Prof. Dr. Sinsi
|
Fidanlık Yeri Seçiminde Aranan Toprak Koşulları
Fidanlık Seçiminde Aranan Toprak Koşulları - Fidan İçin Toprak Çeşitleri - Fidanlık Yer Seçimi
Yer Seçiminde Aranan Toprak Koşulları / Prof Dr Suat ÜRGENÇ
Fidanlık yerinin seçiminde toprak iklim kadar önemlidir, iyi toprak fidan yetiştirmede başarı yanında büyük ekonomi de sağlar Zira iyi toprak fidan zayiatını azaltır, verimi artırır ve üretimin kalitesini yükseltir Toprak kolay işlendiği için de toprak işleme giderleri az olur
Ancak bir fidanlık yeri seçimi için en uygun toprak nitelikleri, tabiatıyla yetiştirilecek türlerin isteklerine bağlı olarak değişir Bu fark özellikle iğne yapraklı ve yapraklı türler arasında daha belirgin olur Peyzaj materyali ve süs bitkileri yetiştiriciliğinde daha ziyade çeşitli türler yetiştiren karma fidanlık tesisleri ağırlığı oluşturduğundan bunlar için fidanlık yeri seçimi, kitle halinde birkaç tür fidan yetiştiren orman fidanlıklarından daha zordur Böyle bir fidanlığın çeşitli türde topraklar üzerinde tesisi de bu yönden fayda sağlar Bununla beraber gene de fidanlık yetiştiriciliği için iyi bir toprak az çok belirli nitelikler taşımalıdır
Bir fidanlık yeri seçiminde iyi toprak dediğimiz zaman ne anlarız sorusu çok yönlü cevapları gerektirir
Bir kere fidanlık toprağının fiziki yapısı, kimyasal içeriğinden bizim için çok daha önemlidir Zira biz toprağın kimyevi yapısını kolaylıkla doğal veya yapay gübre ilaveleriyle ıslah edebiliriz Fakat toprağın fiziki yapısının ıslahı çok pahalıdır, hatta birçok durumlarda da imkansızdır
Toprağın fiziki yapısı içinde en önemli niteliği, fidanlıklarda toprak derinliğidir, toprak derinliği mümkün olduğu kadar fazla olmalıdır Bu konuda kabaca bir fikir vermek gerekirse bunun 120-150 cm derinlikte olması ideal olur Taşıma toprakla derinliğin artmlması ise çok pahalıdır ve istenilen biyolojik aktivitesi olan bir üst toprak temini de çok zordur ve uzun vadelidir Ancak fidanlık yeri olarak düşünülen sahanın az bir kısmında toprak yeterli derinlikte değilse, buralar bina, sera, camekan, atölye gibi tesislere ayrılabilir ve geri kalan küçük bir saha ise bu da ilerde verilecek esaslara göre ıslah edilerek kültür için kullanışlı hale getirilebilir Bilhassa nehir ve her türlü su kenarları, yer yer yığma (alüviyal) topraktan oluştuğundan derinlik bakımından aldatıcı olabilir Böyle yerlerde bazı kısımlar derin olduğu halde bazı kısımlar da çok sığ olup hemen toprağın 20-25 cm altında bir çakıl tabakası bulunabilir Bu çakıl tabakası altta kök bölgesinde çabuk kurumaya neden olduğu gibi derin işlemeyi de engeller Aynı şekilde 20-25 cm derinlikte bir pas taşı veya kil şisti tabakası bulunması da, duruma ve özellikle kalınlığına göre fidanlık çalışmalarını çok güçleştirebilir Bu itibarla fidanlık yeri seçiminde yeterli sayıda ve sıklıkta profiller açılarak toprak nitelikleri bu profillerden tesbit edilmelidir Bunun için ya belirli aralarla (sistematik yöntem) 50-100 m aralık ve mesafede karelaj sistemi kurularak profil açılacak yerler tesbit edilir veya toprak niteliklerinin değiştiği yerlerde profiller açılabilir
Althous İngiltere'de son 20 yılda tesis edilen fidanlıkların ekserisinin, kil nispeti azami % 15'i bulan kumlu veya balçıklı kum toprakları üzerinde tesis edildiğini bildirmektedir 6 Bunlar içersinde hiç kil içermeyen bir çok fidanlık da vardır Böyle fidanlıkların topraklan kompost ve diğer organik gübreler ilavesi ile mükemmel bir yetiştirme ortamı yaratabilmektedir Böyle fidanlıkların topraklan genellikle asit reaksiyonlu olup ot bakımından da fazla problem yaratmazlar, ba-şanlı ve verimli fidan yetiştirilebilirler
Fidanlıklar için toprağın oldukça hafif olması idealdir Bu konuda Wild fidanlıklarda toz-kil oranı % 15-20 olan kumlu balçık topraklarının tercih edilmesini önerir 7 Bu oran tabiatıyla türlere göre belli sınırlar içinde az çok değişebilir Yapraklı türleri için toz+kil oranının % 35'i geçmemesi gerekir Yani yapraklı türler için mutedil balçık veya killi balçık en uygun olur Bu oran iğneyapraklılar için azami % 25'dir Yani ibreliler içinde en iyi toprak, toz+kil oranı % 10 ilâ % 25 arasında olan balçıklı kum veya kumlu balçık topraklandır Bu oranların üstündeki kil, toprağın geçirgenliğini, havalanmasını güçleştirir Bu durumda toprak fazla su tuttuğundan soğuk olur ve güç ısınır Su alınca şişer, su kaybedince büzülür sertleşir ve keskinlesin Bunun sonucu toprak yüzünde çatlaklar oluşur, bunlar ise kuruma ve kök zararlarına neden olur Bu topraklar uzun zaman tav haline gelemez veya tav durumlarını süratle kaybederler Bu bakımdan da fidanlık için ilkbahar ayları çok önemlidir ve memleketimizde bu süre oldukça kısadır Halbuki repikaj ve diğer dikimler için mümkün olduğu kadar toprağın erken işlenmesi gerekir, böyle topraklarda ise erken işlemede toprak aletlere yapışarak işlenemez Biraz geç kalındığı zaman da toprak kemik gibi sertleştiğinden işleme çok zor olur ve kesekler kolay kolay ufalanamaz Böylece bu topraklann işlenmesi zor ve pahalıdır Bu topraklarda söküm esnasında da fidan kökleri çok zarar görür Bu topraklarda aynı zamanda don etkileri (özellikle çıplak don) daha fazladır
Aynı şekilde böyle topraklar drenaj problemleri de yaratır Bu tip topraklann profillerinde yer yer tabakalar veya lekeler halinde kırmızı, turuncu veya mavi renklerde kil tabakası, pas taşı8 veya demir kongresyonlan oluşur, bunlar benekler veya tabakalar halinde görülür, yahut ta gley horizonlanna rastlanır Bu durumda böyle bir fidanlık yerinde oldukça pahalıya mal olacak olan sık bir drenaj şebekesi tesis edilip toprak ıslah edilmedikçe, kök çürümeleri ve gelişme zayıflığı dolayısıyle iyi bir fidanlık işletmeciliği yapılamaz Ağır topraklarda toprak asi-ditesini düzenlemek de çok güçtür Buna karşılık hafif toprakların tav haline geçişleri kısa zamanda olur, bunların işlenmesi kolay, ekim ve söküm işleri zahmetsiz ve zayiatsızdır Ot alma ve çapa gibi bakım giderleri az, kök gelişmesi iyi, su birikmelerinin olmaması dolayısıyle kök çürümeleri de yoktur Ancak kum oranının belirtilen ölçülerden yüksek olması da toprağın kolay kuruması, fazla sulamaya ihtiyaç göstermesi, toprağa verilen besin maddelerinin süratle yıkanıp fidanların kök alanından alt katmanlara gitmesi ve dolayısıyla kök sahasında fakir, zayıf ve verimsiz bir ortamın oluşmasına neden olur ve toprağı işleme kolaylığına rağmen tercih edilemez duruma sokar Bu topraklarda kökler geniş bir sahada gelişirse de söküm ve dikim esnasında bunların büyük bir kısmı toprakta kalır veya kesilerek zayi olur
Bu itibarla fidanlık topraklarının mutedil balçık veya balçıklı kum toprakları olması daha önce de belirttiğimiz gibi daima tercih edilmelidir
Ancak, ağır killi topraklar hafif kum topraklarından daha sakıncalıdır Zira ağır kil topraklarının ıslahı çok pahalı ve zor olmasına karşılık, kum topraklarında bu sakınca, özellikle organik menşeli düzenli gübrelemelerle giderilebilir Bununla beraber bazı ticari fidanlıklarda topraklı süs fidanı üretimi sözkonusu olma durumunda, kil oranı yüksek toprak tercih edilir Aksi halde topraklı fidan elde etme güçleşir ve fidan etrafındaki toprak kitlesi söküm, nakil veya dikim esnasında kolaylıkla dağılabilir Fakat bu tip bir topraklı fidan işletmeciliği fidanlık işletmesinden ziyade kısa süreli bir istismar işletmeciliğine yönelinmiş anlamına gelir Zira toprak seviyesi zamanla düşerek çalışma ham toprağa kadar dayanır ve fidanlık elden çıkar Bu ne yazık ki daha önce de belirtildiği gibi arazi kiralanarak tesis edilen fidanlıklarda veya geleceği düşünülmeyen durumlarda sıkça gözlenmektedir
Fidanlıklarda fidan köklerinin iyi respirasyon yani solunum yapması, iyi gelişmeleri bakımından büyük önem taşır Toprak tanecikleri arasındaki boşluklar yani toprağın gözenek hacmi Toplam hacminin yüzdesi olarak % 40-60 arasında olmalıdır Hernekadar gözenek hacmi toprak işleme ve toprağa organik madde ilavesiyle artırılabilirse de bu nisbetin % 10 veya altına indiği yerlerde fidan yetiştirme mümkün olmaz
Diğer taraftan yukarda verilen sınırlar içinde olmak şartıyla, çok türle çalışılacak bir karışık fidanlıkta, çeşitli türlerin isteklerine uygun, çeşitli toprak türlerini içeren fidanlık yerlerinin seçimi daha yararlı olur Örneğin hafif, kuru, kum oranı yüksek kısımlarda Titrek kavaklar, Dişbudak yapraklı akçaağaçlar, Huşlar yetiştirebiliriz Üvez, Ilgın, Alıç türleri gibi türler ise gene hafif fakat daha rutubet tutan koşullarda, hafif toprakların en ıslak ve rutubetli kısımlarında ise Kızılağaç, Söğüt, Kavak, Dişbudak türleri, daha ağır topraklarda ise Soforolar yetiştirilebilir Bu konuda fazla ileri gitmeyen ve dolayısıyle fazla pahalı olmayan toprak ıslahı çalışmaları ile de parseller arasında bir takım ayarlamalar yapılabilir Eğer fidanlık tesis edilecek yer kurak bir rejyonda ise bu takdirde toprağın kil nisbetinin daha önce verilen oranlar içinde kalmak şartı ile yüksek olması, buna mukabil fazla rutubetli ve ıslak yörelerde de aksine daha kumlu olması dikkate alınmalıdır
Toprak yüzeyinden itibaren 50 cm derinliğe kadar olan kısımda taş ve çakıl da bulunmamalıdır Yahutta taş ve çakıl oranının fidanlık çalışmalarında ekim, re-pikaj söküm işleri ve özellikle makine kullanımında bir güçlük çıkarmayacak şekilde temizlenmesi mümkün olacak oranda az olması gerekir Aksi halde böyle fidanlıklarda topraklı fidan üretimi de mümkün olmaz
Taban suyu yüksekliği de fidanlık yerinin seçiminde önemli bir unsurdur Toprağı devamlı, suca doygun halde tutan zararlı su tabakasının yüksek olması hali, fidan köklerinin devamlı su içinde kalmasına neden olur Bu durum kökleri çürütür, sonbaharda bitkideki odunsu kısımların olgunlamasını geciktirerek onları donlara ve hastalıklara hassas hale getirir Bu fidanlarda, yapraklar da geç döküldüğünden fidan söküm ve sevk işleri gecikir ve işler kış veya sıkışık ilkbahar aylanna kalır Taban suyunun düşürülmesi ise birçok durumda pahalı bir drenaj şebekesini gerektirir Bazı düz yerlerde tahliye güçlükleri bunu da imkansız kılabilir Bu nedenlerle taban suyunun, en yüksek olduğu dönemde 60 santimden daha fazla toprak yüzüne yakın olması sakıncalıdır Taban suyunun çok alçak olması da kuraklığın fazla olduğu zamanda üst toprağın susuz kalmasına neden olur En iyisi taban suyunun 120-150 cm derinlikte b ılunmasıdır Bu taban suyu derinliği, yıl içinde birkaç defa, özellikle en yağışlı aylarda tesbit edilmelidir Böylece topraktaki taban suyu hareketleri ve taban suyunun durgun veya değişken karakteri ile, derinliği veya sığlığı hususları ortaya çıkarılmış olur
Taban suyunun fazla miktarda tuz içermesi de büyük sakınca yaratır Bu durum özellikle kurak mıntıkalarda sık sık sulama zorunluğu sonucu, yapılan sulamanın altta taban suyu ile birleşerek kapilarite yoluyla tekrar toprak yüzüne çıkmasına ve evaporasyonla suyun buharlaşması sonucu geride kalan tuzun yüzeyde beyaz tuz tabakaları oluşturmasına neden olur Bu duruma "çoraklaşma," tabir edilir Yüzeydeki yüksek konsantrasyondaki tuz bitkileri yakar Böyle fidanlıklarda Mazı, Yalancı akasya, Gladiçya, Dişbudak, Akkavak ve Ilgın gibi tuza dayanıklı belirli sayıda türler ancak yetiştirilebilir Fakat böyle topraklarda fidanlık tesisi genellikle hiçbir zaman önerilmez Zorunlu hallerde derin drenaj kanalları açılması ve bunların boşaltılması için bir pompaj sistemi kurmak suretiyle taban suyunun kontrol altına alınması ve ilerde belirtilecek ıslâh önlemlerine başvurulması gerekir
Satha yakın kalker anataşlan da, sulamalar sonucu toprak yüzüne yakın tabakalarda yüksek oranda kalsiyum birikimine neden olur Bu da bitkileri yakar veya fazla kalsiyumdan ileri gelen kloraza neden olur
Fidanlık yerinin seçiminde toprak bakımından üzerinde durulması gereken önemli bir husus da toprağın reaksiyonu yani onun nötral, asit veya alkalen karakterde oluşudur Bitkilerin ihtiyaçları olan besin maddeleri toprakta bol miktarda olsa bile bitkiler bu besin elementlerinden ancak toprağın belirli bir pH derecesinde olması halinde faydalanabilirler Bu belirli pH derecesi, alınan besi elementleri ve bitki türlerine göre az çok değişmekle beraber bu değerin 5 0-7 2 pH dereceleri arasında olması, birçok bitki türleri ve çeşitli besi elementlerinin alımı için optimal kabul edilmektedir Toprak reaksiyonunun 4-4 5 pH olması halinde toprakta mevcut besin elementleri olarak potasyum, fosfor, kalsiyum ve magnezyumdan bitkiler yeteri kadar faydalanamaz Buna karşılık pH 7 8-8 5 olursa bu yüksek pH değerlerinde de demir, manganez, bor, çinko ve bakır gibi elementler bitkiler tarafından alınamaz Sararmalar şeklinde kloroz ortaya çıkar Bu durumda topraktaki fosfordan bitkiler çok daha az yararlanır, toprakta mikroorganizma faaliyetleri asgari ölçülere iner
Bitki türlerinin toprak asiditesinden etkilenmeleri de farklı olur Genel olarak iğne yapraklı türler kısmen asit ve nötral reaksiyonlu topraklarda, yapraklılar ise daha az, asit, nötral ve hafif alkalen topraklarda daha iyi yetişirler &ncak yapraklılar arasında Orman gülleri, Açelya'lar gibi cinslerin türleri asit topraklar istemeleri dolayısıyla bu kuraldan sapma gösterirler îğne yapraklı türlerde, genellikle toprak reaksiyonunun 4 5-6 0 pH sınırlan arasında kalması gerekir 6 0 pH'm üstünde beklenen iyi gelişmeyi gösteremezler Zira 6 0 pH'dan sonra bu türlerde fidanlıklar için büyük problemler yaratan damping-off hastalığı ve kloroz riski artar Bu konuda hernekadar Karaçam, Kızılcam ve Mazılar gibi ibrelilerin dayanıklılık derecesi yüksek olup 8-8 5 pH derecelerinde de gelişebildikleri gözlenmekle beraber bu durum genel kuralı bozamaz Yapraklı türler yetiştirilmesi öngörülmesi halinde, toprak reaksiyonu biraz daha yüksek yani nötral veya hafif alkalen olabilir Bununla beraber Meşe, Kızılağaç, Kayın, Huş, Akçaağaç gibi yapraklı türler nisbeten asit topraklarda gelişebilirlerse de bilhassa Kavak ve Dişbudak türleri bu konuda çok daha fazla hassasiyet gösterirler Yapraklılar iğneyap-raklı türlerin aksine 7-7 5 pH'a kadar derecelerde de iyi gelişme yapabilmektedir Ancak yapraklılar için de 5 5-6 5 pH'a kadar derecelerde de iyi gelişme yapabilmektedir Ancak yapraklılar için de 5 5-6 5 pH iyi bir gelişme için idealdir Kavak fidanlıkları için ise 6 0-7 0 pH en optimal bir oranı temsil eder
Bu durumda iğneyapraklı türler yetiştirilmesi öngörüldüğünde 5 0 pH'ın altında olmayan asit reaksiyonlu topraklar, yapraklılar için de hafif asit veya nötral re-aksiyonlu hatta zorunluluk halinde hafif alkalen reaksiyonlu topraklar seçilebilir
Toprak reaksiyonunun bu sınırlar içinde olması fidanlık yeri seçiminin en önemli koşullarından birini oluşturur Aksi halde toprak reaksiyonunu dengelemek çok zor, çok pahalıdır ve etkisi de geçicidir
8 0 pH'dan sonra genellikle sodyum karbonat etkili olur Bu tip topraklar artık tuzlu topraklar kategorisine girerek sodyum karbonat, sülfat ve klorür gibi tuzların toprak suyundaki tuz konsantrasyonunu arttırarak osmos yoluyla bitkinin su ve suda erimiş besin maddeleri alımını güçleştirme yanında, toksik etkileri ile de fidanların gelişmesini engeller Toplam tuz miktarı fidanlık topraklarında % 15 1'i aşmamahdır Aksi halde toprak ıslahı kısmında görüleceği üzere pahalı önlemlerle bu durum çözülmeden ve devamlı olarak kontrolları eksik etmeden böyle yerlerde fidanlık tesis edilemez Biz böyle yerlerde diğer şartlar uygun olsa bile fidanlık tesisi yoluna gidilmemesini en tutarlı yol olarak görürüz Ancak alkalen topraklar asit topraklardan daha az müşkülat yaratırlar 9 Zira 7 2 pH sınırı üzerindeki alkalen reaksiyonlu toprakları nötral reaksiyonlu topraklara dönüştürmek zor ve pahalı olmasına karşılık asit topraklan kireç veya kireçtaşı ilavesi ile nötralleş-tirmek daha kolay ve ekonomiktir
Fidanlık toprağının verimli olması da iyi gelişmiş kaliteli fidan yetiştirmek için önem taşır Hernekadar bugün çeşitli suni gübrelerle toprak besin elementle-rince istenilen ölçülerde zenginleştirilebilmekte ise de, özellikle toprağın organik madde içeriği toprağın fiziki niteliklerini de ıslah ettiğinden daha büyük önem taşır Nötral humus, her türlü fidanlık toprağının be,in maddelerinin alımı ve birikimini hızlandırdığı gibi toprağın su tutma kapasitesini de arttırır Nitekim iyi parçalanmış organik materyal toprağın su tutma kapasitesinin iki misli arttırabilir10 Bu nedenle üst toprakta bilhassa 0-15 cm derinlikte organik madde miktarının en az % 2 olması arzulanır Kumlu fidanlık topraklarında ise bu değerin asgari% 3 olması istenir Gerçekte iyi bir fidanlık toprağında bu oran % 10 ve daha yukarısında olur Bununla beraber toprağın organik madde içeriğini artırma elimizde olduğu cihetle, bu faktör yer seçiminde ancak bir tercih nedeni olabilir Fakat organik madde içeriğini artırarak toprağın mikroorganizma faaliyetini hızlandırmak da bir zaman işi olduğu unutulmamalıdır Ayrıca 0-20 ve 20-40 cm derinliklerden alınan toprak örneklerinde kimyasal analizler yaptırılarak toprağın besin elementleri bakımından verim gücü ve bunun artırılması olanakları saptanır Fidanlık yeri seçimi için öngörülen yerde toprağın en önemli besin elementlerine göre o yerin toprak verimliliği Wild'in altta yer alan tablosundan yararlanılarak kolaylıkla tesbit edilebilir
Davidson, H ve arkadaşları fidanlık topraklarındaki besin elementlerinin o kadar önemli olmadığını, zira gübreleme ile bu eksikliklerin giderebileceğini, ancak özellikle odunsu bitki fidanları yetiştiriciliğinde kalsiyum ve magnezyum fazlalığından çekinmek gerektiğini bildirmektedirler11 Zira bunların yüksek oranda olması eser elementlerin yetersizliğine yol açmaktadır
|