Prof. Dr. Sinsi
|
İi.Dünya Savaşı'nın İnsanlığa Yararları ! (Farklı Bakış Açısı)
Dünya Savaşı'nın İnsanlığa Yararları ! (Farklı bakış açısı) Yazının başlığı bir çoğunuza garip gelebilir; 'Savaşın yararı mı olurmuş' diyebilirsiniz Ancak şurası inkar edilemez bir gerçek ki savaşlar olmasaydı insanlık, bugünkü teknolojik düzeye ulaşmak için daha uzun süre beklemek zorunda kalabilirdi
Kaynak : ************ - II Dünya Savaşı'nın İnsanlığa Yararları ! (Farklı bakış açısı)
Her yeni buluş ilk önce savaşlarda denendi Hükümetler, bir buluşun peşindeki bir bilim adamına parasal destek sağlarken akıllarındaki düşünce, o buluşun kendilerine gelecekteki bir savaşta üstünlük sağlaması olasılığıydı
Dünyaya bilimsel açıdan en çok katkı sağlayan savaş, hiç kuşkusuz, 2 Dünya Savaşı olmuştur 1 Eylül 1939'da Alman ordularının Polonya'ya girmeleriyle başlayan savaşta kesin olarak kaç insanın öldüğü hesaplanamıyor Ancak asker-sivil toplam ölü sayısının 30 milyona yaklaştığı ifade ediliyor Maddi zararın ise 1 katrilyon dolar civarında olduğu düşünülüyor
Hitler, Mussolini ve Stalin dünyaya kabus dolu altı yıl yaşattı Bütün bunlar yadsınamaz Fakat bir gerçek var ki o da bu diktatörlerin askeri üstünlük kurmak amacıyla bilimsel araştırmalara tonla para dökmeleri Onlar bilimsel araştırmalara önem verince haliyle düşmanları da aynı yola başvurdular ve bilim hiç bir zaman göremeyeceği himayeyi 2 Dünya Savaşı'nda gördü
2 Dünya Savaşı en büyük katkısını makroekonomi ve iş idaresi alanlarına yaptı Savaş sonrasında yıkıma uğramış ülkelerin yarattığı ekonomik mucizelerin altında, savaş sırasında ulaşılan üretim verimliliği, işgücünün maksimum yararlılıkla kullanılması ve otomasyonda kaydedilen gelişmeler yatmaktadır
Savaştan önce Amerikalılar bir ticaret gemisini 35 haftada bitirebilirken 1943'te bu süre 50 güne inmişti
Sovyet Ilyushin II-4 uçağının imali savaş öncesinde 20000 saatlik bir emek gerektirirken 1943'te bu süre 12500 saate gerilemişti
Savaşın sonuna doğru İngiliz Hükümeti ihale vereceği şirketleri teknik deneyimlerinden çok iş idaresi alanındaki deneyimlerine bakarak seçmeye başlamıştı
2 Dünya Savaşı'na bilim adamlarının savaşı demek yanlış olmaz Devletler, daha savaş başlamadan önce, uzaktan uzağa ayaksesleri işitilen savaşta üstünlük kurabilmek için bilimadamlarına benzeri görülmemiş mâli destekler veriyorlardı
Alman ve İngiliz bilim adamları, kendi ülkelerinin deniz ve hava kuvvetleri için yeni silahlar ve elektronik sistemler geliştirmeye başladılar Sovyetler Birliği 1919 yılından itibaren bilimsel araştırmalara özel bir önem vermeyi bir devlet politikası haline getirmişti 1941'de Sovyetler Birliği araştırma-geliştirme faaliyetleri için 1 milyar 650 milyon ruble gibi o güne dek görülmemiş büyüklükte bir bütçe ayırmıştı
Faşist rejimler de teknolojik gelişmeleri yakından izliyordu Mussolini 1936'da Ulusal Araştırma Konseyi'ni kurup başına, radyonun mucidi, büyük bilim adamı Guglielmo Marconi'yi getirdi
Adolf Hitler, Almanların bilimde de dünyaya egemen olmasını istiyor, özellikle yeni silah teknolojileriyle yakından ilgileniyordu Ancak bu totaliter rejimlerde düşünceye uygulanan baskılar, ar-ge çalışmalarının, liberal devletlerdeki kadar verimli olmasını engelliyordu
Stalin, teknik uzmanların ve mühendislerin bir gün kendisine karşı muhalif bir hareket başlatmalarından çekindiğinden binlercesini, gizli polisin gözetimi altındaki bir çalışma kampına kapatmış, araştırmalarını burada sürdürmelerini istemişti
Nazi baskıları çok değerli Yahudi bilim adamlarının ve özellikle nükleer fizikçilerin Almanya'yı terk etmelerine yol açmıştı Bu bilim adamları, ABD ve İngiltere'nin bilimsel araştırmalarına büyük katkılarda bulundu Örneğin ABD'nin savaş sonrasında yürüttüğü uzay programlarının altında Alman bilim adamlarının imzası var
Diktatörlerin yeni silahlar geliştirmekle görevlendirdikleri bilim adamlarının çalışmalarına sık sık müdahelede bulunmaları kimi zaman parlak sonuçlar yaratmakla birlikte çoğunlukla başarısız neticeler alınmasına yol açıyordu
2 Dünya Savaşı, düzenli ar-ge faaliyetlerini devletlerin kendilerini devam ettirmekte kullandıkları sürekli ve kudretli bir vasıta kılarken aşırı devlet denetiminin ve ideolojik kaygıların çok fazla ön planda tutulmasının bilimsel araştırmalarda ters sonuçlar yarattığını ortaya koydu
Liberal devletler totaliter rejimlerin bilimdeki atılımlarına çabuk karşılık verdiler En başarılı oldukları alanlar kriptoların deşifre edilmesi ve casusluk faaliyetleriydi
Daha 1931 yılında Fransız Haberalma Teşkilâtı'nda görevli Yüzbaşı Gustave Bertrand, bir Alman casustan 2 Dünya Savaşı'nda kullanılacak Enigma adındaki kriptografi aygıtının çalışma prensiplerini gösteren belgeler temin etmişti Savaş sırasında İngiliz matematikçiler aygıtın şifrelerini çözümlemeyi başardılar Öyle ki Hitler'in generallerine bizzat verdiği emirler anında Müttefik kuvvetlerince öğrenilebiliyordu
Haziran 1940 - Nisan 1941 arasında Almanların İngiltere'ye düzenledikleri hava akınları sonrasında Winston Churchill, radarın savunmada ne derece etkin bir aygıt olduğunu gördü ve Bilimsel Danışmanlık Komitesi'ni kurup başına Profesör L A Lindemann'ı getirdi
Lindemann, Sir Henry Tizard ile beraber Alman avcı uçaklarının haberleşmelerini bozan elektronik karıştırma sistemleri geliştiren araştırma projelerini yönetti 1940 yılının sonbaharında Almanlar buna X-Gerat'larıyla karşılık verdiler X-Gerat, bir çok frekans üzerinden haberleşmeyi sağlayan bir aygıttı Fakat İngilizler radarlarında yaptıkları bir değişiklikle uçaklarının Alman avcı uçaklarını tek tek izleyebilmelerini sağladılar
Benzer bir durum Almanya üzerindeki hava muharebelerinde yaşandı Gece uçuşlarında uçakların, elektronik karışıtırıcılar engeline rağmen hedeflerini bulmalarını mümkün kılacak sistemler geliştirilmesi fikri bundan sonra doğdu H2S adı verilen sistem sayesinde pilotlar 'bulutların arasından' önlerini görebiliyordu
Ayrıca İngiliz uçaklarının Alman pilotları şaşırtmak için attıkları alüminyum parçalar da çok işe yaradı
1943 Mart'ından itibaren kullanılmaya başlanan mikrodalga radarlar ise Alman denizaltılarının yerlerinin tespit edilmesini mümkün kıldılar
ABD başkanı Roosevelt ülkenin bilimsel araştırmalarını Vannevar Bush'a emanet etmişti
Bush'un başında bulunduğu Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kurumu, üniversitelere çalışmalarında kullanmaları için 1 milyon dolarlık fon aktardı Bu kurumla birlikte, Donanma Araştırma Laboratuarları ve ordunun diğer birimleri, antitank roketi, saniyeli fitil, DUKW amfibi savaş aracı, sıtma hastalığıyla mücadelede büyük başarılar sağlayan DDT ile penisilini bulup geliştirdiler
Nükleer fizik alanında çok büyük mesafe katedildi 1938'e gelindiğinde Alman fizikçiler Otto Hahn ve Fritz Strassmann nükleer fizyonunun gerçekleşmesini gösterebilecek kadar yol almışlardı
İngiliz, Fransız, Alman, Rus ve Amerikan bilim adamları, nükleer bir bomba geliştirilmesinin mümkün olabileceğine inanıyor ve böyle bir bombayı ilk yapan taraf olabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı
1939'da Albert Einstein, Başkan Roosevelt'e bir mektup yazdı Mektubunda Einstein, başkana atom bombasını Nazilerden önce Amerikalıların bulması gerektiğini, aksi takdirde savaşın kaderinin ABD ve müttefikler aleyhine değişeceğini ifade ediyordu
ABD'nin 2 Dünya Savaşı'nda ar-ge faaliyetleri için harcadığı toplam 3 850 000 000 Doların 2 000 000 000 Doları Roosevelt'in atom bombasının geliştirilmesi için başlattığı Manhattan Projesi'nde kullanıldı Amerikalılar atom bombasının peşindeyken öteki devletler de boş durmuyordu Hepsi bu bombayı ilk bulan olmak istiyor, ancak kimse bu cehennem silahının kullanılmasının yaratabileceği uzun erimli sonuçları düşünmüyordu
Generalleri kara kara düşündüren savaşlardaki zayiatlar, askeri tıbbın hızlı bir evrim geçirmesine yol açtı Sıhhiye hizmetleri yeniden örgütlendi; yaralılara çok hızlı ve doğru bir şekilde müdahele edilmeye başlandı Ölüm oranları ve organ kayıpları daha önce öngörülemeyen oranlara indi
Havadan yaralı taşınması da bu hususta çok faydalı oldu Anestezi ve kan nakli sıradan uygulamalar haline geldi Cerrahi alanlarda uzmanlaşma da 2 Dünya Savaşı sıralarında başladı Tıptaki en önemli devrim, savaş sırasında bulunan penisilinin kullanılmasıydı Penisilinin bulunması kemoterapinin altın çağına girmesini sağladı
Savaş sona erince doktorlar sivil yaşama döndü Önlerinde yeni bir çağ bulunduğunun farkındaydılar Bilimin diğer kollarında, tıbbın yararlanabileceği çok önemli gelişmeler kaydedilmişti 1950'li ve 60'lı yıllar kalp cerrahisinin ve organ nakillerinin uygulanmaya başlandığı yıllar oldu Ölümü bekleyen sayısız hasta organ nakilleri ile yaşama döndürüldü
Kısacası, devletlerin barışçıl amaçlarla kolay kolay destek vermeyeceği bilimsel araştırmalar, savaş vaktinde kıymete bindi ve belki de daha bir kaç nesil araştırılması akla dahi gelmeyecek konular araştırılarak bir çok teknolojik gelişme sağlandı
Hesaplanan, nasıl daha fazla düşman öldürülebileceğiydi Ama gün oldu, devran döndü; savaş zamanı buluşlarının babalarının dahi düşünmediği bir şey gerçekleşti
Öldürmek için yapılan keşif ve icatlar yaşatmak için kullanılır oldu
alıntıdır 
|