|  | Karakter |  | 
|  08-22-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   KarakterKarakter Bir şey üzerinde değişmeden kalan izler, bir şeyi benzerlerinden ayırmaya yarayan temel hususiyet, üstün manevi özellik, bir nesnenin ayırıcı özelliği  Fransızcadan gelen kelime; huy, mizac, seciye yerine de kullanılır  Genel olarak, bir nesnenin yapısını, diğer nesnelerden ayıran kalite ve vasıflara karakter denilir  Ahlaki değerleri ifade etmek için de kullanılır  "Karakter sahibi insan" veya "karaktersiz şahıs" tabirleri böyledir  İyi ve kötü kimseleri belirtmek içindir  Biyoloji ilminde karakter, herhangi bir canlının görülebilen bir özelliği veya davranış tarzıdır  Genetikte ise, bir veya bir grup genin bir fenotipte görülen ifadesidir  Karakter, daha çok şahsiyet psikolojisini ifadelendirmede kullanılan ilmi bir tabir olmuştur   Psikolojide karakter kelimesi, bir insanın kendine has davranış ve düşüncelerini belirtmek için kullanılmaktadır  Ferdin kendine mahsus davranış özelliklerine karakter adı verilmiştir  Bir bakıma karakter, bir şahsın, ruhi hayatının dışarıdan görünüşüdür  Kalıplaşmış bir yapıdan uzak olan insanın ruhi hayatı, değişkenlik ve karmaşık bir özelliğe sahiptir  Karakterin belirmesi, kişinin kanaatleriyle davranışlarının arasında devamlı bir uygunluğun bulunmasına bağlıdır  Bu kanaat ve davranışların iyi ve kötü olmasına göre insan şahsiyeti gelişmesinde, doğuştan getirilen mizac, huy, zeka ile fizik veya sosyal çevreden kazanılan değerlerin etkisi büyüktür  Bu bakımdan karakter, "Çok çeşitli davranışlardan, toplumun kültür değerlerine göre, iyi veya kötü olanlarının yahut doğru veya yanlış olanlarının bir insan tarafından devamlı yapılmasıdır  " diye de tarif edilmiştir  Psikolojide mizaç, karakter ve şahsiyet içiçe geçmiş üç kavramdır  Bu bakımdan bazı klasik kitaplarda bile biri diğeri yerine kullanılmaktadır  Bunun yanında bazı psikologlar karakteri, şahsiyetten ayrı mütalaa etmektedir  Bunlardan bazılarının karakter hakkındaki görüşleri şöyledir: Kant, karakteri bir insanın düşünme, davranış ve hissetme tarzı olarak kabul eder  Bazı müellifler için karakter, eğilimlerin topluluğudur  Bourluda göre karakter, ferdin istikrarlı eğilimlerinin sentezidir  Dupre, karakteri, ferdin alışılmış reaksiyonlarının topluluğu diye tarif etmiştir  Çeşitli tariflerden, şöyle toplu bir tarif daha yapılabilir: "Karakter, her birimizi vasıflandıran hissetme, düşünme ve hareket etme tarzlarının bütünlüğüdür  " İnsanda, fizyolojik ve morfolojik (şekille ilgili) karakteristiklerinin topluluğuna mizaç denilirken, ferdi canlılıkları ve dürtüleriyle bütün anadan doğma içgüdülerin topluluğuna da fıtrat (yaradılış, hilkat, nature) denebilir  Bütün bu izahlara göre karakter, insanın doğuştan bünyesinden menşe alan mizaç ile huyun teşkil ettiği kompleks (karmaşık) bir örgüden ibarettir  O halde karakter, zeka ve ahlakın yönlendirilmesi altında, mizaç ve hilkat dediğimiz anadan doğma unsurlarla fizik ve psiko-sosyal çevre arasındaki karşılıklı faaliyetin birleşik bir sonucudur, denilebilir  Mizaç ve motivasyonal (güdülerle ilgili) eğilimlerin topluluğu şahsın iradesiyle çok değişebildiği halde, karakter terbiye ve ferdi gayretle oldukça az değişmeler gösterir   Belli bir karakter yapısında olan insan, belli hallerde tutarlı ve önceden az çok kestirilebilen tepkiler gösterir  Her insan çocukluk yıllarında, çevresiyle sürekli tesir görme neticesi, kendine has bir tepkiler sistemi geliştirir  Başka bir deyişle savunma ve uyum mekanizmaları aracılığı ile bir intibak sağlamaya çalışır  Kendi faydasına olan, ama çevresine ters düşmeyen çözümler geliştirir  Haz veren, tatmin sağlayan yollardan gider, kendi dürtü(dirve) veya motivleriyle(güdü) çevre isteklerini bağdaştırmaya uğraşır  Bu maksada umumiyetle egonun düzenleyici, uzlaştırıcı ve bütünleyici fonksiyonu aracılığıyla ulaşır  İyi işliyen bir karakterde, bugünkü psikiyatrinin kabul ettiği mefhumlarla ifade edilecek olursa, id-ego-süperego ve çevre arasında belli bir denge ve uyum sağlanmıştır  Oysa bu denge nevrozlarda ve psikozlarda bozulmuştur  Karakter bozukluklarında uyumsuzluk ego ile çevre arasındadır  İd-ego-süperego dengesi çarpık da olsa vardır  Karakter bozukluğu kendini insanlar arası münasebette gösterir   Ahlak ilmi, ruh sağlığı bilgisi demektir  Kötü huylar, ruhun hastalığı ve kötü işler, bu hastalıkların alametleri, arızalarıdır  İslam alimlerinin çoğuna göre, herkesin huyu değişebilir  Hiçbir kimsenin huyu, yaratılıştaki gibi kalmaz  Sonradan değişebilir  Huylar değişmeseydi, peygamberlerin getirdikleri dinler, boş lüzumsuz olurdu  alimlerin sözbirliği ile koymuş oldukları terbiye ve ceza usulleri abes olurdu  Bütün ilim adamları, çocuklarına ilim ve edep vermiş ve terbiyenin fayda sağladığı her zaman görülmüştür  Şu kadar var ki, bazı huylar pek yerleşmiş; ruhun hassası gibi olmuştur  Böyle huyları değiştirip, yok etmek pek güçtür  Böyle ahlak, çok cahil, kötü kimselerde bulunur  Bunu değiştirmek için çok uğraşmak lazımdır   Patolojik olsun olmasın bütün karakter yapıları için geçerli olan belli başlı keyfiyetler şöyle sıralanabilir: a) Karakterlerin çekirdekleri hayatın ilk yıllarında atılır ve teşekkül eder  Ancak karakterin gelişmesi ve son biçimini alması ergenlik ve delikanlılık çağının sonuna kadar sürer  Böylece karakter çizgileri uzun bir sürede belirir; oysa nevrotik belirtiler kısa sürede ortaya çıkabilirler   b) Herkesin karakteri kendine hastır; parmak izi gibi onu başkalarından ayıran göstergedir   c) Karakter çizgileri, uzun sürede biçimlendiği için yıllar geçtikçe katılaşır ve değişmez bir özellik haline gelirler  Terbiyenin belli yaştan sonra güç hale gelmesi, bunun böyle olduğunu göstermektedir   d) Karakter çizgileri veya nitelikleri egosintoniktirler  Yani kişinin normal dışı davranışları kendini rahatsız etmez, tersine haz vericidir   e) Karakter bozukluklarında iç çatışmaları ve dürtüler açığa vurulmuş, kişinin davranışına aksetmiştir  Yani karakter bozukluğu olan bir kimse kendisini çevreye değil, çevreyi kendisine uydurma yolunu seçmiştir  Buna "alloplastik uyum" denir  Bu hal, şahsın çevresiyle ve toplumun ahlak ve kıymet hükümleriyle çatışmasıyla neticelenir  Halbuki nevrotik dürtülerini, temayüllerini açığa vurmakta güçlük çeker  Kendisini değiştirmek yoluyla, kendi zararına etrafa uymaya çalışır  Buna "otoplastik uyum" denir   Karakterin gelişmesi: Uygun bir aile ortamında küçük bir çocuk, ana-babasının yardımıyle hangi insiyaklarını nasıl düzenleyeceğini, neyin yanlış, neyin doğru olduğunu öğrenir  Çocuk, doğumdan başlayarak karşılaştığı engellenmeleri, çatışmaları yenmek için savunma mekanizmaları vasıtasıyle özel tepkiler gösterir  Teşekkül eden sağlıklı veya patolojik tepkiler yeni hallerle karşılaşıldıkça tekrarlanır  Çünkü bir davranışın tekrarı, yeni çözüm bulunmasından daha kolay ve ekonomiktir  Böylece benzer hallerde aynı davranış ve tepkiler ortaya çıkar ki, bu da karakteri, o kimseye has bir şekilde teşekkül ettirir  Aslında karakter, kazanılmış alışkanlık, tepki ve davranışların terkibinden başka bir şey değildir   Gelişme dönemlerinde ortaya çıkan değişik meselelerin, çatışmaların (frustrasyon) çözülmesiyle karakterin teşekkülü tamamlanır   Karakter Bozuklukları 1  Yetersiz karakter (inadequate caharacter): Bu çeşit karakter yapısında bir insan, fizik ve zeka bakımından eksikliği olmadığı halde sosyal alanda yetersiz davranış gösterir  Hiçbir işte belli bir heves veya tutkusu yoktur  Başladığı bir işi pek seyrek olarak sonuna kadar götürür   2  Şizoit karakter (Schizoid c  ): Şizofrenik hastaların bazı özelliklerini taşırlar  Kendi içlerine kapanma, kendi özel dünyalarında yaşama temayülü gösterirler  Başkalarıyle kolay münasebet kuramazlar  Ruhi alışverişleri çok satıhta kalır  Hissi küslük gösteren kimselerdir  Çok hassastırlar, çabuk kırılır, fakat belli etmezler   3  Siklotimik karakter (Cyclothymic c  ): Geniş bir hissiyat dalgalanması içindedir  Bir zaman canlı, neşeli olur  Bir süre sonra neşesiz, durgun, kendine güvensiz olabilir   4  Paranoit karakter (Paranoid c  ): Kuşkulu, kuruntulu ve alıngandır  Sevilmediği, kötülüğünün istendiği inancı içinde her şeyi ters yorumlar  Temel güven duygusu geliştirememiş bir insandır   5  Duyguca dengesiz karakter (Emotionally unstable c  ): Aşırı derecede çocuksudur  Küçük bir uyarılma veya kışkırtılma ile çok neşeli bir durumdan çok öfkeli veya çok üzgün bir duruma geçebilir  Bencil ve egosantrik olup yalnızca kendisini sever   6  Pasif-agresif karakter (Passive-aggressive c  ): Bu çeşit, karakter yapısındaki bir insan, saldırganlık insiyaklarını dizginleyemeyen kişidir  Üç ayrı şekilde olabilir  Pasif-bağımlı tip çaresiz, asalak, çocuksu davranışlı çevreden sürekli destek bekleyen bir insandır  Pasif-saldırgan tip açıkça başkaldıramayan, ama doğrudan boyun eğmeyen kişidir  Hayır demese bile söyleneni ya yapmaz, yahut eksik yapar veya geciktirir  Saldırgan tip saldırganlık insiyaklarını açıkça, ama dizginsiz olarak dışa vuran kimsedir   7  Kompülsif karakter (Compulsive c  ): Düzenli, titiz, temizliğe aşırı düşkündür  İşinde, kıyafetinde, hayat tarzında kurallara sıkı sıkıya bağlıdır  Bir işte üst durumunda ise, altında çalışanlardan çok şey bekler veya her işi kendi yapmaya kalkar  Şuur dışında güçlü bencillik, düşmanlık, inatçılık, pislik ve düzensizlik temayülleri saklıdır   8  Histriyonik karakter (Histrionic c  ): Klasik olarak "histerik karakter" diye bilinen ve daha çok kadınlar arasında görülen, ama erkeklerde de bulunabilen bir karakter türüdür  Histriyonik kişi yapmacık hareket eden, durumla orantısız olarak dramatik tepkiler sergileyen insandır  Mantıksız ve tutarsız davranır  Yapmacık davranışlarını bir topluluk önünde sergilemeye özen gösterir  Yalana, abartmaya, hayali hikayeler söylemeye yatkındır   Sosyopatik Karakter Bozuklukları 1  Antisosyal karakter (Antisocial c  ): Eski tabirle psikopat denen bu kimseler davranışlarıyla cemiyetin törelerini, geleneklerini saymayan veya kanunlarını çiğneyen kişilerdir  Başkalarının haklarına saygı göstermeyen, yalan söyleyen, kavga eden, dolandıran, yaralayan, öldüren, ırza geçen ve umumiyetle cemiyete karşı suç işleyen insanlardır  Bencil, mesuliyetsiz yaşayışları zevk kaidesine göre düzenlenmiştir  İsteklerini elde edemezlerse, maksatlarına ulaşmak için her çareye başvurmayı hakları sayarlar  Eski tecrübelerden veya hatalardan ders almayı bilmezler  Yaptıklarından pişmanlık, işledikleri suçtan suçluluk duymazlar  Antisosyal davranışlı insanlar çoğunlukla çocukluklarında ezilmiş, çok baskı ama az sevgi ve alaka görmüş insanlardır  Egolarının gelişmesi bozuk ve çarpık, süperegolarının gelişmesi bazı alanlarda yeterli, bazı alanlarda yetersiz kalmıştır  Yaptıkları suçun cezalandırılmayışı pekçok psikopatta bunalım ve huzursuzluk doğurur  Yakalandıkları zaman gösterdikleri kayıtsızlık, şuur-dışı suçluluk hissinden kurtuldukları içindir   2  Dissosyal karakter (Dyssocial c  ): Cemiyet içinde bazı yörelerde ve küçük topluluklarda özel gelenek veya görenekler vardır ki bunlar büyük cemiyetin gelenek veya görenekleriyle çatışır  Yankesicilik veya çalmayı meslek edinmiş bazı bozuk çevrelerde, itibar gören bir kimse kendi çevresi haricinde psikopat veya antisosyal kişi sayılabilir  Kan davası güdülen bazı mahallerde, adam öldürmeye suç veya günah gözüyle bakılmaz   3  Geçici karakter bozuklukları: Bir insanın karakteri ne kadar dengeli olursa olsun dış zorlara, baskılara (stress), tehlikeli hallere uyma kabiliyetinin bir hududu, dayanma gücünün yıkıldığı bir nokta vardır  Normal insanların zor durumlarda geçici nevrotik veya psikotik (akıl hastalığı ile ilgili) belirtiler gibi davranış bozuklukları göstermeleri de rastlanan bir hadisedir  Bazı insanlar evlenme, doğum, askerlik, işsizlik, ayrılık gibi mutat hadiseler karşısında bile eski karakterlerine uymayan davranış bozuklukları gösterirler  Bu davranışlar halin düzelmesiyle kaybolabilirler  Buna "yetişkinlerin hususi hallerde reaksiyonları" (***** situational reaction) denir  Pek mutat sayılmayan felaketler, cephede uzun süre çarpışma, esaret, ölümler gibi hallerde normal insanlarda görülen davranış bozukluklarına da "zor hallerde reaksiyonlar" (Gross-stress reaction) ismi verilir   Karakter umumiyetle değişmez bir keyfiyet gösterir  Fakat çok hususi ve zor hallerde beklenmedik veya evvelden kestirilemeyen inhiraflar (sapmalar) olabilir  Bunun haricinde merkezi sinir sisteminin mühim hastalıklarında, başlangıçta belki de en mühim değişiklik karakter hususiyetlerinde bozulma ile belirir  Damar bozuklukları, metabolik, toksik hastalıklar ve beyin uru gibi hallerde karakter keyfiyetleri süratli değişmeler ve sapmalar gösterebilir ve erken teşhis için bir ipucu olabilir   Kaynak: Rehber Ansiklopedisi | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |