Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuğunu, ilginç, olay, tanımadıtarihte

Çocuğunu Tanımadı(Tarihte Bi İlginç Olay)

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuğunu Tanımadı(Tarihte Bi İlginç Olay)



SCF Ancak Üç Ay Dayanabildi
Ağustos-Kasım 1930, Ankara

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşı Fethi Okyar'a kurdurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın (SCF) Türkiye'deki tek partili rejimin denetlenmesine yardımcı olacak "güdümlü bir muhalefet" deneyimi olduğuna hiç kuşku yoktur

TpCF'dan farklı olarak kendiliğinden ve doğal bir sürecin ürünü olarak değil yapay ve doğrudan doğruya Mustafa Kemal'in "teşvik, ısrar ve tasvipleriyle" kurulan SCF ilk muhalefet partisi kadar da dayanamamış ve üç ay sonra kendi kendini feshetmeye zorlanarak tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır

Gerek dünyadaki gelişmeler, gerekse tek parti iktidarının denetimsiz ve keyfi yönetiminin ortaya çıkardığı sorunlar Mustafa Kemal'e güvenilir arkadaşlarından bir kısmına bir muhalefet partisi kurdurmanın yararlı olacağını düşündürttü Ancak iktidardaki Cumhuriyet Halk Fırkası'nın (CHF) da "Umumi Reisi" olan cumhurbaşkanının asıl niyeti tek partili sistemin monolitik yapısının çözülmesi değildi

Başında bulunduğu partinin uygun bir şekilde denetlenmesi, çürük-çarık yanlarının açığa çıkarılması ve böylece kendisini yenilemesi, temizlenmesi ve güçlenmesiydi Kurulacak partinin ne iktidar olabileceği öngörülüyordu, ne de -ve daha önemli olarak- varolan siyasal rejimin monolitik yapısını çatlatabileceği

Böylece Paris Büyükelçisi olan Fethi Okyar, hazır "muasır medeniyeti" yerinde görmüş, incelemiş rejimin eski bir başbakanı olarak memlekete davet edildi ve bir muhalefet partisi kurması istendi

TpCF'nin başına gelenlerden sonra doğal olarak hayli temkinli hareket eden Fethi Okyar, Mustafa Kemal ve İsmet Paşa ile yaptığı uzun görüşmelerde çeşitli güvenceler istedi; her şeyden önce Mustafa Kemal iki parti karşısında tarafsız kalabilmeli, CHF'den bazı mebuslar yeni partiye geçmeli ve partinin örgütlenme çalışmaları için en az CHF kadar mali kaynak sağlanmalıydı

Cumhurbaşkanının tarafsız kalması dışında diğer koşullar kabul edildi İsmet Paşa 1931'de yapılacak seçimlerde 40-50 kadar mebusun seçilmesi güvencesini vermeyi önerecek, Fethi Okyar Meclisin üçte biri olan 120 mebus isteyecek ve Mustafa Kemal'in müdahalesiyle 70 mebusta anlaşılacaktı

SCF'nin programatik yaklaşımı da TpCF'ye benzer yönelimdeydi; daha liberal iktisat politikaları, tek dereceli seçim, ademi merkeziyetçilik, dinsel konularda hoşgörü ve yeni olarak ise kadınlara oy hakkı tanınması belirgin noktaları oluşturuyordu

12 Ağustos 1930'da kurulan SCF'nin başkanlığını Fethi Okyar üstlenirken Genel Sekreterliğine ise Mustafa Kemal'in çocukluk arkadaşı ve sofrasından eksik etmediği en güvenilir adamı Nuri Conker getirildi Kuruluştan bir süre sonra 15 kadar mebus CHF'den SCF'ye geçerek partiye Meclis'te grup kurma olanağı sağlandı

Ancak işler pek de planlandığı gibi gitmedi Varolan monolitik yapı içinde yasal, meşru bir muhalefet olanağı ortaya çıkınca her türlü gayri memnun, her türlü muhalif buraya doluşuverdi Böylece hem parti sanılandan daha kısa zamanda güçlenmişti, hem de içine dolan muhalefet dinamiklerini denetleme olanağı pek olmayan ve dolayısıyla rejimin planladığından öteye giden potansiyeller taşıyan bir yapı ortaya çıkıyordu

Meşhur İzmir gezisi bu durumu olanca açıklığıyla ortaya koymuştu Fethi Okyar'ı karşılamaya gelen 50 bin kişilik kalabalık o zamana kadar görülmedik bir olaydı ve yer yer polisle çıkan çatışmalar Ankara'yı hayli rahatsız etmişti

Bu gelişmeler Mustafa Kemal'i de endişelendiriyor ve yavaş yavaş SCF'ye karşı CHF'nin "Umumi Reisi" olarak açık mücadeleye gireceğinin işaretlerini veriyordu Fethi Okyar'ı en çok düşündüren de bu idi Bir ara Mustafa Kemal'in tarafsız kalmasını sağlamak için "Milli Blok" önerisi geliştirilmiş ancak tutmamıştı

Ama SCF'nin güçlenmesi karşısında Mustafa Kemal'in cumhurbaşkanlığından istifa ederek başbakanlığı üstlenebileceği, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın cumhurbaşkanı olabileceği konuşulur olmuştu Öte yandan CHF yöneticileri ise ellerindeki devlet olanaklarını SCF'ye karşı her yönden kullanmaya başlamışlardı ve tabii bu arada basını da harekete geçirmeyi ihmal etmiyorlardı

Bu koşullarda Ekim 1930'da belediye seçimlerine gidildi ve henüz yeni kurulmuş olmasına karşın SCF hayli başarılı oldu ve birçok şehirde CHF'ye yakın oy alırken Samsun'da da belediye başkanlığını kazandı

Böylece TpCF deneyiminden sonra yapay bir şekilde ve rejimin en güvenilir adamlarına da kurdurulmuş olsa ikinci bir partinin varlığı tek parti sisteminin çatırdamasına yol açıyor ve bu durum da açıkça görülüyordu Oysa cumhurbaşkanı ve iktidar partisince Fethi Okyar'a uygun görülen görevin sınırları çok daha dardı

SCF esas olarak CHF'nin kendini yenilemesi ve taze güç kazanması için kurulmuştu Oysa iktidara gelmeyi ümit edecek kadar hızlı gidiyordu Ortaya çıkan tablo karşısında Mustafa Kemal'in SCF'ye daha açık ve kesin tavır alması ve Umumi Reisi olduğu partisine, CHF'ye sahip çıkması Fethi Okyar'ı hayal kırıklığına uğrattı

TpCF deneyimini de dikkate alarak partisini feshetmekten başka seçeneği olmadığına kanaat getirdi Zaten bu doğrultuda telkinler giderek artıyordu 17 Kasım 1930'da Dahiliye Vekaleti'ne verdiği bir dilekçeyle SCF'nin feshedildiğini açıklarken şöyle yazıyordu:

"Efendim,

Büyük Gazimiz Mustafa Kemal Hazretlerinin teşvik ve tasvibiyle SCF'yi teşkil etmiştim Kanaatimizce bu teşvik ve tasvip, teşkil edeceğim fırkanın Gazi Hazretlerine karşı siyasi mücadeleye girmesi ihtimalini hadd-i zatında bertaraf ediyordu Esasen bu kanaat haricinde siyasi bir teşekküle vücut vermek mesuliyetini almayı hatırıma getirmemiştim

Halbuki tahakkuk edecek şekle nazaran fırkamız atiyen Gazi Hazretleriyle siyasi sahada karşı karşıya gelmek vaziyetinde kalabileceği anlaşılmıştır Bu vaziyette kalacak siyasi bir teşekkülün mevcudiyetinin fırka müessisi sıfatıyla muhafaza ve idameyi muhal buluyorum Bu sebeple SCF'nin feshine karar verdim Bu karar fırka teşkilatına tebliğ edilmiştir

Keyfiyeti arz ederim efendim"

Böylece SCF deneyimi de ancak üç ay dayanabilirken SCF'nin ideologu Ahmet Ağaoğlu'na göre bu fesih dilekçesi bile Mustafa Kemal ve İsmet Paşa ile birlikte hazırlanmıştı

Dönemin sol gazetelerinden Hür Adam'ın 4 Sayısında Abidin imzasıyla çıkan bir karikatürün lejandında "Yeni fırkalar doğuyormuş" diye yazarken, İsmet Paşa kafalı, Halk Fırkasını temsil eden hamile bir kadına bir köylü ağa şöyle diyordu: "Kız bu ne hal? Daha yeni çocuk düşürdün! Sonra bunu da babası tanımazsa ne yaparız?"

Halk Fırkası'nın daha sonra, 1946'da doğurduğu Demokrat Parti'nin 1960'da bir darbeyle iktidardan düşürüldüğü ve Menderes ve arkadaşlarının idam edildiği dikkate alınacak olursa, köylü ağanın korktuğu başına gelmiş sayılmaz mı?

Biraz gecikerek de olsa, babası çocuğunu yine tanımayacaktı!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.