|  | Esir Şehrin İnsanları/Kemal TAHİR |  | 
|  04-27-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Esir Şehrin İnsanları/Kemal TAHİRKemal TAHİR - ESİR ŞEHRİN İNSANLARI Kitabın yazarı Kemal Tahir'dir  Kitabın ilk basımı 1956 yılında                      yapılmıştır  Yazarın Mütareke dönemi aydınlarını anlattığı                      "Esir Şehir" üçlemesinin ilk kitabıdır  Kısaca Birinci Dünya                      Savaşı sırasında İstanbul'daki sivil aydınların durumunu                      konu edinir  Ana kahramanlar; Kamil Bey, Nermin Hanım,                      Ayşe,Fuat Bey, Nedime Hanım, İhsan Bey, Ahmet Bey, Niyazi                      Ağabey, Ramiz Efendi ve Fatma Hanım'dır  Kamil Bey                      Abdülhamid'in en zengin vezirlerinden Selim Paşa'nın tek                      çocuğudur  Genç yaşta çok büyük bi mirasa konmuş ve hayatının                      büyük bölümünü yurt dışında geçirmiştir  Nermin Hanım,Kamil                      Bey'in eşidir  O da bir Paşa kızıdır  Maddi manevi hiç bir                      zorlukla karşılaşmamış,bolluk içinde yaşamıştır  Ancak babası                      ansızın öldüğünde kumar borçlarından dolayı varlıkları yağma                      edilmiştir  O dönemde karşısına çıkan Kamil Bey ile evlenerek                      hayatını düzene sokmayı amaçlamıştır  Ayşe,Kamil Bey ve                      Nermin Hanımın tek çocuğudur  İspanyada doğmuştur ve                      İstanbul'a döndüklerinde altı yaşına gelmiştir  Küçük yaşına                      rağmen bir genç kız gibi girişken,hoş sohbet ve                      bilgilidir  Fuat Bey,Kamil Bey'den dört yaş büyük                      Galatasaray'da beraber okudukları bir tanıdığıdır  Mahir                      Paşa'nın oğludur  Bağlarbaşı'ndaki köşkün komşusudur  İhsan                      Bey ve Ahmet Bey, Kamil Bey'in Galatasaray Lise'sinden sınıf                      arkadaşlarıdır  Nedime Hanım, İhsan Bey'in eşidir  Niyazi                      Ağabey; İhsan Bey,Ahmet Bey ve Nedime Hanım'ın Anadolu'ya                      yaptıkları yardımlar için aracılık yapan en önemli                      yardımcıları ve güvenilir dostlarıdır  Ramiz                      Efendi,Mütareke'den sonra savaşa geri dönmemiş ve Anadolu'ya                      yardım etmek için çalışan bir yedek subaydır  Fatma Hanım,Ramiz                      Efendi'nin karısıdır  Eğitimsiz                      ancak son derece cesur ve vatansever bir kadındır  1914 Dünya Savaşı karışıklığından iki yıl kadar sonra Kamil Bey,karısı Nermin ve kızı Ayşe ile birlikte İstanbul'a döner  Savaş yılları süresince yurtdışında mülklerinin                      bazılarını satarak geçindiği için bir miktar para sıkıntısı                      çekmektedir  İstanbul'a döneceklerini öğrenen Nermin Hanım'ın                      halası ve eniştesi israrla kendilerini köşklerinde misafir                      etmek isterler  Kamil Bey'de kabul eder  İstanbul'a                      kendilerini getiren vapur                                          Çanakkale'de durduğunda limana inen Kamil Bey                      İstanbul'un içinde bulunduğu acı durumu daha iyi öğrenme                      fırsatı bulur  Şehir yangın yeri halindedir  Kuçuk kız                      çocukları sefaletten kendilerini satmaktadır ve bulaşıcı                      hastalıklar giderek yayılmaktadır  Vatanın felaketine                      dayanamayan subay ve memurların bazıları intihar                      etmektedirler  Nermin Hanım'ın halası ve eniştesi son derece büyük ve gösterişli bi köşkte oturmaktaydılar  Enişte Bey, işgal                      kuvvetlerinin ileri gelenleri ile işbirliği içinde olan,                      gönülden Padişaha bağlı,vatanseverlik duyguları                      gelişmemiş,her şeye sadece ticaret gözüyle bakan bir                      insandır  Kamil Bey'i Kerkük'deki topraklarını İngilizlere                      satması için ikna etmeye çalışmaktadır;ancak Kamil Bey bu                      emrivakiyi kabul etmez ve en kısa zamanda kendi evine                      taşınmaya karar verir  Serencebey'deki konakla,Çengelköy'deki yalı yanmış olduğundan Bağlarbaşı'nda bulunan çok uzun yıllardır bakım görmemiş köşkü tamir ettirerek orada yaşamayı planlar  Köşkün                      tamiri esnasında eski arkadaşı Fuat Bey'le görüşür ve o'nun                      başına gelen bir felaket neticesinde yaşamını tamamen                      değiştirerek bir kadiri dervişi olduğunu öğrenir  Fuat Bey                      İtalyan olan karısının, çocuğunu da yanına alarak başka                      birine kaçması yüzünden çocuğunu da kaybetmiş olmanın                      acısıyla derviş olmaya karar vermiştir  İki yıllık derviş                      Fuat Bey'le,iki yıllık yoksul Kamil Bey köskün yeniden                      yapılmasında kader birliği yaparlar  Birbirlerine hayat                      görüşlerini anlatarak etkilerler  16 Mart 1920'de işgal altında olan İstanbul tekrar işgal edildi  İngilizler İstanbul'u ikinci kez işgal ederken                      Eskişehir ve Afyonkarahisar'daki askerlerini geri                      çektiler  Osmanlı yanlısı olanlar sanki İstanbul'u Kuvayi                      Milliyeciler işgal etmişler gibi Anadoluya ateş                      püskürmekteydiler  Bazaıları içinse son umut Anadoludaydı  Kamil                      Bey ömründe Yakacık'tan öteye geçmemiş bir İstanbullu                      olduğundan Anadolu hakkında hiç bir fikri yoktu  ve bu                      düşünceye bu sebeple katılmıyordu  Anadolu'dan Mustafa Kemal                      ile ilgili bazı haberler geliyordu  İstanbul'da aydınlar bazı                      dernekler aracılığıyla Anadolu'ya yardım                      gönderiyorlar,subaylar gizlice Anadolu'ya kaçıyorlardı  Kamil                      Bey vatansever olmanın neyi gerektirdiğine hala karar                      verememişti  Bu dönemlerde karşısına Galatasaray                      Sultani'sinden sınıf arkadaşı Ahmet Bey çıktı  Ona                      arkadaşları İhsan'ın yedek subay olarak harbe gitmiş,beş                      kere yaralanmış,büyük yaralar göstermiş, esir                      düşmüş,kurtulup gelince küçük bir sermaye uydurup bi dergi                      çıkartmaya başlamış, Kuvayi Milliye'yi tuttuğu için                      mimlenmiş,üzerine işlemediği bir suç atılarak on yıl kürek                      cezasına çarptırılmış olduğunu anlattı  İhsanın karısı Nedime                      Hanım'ın dergiyi çıkartmaya devam ettiğini ancak çok zorluk                      çektiğini söyledi  İhsan Bey'le Ahmet Bey, Kamil Bey'in                      Nedime Hanım'a yardımcı olabileceğini düşündüler ve bunu                      Kamil Bey'e Ahmet Bey teklif etti  Kamil Bey'den ilk defa bir                      fedakarlık isteniyordu,böyle bir hizmeye evvelden beri                      muhtaçtı  İşi sevinerek kabul etti  Hemen İhsan Bey'i Ahmet                      Bey'le beraber ziyaret ettiler  İhsan güçsüz                      düşürüldüğü,mahpusa tıkıldığı halde büyük bir iş yapmakta                      olduğu belliydi  Kamil hayata girmeye başladığını ve bunun                      kendisi için iyi olduğunu düşünüyordu  Çıkartılan gazetenin                      adı Karadayı'ydı  Artık Kamil'de memleketi kavrayan,felakete                      karşı çıkanların yanında,arasındaydı  Elinde iyi-kötü bir                      savaş silahı olan bir sorumlu insandı  Nedime Hanımla                      tanıştı  Nedime Hanım kendisine gazete çıkarmaktan başka                      işlerde gördüklerini,mimli olduklarını bir çok hafiye ve                      sivil polisin kendilerini sık sık ziyaret ettiklerini                      anlattı  Önce onların dostlarını tanıması gerektiğini                      belirtti bunlardan en önemlisi Niyazi Ağabeydi  Kamil                      Bey,gazetedeki çalışma ortamını düzeltmek için evden birçok                      eşyayı oraya taşıttı  Antika bir Buda heykeli satarak elde                      ettiği parayla işe dört elle sarıldı  Gün geçtikçe Nedime                      Hanım'ın görüşlerinin,cesaretinin,vatan sevgisinin etkisi                      altında kalarak ona hayran oldu  Nedime Hanım hamileliği                      ilerlemiş olmasına rağmen çalışmaya devam ediyordu  Gazete                      ünlü yazar ve şairlerin toplanıp,memleket meseleleri ile                      ilgili görüştükleri,buluştukları bir yer haline geldi  Niyazi                      Ağabey'den biraz bahsetmek gerekirse,kendisi seferberlliğin                      her cephesinde çarpışmış,Yunan'a ilk kurşunu atanlar                      arasında olan biridir  Oğlu rum çetelerince öldürülmüş,                      kızının ise ırzına geçilmiştir  Karısı Anadolu'da kaybolmuş,                      düşmana duyduğu kin duyduğu kin öylesine artmış ki nerede                      tehlikeli bir iş sezse hizemete koşar hale                      gelmiştir  İhsan,Nedime,Ahmet ve Kamil Bey ona sonuna kadar                      güvenirdi  Bir gün Ahmet Bey perişan bir şekilde gazeteye geldi ve acilen 50bin liraya ihtiyacı olduğunu,bin ton cephanenin Anadoluya gönderilmek üzere zorluklarla gemiye yüklendiğini,pazarlıkta önce 11bin lira istendiğini ancak daha sonra Rozalti isminde birinin fiyatı 50bin liraya çıkardığını,eğer aradaki farkı bulup veremezse halkın parası olan 11bin liranında yanacağını anlattı  Hiç birinde metelik                      yoktu,borç alabilecekleri herkesi düşünüdler;ama hiç umut                      yoktu  Kamil Bey nakliye şirketinin direktörünü                      tesadüfen,Enişte Bey'in evinde tanıdığını hatırladı ve son                      çare olarak onunda görüşmeye gitti  Direktör Fransızdı,Kamil                      Fransızlar'ın her çeşit vatanseverliği hoş görürlülük ile                      karşılayacağını düşündüğünü söyleyerek durumu açıkca                      anlattı  Direktör zaten taşıma ücretinin 11bin lira olduğunu                      aradaki fazkın Rozalti tarafından istenmiş olabileceğini                      tahmin ederek onlara yardım etmeyi kabul etti  Gemi sefere                      çıktıktan sonra Rozalti'nin işine son verdi  Nedime Hanım'ın rahatsızlanarak eve gittiği bir gün Niyazi gazeteye gelerek acilen Nedime ile görüşmesi gerektiğini söyledi  Kamil,Nedime'nin rahatsız edilemeyecek kadar hasta                      olduğunu,ne gerekiyorsa kendisinin yapacağını;artık                      kendisine güvenebileceklerini söyledi  Niyazi çok önemli bazı                      evrakların Karadeniz postası yapan Gülcemal vapuruna teslin                      edilmesi gerektiğini;ancak Ahmet'in bir gece evvel                      tutuklandığını,evrakların Nedime Hanım'da olduğunu                      söyleyerek sadece Nedime ile bu işi halledebileceğini                      anlattı  Kamil aniden aklına gelen bir yalanla Nedime'nin                      adada yakınlarının yanında olduğunuve ancak kendisinin ona                      ulaşabileceğini söyledi  Niyazi bu durumda mecbur kalarak                      detayları açıklamak zorunda kaldı  Niyaziyi atlatan Kamil                      karışık yollardan Nedime'nin evine ulaşarak durumu anlattı                      Nedime evrakları vapura kendisi teslim etmek istediğini,bu                      işe karışmamasının daha iyi olacağını söyledi  Kamil                      Nedime'yi de kendisinin güvenilir olduğuna ikna etmeyi                      başardı  İlk kez bu kadar büyük bir iş yapabileceği için                      kendini şanslı hissediyordu  Bir çok zorlukdan sonra gayet                      önemli belgelerle dolu kuru üzüm sandığını Tophane                      rıhtımında,Gülcemal vapurunun kahvecisi Ramiz Efendi'ye                      verirken suç üstü yakalandı  Uzun ve yorucu sorgularda kendisine bir paşa oğlu olduğu için iyi davranıldı  Tüm suçlamaları inkar etti,belgeleri                      bilmediğini,Ramiz'i tanımadığını söyledi  Sorgulamayı yapan                      yüzbaşı Nedime Hanım'ın elebaşı olduğunu bildiklerini,                      kendisini uzun süredir takip ettiklerini,itiraf ederse                      babasının hatırı için kendisini affedeceklerini söylesede                      Kamil Bey kessinlikle bunu kabul etmedi,sonuna kadar Nedime                      Hanım'ı korumaya devam etti  Yüzbaşı arkadaşlarından birinin                      Nedime Hanım hakkında tüm bilgiyi verdiğini,Ararat vapurunda                      kaçırılan cephane işi içinde onun sorumlu olduğunu                      bildiklerini söledi  Kamil Bey gemide cephane olduğunu                      bilmediğini, ilaç ve hastane malzemesi yüklü olduğunu                      sandıklarını bunun için Fransız direkötöre kendisinin aracı                      olduğunu,Nedime Hanım'ın suçu olmadığını söyledi  Yüzbaşı                      Nedime'nin özellikle rahatsızlanarak adaya gittiğini                      evrakları teslim etmesi için Kamil'i kullandığını                      söyledi  Bunları ispatlamak için bir şahitleri olduğunu da                      belirtti  Her şeye rağmen Kamil,inkara devam etti  Şahitle                      yüzleştirilmesini istedi  Askerler şahidi getirdiler  Kamil                      içeri gelen bu perişan insanı tanıyamadı  Bu Ahmetti  Ahmet                      inanılmaz işkencelere maruz kalmıştı  Yüzbaşının söylediği                      her şeyi kabul etti   Bütün suçun Nedime Hanım'ın olduğunu söyledi  Kamil çılgına                      döndü,o anda aklına gelen ilk yalanı söyleyerek,Ahmet                      Nedime'ye aşıktı,kendisi tutuklanınca Nedime'nin dışarda                      olmasına dayanamadı ve kıskançlıktan bunları uyduruyor                      diyerek saldırdı  Ahmet her şeyi olduğu gibi bunu da kabul                      etti ve o akşam hapiste intihar etti  Kamil Nedime'nin adaya                      gitmedi hikayesini sadece Niyazi'ye söyledği bir yalan                      olduğunu bildiğinden gerçek ihbarcının o olduğundan                      emindi;ama yinede Ahmet'i de affedemedi  Eşinin eve                      gelmemesinden meraklanan Nermin,hala ve eniştesinin                      yardımıyla Kamili buldu ve görüştüler  Nermin Hanım,Kamil'i                      hiç anlayamıyordu  Kendisinin ve kızının perişan                      olduğunu,eniştesinin yardımcı olduğunu ve artık işbirliği                      yapması gerektiğini söyledi  Karısının Padişah yanlısı                      tutumu,kızının özlemi,Kamil!in direncini kırıyordu  Fakat                      kutuyu teslim ederken yakalandığı Ramiz Efendi ile                      yaptıkları arkadaşlıkda,onun cesaretinden,karısı Fatma'nın                      vatanseverliğinden,tüm cahilliğine rağmen kocasını                      Anadolu'ya yardım etmek için yüreklendirmesinden öylesine                      etkilendi ki kendinden utandı ve kararından dönmedi  Son bir                      teklifle kendisine Roma Elçiliği'nde baş katip olması ve                      Nedime Hanım hakkında bilgi verdikten sonra hiç bir                      yüzleştirmeye ve mahkemeye çıkarılmadan yurt dışına                      gönderilmesi tekilf edilmesine rağmen kadını korumaya devam                      etti  Ramiz'e de Kamil alehinde ifade vermesi için baskılar                      yapıldı ama o hiç oralı olmadı  Bu arada İnönü Zaferi'nin                      haberi bir bayram sevinci gibi İstanbul'a ulaştı  Mahkemede                      Ramiz beraat etti,Kamil Bey,yedi yıl kürek cezasına mahkum                      oldu  Ramiz Efendi,Kamil Bey'in elini öptü ve "Yanlızca sizin                      elinizi öpmedim,bütün kahramanların ellerini öptüm  İnönüde                      ölenlerin,sakat kalanların,mahpus yatanların  İşin sonuna                      geldik,buradaki misafirliğiniz çok çok birkaç ay sürer,ben                      Anadolu'ya geçsemde Fatma Hanım mutlaka size gelir, ömrümün                      sonuna kadar minnetle hatırlayacağım  "dedi  Ramiz Efedi                      çıktı  Kapı kititlendi   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |