|  | İletişim İnsan Ve İletişim |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İletişim İnsan Ve İletişimİnsan ve iletişim Dil Dil bir iletişim aracıdır  Bilinen iletişim modeli Karl Bühler'in Organum Model (1933) kuramıdır  Bühler, göstergelerin betimleme, ifade etme ve algılama işlevini ayırır  Roman Jakobson 1960 yılında bu modeli altı işlev olarak genişletmiştir  İletişimin standart modeli olarak, bilgi kuramı çerçevesinde Claude Shannon ve Warren Weaver tarafından geliştirilen "ileten- iletilen modeli" (1949) geçerlidir  Dan Sperber ve Deirde Wilson, bu modelin iletişimin açıklanmasına yönelik çok kısa ele alındığını ve bir aracı model yoluyla genişletilmesi gerektiğini gösterir  Sperber ve Wilson'un Relevance (1986) adlı kitapta geliştirdikleri anlam kuramı Grice'in düşünceleriyle bağlantılıdır  Bu kuram, temel olarak anlamın iki ilkesinden oluşmaktadır  İletişim çeşitleri Dille gerçekleştirilen iletişim Jest ve mimiklerle gerçekleştirilen iletişim Resim, şekil, çizgi gibi sembollerle gerçekleştirilen iletişim Simgelerle gerçekleştirilen iletişim İletişim araçlarıyla kurulan iletişim Sözsüz iletişim - Beden dili Sözsüz iletişim sözcükler olmaksızın anlaşmaktır  Aynı zamanda sözsüz iletişim olarak iki insan arasında konuşmadan gerçekleştirilen iletişim tanımlanmaktadır  Sözsüz iletişimin tanımları Sözsüz iletişim, sözlü olarak gerçekleştirilmeyen bir iletişim şeklidir  Sözsüz iletişim ne sesli dil üzerinden ne de işaret dili ya da yazı dili üzerinden gerçekleştirilir  Dilsel işaretlerin bu sistemlerin birinden diğer bir yönteme çevrildiği bu anlaşma sistemleri, örneğin sesli dile karşılık gelen işaretler aynı biçimde sözsüz iletişimden sayılmaz  Çünkü bu iletişimlerde kendilerinin de türediği o sözlü sistemlerin kodlanması söz konusudur  Ayrıca yazılı resim, ses durumu ve konuşma tutumu da başlıca -sözsüz- yapay dilsel iletileri insanlara ulaştırabilir  Bunu sözlü iletilen bilgileri tamamlayan sözlü ve sözsüz payların yanı sıra resimli yazılarda ve işaret sistemlerinde de olduğu gibi gerçekleştirmektedir  Farklı işaretlerin ve sembollerin ve de bilgi grafiklerinin kullanımı da bir diğer düzeyde sözsüz iletişim olarak tanımlanmaktadır  Kavramın diğer bir yorumu, ses bakımından önemli olmayan iletişimle sözsüz iletişimin ve ses dilsel iletişimli sözlü iletişimin eşit değerlere sahip olmasıdır  Bu yorum günlük dilde yaygındır, fakat dilbilimde kavramın kullanım biçimine uygunluk göstermemektedir  Kavram geniş anlamda tutum sergileyen canlı varlığın iç durumları hakkında bilgi veren dilsel olmayan her tutumun sözsüz iletişimini tanımlamaktadır  Bu yorumda sözsüz iletişim vardır  İletişimin alıcısı bir diğerinin tutumundan ya da bir diğerinin algılanan sonuçlarından anahtarlar aldıkça göndericinin iletişimsel amacı bu durumda gerekli değildir  İletişim anlamında yüz kızarması, çekingenlikten ya da vicdanın rahatsız olmasından, elbise ve aksesuar gibi dış görüntüsünün biçiminden, saç şeklinden, dövmelerden ve deriyi kazımadan, yaşadığı evin mimarisine ve bir gruba ait olmayı ya da belli bir yaşam duygusunu ifade eden mimarideki biçimsel önlemlere kadar, birçok durum buna örnek verilebilir  Mesaj taşıyıcıları, sadece jestler, mimikler, göz teması ya da gülme gibi dilsel olmayan seslendirmeler, istemli olarak kontrol edilebilir açıklamalar değildir, dahası o tutumların kavramının kullanış biçimi sözsüz iletişim olarak kabul görebilmektedir  Paul Watzlawick'in ünlü sözüne göre insan iletişimi bu olguya dayanır  Watzlawick'in görüşlerinden yola çıkarak sözsüz iletişim bazen analog iletişim olarak, sözlü iletişim ise dijital iletişim olarak tanımlanmaktadır  Sözsüz iletişimin dereceleri Sözsüz iletişimin anlamını açıklamak için sadece iletişimin sağlandığı iletişim kanallarının bildirilmesi yeterli değildir  Aynı zamanda da bilgi akışının belirlenmesi ve bilinçsel algıyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir  Ayrıca bilgiyi kabul eden alıcıların türü ve duyarlılığı hakkındaki ifadelere de rastlanmaktadır: İnsan gözü, görme ile mimik, jest ve vücut dili aracılığıyla bilgiyi iletmektedir  Bu mimik, jest ve vücut diline, yakınlık ve uzaklık, karşıdaki kişinin göz bebeğinin büyüklüğü, kızarma ve terleme gibi bedensel belirtiler ve göz teması gibi diğer durumlar da dahildir  Derideki alıcılar dokunma, sıcaklık ve ağrı hislerine göre düzenlenen ifadeleri iletmektedir  Aynı zamanda dokunma duyusunun ve dokunarak iletişim kurmanın temelinde gıdıklanma, dokunma, titreşim, baskı ve gerilme yatmaktadır  Koku alma duyusu (Olfaktorik) örneğin "birisinin koklanıp koklanamayacağını" belirlemektedir  Bunun yanı sıra sesin renklendirilmesi ve ses tonunun derecesi gibi "paraverbal" iletişimin unsurları olarak konuşmanın sözsüz kısmının akustik algısı da diğer bilgileri iletmektedir  Aşağıdaki tabela duyu organları tarafından bir saniyede ne kadar bilgi algılanabileceği üzerine nicel bir bakış sunmaktadır  Burada bir "Bit" (bilişimde kullanılan en küçük bilgi birimidir) en küçük muhtemel bilgi birimini temsil etmektedir: Duyu Organı Veri Oranı (ortalama) Gözler 10  000  000 Bit/s Deri 1  000  000 Bit/s Kulaklar 100  000 Bit/s Burun 100  000 Bit/s Dil 1  000 Bit/s Sözsüz iletişimin sınıflandırılması Bilinçsiz sözlü iletişim Mimik, jest gibi görsel olarak algılanan bilgilerin yanı sıra diğer duyuların sözsüz iletişim tarafından yönlendirilen tavırlar için büyük bir önemi vardır  Koku alma duyusu aracılığıyla algılanan işaretler algılama eşiğimizin altındadır  Örneğin uzaktaki bir duman kokusunun bir fırtına öncesinde havaya karışması, davranışları bilinçsiz biçimde etkiler  Kısmen bilinçli sözsüz iletişim Belirli beden dilsel işaretler kısmen bilinçli olarak meydana gelmektedir  Böylelikle genel olarak mimiklerimizdeki tamamıyla belirli değişiklikleri kendimiz fark etmekteyiz  Uzun mesafede bu değişiklikleri maalesef algılamamaktayız ve bunları bilinçsiz olarak da iletişimin içine dahil edememekteyiz  Friedrich Nietzsche bu durumu bir noktada dile getirmiştir: "İnsan ağzıyla yalan söyler, fakat o esnadaki ağız hareketleriyle de doğruyu söyler  " Belirli bağımsız bedensel işlevler bilinçli olarak yönlendirilemeyebilir  Bu duruma örnek olarak karşıdaki kişinin dikkatini çeken terleme, göz bebeklerindeki değişiklikler veya nabız atışları örnek gösterilebilir  Fakat bu bağımsız işlevler tamamen kendiliğinden algılanabilir  Vücut dili aynı şekilde koklama yoluyla elde edilen işaretlere benzer biçimde genetik olarak değerlendirilen hareket kontrolünün ifade biçimlerini oluşturmaktadır  Bu ifade biçimleri bize, örneğin tehlike anında yüksek hareket veya yüksek algılama yeteneği sağlar  Bu durum şu şekilde açıklanabilir; tehlike anında gerçekleşen terleme oluşmasıyla deri tarafından yapılan algılama, nabız değişikliği sayesinde artan hareket kabiliyeti, yüz kısmında meydana gelen algılama değişiklikleri ve bunlar gibi durumlar  Diğer bir yandan da bu ifade biçimleri üremenin hazırlık aşamasında bize en iyi erişilebilir genetik maddeyi elde etmemize yardımcı olmaktadır, örneğin güçlü erkeksi görünüm dayanıklılık kabiliyetinin işareti olarak görülür veya kadının ikincil cinsiyet özelliğinin ifadesi çocuklarla ilgilenmesidir  Bu varsayımlar kısmen bilinçsiz şekilde ortaya çıktığından genellikle kültürel olarak gizlenilmektedir  İnsanın yaşam alışkanlıklarındaki uzun süreli değişiklikler aynı zamanda beden diliyle ortaya çıkmaktadır  Bu durumu şu şekilde örneklendirebiliriz  Tırnakların ve saçların özelliği, beslenmeye bağlı olarak derideki değişiklikler ya da yağlanmalar, giderek azalan canlılık nedeniyle omurga çevresinde ortaya çıkan kas yapısı ve bedensel davranış rahatsızlıkları olabilir  Aynı zamanda uzun süren tek taraflı duygusal yaşam koşulları nedeniyle oluşan "somurtkan görünüm", "gülerken ortaya çıkan kırışıklıklar" gibi mimiklerdeki değişiklikler de insan yaşamındaki değişikliklere örnek olarak verilebilir  Bu tür işaretlerin şifrelerini çözme yeteneği, evrim boyunca beden dilsel ifade biçimine bağlı işaretlerin bilinçsiz yoldan, yani sözsüz bir biçimde gönderilmesi gerçeğinden yola çıkarak belirginleşebilmektedir  Bir taraftan bu yarışta en iyi genetik maddeyi garanti etmek için (Gene Shopping), diğer taraftan da sosyal çevrede birlikte yarar sağlamak için bu durum kendini göstermektedir  Bu bağlamda özellikle önemli bir örnek gülmedir  Her şeyden önce kadınların sosyal ağırlıklı alışkanlıklarından dolayı gülmeleri söz konusudur ve kadınlar gülümsemeyi kültür tarihsel anlamda bir "*****" olarak kullanmışlardır, hatta kadınlar gülümsemeyi gruplarındaki ya da ailelerindeki sosyal gerilimlere "karşı güç" olarak kullanmışlardır  Davranış araştırmacıları günümüzde hala yönetici konumundaki kadınların doğru zamandaki bir gülümsemeleriyle kararlı davranış durumlarını gevşetebileceklerini gözlemlemektedirler  Bu, genetik olarak ortaya çıkan ve grubunun eğitiminde ve bakımında sosyalleşme süreçleriyle evrimsel olarak şekillenen ilişki sayesinde onları sürekli hayatta tutacak öneme sahip bir yetenektir  Bilinçli sözsüz iletişim Konuşan bir insanın jest ve mimikleri kollar, eller ve vücudun üst kısmı yardımıyla kendini belirginleştirmektedir  Mimik, yüz ile özellikle de göz ve ağız alanlarıyla ilişkilendirilmektedir  Bu noktada farklı yaklaşımlarda ifade biçimleri bulunmaktadır  Bunlar iç dünyada yaşananların birçok kelimeye göre daha fazla kendini gösterdiği ifade biçimleridir  Yüz "okuma" yeteneği de dilin henüz gelişmemiş olduğu zamanlarda yararlandığımız kabiliyetlerimizin bir kısmını oluşturmaktaydı  Toplumsal dilin parçası olarak jestlerin, mimiklerin ve bedenin duruşunun bilinçli bir şekilde kullanılması her bir insanın kültürünün bileşenini oluşturmaktadır  Birbirlerine benzer jestler yeryüzünün farklı bölgelerinde tamamen karşıt bir anlama sahip olabilmektedir: Örneğin; kafayı sağa sola sallamak Yunanistan'da ve Bulgaristan'da reddetme anlamına gelmektedir  Avuç içini aşağıya doğru sallamak Afrika ve Asya'da davet anlamını içerir  Sözsüz dilin kısmı bilinçli ifade biçimlerinin aksine beden dilinin bilinçli alanlarında sözsüz iletişimin ifade biçimlerini öğrenmek mümkündür  Buna ilişkin örnekler şöyledir: Karşıdaki kişinin kontak kurmaya yönelik tebessüm etmesi, Kart oyuncularının "poker yüzü" taklidi yapması, Karşılıklı konuşurken jestleri ellerle destekleme, Satıcıların "özgüvenli el ifadeleri"  Parfüm, dudak kalemi, maskara gibi koku ve renk maddelerinin amaca yönelik olarak kullanılması sayesinde "güzelleşme" ve de titizlikle seçilmiş bir kıyafet bilinçli sözsüz iletişimin farklı işaret davranışlarının kültür içerisindeki bir birleşimidir  Bu, toplumsal çevrede "bakımlı" ve dolayısıyla çekici görünümün ifadesi olarak görülmektedir  İşitme engellilerin kullandığı işaret dili "sözsüz" bir dil değildir  Beden hareketlerinin "dilsel olmayan" iletişimin kısımları işaret dilbiliminde "sözsüz iletişim" olarak tanımlanmaktadır  Bu duruma, konuşan kişinin dikkatini çekmek için göz kırpmak, kollarını hızlı hızlı sallamak ve konuştuğu kişinin ona parmaklarıyla dokunarak vurması örnek olarak verilebilir  Buna karşın mimik dilbilimsel işlevleri yerine getirdiği ölçüde toplam işaret dilinin bileşeni olarak gözlemlenmektedir  Buna elle yapılan heceleme bakımından birbirinden ayrılmayan işaretlerin birbirinden ayrılması örnek olarak gösterilebilir  Beden dilinin öğeleri olarak kıyafet ve süs, saç şekli, sakal tarzı, dövmeler, başörtüleri gibi vücudun diğer şekillendirme ölçütleri bilinçli sözsüz iletişimin diğer bir alanını oluşturmaktadır  Vücut dilinin öğeleri olarak ev, araba, bahçe gibi çevreyi şekillendiren ölçütler de ele alınabilmektedir ve bunlar da bilinçli sözsüz iletişimin diğer bir alanını oluştur (mesela gösterge sistemi olarak elbise olabilir)  Günlük konuşma dilinde yapılan saptamalar insan kıyafetinin sözsüz iletişimin hedeflenmiş ifade öğeleri olarak anlam kazandığını göstermektedir  Bu duruma şunlar örnek olarak verilebilir: "İnsanı insan yapan kıyafetidir  " veya "Kralın yeni elbiseleri" ya da "Köpenick Yüzbaşısı" hikayesi gibi  Jestler Özellikle kolların, ellerin ve kafanın iletişimsel hareketi anlamında jestler hem dilsel seslerin yerini alır biçimde hem de dilsel seslere eşlik eder biçimde ya da dilsel sesleri destekler olarak kullanılmaktadır  Jest ve mimikler sözsüz iletişimden sayılmaktadır ve jest ve mimiklerin birçoğu günlük yaşamda uygulanmaktadır  Jestler sözlü bir iletişimi destekleyebilmekte ve onun yerini alabilmektedir  Jestler aşağıdaki durumlarda farklılık gösterebilmektedir; Kelime anlamına sahip jestler, aynı zamanda sesli bir dilin kelimeleri gibi işlev gören ve sembol olarak öğretilen ve kültüre bağlı olan jestler farklılık gösterebilir  Örneğin; ******* ederken kullanılan çeşitli jestler, "para" anlamında parmak uçlarının birbirine sürtülmesi gibi  İşaret jestleri (Deixis) Örneğin bir davranışı taklit ederek, bir nesnenin taslağını göstererek ya da nesneleri odanın içinde düzenleyerek gerçekliği herhangi bir biçimde resmeden ikon jestleri farklılık gösterebilir  Aynı şekilde, jestler sadece somut şeyleri temsil etmemektedir, aynı zamanda mecaz anlamda veya da tutarsız bir biçimde kullanılmaktadır  Buna örnek olarak bir kuram çok katlı bir yapı olarak temsil edilmesi ya da bir cevabın "elde hazır" olarak sunulması verilebilir  Bununla beraber diğerlerinin yanı sıra jestler zihinsel sürece bir anlayış sunabilir  Jest ve mimikler soyut yapıları ve resimsel düşünceleri sesli dilsel anlamda olanaklı sunabildiği için insani düşüncelerin türünün ve biçiminin zihinsel sürece sesbilimsel olarak aktarılması mümkündür  Jest araştırması, son yirmi yılda yürütülen ve jest ve mimikleri sadece duyguların etkili ifadesi olarak gören sözsüz iletişim araştırmasından ortaya çıkmıştır  Bugün bu alan; dilbilim, psikoloji, bilişsel bilim, anlambilim (Semantik), davranış araştırması ve de işaret dilinin araştırılması ve geliştirilmesi arasında bulunmaktadır  Uzaklık bölgeleri İletişim partnerlerinin birbirleriyle olan, duruma bağlı alansal etkileşimleriyle beden dilinin ayrı bir alanı olarak "proksemik" (konuşma uzaklığı bilgisi/uzaklık incelemesi) ilgilenmektedir  Bu noktada; mesafe, beden boyu, beden yönü ve dokunma biçimleri önemli bir rol oynamaktadır  Güncel durumun yanı sıra bu alan tutumu kültüre özgü normlara, cinsiyete ve iletişim partnerinin mesleğine ve ayrıca da içe dönüklük ve dışa dönüklük gibi bireysel unsurlara bağlıdır  Her bir uzaklık bölgesi kendi yayılmaları içinde kültüre bağlı oldukları için mesafe belli bir ölçüde değişiklik gösterebilmektedir  Çağdaş psikolojide genelde şu kurallar geçerlidir: Samimi alan (yaklaşık 50 santim altı) Kişisel alan (yaklaşık 50 ila 150 santim arası) Toplumsal alan (150 ila 360 santim arası) Herkese açık alan, ya da kaçma uzaklığı (> 360 santım)  Rol Tutumu İletişimin sözsüz kısımları ağırlıklı olarak duygularla ve ilgili kişinin motivasyonuyla yönlendirildiği için kontrol edilmesi hemen hemen hiç mümkün değildir  Bu yüzden karakterini ifade eden kişiler ilk başta ikna etmemektedirler, çünkü onlar iyi rol yapmaktadırlar, hatta rolleriyle bütünleşmektedirler, rollerine kendilerini vermektedirler, rollerini üstlenebilmektedirler  Müşteri ve banka memuru, hasta ve psikiyatrist gibi konuşma çiftlerinde olduğu gibi biçimsel ilişkiler açık hedef koymalarla ve üst bir yapıcılıkla kendilerini biçimsel olmayan ya da "yakın" ilişkiler olarak öne çıkarmaktadırlar  Bunun yanı sıra her sosyal rol gerçekte rol tutumları ve rollere katılımlar gibi karışık rol beklentileriyle tanımlanmaktadır  Sosyal bir rol sadece biçim nedeniyle üstlenilirse ve bilinçli olarak kontrol edilmeye çalışılırsa, bu tüm açılardan nadir olarak başarıya kavuşmaktadır  Jakob Levy Moreno; "grup içinde tedavi, grupla birlikte tedavi ve grup için tedavi" olarak psikodrama ve sosyal dramaya yönelik insani rol tutumunun bir bakış açısını geliştirmiştir  Diğer hedeflerin yanısıra asıl hedef katı rol yapılarını ya da artık zamana uygunluk göstermeyen rol birikimlerini geride bırakmaktır  Ayrıca doğmaca bir doğallık ve yaratıcılık sayesinde duruma uygun rol tutumu geliştirmek ve yabancılarla olan ilişki yeteneğinin bir oluşumunu mümkün hale getirmektir  Dil Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan, kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış seslerden örülmüş bir anlaşma sistemidir  Dilin özellikleri aşağıdaki gibidir: Dil, gelişmiş bir iletişim aracıdır  Dil, seslerden oluşmuş bir anlaşma sistemidir  Tam anlamıyla anlatma ve anlaşma; seslerden örülü kurallar bütünü olan "dil" ile sağlanır  Dil, düşünce ve zekanın bir göstergesidir  Dil, canlı bir varlıktır  Dil, sosyal bir varlıktır  Dil, bir ortaklıktır  Dil aynı şekilde milli bir ögedir: Dil birliği, milleti oluşturan özelliklerin başında gelir  Bir milletin dili; onun tarihi, dini ve kültürüyle iç içedir  Millet için gerekli olan her şey, dilde saklanır  Dil; milletin manev ve kültür değerlerini, millet olabilme özelliklerini bünyesinde sımsıkı muhafaza eder  Dil, milleti meydana getiren bireyler arasında ortak duygu ve düşünceler meydana getirir  Dil, milletin birlik ve bütünlüğünü sağlayan en güçlü bağdır  Dilin işlevleri Heyecan bildirme işlevi: Off! Canımı sıkma be  Göndericilik işlevi: Su,iki hidrojen, bir oksijen atomundan oluşur  Alıcıyı harekete geçirme işlevi: Aç artık şu kapıyı ya  Dil ötesi işlevi: Yapım eki almış sözcüklere türemiş sözcük denir  Kanalı kontrol işlevi: Söylediklerimi anladın mı? Şiirsellik işlevi: Avazeyi bu aleme bir Davut gibi sal; Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş Dil ve kültür En genel anlamıyla kültür bir toplumun maddi ve manevi alanda ortaya koyduğu tüm eserlerdir  Toplumların yaşam biçimleri, gelenek-görenekleri kullandıkları araç gereçleri, inançları, dili, sanat anlayışı vb  kültürü oluşturur  Toplumlar yüzyıllar boyu maddi ve manevi alanda çok değerli eserler üretmişlerdir  Bu eserler gelecek kuşaklara dil sayesinde aktarılır  Örneğin İslamiyet'ten önceki döneme ait destan, koşuk, sağu, savlar, Orhun Yazıtları, Dede Korkut Hikayeleri, Yunus Emre'nin şiirleri dil sayesinde günümüze dek yaşamışlardır  Günümüz gençleri o eserleri okuyarak o dönemle ilgili bilgi sahibi olabilirler  Bu bilgilenme dil sayesinde olmaktadır  Bu bakımdan dil önemli bir kültür taşıyıcısıdır  Dil ve kültürün ortak yanları aşağıdaki gibidir: Dil ve kültür geçmiş ile gelecek arasında bir köprü vazifesi görür  Bir toplumun oluşmasında ve ayakta kalmasında ortak dil ve kültürün önemli bir payı vardır  Kültür ve dil bir toplumun yaşayış biçiminden önemli izler taşır  Kültür ve dil bir milletin en önemli ortak özelliklerinden-dir  Lehçe: Bir dilin tarih içerisinde bilinmeyen bir dönemde kendinden ayrılmış olup büyük farklılıklar gösteren kollarına denir  Çuvaşça, Yakutça gibi  Şive: Bir dilin bilinen tarihi seyri içinde kendinden ayrılmış olup bazı farklılıklar gösteren kollarına denir  Kırgızca, Kazakça ve Azerice gibi  Ağız: Bir ülke içinde aynı dilin farklı konuşma şekillerine denir  Yörelere göre söyleyiş farklılıkları vardır ama yazılış aynıdır  Karadeniz ağzı ve Ege ağzı gibi  Konuşma ve yazı dili Kelime dağarcığı yazı diline göre sınırlı olan ve günlük hayatta kullanılan doğal dile konuşma dili denir  Bir ülkede resmi dil olarak kabul edilen ve her alanda aynı kurallarla kullanılan dile ise yazı dili denir  Her ikisi arasındaki fark aşağıdaki gibidir: Bir ülkede bir yazı dili varken birden fazla konuşma dili vardır  Konuşma dili doğaldır yazı dili yapma bir dildir  Yazı dilinde kurallar varken konuşma dilinde yoktur  Yazı dilinin kullanım sahası konuşma diline göre daha geniştir  Konuşma dili günlük hayatta farklılık gösterirken yazı dili göstermez  Argo, bir dil içinde belli bir grubun sözcüklere yeni anlamlar vererek kullanmasıyla oluşan konuşma şekline denir  Bu sözcükler ancak bu grup içinde kullanılır ve bu gruba dahil olan kişiler anlamlarını bilebilir  Argo günlük hayatta ve edebiyatta bir malzeme olarak kullanılabilir  Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |