![]() |
Tasavvuf Ehli |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tasavvuf EhliTasavvuf Ehli Zâhir ve Bâtın Yolları:</STRONG> Tarik yol demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Zâhiri kısım: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Üç yol tariktir, iki yol âlidir ![]() ![]() ![]() Âlî olan iki kısımdır: Bâtınî ve Ledünî ![]() Ledünî olan doğrudan doğruya Allah-u Teâlâ tarafından ileriye sürülmüştür ![]() ![]() Bir Hadis-i şerifte: “Âlimler peygamberlerin vârisleridir ![]() ![]() O onun vekâletini yürütür, onun taht-ı emrindedir, onun yolunu tutmuştur ![]() ![]() ![]() Binaenaleyh o etrafına adam toplamaya, menfaat edinmeye memur değildir ![]() ![]() Bütün gaye o çemberin içinde kalmak, nur-i ilâhîyi yaymaktır ![]() Bu beşinci kısım Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin vekâletini taşıyan tam vârislerine âittir ![]() Peygamberler Üç Kısımdır: • Ulül-Azm olanlar ![]() • Resul olanlar ![]() • Nebi olanlar ![]() 1 ![]() Peygamberlerden “Azim sahibi” olanlar, diğerlerinden üstündür ![]() “Peygamberlerden söz almıştık ![]() ![]() Hakkı bırakıp putlara yönelen, küfür ve sapıklığa dalan bir kavme, Allah-u Teâlânın ilâhî emirlerini tebliğ üzere gönderdiği ilk peygamber Nuh Aleyhisselâmdır, ulül-azm peygamberlerin de ilki sayılır ![]() Diğer bir Âyet-i kerimede ise şöyle buyuruluyor: “Nuha buyurduğu şeyleri size de din olarak buyurmuştur ![]() Resulüm! Sana vahyettik, İbrahime, Musaya ve İsaya da buyurduk ki, dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin ![]() Nuh Aleyhisselâmdan Muhammed Aleyhisselâma kadar gelen şeriat sahibi peygamberlerin hepsine de bu emir verilmiş bulunmaktadır ![]() ![]() Bu peygamberlere “Azim sahibi” denilmesinin sebebi; azimlerinin kuvvetli, imtihanlarının şiddetli, mücadelelerinin ağır ve güç oluşundandır ![]() ![]() Meselâ Allah-u Teâlâ Âdem Aleyhisselâm hakkında Âyet-i kerimesinde: “Biz onda azim bulamadık ![]() ![]() Allah-u Teâlânın her peygambere lütufları ayrı ayrıdır, ona o sıfatı koymuş ![]() Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerimesinde: “Resülüm! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret!” buyuruyor ![]() Çünkü sen de onlardansın ![]() Resulullah Aleyhisselâm, peygamberler içinde en çok mücadele vereni, en ziyade sabır ve fedâkârlık gösterenidir ![]() ![]() 2 ![]() Resul “Gönderilen kimse” mânâsına gelir ![]() ![]() Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde: “Resulüm! Kuranda Musayı da an! O seçkin kılınmış halis bir insan ve Resul bir peygamberdi ![]() ![]() Musa Aleyhisselâm Allah-u Teâlâdan haber veren ve insanlara doğru yolu gösteren, derecesi yüksek bir Resuldü ![]() Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimize yeryüzüne kaç resul kaç nebi gönderildiği sorulduğunda; resullerin 313, nebilerin ise 124 bin olduğunu söylemiştir ![]() Her “Resul” nebidir, fakat her “Nebi” resul değildir ![]() Diğer bir Âyet-i kerimede ise şöyle buyuruluyor: “Senden önce gönderdiğimiz hiçbir resul ve hiçbir nebi yoktur ki ![]() ![]() ![]() Bu Âyet-i kerime Resul ile Nebinin mânâlarında farklılık bulunduğunu bildirmektedir ![]() 3 ![]() Nebi “Haber getiren veya yol gösteren kimse” mânâsına gelir ![]() ![]() ![]() Resul şeriat koyucu, nebi ise o şeriatı koruyucu peygamber demektir ![]() Nitekim İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerin hepsi de Musa Aleyhisselâmın şeriatını anlatmak ve yaymak, Tevratın hükümlerini bildirmek için gönderilmişlerdir ![]() İsmail Aleyhisselâm yeni bir şeriatle değil, İbrahim Aleyhisselâmın şeriatı ile gönderildiği halde Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde: “Resulüm! Kitabda İsmaili de an ![]() ![]() O halde hem Nebi hem Resuldür ![]() ![]() ![]() Veliler de Üç Kısımdır: • Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimize tam vâris olanlar, onun kademi üzerinde bulunurlar, onun hâlâtını yaşayanlar onun vârisidirler ![]() • Yüz senede bir gönderilenler ![]() Mürşid-i kâmiller ulül-azm peygamberin hâlâtını üzerinde taşırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() • Fenâfillâha ermiş diğer veliler ise nebi olan peygamberin nebilik hâlâtını üzerinde taşırlar ![]() Bu üç zümre âli kısma ayrılmış olanlardır ![]() Ulül-azm peygamberlere ayrı ruh verilmiş, diğer peygamberlere ayrı ruh verilmiş, velilere, âlimlere hep ayrı ruh verilmiştir ![]() ![]() • Kibâr-ı evliyâullah nasıl olur? Allah-u Teâlâya karşı göstereceği nezaket, saygı ve sevgi nisbetinde olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tasavvuf Ehli Üç Kısma Ayrılır: • Mükemmel • Kemâl • Mukallid a ![]() 1 ![]() Bunlar yüz senede bir, vazifeli olarak gönderilmiş olanlardır ve tam vâristirler ![]() Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şeriflerinde buyururlar ki: “Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir ![]() Bu gönderilen müceddid, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin vekâleti ile gelir ![]() ![]() ![]() Hakîm-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri: “Öyle veli vardır ki makamını aşar” buyurmuşlardır ![]() Bunlar bizzat Resulullah Aleyhisselâmın vekilidirler ![]() ![]() Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şeriflerinde: “Allah-u Teâlâ benim göğsüme ne döktüyse ben de onu olduğu gibi Ebu Bekirin göğsüne boşalttım ![]() ![]() Kalpten kalbe dökülen ilâhî emânetullah kıyamete kadar devam eder ![]() Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâmın göğsüne ne döktüyse, Sıddık-ı Ekber -radiyallahu anh-in göğsüne ne döktüyse, onun göğsüne de aynısını döküyor ![]() ![]() Üzerindeki hâl nübüvvetin bir cüzü, iç âlemi Hâtemül-enbiya -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin bir emanetidir ve bütün fazilet de o emanettedir ![]() Peygamber Aleyhisselâmın tam vârisleri bir evlât derecesinde olup, zâhirî nesep itibârı ile ona yakın olanlardan da ileridirler ![]() ![]() O emanet ondan gelen nurdur ![]() ![]() ![]() Bu yol Resulullah Aleyhisselâmın tuttuğu yolun tâ kendisidir ![]() ![]() ![]() Allah-u Teâlâ onu Kudsî ruh ile desteklediği, Resulullah Aleyhisselâmın nurunu taktığı, bâtınî emaneti taşıdığı için, onun vekili olmuş oluyor ![]() Vâris-i enbiyâ kimdir? 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() ![]() Onların alâmeti budur ve muallimleri bizzat Hazret-i Allahtır ![]() Allah-u Teâlâ onları Âyet-i kerimesinde şöyle tarif ediyor: “Allahtan korkar, takvâ sahibi olursanız mualliminiz Allah olur ![]() İlmi de Allah-u Teâlâdan aldıkları için o ilim üzerinde yürürler ve o ilim üzerinde yürütmeye çalışırlar ![]() ![]() Diğer bir Hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: “Ümmetimin âlimleri benî İsrâilin peygamberleri gibidir ![]() Peygamber Aleyhimüsselâm Hazerâtı ümmetlerini kati delillerle Allah yoluna dâvet ettikleri gibi; “Âlimler peygamberlerin vârisleridir ![]() Hadis-i şerifinde beyan buyurulduğu üzere Vâris-i enbiyâ olan ümmetin seçkinleri de halkı Hakka dâvet ederler ![]() ![]() ![]() Risaletine vâris olduğu için Ahkâm-ı ilâhîyi tebliğe memurdur ![]() ![]() ![]() Onların tebliği daima kati delillere dayandırıldığından, onları yıkmak ve çürütmek imkânsızdır ![]() ![]() Çünkü onlar ilâhî ahkâmı tebliğ ettiklerinden ötürü yalnız ve yalnız Allah-u Teâlâya sığınırlar ve güvenirler, Onun desteği ile yürürler ![]() Bir Hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: “Böylelerinin sözleri peygamberlerin sözleri gibidir ![]() ![]() Nübüvvetin üstünde hiçbir rütbe olmayacağına göre, bu rütbeye vâris olmaktan daha büyük şeref tasavvur edilemez ![]() Onlar şu Âyet-i kerimenin lütuf tecelliyatına mazhardırlar: “Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakka iletirler ve Hakk ile hüküm verirler ![]() Onları Allah-u Teâlâ tayin edip ileriye sürmüştür ![]() ![]() ![]() Onlar Resulullah Aleyhisselâmın nurunu taşıyanlar ve Allah-u Teâlânın Kudsî ruh ile desteklediği kimselerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Hiç şüphesiz ki bu lütuf da Hakktan gelecek ki Hakka götürebilsin ![]() Bunlar doğrudan doğruya ilhâmât-ı ilâhî ile yürütülen kimselerdir ![]() Hakktan gelen bu lütuf sebebiyledir ki o robotu O idare eder ![]() ![]() “Bir elçi gönderdi, kendisiyle kendisine ![]() O elçiyi O tayin eder ve O gönderir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah-u Teâlâ bir insanla üç şekilde konuştuğunu Şûrâ sûre-i şerifinin 51 ![]() “Allahın bir insanla konuşması mümkün değildir ![]() Vahiy yoluyla, Veya perde arkasından konuşur ![]() Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder ![]() ![]() Vahiy malumdur, peygamberlere verilen ilâhî kelimelerdir ![]() ![]() Perde arkasından ise; Allah-u Teâlâ dilediği kulunun kalbine, dilediği zaman perde arkasından nurunu akıtır, bütün hakikatleri bildirir ![]() ![]() Çok ince bir sır: Görünüşte o konuşuyor, fakat Allah-u Teâlânın onu konuşturduğunu kimse bilmiyor ![]() 2 ![]() Bunlar zâhirî ilme sahiptirler, faydalı ilim diye tarif edilen ilme de mazhardırlar ![]() ![]() Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde: “Siz beşeriyet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz ![]() ![]() ![]() Hiç kimseden menfaat beklemez ![]() ![]() ![]() “Onlar Kuran ehli, Allah ehli ve Allahın has kullarıdır ![]() Diye Hadis-i şerifte tarif edilenler bunlardır ![]() ![]() Kuran-ı kerimin hükümlerini yaşarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah-u Teâlâ Peygamber Aleyhimüsselâm Hazerâtını derece derece kıldığı gibi, Evliyâullah Hazerâtı da derece derecedir ![]() ![]() İrşad için vazifelendirdiği velileri ikinci deviri tamamlatıp üçüncü devire düşürmüş, onu halk arasına sürmüştür ![]() ![]() ![]() Meselâ resul ilâhî tebliğe memurdur, nebi ise irşada mezun değil izahata mezundur ![]() ![]() 3 ![]() Bunlara mukarrebun denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âyet-i kerimede: “Eğer bilmiyorsanız dini müşküllerinizi ehl-i zikirden sual ediniz ![]() ![]() Allah-u Teâlânın bildirdiği kadar gizli sırlara vâkıftırlar ![]() ![]() ![]() Ehl-i zikirden murad evliyâullah hazerâtıdır ![]() Bunlar Allah-u Teâlânın huzur-u izzetine kadar çıkardığı kimselerdir ![]() Bu sevgili kullarını daire-i saadetine almış, merkez-i selâmetine çıkarmış, huzuruna kadar almış ve en büyük saâdetine eriştirmiştir ![]() “Onlar sıdk makamında kuvvet ve kudret sahibi hükümdarın huzurundadırlar ![]() Kimi sevmişse onu seçmiş, kimi de seçmişse onu kendisine çekmiştir ![]() ![]() Allah-u Teâlâ bu sevdiği kullarını kendine çektiği için, içini nurlandırmış, her türlü ahlâk-ı zemimeden temizlemiş, ahlâk-ı hamideye de nâil etmiş: “Allah dilediği kimseyi nuruna kavuşturur ![]() Âyet-i kerimesi mucibince o kul Allah-u Teâlânın nuruna ve lütfuna kavuşmuştur ![]() Bu gibi kimselerin dünyadaki durumları da budur, ahiretteki durumları da budur ![]() ![]() b ![]() Gayrıya tecavüz etmez, hududunu muhafaza eder, yol tarif eder, fakat mürid götürmeye sahib-i salâhiyet değildir ![]() ![]() c ![]() Bugün sahayı işte bu mukallidler istilâ etmiştir ![]() ![]() Bir temsil getirelim ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun içindir ki tarikat bir tatbikattır, nazarî bilgilerle anlaşılmaz ![]() ![]() Âlimler Üç Kısımdır: • Ulül-elbâba çıkmış olan âlimler ![]() • Nakilci ulvî âlimler ![]() • Mollalar ![]() 1 ![]() Ulül-elbâb iki türlüdür: Zâhirî, batînî ![]() Zâhirî Ulül-elbâba varan âlimleri Allah-u Teâlâ ilimde derinleştirmiş ve: “İlimde derinleşmiş olanlar ![]() ![]() Bu ilim kesbîdir, okumakla mümkün olur ![]() ![]() ![]() Tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ahlâk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dört büyük mezhep imamı; İmam-ı Âzam, İmam-ı Şâfiî, İmam-ı Mâlik, İmam-ı Ahmet -rahmetullahi aleyhim ecmain- Hazerâtı olsun, diğer müctehidler, müfessirler, muhaddisler olsun, hep bu kısma dahildirler ![]() Din-i İslâma nur saçan, ümmet-i Muhammede yol gösteren ve bu uğurda her türlü ibtilâlara göğüs geren hakiki âlimlerin İslâm dininde çok mühim mevkileri vardır ![]() ![]() ![]() Allah-u Teâlâ Kuran-ı keriminde onları övmüş, ilmi ve ilim sahiplerini müteaddit defalar zikretmiş, fazilet ve meziyetlerini beyan buyurmuştur ![]() Nitekim bir Âyet-i kerimesinde şöyle buyurur: “Allah içinizden iman edenleri yüceltir ![]() ![]() Bu yükselme; dünyada hayırla anılmaları, âhirette ise cennetlerdeki derecelerin yüsekliğidir ![]() Allah-u Teâlânın veli kullarına gösterilmesi gereken sevgi ve saygının, hakiki ulemâya da gösterilmesi gerekmektedir ![]() Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şeriflerinde buyururlar ki: “Ümmetimin âlimlerine tâzim ve hürmet ediniz ![]() ![]() İlmiyle âmil olan ulemaya daima hüsn-ü zan beslemelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Ulvî olan nakilci âlimler, müslümanlara dinlerini öğretecek tefsir gibi kitaplar yazmaya kendileri muktedir değildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu nakilci âlimler de iki kısımdır ![]() ![]() ![]() Bir zâhirî âlim satırdan almasına rağmen, ilimde derinleştiği nisbette cehâletini öğrenmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Bunlar halkın avam tabakasına yakın âlimlerdir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|