![]() |
Umudumuzu Ve Hedefinizi Asla Kaybetmeyin |
![]() |
![]() |
#1 |
GöKKuŞaĞı
![]() |
![]() Umudumuzu Ve Hedefinizi Asla KaybetmeyinHedefini kaybeden, kaybolur! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak hedefimizin büyüklüğü ölçüsünde büyüyebilir, umudumuz kadar var, imanımızın derinliği nispetinde şartlara meydan okuyabiliriz ![]() Yasak meyveyi yediği için Cennet’ten çıkarılan Hz ![]() ![]() ![]() Aynı anlamda Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() çünkü inayet altında olduklarına inanıyor, kendi inisiyatiflerini kullanıp ellerinden geleni yaptıktan sonra Allah’a iltica ile rahatlıyorlardı ![]() Osmanlı ceddimiz bu misallerden hareketle, dört unsurlu bir hayat felsefesi geliştirmişti: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() Osmanlılar bu cümleleri levhalaştırıp duvarlarının yanı sıra yüreklerine de astılar ve bir tılsım gibi ömür boyu taşıdılar ![]() Ertuğrul, Osman, Orhan, Hüdavendigâr, Yıldırım, Fatih, Yavuz, Kanunî, Murad gibi nice “âbide insan” bu hayat felsefesi ile yetiştirilirdi… Bu felsefe ile yetişip Peygamber kıssalarıyla pişen yürekler hayattan yakınmayı, ya da şartlara teslim olmayı bilmezlerdi: İmkânsızlıktan imkân çıkarır, engellerin üstüne doludizgin yürürlerdi ![]() ![]() ![]() Biz sürekli şikâyet ederek, yakınarak, bedbinliğe düşerek, dünyayı kurtaracakken engelleniyormuşuz hissiyle bunalarak bir yere varamayız… Olumsuz düşünceler, tereddütler, umutsuzluklar, yersiz tenkitler ve abartılı böbürlenmeler sadece hizmet alanımızı daraltır, hareket kabiliyetimizi sınırlar… Zaman içinde kıpırdayamaz oluruz ![]() Osmanlı’nın diğerlerine üstünlüğü inancıydı sanırım ![]() ![]() ![]() Gerçek anlamda inanan insanın yüreğini çökertmek mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yani inanç, insana azim, ümit, hedef, kararlılık ve direnç kazandırır ![]() ![]() Bediüzzaman, “Hakiki imanı elde eden adam dünyaya dahi meydan okuyabilir” derken, eminim bunu kastetmiştir ![]() Dini ve millî tarihimiz hakiki imanı elde etmiş insanların dünyaya meydan okuyuşuyla doludur ![]() Hz ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Soru: İnanan insan niçin her türlü olumsuzluğu yenebilecek kudrettedir? Cevap: çünkü inanan insan öncelikle kararlı insandır: Son derece kaypak, son derece değişken bir zeminde, değişmez kriterlere, dosdoğru ölçülere sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() Düşünün ki, faşizm, sosyalizm, kapitalizm gibi beşeri sistemlerin yüz yıl bile dayanamayarak çürüdüğü yahut tümden çözülüp çöktüğü bir dünyada, sürekli tazelenip gelen, çağları aşan olaylarla doğrulanan bir inanç manzumesine mensup olmak ne büyük bir imtiyaz ve mazhariyettir ![]() ![]() öte yandan, inanan insan tereddütsüzdür: çünkü inanç manzumesi her problemi çözmüş, her konuda hükümler koymuş, ölçü vazetmiştir ![]() İnanan insan azimlidir ve ümitlidir: çünkü Allah’ın tasarruf kudretine bağlıdır; bu anlamda, insanların mutlak manada zulmettiği ortamda bile kaderin adalet ettiğine inanır ![]() ![]() Dua deyip geçmeyin ![]() ![]() Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar ![]() Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK ![]() GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|