Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kuantum

Kuantum Nedir?

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuantum Nedir?









Kuantum teorisi
Kuantum teorisi, atomik olaylardaki enerjiyi açıklamaya yarayan bir fizik teorisidir Kuantum kelimesi yalnız başına kullanıldığında bir sistemin değiştirebileceği enerjinin küçük bir kısmı anlamına gelir Mesela foton, elektromanyetik radyasyon kuantumudur Kuantum teorisi enerjinin devamlı olmadığını ve seviyelere sahip olduğunu, bu seviyelerin küçük kademeler halinde değişebileceğini matematik ifadelerle açıklar

Mesela; bir atomda elektronların çekirdek etrafında kendi yörüngelerindeki hareketleri, siyah cismin küçük miktarlar halinde ısı yayması(Max Planck'ın siyah cismin radyasyonunu buluşu), fotonun elektromanyetik radyasyonu (Bohr teorisi), fotoelektrik olayı, atom spektrumu (tayfı) kuantum teorisi ile izah edilebilir Kuantum teorisi üzerine yapılan çalışmalar şunlardır:

Plank'ın radyasyon teorisi:

1901 senesinde Alman fizikçisi bir cismin ufak bir oyuğundan yaydığı ısı enerjisinin frekans dağılımını (radyasyonunu), ışığın elektromanyetik teorisine benzeterek, cisme ait en küçük parçalarının titreşimler yaparak yaydığı enerjisine benzetmiş ve matematik olarak bunu ifade etmiştir Yaptığı hesaplardan, bu titreşimlerin genliklerinin sınırlı olması gerektiğini anladı Mesela bir salınımın veya titreşimin genliği 1 m veya 2 m olabilmekteydi, arada bir değer alamamaktaydı Bunun sonucu olarak, sadece belirli genlikteki salınımlara müsaade edildiğinden dolayı, enerji artık düzgün bir şekilde alınamamaktaydı veya yayılamamaktaydı Böylece işlem sarsıntılı olarak, müsaade edilen bir genlikten diğer genliğe sıçrayarak ortaya çıkacaktı Böyle bir sıçramayı ortaya çıkarmak için gerekli olan enerji miktarını bir kuantumluk enerji olarak isimlendirdi Ayrıca bir kuantumluk enerjinin, salınımın frekansı ile, Planck sabiti denen sabit bir sayının çarpımına eşit olduğunu kabul etti Bu sabite h=6,62·10-27 erg saniye şeklinde çok küçük bir değer olduğu için sıçramalar da çok düşüktür

Bu kabuller o kadar değişiktir ki, Planck bile geçerliliğinden şüpheye düştü Ancak 1905'te Albert Einstein, önemli bir adım atarak, bunları ciddi bir şekilde inceledi Işığın kendisinin kuantumların birleşmesinden meydana gelen taneciklerden ibaret olduğunun kabul edilmesi gerektiğine işaret etti Yoksa, teoride bir dengesizlik ortaya çıkmaktaydı Şimdi bu taneciklere foton denilmektedir ve bunların enerjileri, frekansları ile Planck sabitinin çarpımına eşittir E=h·f Bu kabul, metalik bir yüzeye ışığın çarpmasıyla bu yüzeyden elektronların koparılması olayını açıklayarak pekiştirdi Buna fotoelektrik olayı denilir

Dalga ve parçacık teorisi:

On yedinci yüzyılda Isaac Newton, ışığın parçacıklardan meydana geldiğini kabul etmiş ve bir geometrik optik geliştirmişti Ancak daha sonra meydana gelen gelişmeler ve ışığın hızının diğer şeffaf cisimlerde ölçülmesi, James Clerk Maxwell'in geliştirdiği elektromağnetik dalga teorisinin kabulünü zorlamıştı Ancak Einstein'in çalışmasıyla parçacık teorisi canlanmış ve dalga teorisiyle rekabet eder duruma gelmiş oldu

Atom spektrumu (tayfı)

1993'te Danimarkalı Niels Bohr kuantum fikrini, klasik teorilerin o zamana kadar açıklayamadığı, atom spektrumu teorisine tatbik ederek önemli bir adım attı İngiliz Ernest Rutherford'un yaptığı deneylerden, atomun minyatür güneş sistemi gibi, ortasında pozitif yüklü bir çekirdek etrafından dönen elektronlardan ibaret olduğu kabulünü getirdi Ancak atomu tutan elektriksel kuvvetlerin, kütle çekim kuvvetlerinden farklı olduğunu iddia eden Maxwell, elektronların yörüngelerinde kararlı olmayacağını bildirdi Buna göre elektronlar enerjilerini sürekli frekansa sahib olan ışık şeklinde yayacaklardı Bu ise atom spektrumunda görülen ayrık frekansları açıklamaktan uzaktı Hatta atomların kararlı durumu bile açıklanamıyordu

Bohr klasik teorinin kabullerinden ayrılarak bazan eskiye taban tabana zıt yeni kabuller yaparak işe başladı:

* Elektronlar kararlı yörüngeye sahiptirler
* Yörüngelerinde bulundukça enerji yaymamaktaydılar
* Sadece belirli yörüngeler mümkündür (Aynen Planek belirli salınım genliklerine izin verdiği gibi)
* Elektronlar bir yörüngeden diğer yörüngeye sıçrayabilmektedirler Ancak bu halde meydana gelen enerji farkı, foton yaymak veya almakla karşılanacaktır Bu fotonun f frekansı da E enerji farkının h Planck sabitine bölünmesiyle elde edilecekti: f = E / h

Bu kabuller şaşırtıcı sonuçlar çıkardı Bohr, yüksek bir yaklaşımla hidrojen atomunun spektrum frekanslarını hesapladı Eski ve yeni kabullerin karışımı olan bu teorinin sonuçları artık herkesin dikkatini çekmekteydi

Bir elektronun hareketinin kuantum sayıları denilen belirli sayılara bağlı olduğu anlaşılmıştı Kuantum sayıları tam sayılar veya tek sayıların yarılarından ibaretti Bu sayılar Bohr teorisindeki müsaade edilen yörüngelerle ilgiliydi Bohr'un teorisiyle atomun içine nüfuz edilmekte olduğu için, bu teorinin önemi büyüktür Ancak seneler sonra bilim adamları, bunun da açıklayamayacağı olaylarla karşılaştılar Bunun sonucu olarak iki farklı yönden gelinerek bir modern teori geliştirildi

Dalga mekaniği:

1923'te Fransız Louis de Broglie, ışığın dalgalar tarafından iletilen fotonlardan ibaret olduğunu iddia etti Ona göre elektron ve diğer atomik parçacıklar da dalgalarla hareket etmekteydi Ayrıca iddiasının Bohr'un müsaade edilen yörüngeler kabulüyle de uyuştuğunu gösterdiyse de pek dikkati çekmedi

Erwin Schrödinger 1925'de bu iddianın dalga kısmını alarak, Newton'un mekaniğine tatbik etti Bu yeni ortaya çıkan Dalga mekaniği'ne göre elektronlar parçacıklar olarak değil, farazi bir matematiksel uzayda yayılı dalgalar olarak belirmekteydi Bu kabuller, Planck'ın salınımlarının kuantum davranışlarını, hidrojen atomunun spektrumunu açıklaması ve çok önemli kuantum sayılarını doğrudan doğruya ortaya çıkarması yönünden, ciddiye alındı Daha sonra yapılan deneyler De Broglie'nin madde dalgalarının mevcudiyetini de göstermiştir

Matris mekaniği:

Werner Heisenberg de 1925'de tamamen farklı bir yol takip ederek, temel fiziksel büyüklükleri düzenli bir şekilde tablolar halinde yazdı Bunlara matris denildiği için, teorisi de Matris Mekaniği olarak isimlendirildi Bir parçacığın koordinatını ve momentumunu (kütlesiyle hızının çarpımı) q ve p ile gösterdiğinde p kere q'nün, q kere p olmadığını ve aradaki farkının Planck sabitiyle ilgili olduğunu keşfetti Bu, günümüzde modern atom teorisinin temel taşlarından birini teşkil etmektedir Heisenberg'in teorisi görünüşte çok farklı zannedilen Schrödinger'inkiyle aynı sonuçları vermekteydi Paul Dirac ise, her ikisinin klasik mekaniğe çok benzeyen kuantum mekaniğinin özel bir şekli olduğunu gösterdi

Belirsizlik prensibi:

Yukarıdaki gelişmeleri anlatan kuantum teorisi bir başarıdan diğerine gitmekteydi Ancak temelinin fiziksel bakımdan tutarlı olduğunda hala şüpheler mevcuttur Mesela p momentum ile q koordinatlarının çarpımında eğer q·p çarpımı, p·q çarpımına eşit değilse bu büyüklükler alışılagelen değerler alamamaktaydılar 1927'de Heisenberg, belirsizlik prensibini ortaya koyarak bu konuda rahatlık sağladı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.