Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayrılmanın, destanı, hicret, için, vuslat

Vuslat İçin Ayrılmanın Destanı: Hicret

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vuslat İçin Ayrılmanın Destanı: Hicret




VUSLAT İÇİN AYRILMANIN DESTANI: HİCRET

Ahmed KALKAN


Hicret, kişi veya kişilerin bulundukları yerden bedenle, dil veya kalp ile göç ederek ayrılmasıdır, bir şanlı destandır hicret, sevda için güzel çile, zafer için de bir bedel

Hicret, sadece bir takvim başlangıcı değil; bir çağın kapatılıp yeni bir çağın açılmasıdır Hicretle birlikte câhiliyye, yerini mutluluk çağına bırakmıştır Kur’anî tarih yorumuna göre insanlık tarihinde her biri hicretle başlayan üç çağ vardır Hz Âdem’in Cennetten hicreti/firakı ile başlayıp Hz Mûsâ ve mü’minlerin Mısır’dan hicretine kadar süren kurûn-ı ûlâ/İlk çağ, bu olayla birlikte başlayan kurûn-ı vustâ/Orta çağ ve Hz Peygamberimiz’in hicretiyle başlayıp kıyâmete/yaratıkların zorunlu hicretine kadar sürecek kurûn-ı uhrâ/Son çağ

Hayat, iman, sabır, hicret ve cihaddır Bunlar olmadan hayat, yaşamak değil; olsa olsa ömür tüketmek ve tükenmektir

Bireyden cemaate, cemaatten devlete adım atmak, Hak dâvâya uygun ortamlar aramak, meş’aleyi uzaklara taşımak, muhteşem dönüş için hazırlanmaktır hicret

Hicret, nebevî bir harekettir, peygamberlerin ortak kaderidir; Onların izinden gidenlerin de değişik biçimleriyle hayatlarının en az bir diliminde ortaya çıkan bir tavırdır

Hicretin kendisi ve uygulanış şekli, baştan sona “tedbir” demektir; Allah’ın bilmediğimiz kapılarını açması için bildiğimiz kapıları usûlüne göre çalma, çözüm ve çıkış yolu için fiilî duâdır

Hicret, savaş alanından kaçmak, mücâdeleyi bırakmak değil; daha güçlü bir şekilde dönmek için strateji değişikliğiyle, siyasî manevrayla kamp yeri arayıp orada güç toplamaktır

Yurt dışında aranan destektir Daha hızlı sıçrayabilmek için gerileme ve gerilmedir Cephe değişikliğidir, merkezi dışarıdan sarıp kuşatmak, merkezi fetih için çevreden eyleme geçmektir hicret

Hicret, baskıları durdurma gücünün olmadığı yerde, baskıların kendini durdurmasına izin vermemektir Zulme boyun eğmeme, zilleti kabul etmeme bilincidir

Hicret; yolunu bulanların, daha doğrusu yoldan çıkanların yolsuzluklarıyla Hak yolu tıkadığı durumlarda çıkış yolu bulma girişimidir

Hicret, taşlaşmış kalpleri ve yerleri terkedip su çıkacak vâdiler keşfedip faâliyeti verimli topraklarda yoğunlaştırmaktır Fidan halindeki dâvâyı verimsiz topraktan çıkarıp elverişli bir toprağa götürüp dikmektir hicret

Hicret, doğduğumuz veya doyduğumuz yerin Allah için terk edilemeyecek değerde olmadığını ilan etmek, Allah'ı her şeye tercih etmektir

Hicret, memleketinde müslümanca yaşayamayan bir mü’min için, Allah’ın geniş arzında mutlaka müslümanca ve insanca yaşanacak bir yer olduğunun bilincine varmaktır

Hicret; kavmiyetçilik, ırkçılık, şehircilik anlayışına vurulan darbenin adıdır Ülke vatandaşlığından ümmet bilincine yükselmektir Kendi memleketinin bâtıl yönetimine karşı mücâdele hazırlığıdır

Müslümanların zulüm düzeninin bir parçası olarak yaşamayı reddedişleri ve küfrün karşısına bağımsız bir güç olarak çıkma tavrıdır hicret İnsanî ve İslâmî haklarını gasbeden tâğutlardan berî olmak, onları protesto etmektir Sadece zulümden kurtulmak değil; aynı zamanda zulme karşı çıkma ve son verme eylemidir

Hicret, daha yüksek ideal ve hedeflere ulaşmak için sevdiklerini gözünü kırpmadan geride bırakarak çıkılan yolculuğun adıdır, İlâhî yardımın paratoneri, zaferin müjdesidir

Altyapısını iman ve sabrın oluşturduğu hicretin bir sonraki aşaması cihaddır İmansız sabır, sabırsız hicret, hicretsiz cihad/kıtâl, cihadsız zafer ve kurtuluş olmaz! Hicret; sosyal, siyasal ve askerî alanlarda cihad için düğmeye basmak, eyleme geçmektir

Bozuk çevreden güzel çevreye geçmek, çevrenin çocuklarını ve kendini mahvetmesine izin vermemektir; çevreyi düzeltemiyorsak çevrenin bizi bozmasına müsâade etmemektir

Hicret, câhiliyye ile, onun kural, kurum ve bağlılarıyla ilişkileri koparıp atmak, bağımsız ve özgür olarak İslâm’a teslim olup O’nun hâkimiyeti için çalışmaktır

Esâretten kurtulma gayretidir, görünen ve görünmeyen zincirleri kırmak, zindandan özgürlüğe çıkmak, mahkûmiyetten hâkimiyete adım atmaktır

Mü’min kimse, hür olarak insanca ve dâvâsı uğruna yaşayabilmek için gerekli her bedeli ödemeye hazırdır; dünyada izzet ve devletin, âhirette de cennetin bedeli hicrettir

Tevhid mücâdelesinde bulunan insanların şu veya bu şekilde geçmek zorunda olduğu bir kapıdır/köprüdür/süreçtir hicret

Bedeni, dili ve kalbi ile insanın kendisine Allah’ı unutturan çevresindeki her şeyden ayrılarak bütün varlığı ile Allah’a ilticâsıdır

Hicret, Allah’a yönelmektir, O’na yaklaşmak, O’na sığınmaktır Madde ve menfaat için, dünyevî eğitim için; iş, aş ve eş için hicretleri çok gördük Ama günümüzde Allah için hicret edenleri nasıl göreceğiz?

Küfürden imana, haramlardan helâllere, günahlardan sevaplara, isyandan itaate, kötülükten iyiliğe, rezîletten fazîlete göz arkada kalmadan yapılan kutlu bir yolculuktur

Tebdîl-i mekânda ferahlık vardır, evde kılınan namaza karşılık, câmiye hicret edilerek cemaatle kılınan namazın yirmi yedi derece sevabı, hicret rûhunda saklıdır

Yeryüzü yerinde saymıyor, her an dönüyor, hareket/hicret ediyor Gökteki tüm yıldızlar, galaksiler, güneşler de yörüngeleri etrafında her an hicret halindeler İnsandaki kan, vücut organları arasında hicret etmeseydi, ne olurdu? Öyleyse, hayat hicrettir, hicretsiz hayat olmaz

Yerdeki sular buharlaşarak göklere hicret eder, bulutlar hicret içinde onları taşır, rahmet kanatları yeniden işlenip şekillenen bereket damlalarını hicret ettirerek taşıyıp uygun yerlere gönderir/hicret ettirir

Bitki tohumları hicret ederek canlanır, yeni mekânlarda yeni bir hayata başlar; bazı hayvanların yaşaması için her mevsim vatan değiştirip hicret etmeleri hayatî bir zarûrettir

Hemen tüm hayvan ve insanların nimetlere ulaşması için hicret etmeleri şarttır İnsan, önce anne karnına, sonra yeryüzüne, daha sonra ebedî âleme hicret eden bir muhâcirdir Hicret bir fıtrat kanunudur

Allah’tan gelen ruh O’na hicret edecektir Dünya otelinde misafir olan insan adlı yolcunun son durağı, bu muhâcirin son hicret yurdu Cennet olmalıdır, çünkü orası onun ana vatanı, baba ocağıdır Muhâcir insan orada yaratıldı, orası için yaratıldı, onu hak etmek için yaşamalıdır

Allah için gerektiğinde evi, iş yerini, mahalleyi, şehri veya ülkeyi değiştirebilmektir Gerekiyorsa işi, eşi, aşı, malı-mülkü, okulu, diplomayı, makamı, rahatı, vatanı terk edebilmektir

Fânî olan şeyleri terk etmedikçe Bâkî olana, ebedî olana kavuşmanın imkânsız olduğunu kavramaktır

Hicret denilince, kardeş kavramları, “muhâcir” ve “ensâr”ı, “kardeşliği” ve “fedâkârlığı” hatırlamamak ne mümkün! Hicret rûhunu kaybedince onları da kaybettik ve kaybolduk

Ey hicret! Sen müslümanların takvim başısın Müslüman olduğunu iddiâ ettikleri halde, hıristiyanlara göre ve onlar gibi "yılbaşı"nı kutlayanlar seni yeterince tanımıyor ve değerlendirmiyorsa, onları da mesajınla dirilt!

Yalvarıyoruz ey güzel hicret! Ne olur bizden hicret etme!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.