Temiz Ve Nemsiz Bir Nefes Almak Isteyenlere

Sıcak ve yüksek nem nefesimizi daraltır, tansiyonumuzu çıkarır, kalbimizi hızlandırır, sıkıntı verir Oysa yaylalarımız


Temiz ve nemsiz bir nefes almak isteyenlere yaylalarımız eşsiz güzellikleri ile sizleri çağırıyor

Sabah 090:00'da çıktığımız yayla yolcuğumuz Çayeli'ne bağlı Kaptanpaşa köyü üzerinden gerçekleşti Yanımıza alacağımız yiyecek ve gerekli malzemeleri aldıktan sonra yayla yolcuğumuza başlamış olduk Ekmeğimizi Kaptanpaşa'da bulunan fırından almayı da ihmal etmedik Yolculuğumuz Çataldere yol ayrımından sola saparak devam etti İlk başta yolların bu denli bozuk olacağı aklımızın ucundan geçmemişti Yayla sakinlerinden birisinden aldığımız bilgi doğrultusunda bu yolu tercih etmişti Yollar açık ve iyi olduğu yönünde bilgi verilmişti Ancak başlangıçtaki yolların bozukluğu yol boyunca devam edeceği aklımızın ucundan bile geçmemişti Dağ yoluna girdikten sonra yolla hayli bozuk olduğu görülüyordu Yol boyunca gelen sel yolu adeta kazımıştı Zorlu bir yolculuk bizi bekliyordu Çok şükürkü bu zorlukları hafifletecek yayla balı dediğimiz eşsiz lezzete sahip sularda mola vererek suyu doya doya içiyorduk Şunu da hatırlatalım ki yayla sulardı bildiğimiz şehir sularına benzemez Suyu kana kana içersiniz ama şişkinliği hiç hissetmezsiniz Bazılarımız yayla suyunu ekmeğin içine akıtarak midesine indirir




Yaklaşık 3 saat süren bir yolculuktan sonra tepeye varmak üzereydik Bazı yaylacılar daha yeni yeni yaylalara göç ediyorlardı Yolun kenarında inekleri otlatan güleryüzlü insanlarımızın yanında durduk Ne kadar samimi ve içten davranırsanız o ölçüde geri dönüşümü olur diyerek selam verdik ve yanlarına yaklaştık Biraz muhabbetten sonra yayla çiçeklerinin eşsiz güzellikleri içinde fotoğraflar çektirmeyi de ihmal etmedik O güzellikelri gören bütün yorgunluğunu ve çektiği yol çilesini unutuveriyor Muhteşem güzellikleriyle dağlar ayaklarınızın altında Bir kanadım olsada kendimizi bu boşluğa bırakıvereyim diyorsunuz içinizden Bu yolculuğun bu kadar keyifli olacağını hiç tahmin etmemiştik Yolumuza devam etmeye başladığımızda içimizdekilerden bir kaçının yükseklik korkusu olduğundan uçurum tarafında oturmamayı tercih ediyorlardı Ama biryandan da eşsiz güzellikleri izlemekten kendilerini mahrum bırakıyorlardı


Tepeye vardığımızda iki yol ayrılıyor sağ yol Ambarlı Yaylasına giden yol Bize sol taraftan Gito Yaylasına doğru ilerledik Yaylaya yeni su getirildiğinden dolayı yollar bi hayli bozulmuştu Biraz hengameli bir yolculuktan sonra Gito Yaylasına indik Arkadaşımızın evi önünde aracımızı çektik Tabi o kadar sarsıntılı bir yolculuğunda midemizi acıktırması da kaçınılmazdı Çayeli'nden aldığımız yiyeceklerimizi hazırlamaya koyulduk Yaylada güzel bir mangal keyfi gibisi varmıydı Yemeklerimizi yedikten sonra yaylanın suyundan demlediğimiz çayımızı yudumlayarak gözlerimizi yaylanın etrafını çevreleyen muhteşem manzaraları ile dağları seyrediyorduk Bir yanımızda Ambarlı Yaylası, bir yanımızda Sal Yaylası, bir yanımızda Pokut Yaylası, bir yanımızda Elevit Yaylası, bir yanımızda Verçenik Yaylası, Aşağıda bulunan Çat Yaylasının eşsiz güzelliklerini seyir zevkine vararak izliyorduk Yaylalarda kuş olmak kendini eşsiz güzelliklerin içine salıvermek geçiyor insanın içinden


Çayımızı yudumladıktan sonra biraz gezelim dedik ve yola koyulduk Ormana doğru yol almaya başladık Yol alırken tabi ki çevremizi saran çiçeklerle birlikte fotoğraf çekerek devam ediyorduk Ormana vardığımızda çamların kokusu insanı mest ediyordu Ormanın içinde bir süre oturduktan aracımıza doğru yol aldık Temiz havayı içimize çeke çeke ve dinlenerek gidiyorduk Deniz kenarında kendini bronzlaştırmak için uğraşanlara tavsiyemiz olsun Güneş kreminizi alın ve yaylaya çıkın bir saate kalmaz bronzlaşmaya başlıyorsunuz Hem nemsiz ve temiz hava hemde doğal bronzlaşmak isteyenleride yaylalara çıkmalarını tavsiye ediyoruz

Yolcuğumuzun geri dönüşünü başlattık Bu sefer Çat yaylasına gitmeden geride bulunan yoldan inmeye karar verdik Gito yaylasından aşağı doğru inmeye başladık Bu yol diğer yoldan daha güzel ve kullanışlıydı Çamların arasından yol alırken bölgede peteklerin olduğunu gördük Burada da Karadeniz insanının ne kadar esprili olduğunu gördük İlginç ve o kadar da yüzleri gülümsetecek bir resim altında da yazı yazılmış "Bir adet ayı resmi çizilmiş altınada girmesi yasaktır" ibaresi yazılmıştı Bu fotoğrafı çekmeden geçemezdik Hem sizlere ulaştırmamız lazımdı, hemde anı olarak kalması lazım diye düşündük Fotoğrafı çektikten sonra yola devam ediyorduk Yol boyunca kara kovan petekleri görebiliyorsunuz Çat yoluna indik Birden yağmur bastırıverdi Bir yandan güneş bir yanda yağmur Buna bizim dilimizde Çakal Yağmuru deniyor Kısa bir süre sonra gökyüzüne bakmaya başladık Neden mi genelde böyle havalarda gökkuşağı beliriveriyor Az sonra gökkuşağı beklediğimiz gibi göründü iki dağı birbirine bağlamıştı Bir not düşelim eskilerimiz şöyle derdi "Eğer gökkuşağının altından geçersen zengin olursun" Tabi bunlar batıl inanç ama güzel anımsamalar Yolumuz üzerinde bulunan Zil Kaleye uğramamak mümkün değil Zil kale geçtiğimiz günlerde restoresi tamamlanarak hizmete açılmıştı

Zilkale denince ilk akla gelen bu kadar dik yamaça bir kalenin nasıl inşaa edildiğidir 13 yüzyıla dayandığı belirtilen Zilkale dimdik ayakta durmaya devam ediyor



ZİLKALE

Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi'nde bulunan ve ilk yapımının 13 yüzyıla dayandığı bildirilen Çamlıhemşin'de yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan Zil Kale, Trabzon İmparatorluğu zamanında 13 yüzyılda yapılmış Fırtına Vadisi'ndeki bir geçide hakim, yüksekçe ve sarp bir tepede doğal kaya kütlesi üzerinde kurulu kale, dere yatağından 100, denizden ise 750 metre yükseklikte bulunuyor

Kale; dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelmekte Kalede muhafız binası, şapel ve baş kule bölümleri yer alıyor Kulenin dört katlı olduğu, duvarlardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılıyor Osmanlı Devleti, bölgeyi fethettikten sonra kale askeri amaçlı olarak kullanılmış Günümüzde içi ve çevresi otlarla kaplanmış, ahşap olan iç konstrüksiyonu yok olmuş durumdaki tarihî Zil Kale'nin taş duvarlarının bir kısmı da bakımsızlıktan yıkılmış durumda

Ali Kemal ATİK