Kürt Sorununda Ezber Bozmak |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kürt Sorununda Ezber BozmakKürt Sorununda Ezber Bozmak Türkiye’ye son 30 yılını 30 bin insanını ve 100 milyar doların üzerinde milli kaynağını kaybettiren Güneydoğu Sorunu dış güçlerin elinde bölgemizin ve Türkiye’nin emperyalizme boyun eğmesi için kullanılan en büyük oyun Afganistan Irak Pakistan gibi ülkelerde oynanan oyun Türkiye’de de “terör” adıyla ülkenin enerjisini tüketmek için sahneleniyor K Irak ve PKK terör örgütü hususunda sıcak gelişmeler yaşarken konuya siyasi tarihi kültürel ve dini perspektiften yaklaşan Hatipoğlu’nun tartışmaların kilit noktası olacak çözümler barındıran kitabını Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi; “ESAM” yayınladı Güneydoğu sorununda herkesin kaçak güreştiği “sözün bittiğini” söylediği bir ortamda Milli Görüş net ve somut bir şekilde “Daha söz bitmedi!” diyor Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun “Kürt Sorununda Ezber Bozmak” isimli kitabındaki yakın dönemle ilgili çarpıcı tespit ve çözüm önerilerini sizler için derledik:Ortak payda İslâm’dır "Gün düşmanı içimizde arama değil düşmana karşı birliğimizi pekiştirme günüdür Biz şerefli bir milletin çocuklarıyız Malazgirt’te beraber at koşturduk Çanakkale’yi geçilmez yaptık canımızı vererek Daha dün aştık el ele Beşparmak dağlarını… Ülkemizi işgal ederken sormadılar ırkımızı Çünkü onlar biliyordu ki biz bir tek milletiz biz kardeşiz…"Türkiye 30 yıldır devam eden ayrılıkçı terör hususunda, 2007 yılını da acı gözyaşı ve çatışma ile geçirdi 2007 yılının son yarısında sadece Kürt sorunu PKK terörü ve sınır ötesi operasyon tartışmalarıyla geçirdik Emperyalist güçler, Ortadoğu’da hegemonyalarını sağlamak için, yalan iftira katliam fitne iç savaş işgal işkence gibi her türlü yolu deniyor Güneydoğu sorununun kaynağı gelişim süreci bugünü ve soruna ilişkin çözüm önerilerini net bir şekilde, eğip bükmeden dile getirmeye kimse yanaşmıyor Bu konuda da Milli Görüş’ün düşünce ve siyaset adamlarından Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Diyarbakır Eski Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu, söylenecek sözün bitmediğini kaleme aldığı “Kürt sorununda ezber bozmak” isimli kitapla gösteriyor Kitap, dağlarda ve şehirlerde insanları terörize etmek için ortaya konan eylemlerin arka planlarını gösteriyor, konu hakkındaki ezberleri bozuyor ve en önemlisi İslam ortak paydasında çözüm önerileri sunuyor![]() Kardeşlik daveti Diyarbakır eski Milletvekillerinden Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun kaleme aldığı “Kürt Sorunu’nda Ezber Bozmak” adlı kitap Kürt Sorunu’nda bugüne kadar tekrarlanan birçok meselenin galat-ı meşhur olduğunu gözler önüne seriyor ![]() Hatipoğlu kitabında Kürtlerin tarihi kökeninden Osmanlı-Kürt ilişkilerine başta ABD olmak üzere Yabancı Güçlerin bölgedeki hesaplarından Çekiç Güç gibi askeri organizasyonlarla gerçekleştirdiği ürkütücü faaliyetlere kadar sorunu geniş bir yelpazede ele alıyor Aklı selim sahibi herkes başta Ortadoğu olmak üzere Türkiye’nin önündeki en büyük kırılma noktasının K Irak ve Kürtlerle ilgili gelişmeler olacağında hemfikir Bu konuda dış güçlerin oyunlarının bozulması isteniyorsa önce “bilindik ezberlerin” bozulması gerekiyor![]() PKK’yı "30 yıl boyunca Kürtleri laikleştirmeyi sekülerleştirmeyi üstlenmiş bir örgüt" olarak tanımlayan Hatipoğlu "Ezber Bozmak" adlı kitabını "kardeşlik daveti" olarak tanımlıyor Türkiye’nin Güneydoğu sorununu çözmeden dünya politikalarında bir denge unsuru olabilmesinin imkansız olduğunun vurgulandığı kitapta "Türkiye’nin bu sorunu çözerek 21 yüzyılın en güçlü ülkesi haline gelebileceği" kaydediliyor![]() Başta Kürtler olmak üzere bu ülkede yaşayan ve Kürt sorununu çözmekle görevli olan başta iktidar olmak üzere tüm anayasal kuruluşların kendi ezberlerini bozması için tarihi belgeler ve ipuçları sunan kitap iktidar muhalefet bürokrat ve ordu gibi tüm Anayasal kuruluşların ve milletimizin de gerçekleri daha yakından görmesini çözümün ilk şartı olarak görüyor Güneydoğu sorununun ancak yurtsever ve vatansever Türklerin ve Kürtlerin işbirliği ile çözülebileceğine işaret eden Hatipoğlu çözümün Avrupa veya ABD’de değil Anadolu’nun bağrında olduğunun altını çiziyor![]() PKK, Kürtleri laikleştirmeye çalıştı PKK terör örgütü eliyle 30 yıldır Kürtlerin laikleştirilmeye çalışıldığını örneklerle ortaya koyan kitapta Kürtlerin en temel vasfı olan Müslümanlığın örselenmesi için tezgahlanan planlar da su yüzüne çıkartılıyor Marksist-Leninist bir örgüt olan PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın Ali Fırat takma ismi ile daha önce yazdığı yazılardan örneklerin verildiği kitapta Öcalan’ın ateist düşüncesi net olarak görülüyor PKK-ASALA ittifakı! Kitapta PKK terör örgütünün kuruluş amacı ve hedefleri hakkında da çarpıcı bilgiler bulunuyor Özellikle Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın İslam dini ve Peygamber efendimiz hakkında sarf ettiği akılalmaz iftiralar Serxwebun adlı dergiye yazdığı makalelerde PKK’nın hedef ve ideolojisini kurduğu ateist düşünce üzerine oturttuğunu gösteren satırlar da bulunuyor Kitapta Asala ile PKK ittifakına da yer verilerek PKK yöneticileriyle Ermeni terör örgütü Asala liderlerinin temasları ve aldıkları ortak eğitim ortaya konuyor Marksist ve Leninist bir örgüt olan PKK’nın zamanla benzer diğer örgütler gibi milliyetçiliği ideoloji haline getiren bir söylem geliştirdiği görülüyor 40 yıldır sözümüz eğrilmedi! "Müslümanlar bu ülkenin harcıdır Müslümanlar bu ülkenin hep doğruyu gösteren pusulası olmuştur Müslümanlar Türkiye’nin sigortasıdır Müslüman aydınlara, bürokratlara, teknokratlara bu ülkenin ihtiyacı vardır Çünkü biz bu ülkenin birliği ve bütünlüğü için hayatımızı feda etmekten çekinmeyiz O anki konjonktür, sizin susturulmanızı gerektiriyorsa, hele hele Müslümansanız; andıçlanırsınız, medyatik linçe maruz kalırsınız ve sizi çok çirkin yöntemlerle kamuoyunun gözünden düşürmeye çalışırlar Bizim 70’lerden bugünlere gelen yorumlarımızda hiçbir kırılma noktası yok Dün neysek bugün de oyuz Dün söylediklerimizin gerçekliği bugün ispat edilmiştir Herkes aynı şeyi söylüyor "Her terör eylemi, bir sarı zarftır! İttihat ve Terakki ile başlayan milliyetçilik rüzgarının, İmparatorluk bünyesinde etnik milliyetçiliği de tetiklediğini kaydeden Hatipoğlu, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde milliyetçi akımlara yakınlık duyan Müslüman unsurlar da ayrıştığını, milliyetçiliğin sonucunun bu ayrılıklar olduğunu vurguluyor Bugünkü sorunların temelinde de bu ayrışmanın yattığını ifade eden Hatipoğlu çözüm olarak, ortak kimliğe yani Müslümanlık ortak kimliğine ve heyecan verici hedeflere yönelmenin, huzur, barış ve refahın yolunu açacağını söylüyor![]() Türkiye ve insanlık düşmanı merkezlerin, içeriden temin ettikleri taşeronlarla bizi küresel güçlerin projelerine boyun eğmeye mecbur etmek için güç gösterisi sergilediklerini kaydeden Hatipoğlu, son günlerde tırmanışa geçen olayları izah edecek şu çarpıcı tespitte bulunuyor: "Her tedhiş ve terör eylemi, bu ülkeye yollanmış bir sarı zarf, bir tebligat, bir uyarı, bir mesaj niteliğindedir "Emperyalizmin, öncelikle direncimizi kırmak, irademizi felce uğratmak için Müslüman ülkelerde sahnelediği ürkütücü terör eylemlerine, etnik ve mezhebi fitnelere karşı milli birlik ruhu ile karşı durulması gerektiğinin altını çizen Hatipoğlu, kardeş kavgasına karşı İslam ortak paydasında milli, manevi ve ahlaki mesajların geliştirilmesinin yeterli referans olduğunu ifade ediyor Kürtler evvela Müslümandır! KÜRTLERİN vatanseverliklerini defalarca ispatladığını, Milli Mücadelede büyük fedakârlıklarda bulunduğunu bizzat savaşarak ispatlayan bir isim de Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleridir Said-i Nursi, İngiliz mandası altında Kürdistan kurmak isteyenlere karşı Sebilürreşad Dergisi’nde şu cevabı veriyordu:"Kürtler İslam camiasından ayrılmaya asla tahammül edemezler Kürtler, İslamiyet nam ve şerefini yükseltmek için 1 Dünya Savaşı’nda 500 bin kişi feda etmişler ve hilafet makamına olan sadakatlarını akıttıkları kan ile bir kat daha teyit etmişlerdir… Ermenilerin maksadı Kürtleri aldatmaktan başka bir şey olamaz… Kürtlük davası pek manasız bir iddiadır Çünkü her şeyden evvel Müslümandırlar İslam, İslam kardeşliğine aykırı olan kavmiyet davasını yasaklamıştır… Kürdistan’a verilecek muhtariyetten bahsediliyor Kürtler yabancı himayesinde bir muhtariyet kabul etmektense ölümü tercih ederler "Terörün kaynağı, Güneydoğu petrolleri BÖLÜCÜ terör örgütünün, dış güçlerin maşası olmasının da Türkiye’nin jeopolitiğiyle yakından ilgisi bulunduğunun vurgulandığı kitapta, Türkiye’nin en kritik petrol sahaları olarak bilinen Kafkaslar, Balkanlar, Ortaasya ve Ortadoğu arasında bulunduğu belirtilerek şöyle deniliyor: "Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu bölge, ekonomik menfaatlerin çarpıştığı, din, medeniyet ve kültürün içine girdiği bir yerdir Dünyada keşfedilmiş petrol rezervinin yüzde 63,3’ü Ortadoğu’dadır ABD’de rezervlerin ömrü 12 yıl iken, Ortadoğu’da 88,1 yıldır Güneydoğu ve Kuzey Irak’taki petrol rezervlerinin 4 milyar 270 milyon varil olduğu bilimsel çalışmalarla tespit edilmiştir Bugünkü üretimin 70 bin varil civarında olduğu düşünülürse, yöre insanın ne kadar büyük bir servet üzerinde oturduğu, fakat buna rağmen yoksulluk çektikleri ortaya çıkmaktadır Güneydoğu’nun henüz el değmemiş petrol yataklarına sahip olması; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsrail gibi ülkelerin bu bölge üzerinde emeller beslemesine neden olmaktadır " Kitapta ayrıca, İsrail’de "vaat edilmiş topraklar" olarak bilinen Nil’den Fırat’a kadar olan toprakların Türkiye’nin güneydoğu’sunu ve Kıbrıs’ı da içerdiği ve İsrail’de buraların Yahudilere vaat edilen topraklar olarak görüldüğü kaydediliyor Çekiç Güç, PKK’yı K Irak’a taşıdıÖMER Vehbi Hatipoğlu’nun “Kürt Sorunu” isimli kitabında, Körfez savaşından sonra ABD’nin Güneydoğu’da konuşlandırdığı Çekiç Güç’e de değinilerek, bu askeri gücün “Kürtlerin güvenliğini koruyorum” iddiasıyla bölgeyi Lübnanlaştırmak için terör örgütlerini beslediği de çarpıcı örneklerle ortaya konuluyor Çekiç Güç’ün bölgeye yerleştirilmesinden sonra, ardında ipucu bile bırakmayan profesyonel faili meçhul cinayetlerin arttığına dikkat çeken Hatipoğlu konuyu şöyle anlatıyor: “Özal döneminde yeşil ışık yakılan Çekiç Güç, Refahyol hükümeti kurulana kadar her hükümet döneminde görev süresi uzatıldı Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasına tüm siyasi partiler onay verdi Bunun tek istisnası Refah Partisi’dir Çekiç Güç, Kuzey Irak’ta PKK’ya destek veriyordu Misyonerlik faaliyetleri de bu dönemde hız kazandı ”Tek çözüm İslâm kardeşliği Türkiye’nin en büyük toplumsal gerçeğinin İslâm olduğu unutulmamalıdır Müslümanlık Türkiye’nin en büyük ortak paydasıdır Ortak paydalar korunmalı, güçlendirilmeli, öne çıkarılmalıdır Tek kelimeyle çözüm; Gönüllü, adil, onurlu ve kardeşçe birliktir![]() Arapları ayaklandırmak için Ajan Lawrance’i gönderen İngilizler, Kürtler’i ayaklandırmak üzere de 1912 yılında Binbaşı Noel’i görevlendirdi Arapları, Arap milliyetçiliği sancağı altında para ve mevki vaadi ile toplamayı başaran İngilizler, Kürtleri ayaklandırmak için de Binbaşı Noel’i bölgeye gönderir Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kuruluşu ve milliyetçi yayınlara başlaması da aynı döneme rastlar![]() Batılı istihbarat servisleri Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta "Efendiler Meclisi Âlimiz İslam meclisidir" demesine rağmen, sonraki yıllarda manda zihniyeti ile Batılı devletlere yanaşan yöneticiler, aslında terörün temellerinin de atılmasına zemin hazırlamış oldu Türkiye’ye gelen her yabancı güçten sonra Türkiye'de terör zirveye çıktı Örneğin 1990 yılında bölgeye yerleşen Çekiç Güç’ün ardından terör tırmanışa geçti ve Güneydoğuda yüzlerce kişiyi köylere yerleştirerek, istihbarat ağları kurdular 1990’larda 5 bin Kürt çocuğu Kilise papazları tarafından eğitildi![]() Etnik bir Kürt sorununun olmadığının vurgulandığı kitapta, var olan sorunun moral ve psikolojik bir savaş olduğu, bu sorunun ise İslam kardeşliği ile giderilebileceğinin altı çiziliyor Güneydoğu sorununun ise ekonomik olduğu yönünde tespitte bulunulan kitapta, Bölge halkına eğitim, iş ve aş verilmesinin ve bölgede kanaat önderleri vasıtası ile bölge halkına iyi şeylerin telkin edilmesinin çözüm olabileceğine işaret ediliyor![]() PKK ile ilişkili 20 ülke var PKK terörünün arkasında emperyalist güçlerin olduğunu, başta ABD ve bazı AB ülkeleri olmak üzere 20’ye yakın ülkenin PKK ile işbirliği içerisinde olduğunu kaydeden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu, “Bu ülkelerin amacı bölgemizde bir Türk-Kürt kavgası çıkarmak Türkiye ya emperyalistlerin oynamak istediği oyunda bir figüran olacak veya milli bir dış politika gerçekleştirerek kendi meselemizi kendimiz halledeceğiz Bu sorunu halletmenin yolu; Millî Görüş’ün 20–30 yıldan beri söylediklerini uygulamaya koymaktır” diyor![]() Kürtler PKK’dan bıktı! Bugün, sınır ötesi harekata sebep olan, 2007’nin ortalarından itibaren yeniden tırmandırılmaya çalışılan terör saldırıları ile neyin hedeflendiği de kitapta şöyle anlatılıyor: "1-Dünya ve Türkiye’nin yaşadığı konjonktörel gelişmeler nedeni ile PKK ayağının altındaki toprağın kaydığını fark etmekte, mücadeleyi kitleleştirmek ve sivil vatandaşları da çatıştırmanın tarafı haline getirmek için stratejiler geliştirmektedir ![]() 2- PKK, son yıllarda şehirlerde eski etkinliğini ciddi şekilde yitirmektedir Bölgede, PKK karşıtı teşebbüsler desteklenmekte, sivil toplum örgütlerinde ve meslek kuruluşlarında huzur ve barıştan yana kişi ve gruplar giderek güç kazanmaktadır![]() 3- PKK’nın sivil uzantıları ve sempatizanları hareket kabiliyetini önemli ölçüde yitirmektedir Yılgınlık ve bıkkınlık nedeniyle gönüllü katılım asgari düzeye düşmüş bulunmaktadır 4- Kuzey Irak’ta meydana gelen siyasi yapılanma, PKK’ya sempati ile bakan çevrelerin bir kısmının Barzani liderliğindeki KDP’ye daha çok sempati beslemesine yol açmış ve bu da PKK’nın lojistik desteğinde önemli bir zafiyet oluşturmuştur ![]() 5- PKK, askeri ve siyasi alanda güçlenmesine rağmen sevk ve idarede ciddi bir zafiyet yaşamaktadır ![]() 6- PKK bünyesinde dağılan, parçalanan ve birbirine karşı güç göstermeye kalkışan her grup, yabancı bir güçle dirsek temasına girmektedir Batılı istihbarat servislerinin Ortadoğu’da en rahat diyalog kuracağı silahlı unsur PKK’dır Bu yapının CIA ve MOSSAD başta olmak üzere operasyonel hareketlerde deneyim sahibi servislerin işini ne kadar kolaylaştıracağı malumdur Artık saldırı sonrası akla ilk gelen soru "kimin PKK’sı?" sorusudur PJAK adı altında İran’a karşı savaşan PKK bu gerçeğin en somut kanıtıdır![]() 7- Son yıllarda değişik vesilelerle ortaya çıkan bölge insanının "dini duyarlılığı" ve manevi konularda gösterdiği birlik tavrı PKK’yı da, Kürtler üzerinde hesap yapan emperyasilt çevreleri de derin bir hayal kırıklığına uğratmıştır Türkiye ne yapmalı? ![]() ![]() Sınır ötesi harekat dahil tüm seçenekleri değerlendirmesi ve vatandaşının van güvenliğini sağlaması Türkiye’nin en tabii hakkıdır Ancak oyunun figüranı olmamaya özen göstermeliyiz![]() Terörizmin asıl gücü yol açtığı can ve mal kaybında değil, doğurduğu toplumsal tepkide yatmaktadır Teröre ve terörist eylemlere karşı uyanan milli bilinç ve tepkilerin hedef saptırmalara karşı direnç kazanması sağlanmalıdır PKK ve eylemleri nedeni ile bu ülkeyi vatan bilen ve uğrunda yüzbinlerce evladını şehit veren Kürt kökenli kardeşlerimiz asla ima yoluyla bile olsa rencide edilmemeli dışlanmamalı farklı bir muameleye muhatap kılınmamalıdır ![]() Askeri operasyon kadar önemli olan psikolojik harekat da savsaklanmadan gerçekleştirilmelidir ![]() TBMM bünyesinde Terörizm ile Mücadele Komisyonu kurulmalıdır ![]() Bölgesel Kalkınma Kanunu hazırlanmalıdır ![]() Kitle iletişim araçlarının, iç çatışmaları körükleyici yayınlar yapması engellenmelidir ![]() Sivil kardeşlik platformları oluşturularak, provokasyonlara karşı halkı bilinçlendirecek çalışmalar yapılmalıdır ![]() Herkesi kucaklayan ve bizi tek millet yapan değerler öne çıkarılmalıdır Millî Görüş Lideri Erbakan’ın tarihi tespiti KÜRTSorununda Ezber Bozmak kitabında, 1992 yılında Refah Partisi Genel Başkanı Prof Necmettin Erbakan’ın TBMM’de yaptığı konuşmadan da şu kesitler aktarılmış: "Bu kuvvetler ABD tarafından bölgeye yerleştirilerek planlı bir otorite boşluğu meydana getirildi PKK’nın Kuzey Irak’a yerleşmesine zemin hazırlandı Bu gücü buraya getirenlerin asıl gayesi Suriye Irak İran Türkiye ve bu bölgede Kürt kökenli Müslüman kardeşlerimiz arasında bir mesele meydana getirerek Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmaktır… 2 Şubat 1991’de Riyad’da bir gazetecimiz iki tane Amerikalı Yarbay’la konuşuyor Amerikalı Yarbay planlarını açıklıyor: Savaş bitecek, Saddam çökmüş olacak Bu yörede devlet kalmayacak Kürtler bir devlet kurarak buradaki boşluğu dolduracaktır… Irak’ın Kuzey’indeki Kürtlerin de çok yakında silahı olacak Saddam’ın bıraktığı silahlar onlara kalıyor Belki Türkiye’dekilerden bile ileri silahları havalimanları olacak… Büyük İsrail’i kurmak isteyen bu güçlere yardımcı olmayın Bakınız bunları ben bu kürsüde tarihi bir vesika olarak söylüyorum " Yarın Allah vermesin benim gösterdiğim bu tehlikeler istikametinde bir gelişme olursa, başta sayın Demirel olmak üzere buna sebep olan insanları Yüce Divan’a göndermek bizim borcumuz olur; hatırlatıyorum…” "Yegane güvendiğim sizsiniz!" 2 Bayezid vaktinde Osmanlı Sarayı’na giren Bitlisli Mevlana Şeyh İdris, Yavuz Sultan Selim’in İran seferine katılarak Tebriz’e giren Bitlis Emiri Kürt beyidir Şah İsmail’in Kürtleri Şiileştirme politikalarına karşı Yavuz’un Kürtleri olduğu gibi bırakıp onların emirliklerini tanıması Kürt beylerini Osmanlı’ya yakınlaştırmıştı Yavuz Sultan Selim büyük önem verdiği Şeyh Bitlisi’ye gönderdiği fermanda şöyle diyordu: “Sultanların dostu ve faziletler sahibi Mevlana Hekim Şeyh İdris Hazretleri Sadakatle çalışmanız ve gayretiniz neticesinde Diyarbakır ve havalisinin fethedilmesi mümkün oldu Bu başarımızdan ötürü yüzünüz ak olsun İnşallah diğer yerlerin fethine sebep olmak şerefine nail olursunuz Bu hususta yegane güvendiğim sizsiniz Vilayetlerde bölmüş bulunduğum sancaklara, bize itaat etmiş olan Kürt beylerini iktidarlarına ve liyakatlarına göre tayin edin …”ll Abdülhamit ve KürtlerSULTAN ll Abdülhamit, “İslam Birliği” siyaseti doğrultusunda, Kürt aşiretlerine büyük önem vermiş, Kürt milisleri düzenli ordu haline getirilerek Osmanlı-Rus savaşı’nda Hamidiye alayları savaşmıştır Saraya yakın Kürt ileri gelenlerinin çocuklarına eğitim vermek üzere Kabataş’ta bir aşiret mektebi açtırmıştır Abdülhamit Han’ın, hükümranlığı boyunca adaletli ve kardeşçe yönetim anlayışı, dış güçlerin “bölücü” tüm hamlelerini boşa çıkarmıştır Demirel ve İnönü’deki müthiş değişim Muhalefette iken her fırsatta Çekiç Güç’ü eleştiren, ancak iktidara geldiklerinde Çekiç Güç avukatı kesilen dönemin DYP lideri Süleyman Demirel ile SHP Lideri Erdal İnönü’nün bu değişimi izah etmek için yaptıkları savunma da bir ibret belgesi olarak kitaba alıntılanmış ![]() Süleyman Demirel: Bostan korkuluğu değil! ![]() ![]() "ÇEKİÇ Güç Türkiye’de meşru müdafaa gereği bulunmaktadır Çekiç Güç bostan korkuluğu değildir Batı’yı ve bilhassa ABD’yi yanımızdan fazla uzaklaştırmamamız gerekir "Erdal İnönü: Bilmediklerimizi öğrendik "Muhalefette bilmediklerimizi iktidarda öğrendik Vaktiyle kontrol edilemez sandık Şimdi giderlerse daha büyük kargaşa olur…"Çözüm önerileri 1- Temel hak ve özgürlükler teminat altına alınmalı, hukuk devletinin gerekleri yerine getirilmelidir Halkın can ve mal güvenliği sağlanmadıkça alınacak hiçbir ekonomik kültürel ve siyasal iyileştirme kararı sonuç vermeyecektir![]() 2- Bölgedeki tüm yabancı unsurlar (gazeteci kimliği taşıyan provokatörler dahil) bölgeden uzaklaştırılmalı, yabancı istihbarat örgütlerinin faaliyetleri önlenmelidir ![]() 3- Bölgede yaygın bir şekilde görülen insan hakları ihlallerine derhal son verilmeli kaba küstah saldırgan yöneticilerin değil insana saygılı şefkatli ve inançlı insanların bu yörede görev yapması sağlanmalıdır ![]() 4- Medyanın Türk ve Kürt kökenli vatandaşların arasında düşmanlık oluşturacak kışkırtıcı yayınları üzerinde RTÜK ve sivil baskıların oluşmasına çalışılmalıdır ![]() 5- Komşu ülkelerle Türkiye’de bulunan parçalanmış aileler birleştirilmeye çalışılmalı ![]() 6- Devlet-millet kaynaşmasını sağlayacak tedbirler alınmalıdır ![]() 7- Türkiye’nin en büyük toplumsal gerçeğinin İslam olduğu unutulmamalıdır Müslümanlık Türkiye’nin en büyük ortak paydasıdır Ortak paydalar korunmalı güçlendirilmeli öne çıkarılmalıdır![]() 8- Bölgenin kalkınması sağlanmalıdır ![]() Tek kelimeyle çözüm; Gönüllü, adil, onurlu ve kardeşçe birliktir… Kardeşliğe çağrı Kürt Sorununda Ezber Bozmak isimli kitabın sonunda Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu, son söz olarak Kardeşliğe Çağrı mesajı veriyor: "Gün aklımızı, sorumluluğumuzu kuşanma günüdür Gün, düşmanı içimizde arama değil, düşmana karşı birliğimizi pekiştirme günüdür Gün, bu ülkenin yeminli düşmanlarının komplo ve tezgahlarına gelme değil, o komplo ve tezgahları onların başına geçirme günüdür Biz şerefli bir milletin çocuklarıyız Malazgirt’te beraber at koşturduk Anadolu’ya birlikte taşıdık İslam’ın kurtuluş muştularını Çanakkale’yi geçilmez yaptık canımızı vererek Daha dün aştık el ele Beşparmak dağlarını… Ülkemizi işgal ederken sormadılar ırkımızı Çünkü onlar biliyordu ki biz bir tek milletiz, biz kardeşiz Ve unutmayınız ki; renklerimizin ve dillerimizin ayrı ayrı oluşu Allah’ın ayetlerinden birer ayettirler…"
|
|
|
|