|  | Agdistis |  | 
|  12-04-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   AgdistisAgdistis Pausanias'ın anlattığı Agdistis efsanesi ana tanrıça Kybele'nin Pessinus'taki kültüne ilişkin bir efsanedir  Zeus bir gece düş görerek tohumunu yeryüzüne döker  Bundan hünsa bir varlık doğar: Agdistis  Hem kadın, hem erkek olan bu yaratığı tanrılar ele geçirir ve erkeklik uzvunu kesip atarlar, uzuvdan bir badem ağacı meydana gelir, ırmak tanrı Sangarios'un (Sakarya) kızı bu ağaçtan bir badem koparıp göğsüne saklar, bundan gebe kalarak Attes (başka kaynaklara göre Attis) adlı bir oğlan doğurur  Onu dağa bırakır  Attes büyüyünce öyle yakışıklı, öyle eşsiz güzellikte bir delikanlı olur ki o zaman salt kadın olan Agdistis ona âşık olur  Ne var ki Attes Agdistls'ten kaçmak İ ç i n Pesslnus'a gider ve orada kralın kızıyla evlenmeye k  ılkı şır  Tam düğün gecesi düğün ezgileri söylenmektedir ki Agdistis birdenbire çıkagelir  At-tes onu görünce çıldırır ve erkekliğini keser, Pessİnus kralı da aynı şeyi yapar  Attes ölür, Agdistis de sevgilisinin bedeninin bozulmamasını sağlar  Bu efsanenin başka bir anlatımı da şöyledir: Phyrgia ilinin sınırlarında Agdos adlı ıssız bir kaya varmış, orada Kybele tanrıçaya bir taş biçiminde tapılırmış  Zeus tanrıçaya tutulmuş, onunla birleşmeyi başaramayınca tohumunu bir kayanın üstüne bırakmış  Bu tohumdan Agdistis doğmuş, hünsa imiş, Agdis-tis'i Dionysos sarhoş ederek erkekliğinden etmiş; uzvundan bir badem ağacı çıkmış, bunun meyvesini Sangarios ırmağının kızı Nana göğsüne almış, gebe kalıp Attes'i doğurmuş  Sangarios Nana'ya çocuğu dağa bırakmasını buyurmuş  Bebek gelen geçenin ilgisini çekmiş, onu bir tekenin sütüyle beslemişler, tekenin sütü olamayacağı halde, adının Phrygi a dilinde teke anlamına gelen "artagus" teke ile ilişkisini göstermektedir  Ne var ki bu arta-gus sözcüğü "güzel" anlamına da gelebilir  Her neyse Agdistis ile Kybele ikisi birden gönül vermişler bu güzel delikanlıya, ama Phrygia kralı Midas onu kendi kızına almak istiyormuş   Derken Agdistis Attes'i çıldırtmış, delikanlı bir çam ağacının dibinde erkekliğini keserek can vermiş  Kybele tanrıça onu gömmüş, toprağa akan kanından biten menekşeler dibinde öldüğü çamı çepeçevre sarmışlar  Midas'ın kızı da umutsuzluğa düşerek canına kıymış, Kybele onu da gömmüş ve onun mezarı üstünde de menekşeler bitmiş  Ayrıca mezarı üstünde bir badem ağacı büyümüş  Agdistis Zeus'a yalvarmış Attis'in bedeni hiç bozulmadan kalsın, çürümesin diye, Zeus da bu dileğini yerine getirmiş  Attis'in saçları büyümeye, küçük parmağı da oynamaya devam edecekmiş  Bu sözü aldıktan sonra Ag-disüs sevgilisinin ölüsünü Pessinus'a götürmüş, orada gömmüş ve anısına bir bayram ile bir rahip heyeti kurmuş  Bu efsanelerde Agdistis ile ana tanrıça Kybele birbirine karışmaktadır  Motifleri toprak bereketini ve bitkinin öldükten sonra yeniden dirilmesini simgeleyen bu efsaneler daha çok alegorik birer anlam taşır  Bunlardan amaç, Pessinus'taki Kybele kültünde rahiplerin belli zamanlarda ve törenlerde erkeklik uzuvlarını kesmelerinin nedenini ve kaynağını anlatmaktadır  Kybele tanrıçanın ise Anadolu'da ve çevrede tarih öncesi çağlardan Roma devrine değin çeşitli adlarla tapım gördüğü herkesçe bilinmektedir (Kybele)   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |