Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eski, kapadokya’nın, medeniyetler, tarihi

Eski Medeniyetler Ve Kapadokya’Nın Tarihi!

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Medeniyetler Ve Kapadokya’Nın Tarihi!



Kapadokya tarihi boyunca doğal değişimlerin yanı sıra birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, işte kronolojik sıraya göre bunlardan bazıları;

(MÖ3000-1750) Asur Ticaret Kolonileri Çağı

MÖ 2000-1750 yılları arasında Kuzey Mezopotamya’da yaşayan Assurlu tacirler Anadolu’da ticari koloniler kurarak ilk ticaret örgütünü oluşturmuşlardır Bu ticaretin merkezi Kayseri’deki Kültepe, Kaniş-Karum’dur (Karum: Ticaretin yapıldığı pazar yeri) Belgelerde adı geçen ve yeri saptanabilen karumlardan biri de Karum-Hattuşaş’tur (Boğazköy)
Zengin altın, gümüş ve bakır kaynaklarına sahip olan Anadolu, tunç alaşımı için gerekli olan kalay bakımından fakirdi Tacirlerin beraberinde getirdikleri kalay, çeşitli kumaşlar ve kokular bu ticaretin ana malzemeleriydi Hiç bir zaman politik üstünlüğe sahip olmayan tacirler yerli beylerin himayesi altındaydılar
Assurlu tacirler sayesinde Anadolu’da ilk defa yazı görülür Kapadokya Tabletleri olarak adlandırılan Eski Assurca yazılmış çivi yazılı metinlerden, tacirlerin geliş yolları üzerindeki beylere %10 yol verdikleri, borçlu olan halktan %30 oranında faiz aldıkları, Anadolu krallarına sattıkları mal üzerinden %5 vergi verdikleri anlaşılmaktadır Yine bu tabletlerde Assurlu tacirlerin Anadolulu kadınlarla evlendikleri ve nikah sözleşmelerinde Anadolulu kadınların haklarını koruyacak maddeler bulunduğu görülmektedir
Assurlu tacirler yazıdan başka silindir mühürler, madencilik, tapınak ve tanrı fikirlerini de Anadolu’ya getirmişlerdir Böylece Anadolu’nun yerli sanatı, Mezopotamya sanatının etkisi altında gelişerek kendine has yeni bir sanat anlayışını ortaya koymuştur Bu sanat daha da gelişerek Hitit sanatının temelini oluşturmuştur

(MÖ1750 – 1200) Hititler Dönemi

MÖII binin başlarında Avrupa’dan Kafkaslar üzerinden gelerek Kapadokya Bölgesi’ne yerleşen Hititler, daha sonra yerli halkla kaynaşarak imparatorluk kurmuşlardır Dilleri Hind-Avrupa dil grubundandır Başkentleri Hattuşaş (Boğazköy) olan Hititlerin önemli şehirleri Alacahöyük ve Alişar’dır Kapadokya Bölgesi’nde bulunan bütün höyüklerde Hititlere ait kalıntılara rastlamak mümkündür Bunun yanı sıra Hitit İmparatorluk Dönemi’nde özellikle Kapadokya Bölgesi’nde stratejik açıdan önemli geçitlere ve su kenarlarındaki yüksek kayalara rölyef olarak işlenmiş anıtlar bulunmaktadır Bu kaya anıtları sayesinde Hitit krallarının güneydeki ülkelere ulaşmak için geçtiği yolları saptamak olasıdır Kayseri sınırları içindeki Erciyes Dağı’nın güneyinde yer alan Fraktin, Taşçı ve İmamkulu kaya anıtları tanrıların kutsanması, Büyük Kralın (Hattuşili III) ve Kraliçenin (Puduhepa) tanrılara minnettarlığını göstermesinin yanı sıra imparatorluğun gücünün sınırlarını gösteren birer propaganda anıtlarıdır

(MÖ 1200-700) Geç Hitit Dönemi

Friglerin Orta Anadolu’nun önemli kentlerinin hemen hepsini yıkarak Hitit İmparatorluğu’nu ortadan kaldırılmasından sonra Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Geç Hitit Krallıkları ortaya çıkmıştır
Kapadokya Bölgesi’ndeki Geç Hitit Krallığı ise Kayseri, Niğde ve Nevşehir’i içine alan Tabal Krallığı’dır Bu döneme ait Gülşehir – Sivasa (Gökçetoprak), Acıgöl -Topada, Hacıbektaş – Karaburna Köyü’nde Hitit Hiyeroglifi yazılmış kaya anıtları bulunmaktadır

(MÖ585-332) Pers ve Kapadokya Krallığı

Kimmerler’in Frig egemenliğine son vermesi sonucu Anadolu’da Medler (MÖ 585), daha sonra da Persler (MÖ547) görülür Persler bölgeyi ‘Satrap’ adını verdikleri valilerce yönettiler Eski Pers dilinde “Katpatuka” olarak adlandırılan Kapadokya bölgesi, ‘Cins Atlar Ülkesi’ anlamına gelmekteydi Persler, Zerdüşt dinine bağlı olduklarından ve ateşi kutsal saydıklarından bölgedeki volkanları, özellikle Erciyes ve Hasandağı’nı, kutsal saymışlardır
Persler, Kapadokya’dan geçerek başkentlerini Ege’ye bağlayan,’Kral Yolu’nu geliştirmişlerdir Makedonya Kralı İskender MÖ 334 ve 332 de Pers ordularını arka arkaya bozguna uğratarak bu büyük İmparatorluğu yıkmıştır
Pers İmparatorluğu’nu yıkan İskender Kapadokya’da büyük bir dirençle karşılaştı İskender, komutanlarından Sabiktas’ı bölgeyi denetim altına almakla görevlendirince, halk buna karşı çıktı ve eski Pers soylularından Ariarathes’i kral ilan etti Çalışkan bir yönetici olan I Ariarathes (MÖ332-322) Kapadokya Krallığı’nın sınırlarını genişletti
İskender’in ölümüne kadar barış içinde yaşayan Kapadokya Krallığı, Roma’nın bir eyaleti olduğu MS17 yılına kadar varlığını korumak için Makedonyalılarla, Pontuslularla, Galatlarla, Romalılarla mücadele etmiştir

(MS 17-395) Roma Dönemi

MS1 7′de Tiberius Kapadokya’yı Roma’ya bağlayarak bölgedeki kargaşaya son verdi Romalılar bölgeyi ele geçirdikten sonra batıya bir yol yaparak Ege’ye ulaşımı sağladılar Bu yol hem askeri hem de ticari açıdan önemliydi
Roma egemenliği sırasında, yöreye gerek saldırı gerekse göç biçiminde doğudan gelenler oldu Romalılar bu yeni gelenlere karşı ‘Lejyon’ adını verdikleri askeri birlikleriyle karşı koydu
İmparator Septimus Severus Dönemi’nde ekonomik bakımdan oldukça canlanan Kapadokya’nın merkezi Kayseri, daha sonraki yıllarda İran’dan gelen Sasaniler’in saldırılarına uğradı Gordianus III bu saldırılara karşı şehrin etrafını surlarla çevirtti
Bu sırada Anadolu’da yayılmaya başlayan ilk Hıristiyanların bir kısmı büyük şehirlerden köylere göç etmeğe başladılar Kayseri’nin önemli bir din merkezi haline geldiği 4 yüzyılda, kayalık Göreme ve çevresini keşfeden Hıristiyanlar, Kayseri Piskoposu da olan Aziz Basil’in dünya görüşünü benimseyerek kayalar içinde manastır hayatını başlattılar
(397-1071)
Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesiyle Kapadokya Doğu Roma İmparatorluğunun etkisi altında kaldı 7yüzyılın ilk yıllarında Kapadokya’da Sasanilerle Bizanslılar arasında yoğun savaşlar oldu Sasaniler bölgeyi 6 – 7 yıl kadar ellerinde tuttular 651′de Halife Osman Sasanileri yıkınca bölge bu kez Arap-Emevi göçlerinin akınlarına uğradı
Uzun süredir devam eden mezhep çatışmaları III Leon’un Müslümanlıktan etkilenerek ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaştı Bu durum karşısında bazı Hıristiyan ikon yanlısı keşişler Kapadokya’ya sığınmaya başladılar İkonoklasm hareketi yüz yıldan fazla sürdü (726-843) Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi ikonoklasm etkisinde kaldıysa da ikondan yana olanlar burada rahatlıkla gizlenip ibadetlerini sürdürdüler

(1071-1299) Selçuklu Dönemi

Oğuz Türklerinden Selçuk Bey’in kurduğu Selçukluların anavatanı Orta Asya’dır 10 yüzyılda kuzeye doğru yayılan İslamiyet’i kabul eden Selçuklular, İslamiyet’i kabul etmemiş kavimlerle sürekli mücadele ederek egemenlik alanlarını genişletmeye çalışmışlardır
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes’in Selçuk Bey’in torununun oğlu Alparslan’a 1071 yılında yenilmesi Bizans’ın gerilemesine, Anadolu’da yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur
1075 yılında Anadolu Selçuklu Devleti kurulur 1082′de Kayseri fethedilir ve böylece Kapadokya Selçuklu hakimiyetine girer Hıristiyanlığın önemli yerleşim ve yayılma alanı olan Anadolu, bundan böyle Kuzey Afrika’dan, Ortadoğu ve Yakındoğu’ya kadar uzanan İslam bölgelerine dahil olmuştur Anadolu’nun Selçuklu Türkleri tarafından fethi, patrikhanenin idari etkinliğini etkilememiştir Çünkü 13 yüzyıla ait İhlara Bölgesi’ndeki Aziz George Kilisesi’nin yazıtlarında Selçuklu Sultanı II Mesud ve Bizans İmparatoru II Andronicus’un adlarından övgüyle bahsedilmektedir
13yüzyılın sonunda Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflaması üzerine Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde beyliklerortayaçıkar1308yılındaMoğolkökenli İlhanlılar Anadolu’yu istila eder ve Kapadokya Bölgesi’nin önemli bir kenti olan Kayseri de yıkılıp tahrip edilir Selçuklu sultanları Moğol yönetiminin etkisi altında kalırlar ve bağımsız hareket edemezler Anadolu artık Türk boylarının kurduğu beylikler halinde idare edilecektir
Osmanlı Dönemi
Kapadokya Bölgesi, Osmanlı Dönemi’nde de oldukça sakindi Nevşehir, Damat İbrahim Paşa Dönemi’ne kadar Niğde’ye bağlı küçük bir köydü 18 yüzyıl başlarında özellikle Damat İbrahim Paşa vaktinde Nevşehir, Gülşehir, Özkonak, Avanos ve Ürgüp’te imar hareketleri gelişmiş; camiler, külliyeler, çeşmeler yaptırılmıştır Özkonak kasabasının merkezinde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selimdin doğu seferi sırasında (1514) yapılan köprü, Nevşehir’deki erken Osmanlı yapısı olması açısından önemlidir
Osmanlı Dönemi’nde de Selçuklu Dönemi’nde olduğu gibi yörede yaşayan Hıristiyanlara karşı hoşgörülü davranılmıştır Ürgüp/Sinasos’taki 18yüzyıla ait Konstantin – Eleni Kilisesi, Gülşehir’deki 19yüzyıla ait Dimitrius adına yapılan kilise ve Derinkuyu’daki Ortodoks Kilisesi bunun en güzel örnekleridir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.