|  | Yazım Türleri, Roman,Hikaye,Deneme,Şiir..Vs |  | 
|  04-15-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Yazım Türleri, Roman,Hikaye,Deneme,Şiir..VsYazım Türleri, Roman,Hikaye,Deneme,Şiir   Vs Roman Olmuşveya olması muhtemel olayların anlatıldığı uzun yazılardır  İlkörneklerini 15  y  y  da Fransız yazar Rabelais vermiştir  Ancak asılniteliklerini Romantizm ve Realizm akımları döneminde kazanmıştır  Romanbelli bir olay etrafında gelişir ve olaylar ayrıntılarıyla anlatılır  Çoğu zaman şahıs kadrosu geniştir  Kişiler ayrıntılı olarak tanıtılır  Çevrenin tanıtımına özen gösterilir  Temsil ettiği akıma göreromantik roman, natüralist roman, realist roman; konusuna göre aşkromanı, toplumsal roman, polisiye roman, macera romanı gibi isimleralır  Türk edebiyatında Tanzimat’tan sonra görülür  İlk örneğiŞemseddin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanıdır  Batıromanı ölçüsünde en başarılı romanı Halit Ziya Uşaklıgil yazmıştır  Namık Kemal, Mehmet Rauf, Reşat Nuri, Yakup Kadri, Peyami Safa diğerünlü romancılarımızdır  Hikaye Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa yazı türüdür  Hikâyedeolaylar genellikle yüzeyseldir  Kişiler çoğu zaman hayatlarının bellibir ânı içinde anlatılır  Genellikle kişilerin tek yönü üzerinde (çalışkanlık, titizlik, korkaklık vs  ) durulur  Bu da romanda aynıdönemlerde oluşmaya başlamış ve özellikle Realizm döneminde önemli birtür haline gelmiştir  İki tür hikâye görülür  Bunlar klasik hikâye ve modern hikâyedir  Mauppasant tarzı da denilen kilasik hikâye yukarıda anlattığımız özelliğe uyar  Çehovtarzı denen modern hikâyede ise belli bir kişi olmadığı gibi belliolaylar da çoğu kez yoktur  Yazarın kendiyle sohbet ediyormuş gibi biranlatımı vardır; çoğu kez birinci kişinin ağzından anlatıldığı olur  Türkedebiyatında yine Tanzimat’la görülmeye başlanan hikâye türünde HalitZiya, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket, Sait Faik önemli eserlervermişlerdir  Masal Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür  Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir  Masallardaolaylar tamamen hayal ürünüdür  Yer ve zaman belli değildir  Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir  İyiler hep iyi, kötüler hepkötüdür  İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır  Masallardaeğiticilik esastır  Çoğu kez evrensel konular işlenir  Dünyaedebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür  Türkedebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanıdır  Eflatun Cem Güneymasallarımız derlemiş ve bir kitap halinde yayımlamıştır  Deneme Yazarınherhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan,kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazıtürüdür  Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır  Kendi diliyle konuşuyormuş gibi bir hava içindedir  Denemeher konuda yazılabilir  Ancak daha çok tercih edilen konu her devrin,her ulusun insanı ilgilendiren, kalıcı, evrensel konulardır  Ele alınankonu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır  Denemenin özelliğini Nurullah Ataç’ın şu sözleriyle özetleyebiliriz: “Deneme, ben’in ülkesidir  ‘Ben’ demekten çekinen, her görgüsüne, hergörevine ister istemez bir parça kattığını kabul etmeyen kişidenemeciliğe özenmesin  ” Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir  Daha sonra İngiliz yazar Bacon türü geliştirmiştir  EdebiyatımızdaCumhuriyet’ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, SuutKemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örneklervermişlerdir  Fıkra Yazarıngündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlamagereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır  Bu tür yazılarınükteli hikâyecikler biçimindeki Nasrettin Hoca fıkralarıylakarıştırmayalım  Fıkra, bir gazete yazı türüdür  Gazetenin bellibir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısacaincelenir ve mutlaka bir sonuca varılır  Daha çok alaylı bir dille,bazen eleştiri bazen sohbet tarzında yazılır  Okuyucuyla sohbetediyormuş gibi bir hava hâkimdir yazılarda  Edebiyatımızda özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınır  Daha sonra Ahmet Haşim, Refik Halit, Peyami Safa sayılabilir  Makale Yazarınherhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcıveriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyubilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür  Makalede temel unsurdüşüncedir  Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazeteyazı türüdür  Bizde de ilk özel gazete olan Tercüman - ı Ahvalgazetesinin çıkmasıyla görülür  İlk makale de aynı gazetede Şinasitarafından yazılmıştır  Makalede amaç bilgi aktarmak ya dagörüşlerine okuyucuyu inandırmak olduğundan açık, anlaşılır, ciddi birdil kullanılır  Seçilen konuya göre uzun da olabilir kısa da  Makaleher konuda yazılabilir  Bu konu günlük olabileceği gibi, felsefi,bilimsel, sanatsal da olabilir  Ama edebi makale elbette sanatla ilgiliolanıdır  Edebiyatımızda Tanzimat döneminden beri görülen makaletüründe Namık Kemal, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Peyami Safa, FalihRıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi ünlü birkaç isimdir  Eleştiri Birsanatçının, bir sanat eserinin iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarakonun gerçek değerini belirleyen yazılardır  Eleştiri yazarı – yanieleştirmen – eser hakkında okuyucuyu bilgilendirir; hem eserin yazarınahem okura yol gösterir  İki tür eleştiri vardır: İzlenimsel eleştiri ve nesnel eleştiri  İzlenimseleleştiri, Anatole France’in ilkelerini belirlediği ve eleştirmenin bireseri kendi zevk ölçülerini göz önüne alarak incelediği eleştiritürüdür  Bu tür eleştirilerde öznel yargılar çok olacağından günümüzdebu tür pek rağbet görmez  Nesnel eleştiride ise her eserindeğerlendirilmesinde kullanılabilecek belli ölçütler vardır  Eleştirmenmümkün olduğunca kişisel yargılarda bulunmaktan kaçınır  Bilimselaraştırmalardan yararlanarak, eseri ister beğensin ister beğenmesin,tarafsız bir gözle onun değerini ortaya koyar  Avrupa’da Boielau, Saint Beuve, Taine, France eleştirileriyle tanınır  EdebiyatımızdaHüseyin Cahit, Cenap Şehabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç,Mahmet Kaplan, Cemil Meriç, eleştiri alanında yazılar yazan ünlü birkaçisimdir  Gezi Yazısı Gezilipgörülen yerler hakkında yazılan yazılardır  Kişi gezi esnasında birçokyer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızada tutmak güçolacağından gezi esnesında not alınır ve gezi yazılarında bunlar hikâyeedilir  Gezi yazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı,uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir  Gördüklerini okuyucunun daha iyialgılaması için, karşılaştırma yapar  Okur sanki o yerleri yazarlabirlikte gezer gibi olur  Eski edebiyatımızda gezi yazısınaseyahatname denir  Bu alanda Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ünlüdür  Ancak asıl gezi yazıları Avrupa’ya açılma döneminde görülmeyebaşlanmış, gidieln Avrupa şehirleri ile ilgili yazılar yazılmıştır  Namık Kemal, Ziya Paşa bunların başında gelir  Gezi yazılarınıkitaplaştıran yazarlarımız da vardır  Ahmet Mithat Efendi, Avrupa’daBir Cevelan; Cenap Şahabettin Hac Yolunda, Avrupa Mektupları; AhmetHaşim, Frankfurt Seyahatnamesi; Reşat Nuri, Anadolu Notları; FalihRıfkı, Deniz Aşırı, Zeytin Dağı, Taymis Kıyıları bunlardan bazılarıdır  Anı Biryazarın kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeritaşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır  Yazarın kendini okuar açtığıbir tür olduğunda içtendir ve bu yönüyle çok tutulur  Anılar belli birdönemin yorumlandığı yazılar olduğundan tarihi bir belge özelliğigösterir  Ancak bu bilimsel olamaz; çünkü yazarın olaylara kişiselbakışı söz konusudur  Üslup yönüyle gezi yazısına benzerse de,yazarın dış dünyadan çok kendinden söz etmesi anıyı belli eder  Zateneski edebiyatımızda anı, gezi yazısı hatta tarih iç içedir  ÖzellikleTanzimat’la başlayan anı türündeki yazılar Cumhuriyet döneminde önemlibir tür olmuştur  Anılarını kitaplaştıran yazarlarımızda vardır  NamıkKemal, Magosa Mektupları; Ziya Paşa, Defter – i Amal, Ahmet Rasim,Şehir Mektupları; Halit Ziya, Kırk yıl, Saray ve Ötesi; Hüseyin Cahit,Edebi Hatıralar; Falih Rıfkı, Çankaya adlı eserlerinde anılarınıanlatmışlardır  Biyografi Birkişinin hayatının anlatıldığı yazılardır  Bunlarda amaç o kişiyi tümyönleriyle ( hayatı, eseri, kişiliği, görüşleri vs  ) tanıtmaktır  Biyografi açık, sade bir dille anlatılan kişinin devrini, çevresinidikkate alarak yazılır  Divan edebiyatında şairleri anlatan bu türeserlere tezkire denirdi  Türk edebiyatında bunun ilk örneğini Ali ŞirNevai vermiştir  Yazar eğer kendi hayatını anlatmışsa yazıyaotobiyografi denir  Çoğu zaman bunlarda sanatçı kendiyle beraber ailebüyüklerinden, çevreden, aile içi durumlardan da söz eder  Otobiyografilerüslup yönüyle anıya benzer; ancak anı otobografi içinde bir bölümsayılabilir  Yani otobiyografi daha uzun bir dönemi içine alır  Mektup Genelanlamda kişinin bir haberi, olayı, arzuyu bir başkasına anlattığıyazılardır  Özel mektup, iş mektubu, edebi mektup türleri vardır  Bunlar içinde bizi edebi mektup ilgilendiriyor  Bu tür mektuplaraçık olarak bir gazetede ya da dergide yayımlanır  Yazar birine hitabenherhangi bir konudaki görüşlerini, duygularını anlatır  Ancak asılamacı bunları herkese duyurmaktır  Mektup, Divan edebiyatında dakullanılmıştır  Fuzuli’nin “Şikayetname” adlı eseri bu türdendir  Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektupgörülür  Bazı yazarlar mektuplardan oluşan romanlar da yazmışlardır  Halide Edip’in “Handan” romanı bunlardan biridir Sohbet Birkonunun fazla derinleştirilmeden, biriyle konuşuyormuş gibi anlatıldığıfikir yazılarıdır  Sohbet yazılarında herkesi ilgilendirecek konularseçilir  Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir  Yazar sorulucevaplı cümlelerle, konuşuyormuş hissi verir  Üslup olarakfıkraya benzerse da gazete yazı türü olması, az sözle çok şey anlatmayıamaçlamaması, dışa dönük olması onu fıkradan ayırır  Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Şevket Rado sohbet türüne özel bir önem vermişlerdir  Günlük Negün yazıldığını belirtmek için tarih atılan, çoğu zaman her gününsonunda o gün olup bitenin, sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarlailgili yorumlar, değerlendirmeler yapıldığı yazılardır  Her günyazıldığı için kısa olan bu yazılar, yazarının hayatından izlerverdiğinden içten ve sevecendir  Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu’nun günlükleri kitap halinde yayımlanmıştır  Şiir a) Lirik Şiir Aşk,ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir  Okurunduygularına, kalbine seslenir  Eskiden Yunanlılarda “lir” denensazlarla söylendiğinden bu adı almıştır  Tanzimat döneminde de bir sazadı olan “rebab” dan dolayı bu tür şiirlere rebabi denmiştir  Divanedebiyatında gazel, şarkı; Halk edebiyatında güzelleme türündeki koşma,semai lirik şiire girer  Örnek; Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın Sesini duyan olur, sana göz koyan olur Anmasınlar adını candan anan dudaklar Annen bile okşasa benim bağrım taş olur  Epik Şiir Destansıözellikler gösteren şiirlerdir  Kahramanlık, savaş, yiğitlik konularıişlenir  Okuyanda coşku, yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandırır  Daha çok, uzun olarak söylenir  Divan edebiyatında kasideler, Halkedebiyatında koçaklama, destan, varsağı türleri de epik özellikgösterir  Tarihimizde birçok şanlı zaferler yaşadığımızdan, epik şiiryönüyle bir hayli zengin bir edebiyatımız vardır  Örnek; Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle c) Didaktik Şiir Birdüşünceyi, bir bilgiyi aktarmak amacıyla yazılan şiirlerdir  Bunlarokurun aklına seslenir  Duygu yönü az olduğundan kuru bir anlatımıvardır  Kafiye ve ölçülerinden dolayı akılda kolay kaldığından,bilgiler bu yolla verilir  Manzum hikâyeler, fabller hep didaktiközellik gösterir  Örnek; Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rutbe – i aklı eserinde d) Pastoral Şiir Doğaşiirlerini, çobanların doğadaki yaşayışlarını anlatan şiirlerdir  Doğaya karşı bir sevgi, bir imrenme söz konusudur bunlarda  Eğer şairdoğa karşısındaki duygulanmasını anlatıyorsa “idil”, bir çobanlakarşılıklı konuşuyormuş gibi anlatırsa “eglog” adını alır Örnek; Hülyana karışmasın ne şehir ne de çarşı Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an Madem ki kara bahtın adını koydu çoban e) Satirik Şiir Eleştiricibir anlatımı olan şiirlerdir  Bir kişi, olay, durum, iğneleyicisözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir  Bunlarda didaktik özelliklerde görüldüğünden, didaktik şiir içinde de incelenebilir  Ancak açık bireleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğru olur  Bu türşiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama, yeniedebiyatımızda ise yergi verilir  Örnek; Benim bu gidişe aklım ermiyor Fukara halini kimse sormuyor Padişah sikkesi selam vermiyor Kefensiz kalacak ölümüz bizim f) Dramatik Şiir Tiyatrodakullanılan şiir türüdür  Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnedesöyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi  Bu durum dram tiyatro türünün ( 19  yy  ) çıkışına kadar sürer  Bundansonra tiyatro metinleri düz yazıyla yazılmaya başlanır  Dramatikşiir harekete çevrilebilen şiir türüdür  Başlangıçta trajedi ve kommediolmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üç kereçıkmıştır  Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir  Çünkübizim Batı’ya açıldığımız dönemde ( Tanzimat ) Batı’da da bu türşiirler yazılmıyordu; nesir kullanılıyordu tiyatroda  Bizimtiyatrocularımız da tiyatro eserlerini bundan dolayı nesirleyazmışlardır  Ancak nadirde olsa nazımla tiyatro yazan da olmuştur  Abdülhak Hamit Tarhan gibi    *Genel Hatlarıyla Şiir* Mısra (Dize);Ölçülü ve anlamlı, bir satırlık nazım birimidir  Beyit (İkilik);Aynı ölçüde olan ve anlamca bir bütünlük oluşturan ve iki dizeden oluşan nazım birimidir  Ölçü (Vezin);Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır  Hece Ölçüsü;Şiirdedizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayananölçüdür  Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerdedurulur  Durulan bu yerlere "durak" denir  Durak sözcüğün sonunda yeralır  Aruz Ölçüsü;Dizelerdekihecelerin uzunluk ve kısalığına göre, açık ya da kapalı oluşuna göredüzenlenmesidir  Kısa heceler nokta(  ) uzun heceler çizgi (-) ilegösterilir  İmale: Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır  Zihaf: Uzun heceleri kısa okumaktır  Serbest Ölçü;Bu ölçüde hecelerin sayısı ya da uzunluğu kısalığı dikkate alınmaz  Redif;Mısrasonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olaneklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine "redif" denir  *         uzakta *         plakta Kafiye(Uyak);Şiirdemısra sonlarındaki ses benzerliklerine denir  Kafiyeyi oluşturaneklerin ya da kelimelerin; yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları vegörevleri farklı olmalıdır  *            derinden  *            kederinden  Uyak Çeşitleri a) Yarım Uyak;Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir  *             dizildi *             yazıldı   Tam Uyak;İki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür  *          karanlık *          artık c) Zengin Uyak;Üç ya da daha çok ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür  *            yolculuk *            soluk d) Cinaslı Kafiye;Anlamları ayrı, fakat yazılış ve okunuşları aynı olan kelime ve kelime gruplarının mısra sonunda tekrarı ile oluşan kafiyedir  *            vakit çok geç *            nasıl geçersen geç  Uyak Örgüsü Düz Kafiye: "a a a b" ya da "a a b b" olmalı  Çapraz Kafiye: "a b a b" olmalı  Sarma Kafiye: "a b b a" olmalı | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |