|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| ananın, farklılık, kimliği, konusundaki, meryem, rolü |
Meryem Ana'nın Kimliği Ve Rolü Konusundaki Farklılık? |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Meryem Ana'nın Kimliği Ve Rolü Konusundaki Farklılık?Mesih İnanlılarını Katolik ve Ortodokslardan ayıran diğer önemli bir nokta da Meryem ananın kimliği ve rolü konusudur Katolikler ve Ortodokslar (Ermeni Apostolik Kilisesi, Süryani Kadim kilisesi vs…) Meryem anayı adeta bir tanrıçaya dönüştürmüşlerdir Ayinleri ve öğretilerinin merkezi neredeyse Mesih değil ama Meryem anadır Onun onuruna yapılan kiliseler, hac yerleri ve bayramların sayısı İsa Mesihinkinden daha fazladır Kutsal Kitap ışığında Katolik ve Ortodoksların Meryem ana konusunda düşmüş oldukları beş temel yanılgı kısa olarak şunlardır 1 Meryem anaya vermiş oldukları görkemli ünvanlar konusundaki yanılgıları Meryeme şu görkemli ünvanlar verilir: Tanrının kutsal anası, sabah yıldızı, cennetin kapısı, günahkarların sığınağı, Hıristiyanların destekleyicisi ve yardımcısı, meleklerin, gökün ve evrenin kraliçesi, dünyanın Mesih ile ortak kurtarıcısı, Avukat, aracı veya meyancı vs… Oysa Kutsal Kitap, bu isimlerin hiçbirini, hiçbir şekilde Meryeme vermez Sabah yıldızı, cennetin kapısı, günahkarların dostu, meyancı, avukat isimlerini yalnızca İsa Mesihe verir Aynı zamanda Hıristiyanların yardımcısı veya destekleyicisiyse Kutsal Kitapa göre yalnızca Kutsal Ruhtur (Yu 14:16-18) Kutsal Kitap yine açık bir şekilde yalnızca tek bir meyancının var olduğunu ve bunun yalnızca İsa Mesih olduğunu vurgular:
Şunu da belirtmeliyiz ki, Meryeme verilen göklerin kraliçesi ismi tamamen putperestlikten gelmektedir Bu isim Kutsal Kitapın Yeremya 7:16,20 ve İşaya 44:16-23te Meryeme değil, Babil tanrıçası Astarteye ilişkin söylenmektedir Tanrı burada kendisini öfkelendirmek için gökler kraliçesine pideler hazırlayıp sunan kişileri açıkça lanetlemektedir Şu da açıktır ki, Babillilerin tanrıçalarına verdikleri birçok isim 5inci yüzyıldan itibaren, putperestlikten Hıristiyanlığı seçmiş, ama gerçekte putperest alışkanlıklarından tam olarak vazgeçmemiş ama onları Hıristiyan kisvesi altında muhafaza edenlerce Meryeme atfedilmiştir 4üncü yüzyıldan itibaren Mesihi doğurmasından dolayı Meryeme verilmeye başlanan Tanrının anası ünvanına gelince; bu isim Kutsal Kitapa ve biz Mesih İnanlılarına göre Tanrıya karşı büyük bir hakaretttir Bu isim ancak mitolojilerde rastlanan Tanrıdan önce var olup, Tanrıyı doğurmak, Tanrıya hayat vermek gibi Kutsal Kitapa tamamen ters düşen, çarpık düşüncelere sebebiyet vermektedir Tanrının kesinlikle annesi yoktur, hiç olmamıştır ve olamaz da![]() Hiç kimse Tanrıyı doğuramaz veya Ona hayat veremez Tanrıdan önce kendisine sebebiyet verecek hiç kimse var olmamıştır Tanrı ezelidir Başlangıcı ve sonu yoktur Meryem ancak İsa Mesihin insanlığının annesi olmuştur Tanrılığının değil Doğrudur ki, Luka 1:43te Elizabet Meryeme Rabbimin anası demiştir Ama dikkat edilsin ki, burada Tanrımın anası değil, Rabbimin anası deniliyor Burada kullanılmış olan Rab kelimesi Tanrı anlamında değil ama Efendi veya sahip anlamında olup o zamanlarda bir çok saygın kişi bu şekilde çağrılmaktaydı (Mat 23:8-12) Başka bir bölümde Yakuptan söz edilirken onun da Rabbin kardeşi olduğu belirtilir (Gal 1:19) Şüphesiz bizler bunu Tanrının kardeşi anlamında yorumlayıp, bundan Yakupun da çok özel biri olduğu sonucunu çıkarmamalıyız Bu bizleri çarpık düşüncelere götürür Bu yalnızca Mesihin bedensel yöndeki kardeşi anlamındadır 2 Meryem ananın doğuştan günahsızlığı konusundaki yanılgıları Katolik ve Ortodoklar Meryemin anne karnında oluşmaya başladığı andan itibaren aslî günahtan tamamen arı kaldığını veya korunduğunu bildirip, hayatı boyunca da Meryemin hiç bir günah işlememiş olduğunu öğretirler (C EC sf 135, H D Ö sf 23) Meryemin lekesiz varoluşu görüşü 1854 yılında resmen onaylanmış ve tüm Hıristiyanlarca kesinlikle kabul edilmesi gereken bir dogm olarak ilan edilmiştir Oysa Kutsal Kitapın hiçbir yerinde böyle bir görüş veya düşünce bile mevcut değildir Kutsal Kitap çok açık bir ifadeyle içinde Meryem de olmak üzere bütün insanlığın günahlı olduğunu ve günahlı doğduğunu vurgular:
4:15,7:26; 1Pet 1:19, 2:22; Yu 8:46, 1Yu 3:5; Eyb 14:4) Meryemin kendisi bile Luka 1:46-47de Tanrıya Kurtarıcım diye hitap etmekle günahlılığını ve kurtuluşa muhtaç biri olduğunu dile getirmiştir Bundan başka Luka 2:22-24te şeriatın doğrultuda Meryemin tapınakta bir çift güvercin yavrusu sunması da Levililer 12:6-8e göre onun günahlılığının başka bir kanıtıdır Günahsız birinin kurban sunmaya gereksinimi olmadığı açıktır Zaten M S 4üncü yüzyıldan itibaren ileri sürülmeye başlana Meryemin günahsızlığı konusu 1854te resmen bir dogm olarak kabul edilişine kadar kilise içinde bir sürü tartışmalara ve protestolara neden olmuştur Bu görüş kesinlikle Kutsal Kitapın bir öğretisi değildir Kilisece ortaya atılmış geleneklere dayalı bir öğretidir o kadar Bundan başka eğer Meryem günahsız doğsaydı bu onun anne ve babasının da günahsız doğmasını gerektirecekti Anne babası günahsız doğduysa onların anne babaları da vs… bu sürüp gider 3 Meryemin bedeni ve canıyla ölümden sonra göğe kaldırılması görüşü Katolik kilisesi 1950 yılındaki bir konsilde, Mereym'le ilgili olarak bütün Katoliklerce kabul edilmesi gereken yeni bir dogm ortaya attı Bu dogm Meryem ananın yeryüzündeki yaşamı sona erince, bedeni ve canıyla' aynı Mesih gibi göke kaldırılıp, hükmetmek amacıyla Rab tarafından evrenin kraliçesi olarak yüceltilmesi' öğretisiydi (CEC sf 254) O tarihten bu yana her sene 15 Ağustosta tüm Katolik ve Ortodokslar Meryem'in göğe alınışını kutlarlar Hıristiyan Dininin Özü adlı kitap Aziz Meryem'in göğe alınışı bir iman maddesi midir? diye sorar ve heman ardındanda yanıtlar: Aziz Meryem'in göğe alınışı bir iman maddesidir, çünkü o Kilise'nin yanılmaz yetkisiyle belirlenmistir' (sf 32) Oysa Kutsal Kitap'ta bu görüşü destekleyecek tek bir ayet bile mevcut değildir Bu Katolik kilisesinin Meryem'e duyduğu aşırı saygı ve bağlılıktan kaynaklanan hayal ürünü bir öğretidir Bilindiği gibi Mesih haçta asılıyken Meryem'i öğrencisi Yuhanna'ya emanet etmiştir Meryem'in ölümüne dek onunla kalan Yuhanna kesinlikle böyle bir düşünce veya olaydan söz etmemiştir Hatta İnsanoğlundan başka hiç kimsenin göğe çıkmadığını' belirten Mesih'in sözlerini de o kaydetmiştir (Yu 3:13) Böyle bir olay olsaydı o bunu şüphesiz bildirecekti Seneler sonra, Meryem'in ölümünden bile sonra Esinleme kitabında yaşlı Yuhanna dirilen Mesih'i görmüş ama O'nun yanında ne Meryem'i görmüştür ne de onun gökte olduğundan söz etmiştir o Esinleme 12'de sembolik bir tarzda güneşe sarılmış, ayaklarının altında ay ve başında oniki yıldızdan oluşmuş bir taçla beliren hamile kadın kesinlikle Meryem değil ama oniki sıptan oluşup bereket ve imtiyazlara mahsur olmuş, Kurtarıcının kendisinden geldiği Israil halkıdır bu (Tek 37:9;Rom 9:4-5) Bundan başka Kutsal Kitap dirilişlerin sıralanışından söz ederken şunları belirtir:
Mesih'in dirilişinden sonra, Mesih'e ait olanların dirilişiyse, yalnızca Mesih'n ikinci geliş anında gerçekleşecektir Bu ikinci gelişten önce, içinde Meryem de olmak üzere Mesih benzerliğinde hiç kimse dirilmemiş ve göğe alınmamıştır Kutsal Kitap'a dayanmayan böyle bir öğretinin bir iman maddesi ve dogm olarak empoze edilmesi üzücü bir gerçektir 4 Meryem ananın ebediyen bakire kalması görüşü Katolik ve Ortodoksların diğer bir yanılgısı da Mesihin doğumundan sonra Meryemin Yusuf ile normal bir karı-koca yaşamına sahip olmayıp onun ebediyen bakire kalması ve dolayısıyla Yusuftan da çocukları olmayı öğretileridir(CEC Sf 134-135) Biz Mesih İnanlıları Kutsal Kitap verilerine dayanarak Meryemin yalnızca Mesihin doğuşuna kadar bakire kaldığını fakat Mesihin doğumundan sonra Meryemin aynen diğer insanlar gibi Yusuf ile beraber normal bir karı-koca yaşamına sahip olup hatta bunun sonucunda birçok çocukları bile olduğunu kabul ederiz Zaten bizzat melek Gabriel Yusufa Meryemi kendine karı olarak alamaktan karkma (Mat 1:20) diyerek açıkça Meryem ve Yusufun normal bir aile yaşamı sürdürmesinde bir sakınca olmadığını belirtmiştir Yusuf meleğin talimatı üzere Meryemi eş olarak yanına aldı Ne var ki, Meryem oğlunu doğuruncaya dek Yusuf onunla birleşmedi (Mat 1:24-25) Açıkça görüldüğü gibi Yusuf, yalnızca İsa doğana dek Meryemle birleşmedi Bundan sonrası için hiçbir sınırlama yok Bundan başka İncilin birçok yerinde İsanın kardeş ve kızkardeşlerinden söz edilir ve hatta isimleri sıralanır:
Bu çürük bir tezdir çünkü Kutsal Kitap ilk başlarda bu kardeşlerinin kendisine inanmadığını belirtir:
Eğer gerçekten kuzenleri olsaydı asıl kuzen kelimesini kullanacaktı Kutsal Kitap ama bu böyle değildir Doğrudur ki, kardeş kelimesi bazen aynı topluma, aynı millete ait insanlara nispeten kullanılır Kutsal Kitapta bu sözün bu anlamda kullanıldığı yerler açıktır Ama İsanın kardeşlerinden söz edildiğinde bunun ailesel ve harfî anlamda olduğu açıktır İncilde yine şu ifadeleri okuruz:
Katolik ve Ortodoks kiliselerinin Meryemin ebediyen bakire kaldığı iddiasının gerisinde evlilik olgusunun hor görülmesi ve kutsal bir kadına bunun yakışmayacağı çarpık düşünce yatmaktadır Kutsal Kitap açık bir şekilde evliliği kutsal niteler ve asla onu hor görmez Bu ve buna benzer ayetler açıkça belgelemektedir ki, Meryem ebediyen bakire kalmamış fakat Yusufla evlenerek birçok çocukları olmuştur 5 Meryem anaya dua ve ibadet edilip yüceltilmesi yanılgısı Katolik ve Ortodokslar (Ermeni Apostolik, Süryani Kadim vs…) kiliseleri Meryeme bağlılıklarında daha da ileri gidip, ona özel bir ibadet, tapınış ve dua sunarak yanılgılarının doruğuna varırlar Meryeme sunmuş oldukları birçok dua da ondan merhamet, yardım, günahlardan bağış dileyip, yaşamlarını onu eline teslim ettiklerini dile getirirler Katoliklerce hazırlanan Hıristiyan dininin Özü adlı kitapçıkta Meryeme şu dua yükseltilir:
20:3-5) İsa Mesih, elçiler ve melekler açık bir şekilde yalnızca Tanrı'ya tapınılıp, O'na dua edilmesini ve yalnızca O'na hizmet edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir Yalnızca Tanrı'ya ve Mesih'e sunulması gereken bu dua ve tapınışın bir yaratık olan Meryem'e sunulması Hıristiyan kiliselereince kabul edilemeyecek bir uygulama olup Yaratıcı'dan ziyade yaratığa tapma hatasına düşmektir Kutsal Kitap'ın hiç bir yerinde Meryem'e sunulan bir dua, bir tapınış veya yüceltme eylemi mevcut değildir Her ne kadar Katolik kilisesi Meryeme sunulan bu tapınışın Tanrıya sunulan (latri) tapınıştan farklı ve aşağı bir (hiperduli) tapınış olduğunu söylese de uygulamada arada hiçbir fark yoktur ve bu putatapıcılıkla aynıdır Sırf Kurtarıcı İsanın annesidir diye Meryeme dua etmek, tapınmak veya onu yüceltmek büyük bir hatadır Bizzat İsa Mesihin kendisi bu gerçeği Luka 11:27-28de açıkça şu şözlerle ifade etmiştir:
Annen ve kardeşlerin dışarda seni görmek istiyorlar denildiğinde O ‚ benim anam kimdir? ve kardeşlerim kimdir? demiş ve öğrencilerini gösterek göklerde olan Babamın iradesini kim yaparsa benim kardeşim ve anam odur diye vurgulamıştır (Mat 12:46-50) Kana şehrindeki düğünde de İsa Mesih annesine kadın diyerek hitap etmiştir Elçiler de kendi aralarında ona özel bir yer vermemişlerdir Son olarak adı geçen Elçiler kitabında Meryemi ve kardeşlerini diğer öğrencilerle dua hizmetinde görüyoruz o kadar Bundan sonra ne mektuplarda ne de dşğer yazılarda ondan söz edilmez Eğer Katolik ve Ortodoksların Meryem hakkındaki düşünceleri doğru olsaydı böyle bir suskunluk mevcut olmayacaktı Şüphesiz biz Mesih İnanlıları Rab İsanın diğer öğrencilerine karşı duyduğumuz saygı benzerliğinde Meryeme de saygı duyarız Fakat asla ona ne dua eder, ne tapar, ne de şereflendiririz Kendisi diğer elçiler ve kutsallar gibi şimdi ölüdür ve Rabbin huzurunda bedensel dirilişini beklemektedir Kendisi neticede bir insan bir yaratık olduğundan zaman ve yerle sınırlıdır ve kendisine sunulan duaları ne işitebilir ne de cevaplayabilir Bundan başka Meryeme dua ederek onu çağırma hareketi ölmüş birini çağırmak anlamına gelip Tanrının şu buyruğunu çiğnemek demektir:
Bu kişiler tapınmış oldukları tanrıçaları Meryemle özdeşleştirerek sapık alışkanlıklarını Hıristiyan kisvesinde sürdürmüşlerdir
|
|
|
|