| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| biçimleri, göre, konularına, nazım, nesir, türleri | 
|  | Konularına Göre Nazım Ve Nesir Biçimleri,nazım Ve Nesir Türleri |  | 
|  05-21-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Konularına Göre Nazım Ve Nesir Biçimleri,nazım Ve Nesir TürleriKONULARINA GÖRE NAZIM VE NESİR BİÇİMLERİ, NAZIM VE NESİR TÜRLERİ  1Öğüt verici ve öğretici öykü, fıkra, masal, menkıbe türü eserlere kıssa adı verilir  Din dışı şiir türleri    Bahariye Baharın gelişini, doğadaki değişimleri, çiçeklerin açmasını, kelebeklerin uçmasını konu edinen kasidelerdir  Dönemlerindeki büyük kişilere sunulup ödüllendirilmek için yazılırlar  Hemen her divanda bir bahariye bulunması geleneği vardır  Hemen her divan şairinin de bir bahariyesi vardır  Cemreviye divan şairlerinin cemre düşmesi nedeniyle dönemlerindeki büyük kişilere sunmak için kaleme aldıkları kaside türüdür  Örneklerine az rastlanır  Cemrenin bahar müjdecisi olması nedeniyle bir bahariye niteliği de taşır  Cemreviyelere genellikle teşbib ile başlanır  Kasidenin diğer bölümlerinde bir değişiklik yapılmaz   Fahriye Divan şairlerinin kendilerini ya da bir başka şair ya da kişiyi övdükleri şiirlerdir  Genellikle kaside türünde yazılırlar  Fahriye aynı zamanda kasidelerde şairlerin kendileriini övdükleri beyitlerin bulunduğu beşinci bölüme verilen isimdir  Mersiye Bir ölünün ardından duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak, ölen kişiyi övmek amacıyla kalema alınan düzyazı ya da şiirdir  Kutsal günlerde, ölüm törenlerinde mersiye okuyan kişiye de mersiyehan denir  Lirik bir anlatımın egemen olduğu manzum mersiyeler genellikle terkib-i bend biçiminde yazılır  Ayrıca kaside ve terci-i bend biçiminde yazılmış manzum mersiyeler de vardır  Yahyâ Bey, Sami Fünûnî, Rahmî, Fazlî, Nisîyi, Müdâmi’nin, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa için yazdıkları mersiyeler gibi  Ayrıca savaşlarda kaybedilen yerler için yazılan mersiyelere "vatan mersiyesi" denir  Hayvanların ölümü için yazılmış mersiyeler de vardır  ÖRNEK MERSİYE Şeyh  Galib Medhiye Bir kimseyi övmek için genellikle kaside biçiminde yazılan şiir ya da düzyazıdır  Az olmakla birlikte gazel, mesnevi, musammad gibi nazım biçimlerinde mediyeler de vardır  Padişah, vezir, şeyhülislam gibi devlet ileri gelenleri ya da halifelerle, başka din ve tarikat büyükleri için yazılmışlardır  Bu türün en güzel örneğini Nef’î vermiştir  ÖRNEK MEDHİYE Nef'î Gazavatname Gazaname olarak da bilinir  Ordunun akınlarını, savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatılan düz yazı ya da şiir biçimindeki edebi türdür  Arap edebiyatında "magazi" diye bilinir  Türk edebiyatında ilk gazavatname örnekleri 15  yüzyılda yazılmaya başlanmıştır  Kâşîfi’nin Gazaname-i Rum’u bu türün örnekleri arasındadır  Sahilname Divan şairlerinin İstanbul kıyıları ile buralardaki yerleşim yerlerini, yaşayış biçimlerini anlattıkları şiirlerinin genel adıdır  Örneklerine az rastlanır  Genellikle mesnevi biçiminde yazılmışlardır  Sâkiname Divan edebiyatında gerçek ya da mecaz anlamıyla içki ve içki alemlerinin övülerek anlatıldığı şiir türü  Mesnevilerin bölüm sonlarında bazen sakiname başlığıyla iki beyitlik küçük parçalar olarak yer alır  Türk edebiyatında 17  yüzyılda büyük gelişme gösteren sakinamelerin ilk örneğini İşretname adlı yapıtıyla Revânî vermiştir  Kıyafetname İnsanların fiziksel görünümlerini esas alarak karakterlerini açıklamaya çalışan eselerdir  Bu türün kıyafet bilimiyle uğraşanlarına "kayif" ya da "kıyafetşinas" adı verilir  Divan edebiyatında kıyafetnamenin ilk örneği Hamdullah Hamdi’nin ünlü Kıyafetname adlı eseridir  Bu eserde renk, boy, yanak, saç, çene, sakal, parmak gibi 26 başlık altında karakter tahlilleri yer alır  Nesîmi’nin Kıyafet-ül Firase’si de önemli bir örnektir  Surname Şehzadelerin sünnet, kadın sultanların evlenmeleri nedeniyle yazılan şiir ya da düzyazı biçimindeki eserlerdir  Yazıldıkları dönemin toplumsal yaşamına ilişkin bilgiler de verdikleri için tarihi bir özellik taşırlar  Genellikle mesnevi ya da kaside türündedirler  Figani’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın oğullarının sünnetini anlattığı Suriyye Kasidesi türün en iyi örneğidir   Hamamname Hamamları, hamam eğlence ve sohbetlerini, hamamdaki güzelleri betimlemek için yazılan kaside, gazel, mesnevi gibi nazım eserlerdir  Divan edebiyatına ilk kez Deli Birader lakabıyla tanınan Gâzalî’nin Beşiktaş’taki bir hamamı anlatan şiiri ile girmiştir   Şehrengiz Bir kenti ve o kentin güzelliklerini anlatan eserlerdir  Daha çok klasik mesnevi biçiminde kaleme alınan bu yapıtlar tevhid, münacaat, na't gibi bölümlerle başlar  Daha sonra kentle ilgili bilgiler verilir ve kente övgü düzülür  Bazen bahar ve doğa betimlemeleri yapıldıktan sonra kentin güzellikleriyle ilgili beyitlere geçilir  Divan edebiyatında ilk şehrengizi yazan Priştineli Mesihi’dir   Hicviye Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren söz, düzyazı ya da şiir türüne verilen addır  Hicviye, gazel, kaside, murabba, muhammes gibi nazım biçimleriyle yazılmıştır  Divan edebiyatında en önemli hicviyelerden biri Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sıdır  ÖRNEK: KITA Şimdi hayl-i suhan-verân içre Nef’î mânendi var mı bir şair Sözleri Seba-i Muallâka’dır İmrülkays kendidir kâfir Şeyhüslam Yahyâ (Şair, "şairler içinde Nef’î'nin bir eşi yoktur  Onun şiirleri Kabe’nin duvarlarına asılan şiirler gibi güzeldir ve sanki o kafir, İmrülkays’ın ta kendisidir" diyor  Kafir aynı zamanda beğenmeyi ifade eder  Şeyhülislam Yahya, Nef’î’yi över gibi görünüyor ama "Seba-i Muallâka" Kabe henüz putperestlerin elinde iken oraya asılan şiirlerdir  İmrülkays ise şiirleri Kabe’de asılı ve müslüman olmayan bir şair  Sonuçta Şeyhülislam Yahya, Nef’î’yi "kafirlikle" suçluyor  ) Hezliyat Alaylı bir dille kaleme alınmış nazım türüdür  Kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere yer verilir  Hezeliyat olarak da bilinir  Hezliyatta zarif bir nükte ya da güzel bir manzum bulunur  Konu şakayla karışık alaylı bir dille anlatılır  Nev’izade Atai’nin Bahayi-i Küfri eseri bu türün örneğidir  Bayburtlu Zihni’de hezliyatın usta şairlerindendir   Tarih düşürme Önem verilen bir olayın, yılını göstermek üzere ebced hesabıyla bir cümle, biz dize ya da beyit söyleme sanatıdır  Tarih dizesinin bütün harfleri hesaplanarak söylenenlere tarih-i tam, yalnız noktalı harfler hesaplanacaksa tarih-i mücevher, yalnız noktasız harfler esas alınacaksa tarih-i mühmel denir  Bazen dizedeki harflerin sayı değerlerinin toplamı tarihi tam olarak göstermez  Bu tür tarihlere de tamiyeli tarih denir  Muamma      Belli kurallara göre düzenlenip çözülebilen ve yanıtı tanrının sıfatlarından biri ya da bir insan adı olan manzum bilmecedir  Muamma beyit, kıta gibi küçük nazım biçimleriyle yazılır  Ama mesnevi parçalarıyla yazılmış muammalara da rastlanır  Ali Şir Nevai, Fuzûlî, Nâbî, Kınalızade Ali Efendi, Sümbülzade Vehbi ve Fitnat Hanım’ın yazdığı çok sayıda muamma vardır  Edirneli Emrî Çelebi ise 600'den fazla muammasıyla bu alanın en ünlü şairidir  Örnek:   Bende yok sabr ü  sükûn sende vefâdan zerre  İki yoktan na çıkar  fikr idelim bir kerre  Nâbî    (Bu beyitte yok  anlamına gelen iki edat var  Bunlar "nâ" ve "bî"  Bu edatlar bize beyitteki ismi  veriyor  Yani Nâbî  ) Lugaz Herhangi bir nesnenin ya da varlığın özellikleri anlatılarak yazılan manzum bilmecedir  Muamma ile birlikte çok kullanılan bir söz oyunudur  Muamma’dan farkı konusunun daha geniş olmasıdır  Çoğunlukla soru biçiminde düzenlenir  En önemli özelliği içinde çözüme ilişkin ipuçlarının bulunmasıdır  Divanların son bölümlerine konur  Eğlendirici ve öğretici olanların yanısıra öğretici ve dinsel lugazlar da vardır  Lugazlar yazarlarının imzasını taşıdığından halk edebiyatındaki bilmeceden ayrılır  Bütün lugazlar, "Bir acayip nesne gördüm", "Ol nedir kimdir" ya da "Nedir ol kim" gibi kalıplaşmış sözlerle başlar  Örnek:   Nedir kim ol iki  yüzlü münâfık  Nümâyan çihresinde  levn-i âşık   Gezer dünyayı hem  bî-dest ü pâdır  Mukim-i hâne-i ehl-i  gınâdır    (Şair bu lügazda "altın"ı anlatıyor  ) Dariye Divan şiirinde ev ile ilgili kasidelere dariye adı verilir  Divan şairlerinin caize (armağan alma) amacıyla ortaya çıkan fırsatçılıkları sonucu gelişmiş bir türdür  Bazıları gazel tarzında da yazılmıştır  Yeni yaptırılan köşk, saray, yalı benzeri binalar için yazılır  Şair eserden çok az bahseder hemen yaptıranı övmeye geçer  Binalar için hazırlanan kitabeler de bir tür dariye sayılır  Rahşiye     Atlar için yazılmış kaside  Nesib bölümünde  atlar övülür  Nef’î’nin IV  Murad’ın atlarını övdüğü rahşiyesi meşhurdur  Örnek:   Bâreka’llâh zih’i  rahş-i humâyun-sîmâ  Ki komuş nâmını  sultân-ı cihan bâd-ı sabâ   Ne sabâ sâika dersem  yaraşır sür’atte  Ki seğirdikten ana  sâyesi ile pâ-der-pâ  Nef'î 2  Dini konulardaki  türler   Tevhid Tanrının birliğini ve ululuğunu anlatan şiirlere tevhid denir  Genellikle kaside biçiminde yazılırlar  Tevhidde tanrının büyüklüğü, sıfatları, kudretinin sonsuzluğu, tasvir ve hayal edilebilen şeylerden soyutlanması, hiçbir şeyin ona eş ve benzer olamayışı, bütün kudret ve ilimlerin ona ait oluşu gibi özellikler sanatlı bir üslupla anlatılır  Tanrı karşısında kulun acizliği vurgulanır  En ünlü tevhid manzumesini Nâbî yazmıştır   Münacat Konusu tanrıya yakarış olan şiir  Genellikle kaside, ender olarak da gazel, kıta, mesnevi biçiminde yazılmıştır  Türk edebiyatına 13  yüzyıldan sonra girdi  Divan şairlerinin genellikle divanlarının başına koydukları münacatların temel konusu, zayıf ve çaresiz durumdaki insanın yüce ve güçlü tanrıya yalvarıp ondan yardım istemesidir   Na’t Hazreti Muhammed’i övmek amacıyla yazılmış şiirlerdir  Hazreti Muhammed’in çeşitli özellikleriyle mucizelerinin dile getirildiği bu şiirler daha çok kaside biçimiyle yazılmıştır  Na’t’lara divanların başında tevhid ve münacaatlardan sonra yer verilmiştir  Na’t yazmakla ünlü kişilere na’t-gü, özel dinsel törenlerde na’t okuyanlara ise na’t-han denir  Fuzuli’nin "Su Kasidesi divan edebiyatının en tanınmış na’t’ıdır  Türk tasavvuf müziğindeki bir form da bu adla bilinir   Maktel-i Hüseyin Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilişini konu alan ve acıklı bir üslupla yazılan eserlerin tümüne verilen isimdir  Daha çok Şii yazarlar tarafından kaleme alınmıştır  Lirik-didaktik bir üslupla ve yalın bir dil kullanılarak yazılmışlardır  Türk edebiyatındaki en en önemli Maktel-i Hüseyin, Fuzûlî’nin yazdığı Hadikatü’s-Süeda adlı eserdir  Miraciye Hazreti Muhammed’in göğe yükselişini konu alan edebi yapıtlardır  Tek başına bir kitabın konusunu oluşturabildiği gibi, eserler içinde bölümler halinde de yer alır  Genellikle kaside ve mesnevi şeklinde yazılmıştır  Miraciyelerde coşkulu bir söyleyiş, didaktik özellikler ve sanatlı bir üslup egemendir  Cumhuriyet döneminde Abdullah Azmi Yaman’ın yazdığı Miraciye bu türe örnektir   Hilye Hazreti Muhammed’in fiziksel ve kişisel özellikleriyle örnek davranışlarını konu alan eserlere "hilye" denir  Zamanla hilye'nin kapsamı genişlemiş halifeler için de hilyeler yazılmıştır  Divan edebiyatında bu türün ilk örneği Hakani’nin Hilye-i Hakani’sidir  Zamanla hilyelerin levhalara hattatlar tarafından yazılması geleneği de ortaya çıkmıştır  Mevlid Hazreti Muhammed’in doğumunu ve kısaca yaşamını övgüyle anlatan yapıtlardır  Dinsel Türk müziğinin doğaçlama türlerinden biri de bu isimle bilinir  Mevlidler çoğu zaman mesnevi biçiminde düzenlenmiş, halkın anlayabileceği yalın bir dille yazılmıştır  İlk özgün mevlid Ebu’l-Cevzi tarafından yazılmıştır  İlk Türkçe mevlid ise Süleyman Çelebi’nin eseri olan Vesiletü’n-Necat’tır  Kırk hadis Belli bir konu çerçevesinde toplanmış 40 hadisten oluşan yapıtlara verilen isimdir  Hadis-i erbain ya da erbaun olarak da bilinir  Hadislerin belli başlı konuları Kur’an’ın erdemleri, İslamın şartları, Hazreti Muhammed ve sahabesi, zikir, dua, salat ve selam, ziyaret, bilim ve bilgin, siyaset, hukuk, toplumsal, ahlaki yaşam ve tıptır  Divan edebiyatında hat kaygısıyla yazılmışlardır   Menkıbname Ya da menakıbname olarak adlandırılır  Kahramanların, din büyüklerinin, tarikat kurucularının, ermişlerin olağanüstü yaşamlarını ve kerametlerini anlatan yapıtlardır  Türk edebiyatında 100’ü aşkın menkıbname yazılmıştır  Bu yapıtlar içerik yönünden ya bir tarikatla ilgilidir, örneğin Sakıb Bey’le Mustafa Dede’nin Sefine-i Nefise adlı eseri gibi  Ya da bir ermişi konu edinir, örneğin Müstakimzade Süleyman Saddedin’in Menkıb-ı İmam-ı Azam’ı gibi Kıssa  Çoğul söylenişi kısas’tır  Kıssa anlatanlara kıssa-han ya da kıssa-gü denir  En yaygın örnekleri peygamberlerle ilgili kıssaları anlatan kitaplardır  Divan edebiyatında Ahmed Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Huleyfa adlı kitabı önemli bir kıssa örneğidir  Divan edebiyatında daha çok mesnevi türünde kaleme alınmışlardır  Düzyazı biçimli kıssalar da vardır  Bunlarda kullanılan dil çok daha sadedir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |