Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu Selçuklu Taht Mücadelesi
II İzzeddin Keykavus, IV Kılıç Arslan ve II Alaeddin Keykubad ( Saltanat Mücadeleleri – 1245 - 1266)
Gıyaseddin Keyhüsrev öldüğünde, İzzeddin Keykavus, Rükneddin Kılıçarslan ve Alaeddin Keykubad adlarında üç oğlu vardı Bunlardan en büyüğü olan Keykavus 11, Kılıçarslan 9, Keykubad ise 7 yaşlarında idi Keykavusun annesi, Konyalı bir hıristiyan kızı olan Berduliye Hatun idi Kılıçarslan, yine başka bir Konyalı hıristiyan anneden doğmuştu Keykubad ise Gürcü Prensesi Thamaranın (Gürcü Hatun) oğlu idi Keyhüsrev, veliahd olarak Keykubadı vasiyet etmişti Fakat başta vezir Şemseddin İsfahani olmak üzere, devlet büyükleri İzzeddin Keykavusu tahta çıkarmaya karar verdiler Şemseddin İsfahaniyi destekleyen arkadaşları yüksek makamlara tayin edildiler Celaleddin Karatay saltanat naibi, Has-Oğuz beylerbeyi, Fahreddin Ebubekir pervane, Baba lakabı ile anılan Şemseddin Tuğrai de adı üstünde tuğracı olarak atandı Bu sırada, 1246 yılında, Güyük Hanın, tahta çıkış merasimi için, bütün tabi hükümdarlar Karakuruma davet ediliyordu Bu davete, İzzeddin Keykavusun değil, Rükneddin Kılıçarslanın katılmasına karar verildi Böylece küçük şehzade Kılıçarslan Moğolistana gitmek üzere atabeki Bahaeddin Tercüman ile birlikte yola çıkarıldı
Vezir Şemseddin İsfahaninin, Batu Hanın iradesiyle, çok geniş yetkilerle, vezir atanması ve diktatörce yönetimi bir süre sonra huzursuzluklara neden oldu Şemseddin İsfahani öncelikle yakın çevresindeki arkadaşlarını tasfiye etti Sonra da Sultanın annesi ile evlenerek durumunu daha da sağlamlaştırmak istedi
Kılıçarslan ile Güyük Hana giden heyet, büyük Hana Şemseddin İsfahaniyi şikayet ederek, Handan, Kılıçarslanın Sultanlığı ve Bahaeddin Tercümanın vezirliğini emreden bir yarlıg alarak 2000 Moğol askeri ile birlikte geri dönmüşlerdi Önce Erzincan ve sonra Sivasa geçen Kılıçarslan, bu yarlığa dayanarak 1249 da sultanlığını ilan etti Bu durum karşısında, Şemseddin İsfahani, Keykavusu yanına alıp Antalya veya Alaiyeye giderek orada isyan etmeyi düşünüyordu Celaleddin Karatay, üç kardeşi birden tahta oturtmak gibi dahiyane bir fikirle probleme çözüm getirdi Bu arada Şemseddin İsfahani de öldürüldü (1249) Bazı çatışmalardan sonra Celaleddin Karatayın fikri kabul edildi Necmeddin Nahçevani gibi, siyasete bulaşmamış temiz ve dürüst bir insan da vezirliğe getirildi Karatay, siyasi ihtirasları dizginliyerek, üç kardeşin saltanatı altında, Selçuklu birlik ve nizamını tekrar kurmaya çalışmıştır Karatay her üç sultanın atabekliğini üstlenerek, onları bazı devlet adamlarının entrikalarından korumayı amaçlıyordu Nitekim daha sonra, bu entrikalara dayanamıyan Necmeddin Nahçevani vezirliği bırakmak zorunda kalmıştır
Bu sırada, büyük han Mengü, Keykavusun da Moğolistana giderek kendisini ziyaret etmesini istiyor hatta emrediyordu Karatay ve yeni vezir İzzeddin Muhammed, Kılıçarslan ve Keykubad ile Kayseri de kalıp, Keykavusu maiyeti ile birlikte Moğolistana yolladılar Fakat Keykavus Sivasa vardığında, Kayseride hastalanan Karatayın ölüm haberi üzerine geri döndü (1254) Karatayın ölümü üzerine, onun düzene sokmağa çalıştığı devlet işleri tekrar karıştı Keykavus, Karatayın ölümü nedeniyle Moğolistana kendisi gidemeyip, bir mektupla, yerine küçük kardeşi Keykubadı yolladı Keykubad ile yola çıkan heyet uğradıkları her yerde, sultanlığın esasında Keykubadın hakkı olduğu propogandasını yaptılar Kılıçarslan ve Keykavusta, Hanın, saltanatı Keykubada vereceği korkusu uyandı Ve bir iddiaya göre Keykubadı, Erzurumda öldürttüler
Bu arada Konyada kalan iki kardeşin münasebetleri iyi gitmiyordu Keykavus içki ve eğlenceye daldı Etrafını ayak takımı sardı Hıristiyan dayıları da devlet işlerine karışıyor ve Kılıçarslanı gözden düşürmeye çalışıyorlardı Kılıçarslan, sonunda saraydan gizlice kaçarak adamlarıyla Kayseriye gitti ve burada tahta çıktı (1254) İki taraftan araya girenler, ülkeyi iki kardeş arasında taksim etmeye çalıştılarsa da anlaşma sağlanamadı İki kardeşin kuvvetleri arasında çıkan muharebede Kılıçarslan tarafı mağlup oldu Kılıçarslan Develu üzerinden Sise kaçmakta iken Türkmenler tarafından yakalanıp Kayseriye yollandı Burada iki kardeş tekrar barıştılar Keykavus, Kılıçarslanı önce Amasyada ikamete mecbur etti sonra da Borgulu kalesinde hapsettirdi
Selçuklu Devleti, Kösedağ yenilgisinden sonra, Moğol tabiiyetine girmesine rağmen, Moğollar Anadoluyu işgal etmeye kalkmamışlardı Baycunun daima, anlaşmalarla saptanandan daha fazla vergi talep etmesi üzerine, Fahreddin Ali, Batu Hana giderek şikayette bulunmuş ve ondan Baycunun aşırı taleplerine karşı bir yarlıg almıştı Baycu buna uymadığı gibi Selçuklulara karşı hiddeti de artmıştı Diğer taraftan, Mengü Kaan, kardeşi Hulaguyu, kendi ordusu ile, İslam ülkelerinin fethi için batıya yolladı Hulagu, Baycunun barınmakta olduğu Mugan ovasına yerleşince de, Baycu kendisi ve kuvvetlerinin barınıp beslenebilmesi için yeni yerler aramak zorunda kaldı Baycu, Keykavusa yazdığı bir mektupla Anadoluda yaylak ve kışlak yer talebinde bulundu (1256) Keykavus, Baycunun Selçuklu ülkesini istila tehlikesi karşısında hazırlanmaya başladı Baycu ordusu ile Erzurum üzerinden göç ede-ede Aksaraya geldi Toplanan Selçuklu ordusu da, vezir İzzeddin, beylerbeyi Yav-Taş ve Fahreddin Arslan-Doğmuş komutasında, Aksaraya doğru yola çıktı İki ordu Sultanhanı civarında savaşa tutuştu, fakat Selçuklu ordusu kolaylıkla bozguna uğradı (1256) Kaykavus, Konya Sarayındaki hazineleri de yanına alarak, Alaiyeye ve daha sonra da Bizanslılara sığındı Baycu, çarpışmadan Konyaya girdi Şehrin dış surlarını yıktırdı Oğlu Yisutayı, Keykavusu yakalamakla görevlendirdi ise de başarılı olamadı Borguluda hapiste bulunan Kılıçarslanı Konyaya getirterek tahta oturttu (1257) Moğollarla anlaşma imzalanıp, Baycu Aksaraya geçti Moğol askerlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için bütün ülkeden para ve mal toplandı
İlk İlhanlı hükümdarı Hulagu, Bağdat üzerine sefere hazırlanırken Baycuyu da çağırdı Bir rivayete göre, Baycunun Anadoludan ayrılması üzerine, Bizansa sığınmış olan Keykavus, İznik İmparatorundan aldığı yardımla ve Bizans askerleri ile Konyaya döndü ve tahtı ele geçirdi (1257) IV Kılıçarslan maiyeti ile birlikte Kayseriye ve bilahare, Keykavus kuvvetlerinin takibi üzerine, Tokata çekildi Kılıçarslan, Keykavusun ilerlemesi üzerine, Hülaguya müracaatla, ondan saltanat yarlığı alarak Erzincana döndü Moğollardan aldığı destekle Niksara geldi Niksar halkı Kılıçarslanı tekrar tahta çıkardı Kılıçarslan buradan Tokata yürümek istediyse de Yav-Taşın müdafaası buna mani oldu Fakat iki kardeşi tutan kuvvetler ve Kılıçarslan tarafında olan Moğollar arasında irili ufaklı itişmeler devam edip durdu
Dört yıl önce, Keykubad ile birlikte Karakuruma yola çıkan Selçuklu heyeti nihayet geri döndü Yanlarında Mengü Kaanın yarlığı vardı Bu yarlığa göre Selçuklu ülkesi ikiye bölünüyor, Kızılırmak batısındaki bölge Keykavusa, doğusundaki bölge ise Kılıçarslana bırakılıyordu (1259) Bunun üzerine iki kardeş, anlaşmak zorunda kaldılar Bu sırada, Suriye seferine hazırlanan Hulagu, iki kardeşi de huzuruna çağırdı Önce Keykavus ve takiben de Kılıçarslan, ağır hediyelerle, Tebrizde Hulaguyu ziyaret ettiler Hulagu, Mengü Kaanın yarlığını uyguladı ve memleketi iki kardeş arasında taksim etti Hulagu, iki Selçuklu Sultanını yanında tutup, Haleb seferine de beraberinde götürdü Bir hafta muhasaradan sonra Halebi aldı ve halkı katletti (1259)
İzzeddin Keykavus, bu anlaşmadan sonra, dayıları ile birlikte, Antalyaya gidip orada eğlence hayatına daldı Buna karşılık Rükneddin Kılıçarslan ise, vezirinin dirayetli idaresi ve Moğolllar nezdinde kazandığı destek sayesinde, derlenip toparlanıyor ve bir taraftan da kardeşini saltanattan uzaklaştırmaya çalışıyordu Keykavus bu sırada vergi tahsilatına gelen Moğol elçilerini geri çevirdi Hulagu, 1261 de Keykavusu huzuruna çağırdı Keykavus ise kendi yerine saltanat naibi Yav-Taşı yolladı
Bu arada Eyyubiler parçalanmış ve zayıflamış bir durumda iken, Eyyubi orduları içindeki Kıpçak Türkleri idareyi ele alarak Mısır ve Suriyede Memluk imparatorluğunu kurdular Büyük bir asker olan Baybars, Moğolları, Ayn Calutta müthiş bir yenilgiye uğrattı Moğollar dünyada mağlubiyeti ilk kez burada tattılar Böylece Baybars, Moğollara karşı, İslamın savunucusu olarak tarih sahnesine çıktı Keykavus, Hulaguya karşı, Baybarsın desteğini aradı ise de önemli bir sonuç alamadı Moğol baskısı karşısında İstanbula sığınmak zorunda kaldı Tüm Selçuklu ülkesi de Kılıçarslana kaldı
Keykavus, İstanbulda, Michael Paleologos tarafından çok iyi karşılandı Çünkü vaktiyle kendisi de bir ara Selçuklulara sığınmak zorunda kalmıştı Michael, İznik tahtını elde ettikten biraz sonra, İstanbuluu da Latinlerden kurtarmıştı Bu sırada, Yakın-Doğu siyesetinde önemli değişiklikler oldu Altınordu Hükümdarı Bereke Han, müslümanlığı kabul etti Akrabası İlhanlılar ile de arasında sınır ihtilafları vardı Bu nedenle Baybars ile İlhanlılara karşı ittifak kurdu Keykavus ta gönderdiği elçilerle, bu ittifakta kendisine bir yer arıyordu Fakat Bizans İmparatorunun siyaseti, Hulagu tarafında olmasını gerektiriyordu Kızı Despinayı (Maria), ağır hediyelerle birlikte, Hulaguya yolladı Despina yolda iken Hulagunun ölümü üzerine, Hulagunun oğlu ve halefi Abaka ile evlendirildi Bu siyaset gereği, Bizans İmparatoru, Keykavusa karşı tutumunu değiştirdi ve Keykavusu hapsettirdi (1262) Maiyetindeki insanlar da Ayasofyada hristiyan olmaya zorlandı Bereke Han, bir ordu yollayarak Balkanlardaki bizans beldelerini istila etti ve Enezde hapiste bulunan Keykavus ile oğulları Geyumers ve Mesud kurtarılarak, Bereke Hana götürüldüler Bereke Han, Keykavusa ihsanlarda bulunarak onu evlendirdi, Suğdak ve Solhan şehirlerini ikta etti Keykavus Kırım sahillerinde, 1279 tarihinde ölünceye kadar, şahane bir hayat sürdü Oğlu Mesudun, daha sonra, Anadoluya geçerek, Selçuklu tahtını ele geçirdiğini göreceğiz
Muineddin Pervanenin Moğollarla işbirliği sayesinde, IV Kılıçarslan, 1266 da, ölünceye kadar sürmek üzere, tüm Selçuklu ülkesinin sultanlığını kazandı Moğol istilasından kaçıp Anadoluya sığınan Türkmen gurupları, Keykavus tarafını tutuyor ve Kılıçarslanı tanımak istemiyorlardı Moğollara da karşıydılar Bu Türkmenler arsında en kuvvetlilerini Denizli (Ladik), Honaz ve Dalaman civarında yurt tutanlar oluşturuyordu Başlarında da Mehmed Bey, kardeşi İlyas Bey, damadı Ali Bey, Seviç ve Salur Beyler vardı Hulagu Kılıçarslana, Anadoluda bulunan İlhanlı kuvvetleriyle birlikte Mehmed Bey üzerine yürüme emri verdi Ali Beyin ihanetinden de yararlanan Selçuklu-İlhanlı ordusu, Dalamana kadar uzanıp Türkmen bölgelerini işgal ettiler İlyas ve Salur Beyler esir edildi Aman dileyen Mehmed Bey Konyaya götürülürken Borguluda öldürüldü Kendilerine yardım eden Ali Beyi Denizli Türkmenlerine Bey tayin ettiler Tarihçilerin, bulundukları bölgeye izafeten, Denizli veya ladik Beyliği olarak isimlendirdikleri bu Beylik, Ali Beyin oğlu İnanç (Yınanç) ile, İnançoğulları Beyliği olarak ta tanınmıştır Bu beylik 1262 den 1277 ye kadar Selçuklulara tabi kalmış, bu tarihte Karamanoğullarının İlhanlı ve Selçuklulara karşı ayaklanıp Konyayı işgallerini fırsat bilerek, bağımsızlığını kazanmıştır
Keykavus taraftarı olan Beylikler arasında eskilik ve önem bakımından ikinci sırada Karamanoğulları gelir Mehmed Beyin idaresindeki batı Türkmenleri gibi, Kerimüddin Karamana bağlı güney Türkmenleri de, İlhanlılar ve Kılıçarslana karşı mücadeleye başlamışlardı Baycunun Konyaya gelişine kadar hep Ermenilerle uğraşmış olan Karamanlılar, bu olaydan sonra cephe değiştirdiler Muineddin Pervane, Kamereddin-ilini Karaman Beye ikta ederek onu kazanmak istedi Böylece bir Türkmen Beyliği daha ortaya çıkmış ve tanınmıştı Moğol ve Selçuklu ordusu, Mehmed Bey üzrine Denizliye sevk edilince, sıranın kendilerine geleceğini anlayan Karamanlılar 20 000 kişilik bir ordu ile Konya üzerine yürüdüler Selçuklu ordusu, Karamanlıları Gavale Kalesi civarında bozguna uğrattı ve esir edilen Önemli Karaman beyleri, Konyada halka teşhir edilerek asıldılar Bu arada Karamanlılar ile işbirliği yapan bazı Konya ileri gelenleri de ilhanlı komutanı Alıncak Noyana gönderilmiş ve onun tarafından öldürülmüştür 1262 yılında Kılıçarslan ve Muineddin Pervane daha başka birçok Türkmen ayaklanması ile de uğraşmak zorunda kalmışlardır Muineddin Süleyman Pervane, Selçuklu devlet adamları arasında çok dikkate değer olanlardandır Hatta, 1262-1277 arasındaki dönemden Pervane dönemi olarak bahsedilir Pervane, ilim ve sanat erbabını korumuş ve kollamıştır Mevlana Celaleddin ile de sıkı ilişkileri olmuştur
Dönemin siyasi yelpazesi gereği, Baybars Moğola karşı cihad açmış, ilhanlılar da hıristiyanları kollamıştır Bu nedenle Pervanenin de Ermenilerle ilişkileri iyi idi Moğollara dayanan Ermeniler Suriye-Anadolu kervan yolunda soygunlar yapıyorlardı Baybars bu konuda Ermeni Kralı Hetumu uyardı Hetum bizzat Hülaguya gitti ve dönüşte Kılıçarslan ile de görüştü Hülagunun baskısıyla Selçuklular ve Kilikya Ermenileri arasında bir anlaşma imzalandı ve Memluklara karşı bir ittifak kuruldu Bu arada Hetum, kızını Pervanenin oğluna verdi
Moğol istilaları ve dahili karışıklıklardan yararlanan Trabzon Rumları, her fırsatta ele geçirmeye çalıştıkları Sinop limanını 1259 da işgal ettiler 1265 yılında Kılıçarslan ve Pervane, tahta çıkan Abaka Hana gidip onu tebrik ettikleri zaman, Sinopun kurtarılması için de izin aldılar Uzun muhasaralardan sonra Sinop 1266 da Pervane tarafından kurtarıldı Bu olay Pervanenin ününü daha da arttırmıştır Pervane Sinopun geri alınmasından sonra, şehrin kendisine temlikini talep etti Kılıçarslan buna karşı gelmeye çalıştıysa da, Pervaneye fazla mukavemet edemeyip istediğini yapmak zorunda kaldı Bilahare Sinopta ortaya çıkan Pervane Oğulları Beyliğide bu temliknameye dayanmaktadır Sinop meselesi yüzünden Pervane ile Kılıçarslanın arası açıldı Pervane, Kılıçarslanın Baybars ile ittifak içersinde olduğu iddiası ile, Moğolları, Sultana karşı kışkırtmaya başladı Sonunda bazı İlhanlı komutanlarını elde ederek Kılıçarslanı onlara boğdurttu (1266)
|