|  | Peri Bacaları İle İlgili Efsane |  | 
|  07-28-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Peri Bacaları İle İlgili EfsanePeri Bacalarının Efsanesi Peri Bacaları Hakkında Efsane Bir zamanlar yer ile gök arasındaki büyük dünyamızda başları yüksek dağlara denk olan korkunç devler yaşarmış  İnsanlar bu devlerden çok korkar ve onları kızdırmamaya dikkat edermiş  Bu korkunç devlerin gönlünü hoş tutup kızdırmamak için ülkenin yüksek dağlarına çıkar oradaki sunaklara hediyeler bırakıp kurbanlar keserlermiş  Yılın belirli günlerinde de bu dağların doruklarındaki sunaklarda toplanıp devler kendilerine zarar vermesin diye dualar ederlermiş  Yine de bazen bu dev tanrılar, insanlara kızarmış  Kızdıkları zaman da oturdukları dağların tepesinden korkunç gürültülerle ateş dalgalarını gönderirlermiş insanların üzerlerine  Bu ateş dalgaları önlerine çıkan herşeyi yerle bir edip yakıp küle çevirirmiş  Dev tanrıların öfkesinin nedenini anlayamayan insanlar daha da korkarak onları memnun etmenin yollarını ararlarmış  Sunaklara daha fazla hediye bırakmaya ve daha çok kurban kesmeye başlarlarmış  Ancak yine bu dev ateş tanrılarını memnun edemiyorlarmış  Günlerden bir gün periler ülkesinin padişahının yolu bu dev tanrıların korkunç zulmü altında inleyen ülkeye düşmüş  Peri padişahı bu zavallı insanların çaresizliklerinden çok etkilenip üzülmüş ve onlara yardım etmeye karar vermiş  Emrindeki tüm perileri çağırmış hemen  Ve onlara şöyle demiş; “Ey kardeşlerim  İnsan kardeşlerimiz çok zor durumdalar  Onlara yardım etmek istiyorum  Şu karşıdaki dağların zirvesinde oturan zalim devleri durduralım  Bu insanların çilesini bir son verelim istiyorum  Eğer biz zalim devlerin yaşadığı dağların ateşini söndürebilirsek devler de yerin altına kaçar ve insanları bir daha rahatsız etmezler  ” Padişahlarının konuşmasının ardından binlerce peri ellerinde kar ve buz taneleri, devlerin yaşadığı dağın doruklarına toplanmışlar ve dağın tepesinde fokurdayan ateşe atmaya başlamışlar  Hiç durmadan günlerce ateşi kara ve buza boğup söndürmeyi başarmışlar  Sonunda devler korkup yerin derinliklerine kaçıp saklanmak zorunda kalmışlar  İnsanlar, perilerin bu zaferini büyük sevinçle karşılamışlar, günler geceler boyunca şenlikler düzenleyip bu zaferi kutlamışlar  O günden sonra insanlar ve periler arasında çok sıkı bir dostluk oluşmuş  Bu dostluk uzun yıllar devam etmiş  İnsanlar kayalara oydukları mağaralarda yaşarken periler de sivri kayalıların üzerlerindeki küçük odacıklarda yaşıyorlarmış  İnsanlar toplanıp kendi aralarında bir padişah seçmişler ve onun emri altında mutlu bir şekilde yaşıyorlarmış  Bu padişahın Revan adında çok yakışıklı bir oğlu varmış  Periler padişahının da dünyalar güzeli bir kızı varmış  İsmi de Gülperi imiş  Gülperi’nin gören herkesi mecnun eden güzel uzun siyah saçları o kadar uzunmuş ki ayak bileklerindeki hal hallara değiyormuş uçları  Saçının dalgalarından yansıyan güneş ışıkları insanların gözlerini kamaştırıyormuş  Hele turkuvaz renkteki gözleri ile birine baktığında o insanın bir daha dünyadaki hiçbir güzellikten zevk alamadığı söylenirmiş  Peri padişahı güzel kızını çok sever her şeyden sakınırmış  Onun mutluluğu için elinden gelen herşeyi yapıyormuş  Günlerden bir gün insanların padişahının yakışıklı oğlu Revan, yer altındaki devlerin saklandığı o karanlık ülkeye inmeye karar vermiş  Atalarının daha önceleri çektiği acıların intikamını almayı istiyormuş o zalim devlerden  Yeraltı ülkesine giden yolda birbirine açılan onlarca kapıdan rahatça geçmiş Revan  Son kapıya geldiğinde hırsla açmış kapıyı ve içeri girmiş  Ancak Revan’ın içeri girmesiyle büyük bir kaya parçası yuvarlanarak kapının ağzını kapatıvermiş  Revan o an zalim devler tarafından tuzağa düşürüldüğünü anlamış ama artık çok geçmiş  Zifiri karanlıkta çaresizlik içinde beklerken korku da bütün vücudunu sarmaya başlamış Revan’ın  Artık sonunun geldiğini düşünmeye başlamış  bu karanlık ülkede mahsur kalmış ama ne gelen varmış ne de giden  Böylece günler geçip gidiyormuş  O sırada yerin üstünde, güzeller güzeli Gülperi de rüyasında gerçek hayatta asla göremeyeceğine inandığı yakışıklı bir genç görmüş  Aynı genci birkaç gece daha görmüş rüyasında periler padişahının güzel kızı Gülperi  Rüyasındaki yakışıklı genç çaresiz ve korkmuş bir şekilde ona kendisini kurtarması için yalvarıyormuş  Bir sabah dayanamamış ve rüyasını dadısına anlatmış  Dadısı Gülperi’nin rüyasını dinledikten sonra şöyle yorumlamış; “Güzel kızım, gördüğün rüya gerçektir  Gerçekten de böyle bir delikanlı var ve o şu anda zalim devlerin ülkesinde hapis  Bu yüzden de senden kendisini kurtarmanı istiyor” Gülperi dadısının bu yorumuyla hemen harekete geçmiş ve emrindeki muhafızlarla birlikte karanlık yer altı ülkesine doğru yola çıkmış  Revan gibi bütün kapılardan hızla geçmişler  Son kapının önüne geldiklerinde kapının ağzının büyük bir kaya parçasıyla kapatıldığını fark etmişler  Gülperi muhafızlarına kayanın hemen yerinden kaldırılıp kapının açılmasını emretmiş  Aldıkları emirle muhafızlar kayayı hemencecik yerinden kaldırıp kapıyı açmışlar  Gülperi odadan içeri girince günlerdir rüyasına giren yakışıklı genci bir köşede baygın yatarken görmüş  Hemen onu yattığı yerden kaldırıp hızla yeryüzüne çıkmış muhafızlarıyla birlikte  Gülperi baygın yatan Revan’ı en yüksek kayanın üzerinde kurulu olan periler padişahının sarayına, kendi odasına götürmüş ve Revan’ı tedavi etmeye başlamış  Gülperi, perilere has, hiçbir insanoğlunun bilmediği ilaçlarla tedavi etmiş Revan’ı  Çok geçmeden Revan kendine gelmiş  Gözlerini açtığında karşısında Gülperi’yi görünce öldüğünü ve cennete gittiğini düşünmüş  “Dünyada bu kadar güzel bir kız olamaz” demiş kendi kendine  Gülperi, Revan’ın kendisine geldiğini görünce çok sevinmiş ve elini uzatarak saçlarını okşamış  “Korkma” demiş Gülperi, “Artık emin ellerdesin ve o karanlık ülkeden kurtuldun  ” Revan günlerce Gülperi’nin odasında kalmış  Gülperi ve Revan birbirlerine deli gibi aşık olmuşlar ve evlenmeye karar vermişler  Revan kendi şehrine gidip babasına durumu anlatmaya ve Gülperi ile evlenmesi için izin vermesini istemeye gitmiş  En kısa zamanda tekrar bir araya gelmek için sözleştikten sonra Revan kendi şehrine dönmüş  İnsanların padişahı günlerdir kayıp olan oğlunu yeniden karşısında görünce çok sevinmiş  Bütün ülkede kutlamalar yapılmasını istemiş  Revan babasına başından geçen bütün olayları anlatmış ve babasından peri padişahının güzeller güzeli kızıyla evlenmesi için izin istemiş  Babası oğlunun bu isteği karşısında birden durgunlaşmış  O güne kadar birlikte ve mutlu yaşadıkları perilerle hiç kız alıp vermemişlermiş  Bu yüzden düşünmüş ve yaşlılar heyetini toplayıp onlara danışmaya karar vermiş  Padişahın isteği ile toplanan yaşlılar heyeti uzun tartışmalar sonunda insanlar ve perilerin asla birlikte olamayacağını, insanların yeryüzünde perilerin ise gökyüzünde yaşadıklarını, insanların ölümlü, perilerin ölümsüz olduğunu söyleyip böyle bir evliliğin insanların da sonu olabileceğini söyleyip böyle bir evliliğin imkansız olacağına karar vermişler  Revan’ın periler tarafından büyülendiğine inandıkları için böyle bir evliliği ancak perileri savaşla ülkelerinden kovarak engelleyebileceklerine hükmetmişler ve derhal perilerle savaş hazırlıklarına başlanmasına karar verilmiş  Revan’ın da kendilerinden habersiz bir çılgınlık yapmasını engellemek için de onu odasına hapsetmişler  İnsanların kendileriyle savaş hazırlıkları yaptığını duyan periler padişahı bu duruma çok üzülmüş  Hemen halkını toplayıp onlara şöyle demiş; “Bizler onları korkunç devlerin zulmünden kurtardık  Ama insanlar zayıf yaratıklardır  Yaptığımız iyiliği çabuk unuttular  Çok geçmeden hatalarını anlarlar  Şimdi onlarla savaşırsak çok büyük kayıp verirler  Büyük acılar yaşanır  Nasıl olsa onlar hatalarını anlayacak  En iyisi biz şimdilik savaşmayalım ve onlar hatalarını anlayana kadar da buralardan uzaklaşalım” Bütün periler birden yaşadıkları odalardan gökyüzüne doğru havalanmışlar  Peri padişahı çok geçmeden yer altındaki zalim devlerin kendilerinin yokluğundan yararlanıp yeniden yeryüzüne çıkacağını düşünmüş ve insanlar için üzülmüş  Halkını toplayıp hemen şekil değiştirip güvercinlere dönüşmelerini istemiş onlardan  Bütün periler hep beraber birer güvercine dönüşüvermiş padişahlarının isteği üzerine  Böylece insanlar onları görse de tanıyamayacaklarmış  Güvercinlere dönüşen periler tekrar sivri kayalıkların ucundaki odalarına dönmüşler ve orada yaşamaya başlamışlar  Böylelikle insanları korumaya devam etmişler  Gülperi de insanlar ve halkı arasındaki savaşa engel olmak için babasının isteğini yerine getirerek beyaz bir güvercine dönüşmüş  Hergün odasından çıkıp Revan’ın odasının penceresine konuyormuş  Revan da penceresine konan güvercini avuçlarına alıp Gülperi’ye duyduğu özlemi onu şefkatle sevip okşayarak gidermeye çalışıyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş  Gülperi de sevgilisinin bu durumu karşısında çaresizlikten kahroluyormuş ama yapabileceği bir şey olmadığının farkındaymış  O da Revan onu eline her alıp kanatlarını her okşadığında gözyaşlarını sevgilisinin avuçlarına döküyormuş… | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |