|  | Bir Leyla Düşlemesi |  | 
|  08-03-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bir Leyla DüşlemesiBir Leyla düşlemesidir aşk  Yanmaktır bir gülün kırmızısında, türküler yakmaktır sevgiliye  Gün batımlarında tutulan sevdaları gün doğumlarında aramanın adıdır aşk  Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir; güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır aşk  Ve biz şimdi büyüsü kaybolmuş zamanlarda aşkın peşine düştük  Pazar pazar gezinen Zeliha olduk aşkımıza bir Yusuf bulmak için  Yusuf, esrarını gizleyen ebedi iffetti  Mecnun’a özendik sevdamızı bir Leyla’ya yüklemek için  Leyla bir ışıktı, ab–ı hayattı aşkı filizlendiren  Ferhat olup Şirin’ler hatırına gönül kazmasını yamaç yüreklere vurmak istedik  Şirin, gönül aynasında aşkı büyüten bir suretti  Bitmeyen özlemler büyütüyoruz bağrımızda  Leyla’ya, Şirin’e, Aslı’ya adadığımız yüreklerimiz vardır  Suretten öte aradığımız bir yâr vardır  Yârin adıyla yan yana bilinsin istediğimiz adlarımız vardır  “Aşk” ile “ilgi duyma” nın karıştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz  Artık güllerimiz Leyla kokmuyor, sevda kokmuyor  Aşkın ilk basamağına dahi çıkamadık  Tutkulara takılıp kaldık  Dergâha gelen delikanlıya şeyhin “Sen git, âşık ol da gel, aşkı bil de gel!” dediği kadar dahi olsa, yüreklerimize işleyemedik aşk nakışını  Gönül toprağına atamadık aşk tohumunu  Nadasa bırakılmış yüreklerimize bir Leyla tohumu düşmedi  Biz ölümsüz ve günahsız aşklara değil, günübirlik sevdalara takılıp kaldık  Cismaniyetin ağında ateş böceklerini yıldız sayanlar gibi, tutkuları aşk sandık  Talihsiz yanılgılarla yanlış ateşlerde yandı ruhumuz  Sonu “kaf”la biten, “aşk”ta kalb vardır  Kaf, kalbidir aşkın  Aşkın kalbini çıkarıp aldığınızda geriye “aş” (k) kalır, ceset kalır, madde kalır  Mecnun’un aşkına özenip de yürüdüğümüz yollar, çöl değil  Oysa aşk, çölde haz verir insana  Kalb, çöl yanmışlığında kanıyorsa aşk vardır  Aşk, yanmışlıkla daha bir lezzet verir aşığa  Susuzluktan çatlayan dudaklardan dökülen Leyla adı, cânân adı, can verir ölü ruhlara  Çölde ceylanların sürmeli gözlerinde Leyla’yı görenler, aşka uyanır seherlerde  Ve aşkın büyüsü örülür seherlerde  Toprak öperken alınlarımızdan, aslında Leyla’dır buseler konduran  Bizim seherlerimizde ceylanlar yok artık  Biz seherlerimizi uykulara feda ettik, göremiyoruz Leyla bakışlı ceylanları  Üstümüze güneşler doğar oldu  Geceler boyu yıldızlarla söyleşip de onlara elveda diyemedik gün doğumlarında  Biz, ceylanların gözlerini öpemedik, bu gözler Leyla’nın gözlerine benziyor diye  Uykulara feda ettiğimiz seherlere ağlayamadık  Leylasızlığa akmadı gözyaşlarımız  Biz sevemedik yaratılanı Yaratan’dan ötürü  Yunus mektebinde diz çöküp okuyamadık aşk kitabını  Oysa varlığın özünde sevda hamuru vardı  O hamuru besleyen aşkın pişmanlık gözyaşı vardı  Adem ile Havva’dan dökülen  Şimdi ezeli pişmanlıklara değil, günübirlik sancılara akar oldu gözyaşlarımız  En sevgiliye iltifatlar vardı sevgililer sevgilisinden, “Ben sana âşık olmuşam ey şerif!” hitabının tatlı sıcaklığı vardı  “Levlake    ” hitabıyla başlayan bin bir renkte iltifatlar vardı  Âşık ile mâşûkun ezelde yazılı, göklerde yan yana asılı adı vardı  Aşk medeniyetinin sevda pazarında, gönlümüzü bir Leyla’ya, son Leyla’ya, en Leyla’ya sunmanın hesabındayız  Yere göğe sığmayan Sevgililer Sevgilisini gönül Kâbe’sinde misafir etmenin telaşındayız  Misafirlikler bir olmak içindir, tek olmak içindir  Tıpkı kapısına gelen âşıkına seslenen sevgilinin tek olma hayali gibi  “Kimsin?” diye seslenir kapısını çalana  Aşka tutulan âşık “benim” der  Ve tekrar seslenir sevgili  “Burada iki kişiye yer yok  Gönlüm teki arzular  ” Tekrar kapının tokmağına dokunan ve ısrarından vazgeçmeyen âşık, benlik libasından sıyrılır  “Sen’im” der  Vahdete adım atar, bırakır ikiliği, küfrü bırakır, çokluğu bırakır  Sevdiğinde fânî olur  Aşkın bekâsını bulur  Ebedî aşkı arzulayanlar, sevdiğinde fânî olup ölümsüzlüğe kucak açanlardır  Ve sevenlerin dilinde sevilenlerin adı bayraklaşır  Dillerde hep Leyla kitabı okunur  Kulağa gelen her nağmede Leyla, esen her rüzgârda Leyla    Buram buram hep Leyla    Kuşların ötüşünde, güllerin kan kırmızı kıvrımlarında, göğün mavisinde, ağacın yeşilinde hep Leyla vardır  Yağmur damlaları vuslata koşar, düşer toprağa  Toprak, Leyla’sıdır yağmurun; toprağın Leyla’sı yağmur    Mecnun’a adını sorarlar, Leyla der  Geldiği yeri sorarlar, gideceği yeri sorarlar yine Leyla, hep Leyla der  Hep aşk    Gönlünü Leyla’ya kaptırmışların şafaklarında, güneşin ışıldayan çehresinde gamzeli tebessümler saklıdır  Dağların doruklarında hiç kaybolmayan beyazlıklar, Leyla’nın yüreğe serinlikler bahşeden sevdasıdır  Aşk, kar beyazı vefalar saklar bağrında  Yüreğine yasak koyanlar, vefalara bezenmiş aşklarında ölümsüzlüğün kapılarını aralar  Gecenin mavi karanlığında yıldızlardan taç yapan âşıklar  Leyla durağında sevda yağmurlarıyla ıslanırlar  “Cennet gözlüm” dediğimiz ve yarım kalmış yanımızı tamamlayan sevgiliyi alıp da yanımıza    “Sen ey cenneti müjdeleyen Sevgili, Sevgilim!” deyip düşüp de peşine, tutunup da eteğine aradık mı hiç gecenin ve gündüzün Leylasını? Sevdanın ve Leyla’nın aşkına kaç gün doğumlarını sancıyla yaşadık? Gün batımlarında kaybettiğimiz Leyla’yı bir gülün kırmızısında bir bülbülün feryadında aradık mı hiç? Leyla’dan başkasını görmez oldu mu gözlerimiz? Yanıklığıyla ve ceylanlarıyla kendisini aşka çağıran çöldedir Mecnun  Dolaşır bir baştan bir başa  Yüreğinden aşka ırmaklar akar çöl kumlarında  Gönlünü avutur  Dolaştığı günlerden bir gün    Fark edemez namaz kılan bir dervişin önünden geçtiğini  Leyla’dan başkasını görmeye yasaklı gözleriyle göremez, namaz kılan dervişi  Namaz biter  Kırk yıllık bekleyiş yükünü bilen derviş kızar Mecnun’a  Özür kuşanmış kelimelerin ardından, paslı vicdanlara bir hançer gibi, saplanan sözler dökülür Leyla kitabı okuyan dudaklardan  “Kusura bakma derviş baba, ben Leyla’nın aşkından seni göremedim  Ya sen, huzurunda bulunduğun Mevla’nın aşkından beni nasıl gördün?” Aşk yanılgısıyla avunan yürekler sıtmaya tutulur  Yeni bir sevdanın, ezelî ve ebedî Leyla’nın eşiğinde aşka uyanır canlar, Leyla’ya uyanır  Vuslat kokan düşler Leyla’ya uzanır                  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |