş, camilerin kubbe kenarları, minber ve mihrapları Türk çinileri ile kaplanmıştır Şadırvanlar Türk mermer işçiliğinin, kapı ve pencere kapakları Türk kakmacılık ve oymacılığının en güzel örneklerini vermiştir Türbeler, Türk çadırının taş binalara uygulanmış şeklidir Kuzey Avrupa'da görülen gotik mimarideki tuğla süslemeleri, Haçlı seferleri sırasında Anadolu'dan alınarak kullanılmıştır, yani Selçuklu menşelidirler

Camilerde ve diğer yapılarda pencerelerin katlar halinde sıralanması, Türk mimari mahsulü olup, başka İslam ülkelerinde uygulanmamıştır Kubbe inşaatında Selçukluların ortaya koydukları en mühim yenilik ana duvarlardan kubbeye geçişin müselles sahalar ile teminidir ki, bu durum mimari tarihinde "Türk üçgenleri" adı ile anılmaktadır Bu üslub Osmanlılar vaktinde değişik şekiller altında geliştirilmiştir Selçuklu stilinde daha ziyade basık olan mihrablar, Osmanlılar devrinde camilerin azametine paralel olarak yükselmiş ve incelmiştir

1299'dan sonra altı asırdan fazla yeryüzünde hüküm süren Osmanlı Devleti, Selçukluların kültür ve sanatını geliştirmiş ve yeni bazı şekiller kazandırmışlardır Türk yapı sanatında, Selçuklularda toplu mekana doğru bir ilerleme başlamış ve Osmanlı mimarisinde Mimar Sinan'ın inşa gücüyle tamamen bütünlüğe kavuşmuştur Mimar Sinan'ın meydana getirdiği cami stili, model olarak sonraki mimarlara örnek olmuştur Ancak Süleymaniye ve Selimiye o kadar eşsiz eserler olarak meydana gelmişlerdir ki, hiç bir mimar o büyüklükte ve mekan bütünlüğünde bir cami yapmağa cesaret edememişlerdir Mimar Sinan, Selimiye ile merkezi bina tipinin yeryüzündeki en başarılı örneğini vermiştir Osmanlı mimarisi, türbe, medrese, kütüphane, köşk, konak, saray, hamam, işhanı ve su kemeri, köprü inşaatında da hem mimari, hem de mühendislik açısından eşsiz eserler meydana getirmişlerdir (Bkz Osmanlı Devleti)

Bugün Anadolu'nun dört bucağı Osmanlı eserleriyle doludur Bunlardan bazıları bakımsızlıktan, ilgisizlikten harabe haline gelmiştir Gelecek nesillere mirasın ulaşabilmesi ancak bu eserlere sahip çıkmakla mümkün olacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.