*Bir Zafer Hikayesi* |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
*Bir Zafer Hikayesi*>GAZİKOVAN > > > > > > Mart 1921 İnönü Ovası İnsanın İflahını kesen buz gibi bozkır >ayazında Ethem Çavuş'un sırtı üşüyor, avuçları ise kızgın mermi kovanlarına >çıplak elle dokunduğu için alev alev yanıyordu Top atışı on sekiz saattir>durmaksızın sürüyordu Ethem Çavuş, 75 mm'lik topu durmaksızın dolduruyor,>her seferinde besmele çekip keşif kolundan bildirilen menzillere kıyamet >yağdırıyordu ![]() > > > > > > Sandıkta kalan sondan üçüncü mermiyi aldığında bir an duraksadı ![]() >Merminin üzerine bir çaput sarılıydı Çaputu sökerken avucuna kalem>büyüklüğünde demir bir çubuk düştü Çaputun ve çubuğun anlamını çözmeye>çalışırken sarı metalden mermi kovanına kazınarak yazılmış yazıya gözü >ilişti Okumaya vakti yoktu Mermiyi topa sürüp ateşledi Demir çubuğu>cebine, boş kovanını ise bu sefer sandığa değil yere attı Birkaç dakika>sonra soğumuş olan kovanı kaybolmaması için yerden alıp mintanının >yakasından içeri attı Akşam ezanı vaktinde çarpışma durulmuş, mevzileri>ileri, düşman hatlarına doğru ilerletme emri gelmişti Batarya komutanı,>Ethem Çavuşa istirahat verdi İlk iş olarak boş kovanı çıkarıp üzerindeki>yazıyı okudu ![]() > > > > > > Kovanın üzerinde "Karahisarlı Seyfi Çavuş 4 Alay 2 Tabur>8 Batarya 26 Rebiyülahir 1339*İnönü" yazıyordu Birinci İnönü savaşının en>kızgın günlerinden birinde düşülmüş not ve mermiyle gelen demir çubuk, >İmalat-ı Harbiye atölyelerinde çalışanların bir mesaj istediğini >gösteriyordu Boşalan kovanlar Ankara'daki atölyelere yollanır, oradan>tekrar doldurulup cepheye dönerdi ![]() > > > > > > Üç saat sonra gecenin iyice çökmesiyle savaş tamamen durulmuş, >birlikler yeni mevzilerine yerleşmişti Ethem Çavuş, cebindeki demir çubuğu>çıkarıp bir köşeye oturdu Ucu sivriltilmiş çubuk, bakır ustalarının>"kalem" dedikleri, metal üzerine desen oymaya yarayan keskin bir aletti ![]() >Eline yumruk büyüklüğünde bir taş alarak hafif tıklamalarla kendi mesajını >kovana kazıdı "Aksekili Ethem Çavuş 8 Alay 3 Tabur 1 Batarya 20 Recep>1339** İnönü" > > > > Beş gün sonra Ankara Atölye'nin bir köşesinde cepheden gelen >sandıkları açan kalfa, tezgâhlardan birinde harıl harıl çalışmakta olan >ustaya seslendi: > >Sesinde, eşi doğum yapmış bir adama bebeğini müjdeleyen ebenin heyecanı >vardı "Kâmil Usta! Müjdemi İsterim! Senin yavru cepheden dönmüş!" Hepsi>sandıkların olduğu kısma koşturarak kovanın üstündeki yazıyı okumak için >toplandılar Tabii ki bu şeref Kâmil Ustaya aitti Yüksek sesle Ethem>Çavuşun notunu okudu Atölyede bir bayram havası esmişti Tüm çalışanlar,>Kâmil Ustayı yeni baba olmuş biriymiş gibi kutluyor, hayır duaları >ediyorlardı Ustalar, İş tezgâhlarından birinin başında toplandılar Kâmil>Usta kovanın ağzının eğilen yerlerini düzeltip özenle kapsülünü yeniledi ![]() >İçine barutunu doldurduktan sonra yeni bir çekirdeği kovanın ağzına >oturttu Mermi hazır olunca, Ethem Çavuşun kovanın içinde geri yolladığı>çelik kalemi yeni bir çaputla merminin üzerine sardı Kundaklanmış mermiyi>şefkatle tutarak yeni doldurulan bir sandığa yatırdı Çalışanlar hep bir>ağızdan "Allah kavuştursun" diyip işlerinin başına döndüler Kâmil Usta,>halen açık duran sandığa yatırdığı mermiye hüzünle bakıp "Selametle git >aslanım Allah muvaffak etsin Çok bekletme bizi" dedi Kovan, Birinci>İnönü savaşı sıralarında üzerindeki ilk notla Kâmil Ustanın eline >geçtiğinde bu fikir doğmuştu Karahisarlı Seyfi Çavuşun başlattığı bu>geleneğin süreceğinden emin değildi; ama denemeye değerdi Nitekim Aksekili>Ethem Çavuş umutlarını boşa çıkarmamıştı Cephede patlayan her merminin>kovanı buradaki ustaların elinden geçtiğine göre bir aksilik olmazsa >yeniden görüşeceklerdi ![]() > > > > Eylül 1922 - Ankara Bir buçuk yıl içinde kovan sekiz kere daha >atölyeye uğradı Üzerindeki mesajların sayısı da sekize ulaşmıştı Mesaj>yazanların sekizi de başka alay ve taburlardan farklı kişilerdi Kovan her>keresinde atölyedekilere daha büyük bir coşku yaşatıyor, istiklâl savaşının >her zorlu durağından Ankara'ya barut, kan ve zafer kokusu taşıyordu Türk>ordusunun İzmir'e girdiği gün Ankara'da bayram havası eserken kovan yeniden >gelmiş, ama bu sefer tüm atölyeyi yasa boğmuştu Kovanın içinde, çelik>kalemin yanı sıra bir mektup ile bir tane de bakır künye vardı Kovanın>üzerine kazınmış dokuzuncu notta; "Karahisarlı Seyfi Çavuş 4 Alay 2![]() >Tabur 8 Batarya 12 Muharrem 1341*** Banaz" yazılıydı Atölyedekiler mektubu>açıp okumaya koyuldular; > > > > > > >Bismillahirrahmanirrahim ![]() > > > >Selamün aleyküm gayretperver ustalar Allah'a şükürler olsun ki mendebur>düşman kaçıyor Muzaffer Türk ordusu beş gündür durup dinlenmeksizin kâfiri>kovalıyor Güzel İzmir'e, kalplerimizdeki imânımız kadar yakınız artık İki>gün evvel Banaz'daki muharebede bataryamın çavuşlarından Seyfi, kalleş >düşmanın kurşunuyla şahadete ermiştir Cenazesini sıhhiyecilere teslim>etmeden önce mintanının içinde bu kovanı buldum Malumunuzdur ki vefat eden>neferin künyesi ailesine yollanır Lâkin beş gün önce Karahisar'ı ele>geçirdiğimizde,Seyfi Çavuş'un ailesinin düşman tarafından katledildiğini >öğrendik Bu kahraman Türk evladı kederini yüreğine gömüp anacığını,>babacığını defnedemeden düşmanın peşine düştü Üç gün sonra kendisi de>hakkın rahmetine kavuştu Kovandaki yazılardan anladığım üzere bu topçu>neferlerin bir ailesi de sizler olmuşsunuz Bu sebeple Seyfi Çavuşun>künyesini sizlere yolluyorum Başınız sağ olsun Hayır dualarınızı>bizlerden, Fatihalarınızı aziz şehitlerimizden esirgemeyiniz Hakkın>rahmeti üzerinize olsun Yüzbaşı Muhsin Talât 4 Alay 2 Tabur 8 Batarya> > > >14 Muharrem 1341 Salihli" > > > > > > > >Mektup bittiğinde tüm personel ağlıyordu Atölyeye bir ölüm sessizliği>çökmüştü Hiç tanımadıkları halde iki satır yazıyla kardeş oldukları Seyfi>Çavuşun ardından Fatiha okuyup amin dediler ![]() > > > > Kamil Usta yutkunarak tezgâhının başına oturdu Kovanı yeniledi>ama bu sefer, minik iki perçinle Seyfi Çavuşun künyesini kovanın dibine >çaktı Yine her zamanki merasimle mermiyi kundaklayıp sandığa yatırdı![]() >Oysa o mermi bir daha düşman mevzilerine gönderilmeyecekti ![]() > > > > Ocak 1923-Ankara Savaşının bitmesinin ardından Ankara'daki >mühimmat depolarında sayım ve temizlik yapılıyordu Sandıklar tek tek>açılıyor, mermiler sayılıp yeniden sandıklanıyor, kayda geçirilip daha >tertipli bir cephaneliğe gönderiliyordu Teğmen Hamdi Vâsıf, Kâmil ustanın>hazırlayıp kundakladığı mermiyi buldu Böyle bir anının-belki de yıllarca->sandıkların İçinde kalmasına gönlü elvermedi Ciddi bir suç işliyor olmayı>göze alıp mermiyi evine götürdü Niyeti, ömrünün sonuna kadar mermiyi bir>anı olarak saklamaktı ![]() > > > > 29 Ekim 1923 - Ankara Teğmen Hamdi Vâsıf Ankara kalesine çıkan dik >sokakları koşarak tırmanıyordu Soğuğa rağmen kan ter içinde kalmıştı![]() >Yarım saat önce 20:30 sıralarında meclisten, cumhuriyetin ilan edildiği >duyurulmuştu 101 pare top atışıyla cumhuriyet kutlanıyordu ve Seyfi>Çavuş'un mermisi bu şöleni kaçırmamalıydı Yetmiş, belki de sekseninci>atışta topçuların yanına ulaşabilmişti Yüzbaşı Muhsin Talat'ın yanına>giderek sert bir asker selamı verdi ![]() > > "Hamdi Vâsıf Edirne! Bir maruzatım var komutanım" Yüzbaşı sorar gözlerle >genç subaya bakıyordu ![]() > >"Evet teğmenim? Sizi dinliyorum" >Teğmen, üniformasının içinden mermiyi çıkarıp yüzbaşıya uzattı ![]() > >"Yüzbirinci pareyi en çok bu mermi hak ediyor komutanım Müsaadenizle bu>şerefi ondan esirgemeyelim" > > > > Yüzbaşı Muhsin Talat gözlerine inanamamıştı Sevinç gözyaşlarını>tutamadı O kadar heyecanlanmıştı ki neredeyse aralarındaki rütbe farkına>bakmaksızın genç teğmenin ellerini öpecekti Mermiyi alıp çekirdeğini>dikkatlice yerinden çıkardı Kovanın tepesine bir bez parçası tepip iyice>sıkıştırdı Subay şapkasını çıkarıp surun üzerine koydu Mermiyi şapkanın>içine yatırdı Toplar atışlara devam ediyordu 82, 83, ![]() ![]() 97, 98, 99![]() ![]() On>dakika kadar sonra, atışları sayan çavuş "Yüzüncüyü attık komutanım" >diyince, Muhsin Talat, kovanı topun yatağına kendi elleriyle sürerek ateş >emrini verdi Subayların kılıçlarını çekerek selamladığı o son top sesi>Ankara'nın her duvarından yankıyıp dört yıllık istiklâl savaşının tüm >hikâyesini anlatmıştı sanki Rütbe ve mevkilerine bakmaksızın topun>başındaki tüm askerler kucaklaşarak birbirlerini kutladı Son olarak>Yüzbaşı Muhsin Talat ile Teğmen Hamdi Vâsıf sarıldılar Kovan ayaklarının>dibindeydi Yüzbaşı eğilip saygıyla kovanı yerden aldı Avuçlarının>yanmasına aldırmadı bile ![]() > > > > Gazi Kovan ( Top Mermisi Kovanı) ![]() |
|
|
|