Kürt Ayaklanmaları

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kürt Ayaklanmaları



Şeyh Sait İsyanı - Genç Hâdisesi - Cibranlı aşiretiyle ilişkisi - Birinci Ağrı İsyanı- Hoybun - İkinci Ağrı Harekâtı - Tendürek Harekâtı - Zilan Ayaklanması - Üçüncü Ağrı Harekâtı


Oramar Ayaklanması - Kürt ayaklanmaları
Tarih 16 Temmuz-10 Ekim 1930
Bölge Oramar, Şat, Şemdinan ve Herki
Sonuç Kürt kuvvetlerinin çekilişi
Taraflar
Türkiye Cumhuriyeti Barzani Aşireti
Kumandanlar
Molla Hüseyin Şerif
Güçler
500
Oramar Ayaklanması ya da Oramar İsyanı, 16 Temmuz 1930'da başlayıp 10 Ekim 1930'da biten, Şeyh Ahmed Barzani'ye bağlı Molla Hüseyin Şerif komutasındaki Kürt silahlı kuvvetinin Oramar, Şat, Şemdinan ve Herki istikametlerinde Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırını ihlal etme ve bir kısım Oramar ve Herki halkın destekleme olayları

Milli Aşiret Ayaklanması

İç Cephe-Ayaklanmalar
Tarih 1 Haziran-8 Eylül 1920
Sonuç İsyan Bastırıldı
Büyük Millet Meclisi Milli Aşireti
Ayaklanmalar - İç Cephe
Kuva-i İnzibatiye – Ahmet Anzavur – Gerede – Çerkez Ethem – Çopur Musa – Demirci Mehmet Efe – Milli Aşiret – Yozgat – Konya – Pontus – İntikam Alayı
Urfa’da yaşayan bu aşiret Fransızlarla işbirliği yaparak ayaklanmıştır Milli kuvvetlerce bastırılmıştır Milli Aşireti Ayaklanması (1 Haziran-8 Eylül 1920) Güneydoğu Anadolu’da Fransa, İngiltere ve Ermeni faaliyetlerinin artması, bölgede yaşayan Kürt aşiretlerini de kışkırtmaları sonucunda Milli Aşireti de ayaklanmıştır Aşiret liderlerinden Mahmut, İsmail, Halil ve diğer şahıslar Fransız ve İngilizlerle temasa geçerek Siirt’ten Tunceli’ye kadar olan bölgeyi idareleri altına almak için harekete geçtiler Milli Aşireti’nin ayaklanmasının bastırılması için 13 Kolordu görevlendirildi 18 Haziran 1920’de asilerle çarpışma başladı Viranşehir bölgesine kadar saldıran asilere nasihat heyetleri gönderilmiş ise de olumlu bir netice alınamadı Fransız işgali altındaki bölgeden aldıkları “üç bin atlı ve develi ile bin kadar piyadeden ibaret bir kuvvetle” 25 Ağustos 1920’de Viranşehir asiler tarafından işgal edildi Atatürk Nutuk’ta konuyu şöyle açıklar “Asiler, aman dilemek maksadıyla geldiklerini söyleyerek o bölgedeki komutanlarımızı kandırarak tedbir almakta ihmale sevk ettiler Bu sırada, o civarda dağınık halde bulunan müfrezelerimize hücum ederek Viranşehir’i işgal ettiler Haberleşme ve bağlantımıza engel olmak üzere de, o bölgedeki bütün telgraf hatlarını kestiler” Viranşehir’i işgal eden asiler devlete bağlı olan Karakeçili Aşireti mensuplarını öldürdükleri gibi, askerlerin, subayların mallarını da yağma ettiler Asilerin temizlenmesi için 13 Kolordudan Beşinci Tümen görevlendirildi Devlete bağlı vatansever aşiretlerin de desteği ile isyancılar yenilerek güneye çöl tarafına(suriye) kaçtılar

Mir Muhammed İsyanı
Tarih 1830
Bölge Anadolu
Sonuç Mir Muhammed teslim oldu
Taraflar
Osmanlı Devleti Soran Emirliği
Kumandanlar
Mir Muhammed

Mir Muhammed İsyanı, Soran emiri Mir Muhammed'ın 1830'da Mısır'daki Kavalalı Mehmet Ali Paşa örneğinden ilham alarak, Osmanlı Devleti içinde ayrı bir devlet kurma girişimidir Molla Hadi'nin halkı isyandan caydırıcı fetvasından sonra konumu zayıflayan Mir Muhammed, tam bir harekete girişemeden Osmanlı'ya teslim olmuştur

Koçgiri İsyanı

Koçgiri İsyanı, 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'ne karşı Koçgiri, Pezgavır, Maksudan, Aslanan, Kurmeşan, Parçikan, Cenbergan, izol ve Giniyan aşiretlerinin içinde bulunduğu bir kürt olayıdır

Koçgiri aşireti reisi Alişan Bey, kardeşi Haydar Bey ve ile Gülağaoğullarından Mehmed İzzet, Naki, Hasan Askeri, Kazım ve Alişir yönetmiştir

Koçgiri aşireti, Hafik, Zara, İmranlı, Suşehri, Refahiye, Kangal ve çevresinde 40000 kişiden oluştuğu sanılıyordu
Kürdistan Teali Cemiyeti Alişan Bey'i Dersim'e göndererek örgütün kurulmasını istemiş ve Alişan Bey, Baytar Nuri ile birlikte örgütü kurmuştur Baytar Nuri, ayrıca Zara, Divriği, Kangal, Hafik, İmraniye, Beypazar, Celalli, Sincan, Hamo, Zınara ve Domura'da cemiyetinin şubesini kurmuştur

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi kararlarının Kürtleri de kapsadığını anlatarak Alişan Bey'i ikna etmeye çalışmış ve Sivas milletvekili olmasını önermiştir

Alişan Bey Sivas milletvekili olmayı başta kabul ettiyse de Kürt Devleti kurma amacında olan Baytar Nuri ile konuştuktan sonra bu öneriyi reddetmiştir Bununla birlikte Baytar Nuri de milletvekilliği önerisini kabul etmemiştir Ayrıca Baytar Nuri, Kürt özerkliğiyle yetinen Seyit Abdülkadir'i Türk ajan rolünü oynamakla suçlamıştır

1920 başlarında Baytar Nuri, Yellice nahiyesinde Hüseyin Abdal tekkesinde Cangaben ve Kurmeşan gibi aşiretlerin reisleriyle birlikte toplantı düzenleyerek Sevr Antlaşmasının uygulanmasını ve Diyarbakır, Van, Bitlis, Elazığ, Dersim ve Koçgiri'den oluşan bağımsız Kürt devleti kurmasını kararlaştırırmıştır

İsyancılar Temmuz ayında Zara'nın Çulfa Ali karakoluna ve Şadan aşiret reisi Paşo da Refahiye'ye saldırmışlardır

Türkiye Büyük Meclis Hükûmeti Koçgiri aşireti reisi Alişan Bey'i Refahiye kaymakam vekilliğine, kardeşi Haydar Bey'i de İmraniye bucak müdürlüğüne atayarak çatışmayı önlemeye çalışmıştır

İsyanı bastırmak için İmranlı'ya gelen 6 Süvari Alayının komutanı Binbaşı Halis, yakalanarak isyancıların harp divanı kararıyla idam edilmiştir İsyan eden aşiretler, Koçgiri kazasının mümtaz bir vilayet yapılmasını istemiştir

25 Kasım 1920'de "Batı Dersim Aşiret Reisleri", Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Sevr Antlaşmasının uygulanması gerektiğini ve aksi halde silah zoruyla hakkı almaya mecbur kalacağını açıklamıştır

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükumeti Sakallı Nurettin Paşanın Merkez Ordusu'sunun emrinde Topal Osman Ağanın bizzat komuta ettiği 42ve47 Giresun Alaylarını isyanı bastırmakla görevlendirmiştirİsyan üç ay gibi kısa bir sürede tamamen bastırılmıştır

Babanzade Ahmet Paşa İsyanı
Tarih 1812
Bölge Irak
Sonuç İsyan bastırıldı
Taraflar
Osmanlı Devleti Baban Aşireti
Kumandanlar
Babanzade Ahmet Paşa

Babanzade Ahmet Paşa İsyanı, 1812'de, Babanzadelerin ilk isyanından 6 yıl sonra, Babanzade Ahmet Paşa'nın amcası Babanzade Abdurrahman Paşa'nın intikamını almak için çıkardığı isyandır Kısa zamanda bastırılmıştır

1830 Yezidi İsyanı

1830 Yezidi İsyanı, Hakkari, Revanduz ve bugün Irak'ta bulunan Sincar Dağı bölgesinde, Yezidilerin yapılmak istenen bazı idari düzenlemeleri kabul etmemeleri üzerine çıkardıkları isyandır 3 yıl kadar sürmüştür

Şeyh Said İsyanı


Şeyh Said İsyanı, (Dönemin adıyla: Genc Hâdisesi, Şubat - Nisan 1925), Doğu Anadolu'da merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı ayaklanma
Cumhuriyet'in ilk yıllarında uygulanan politikalar ve özellikle Mart 1924'te Hilafet'in kaldırılması Doğu Anadolu'da çeşitli muhalefet odakları doğurmuştu Bu muhalefet odaklarından Kürt İstiklal Komitesi'nin çalışmaları açığa çıkarıldıktan sonra, örgütün önde gelen yöneticilerinin çoğu tutuklandı

Şeyh Said'e bağlı kişilerin Diyarbakır'ın Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde arama yapan bir jandarma müfrezesiyle çatışmaya girmeleri (13 Şubat 1925), kısa sürede genişleyecek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu Genç vilayetinin merkez kazası Darahini'yi basarak (16 Şubat) valiyi ve öteki görevlileri esir alan Şeyh Said, halkı İslam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı Bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü kullandı ve herkesi din uğruna savaşa çağırdı[kaynak belirtilmeli] Mistan ve Botan aşiretlerinin desteğini aldıktan sonra Genç ve Çapakçur (bugün Bingöl) üzerinden Diyarbakır'a yöneldi Maden, Siverek ve Ergani'yi ele geçirdi Şeyh Abdullah'ın yönettiği başka bir ayaklanma kolu da Varto üzerinden Muş'a doğru harekete geçti Varto'yu ele geçiren isyancılar, Muş'a ilerledilerse de halktan toplanan yardımcı kuvvetlerle Murat Köprüsü civarında mağlup edilip, Varto'ya geri çekilmeleri sağlandı Gelişmeler üzerine hükümet doğu vilayetlerinde sıkıyönetim ilan etti (21 Şubat) Ayaklanmacıların üzerine gönderilen ordu birlikleri Kış Ovası'nda Şeyh Said kuvvetleri karşısında tutunamayarak Diyarbakır'a çekilmek zorunda kaldı (23 Şubat) Ertesi gün Elazığ'a giren Gökdereli Şeyh Şerif yönetimindeki başka bir ayaklanma kolu kenti kısa süre de olsa denetim altına aldı 7 Mart'ta Şeyh Said'in emrindeki 5000 kişilik bir kuvvet Diyarbakır'a saldırdı

Olayın başlangıcında Mustafa Kemal ciddiyeti anlayıp, Heybeliada'da rahatsızlığı nedeniyle dinlenen İsmet İnönü'yü acilen Ankara'ya çağırdı İnönü ve ailesini bizzat Ankara Garı'nda karşılayan Mustafa Kemal, olayları anlatmak için İsmet Paşa'yı Çankaya'ya götürdü Çankaya'da, İsmet Paşa'ya "Doğuda din elden gidiyor bahanesiyle İngiliz destekli provokatif ama ciddi bir ayaklanmanın başladığını" söyledi[kaynak belirtilmeli] İsmet Paşa'nın Ankara'ya gelmesi dedikoduların başlamasına neden oldu Ali Fethi Bey'in görevden ayrılacağı, yeni hükümeti İsmet İnönü'nün kuracağı ve önlemleri onun alacağı konuşulmaya başlanmıştı Ayrıca Ali Fethi Okyar ile İsmet İnönü'nün arası açıktı Ali Fethi Bey olayı isyan olarak tanımlamamıştı ve sıkıyönetimle durdurulacağına inanıyordu Ancak, olayların hızla tırmanması karşısında Başbakan Ali Fethi Okyar'ın istifasını isteyen Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü'yü yeni bir hükümet kurmakla görevlendirdi (3 Mart) Bir gün sonra TBMM hemen Takrir-i Sükun Kanunu'nu kabul ederek hükümete olağanüstü hal yetkileri tanıdı Ayaklanmayla ilgili yayınlara konan yasak daha sonra başka önlemleri de kapsayacak biçimde genişletildi Ayrıca Ankara ve Diyarbakır'da İstiklal Mahkemeleri kurulması kararlaştırıldı Bu sırada Diyarbakır'ı kuşatma altına alan Şeyh Said kuvvetleri, hükümet kuvvetleri tarafından püskürtülerek geri çekilmeye başladı Geniş çaplı bir sevkıyatın ardından toplu saldırıya geçen (26 Mart) ve bir bastırma harekatıyla ayaklananların çoğunu teslime zorlayan askeri birlikler, İran'a geçmeye hazırlanan ayaklanma önderlerini Boğlan'da (bugün Solhan) sıkıştırdı Şeyh Şerif ve yanındaki bazı aşiret reisleri Palu'da yakalanırken, Şeyh Said de Varto yakınlarında yakın bir akrabasının ihbarıyla Carpuh Köprüsü'nde ele geçirildi (15 Nisan 1925)

Ayaklanmayı destekleyen eski Şuray-ı devlet reislerinden Kürt Teali Cemiyeti reisi Seyit Abdülkadir ve 12 arkadaşı İstanbul'da tutuklanarak yargılanmak üzere Diyarbakır'a getirildiler Yargılanma sonucunda Seyit Abdülkadir ve 5 arkadaşı ölüme mahkûm olarak, idam edildiler (27 Mayıs 1925)

Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi (28 Haziran) Cezalar, başta Şeyh Said olmak üzere, ertesi gün infaz edildi

Şeyh Said Ayaklanması'nın bastırılması Cumhuriyet yönetiminin Doğu Anadolu'da denetimi sağlamasında önemli bir dönüm noktası oldu Öte yandan ayaklanmayla ortaya çıkan gelişmeler, bir süre önce çok partili yaşama geçiş yönünde atılan adımların kesintiye uğramasına yol açtı Ayaklanmaya karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, çok geçmeden hükümet kararnamesiyle kapatıldı


Şeyh Said

Şeyh Said ( d 1866, Hınıs, Erzurum ya da Palu, Elazığ- ö 29 Haziran 1925, Kürt asıllı din adamı

Şeyh Mahmut'un oğlu olarak annesi Merve Hanım'dan doğmuştur Palu, Muş, Malazgirt'te eğitimi gördükten sonra babasının Hınıs'a göç etmesiyle oraya yerleşmiştir Nakşibendi târikatının liderlerinden olup Ermeni Soykırımına karşı çıkan fetvalar vermiştir I Dünya Savaşı sırasında Rusya İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu'ya ilerlemesinden dolayı Piran'a taşınmak zorunda kalmış ve savaştan sonra Hınıs Kolhisar'a yerleşmiştir 1925 yılında Şeyh Sait İsyanı'nın elebaşısı olmaktan yargılanmış ve idam edilmiştir

Şeyh Sait İsyanı - Genç Hâdises

Birinci Meclisin Bitlis milletvekili Yusuf Ziya tarafından aşiretler arasındaki tanınmışlığı ve sözünün geçmesi nedeniyle gizli Kürt İstiklal komitesi'ne ("Azadi" örgütü) üye yapıldı 1924 yılında Yusuf Ziya tutuklandı Suçunu itiraf eden Yusuf Ziya Bey, Cibranlı Halit, Hasananlı Halit, Hacı Musa ile birlikte Şeyh Sait'in de adını verdi Doğu illerindeki aşiretleri dolaşan Şeyh Sait, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal'in dinsizliğinden, çıkarılan yasalar ile İslamiyetin, nikah, ırz ve namusun Kuran'ın ortadan kalkacağından, ağaların ve hocaların idam edileceğini veya sürüleceğinden bahseden propagandalar yaptı Kayınbiraderi Albay Cibranlı Halit'in adamları Cemiyet-i Akvam'a haber vereceklerini, bölgede devletin askeri güçlerinin bulunmadığını ve kolayca bölgeyi ele geçirebileceklerini söyledi Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir ayaklanma fetvası hazırlayarak devrimlere destek verenlerin canları ve mallarının helal olduğunu yazdı Fetvayı aşiretlerin ileri gelenlerine göderdi Varto'daki Hormek aşireti devlet yanlısı olduğu için ayaklanmaya uymayacaklarını açıkladı Şeyh Sait ifade vermek için Bitlis Harp Divanı'na davet edildiğinde yaşlı ve hasta olduğu için ifade vermeye gitmeyince ifadesi Hınıs'ta alındı Diyarbakır, Çapakçur, Ergani ve Genç illerinde bir ay kadar dolaştıktan sonra 13 Şubat 1925 tarihinde Piran'daki kardeşinim evine yerleşti Piran'da jandarmanın 5 suçluyu tutuklama girişimi üzerine çıkan çatışma sebebiyle ayaklanma hareketi planlanandan önce başladı
1924 Ekim ayından yakalanacakları güne kadar hükûmetle haberleşmekte olan bacanağı Kasım Bey (Kasım Ataç) tarafından ihbar edilmiştir
İdam edilmeyeceği sözü alınca 14 Nisan 1925'te önce İran'a geçmeye karar vermiştir Ancak Binbaşı Kasım teslim olmak istemiştir Abdurrahmanpaşa Köprüsü'nde teslim olmuştur
Genç Hâdisesinin (Şeyh Sait İsyanı) bastırılmasından sonra "Şark İstiklal Mahkemesi"nde yargılanıp idama mahkûm edildi

İkinci Ağrı Harekâtı
Ağrı ayaklanmaları
Tarih 13-20 Eylül 1927
Bölge Ağrı Dağı
Sonuç Kürt kuvvetlerinin çekilişi
Taraflar
Türkiye Cumhuriyeti
Güçler
9 Kolordu
9 Tümen
29 Alay
12 Tümen
17 Alay

Ağrı ayaklanmaları
Birinci Ağrı - İkinci Ağrı - Tendürek - Zeylan - Üçüncü Ağrı / Hoybun - Ağrı Milli Hareketi (Ararat Cumhuriyeti) - Zilan Katliamı - İran-Türkiye Sınır Anlaşması

İkinci Ağrı Harekâtı ya da İkinci Ağrı Ayaklanması (Kürtçe: Serhildana Agiriyê ya duyemîn), Ağrı Dağı'daki Kürt kuvvetlerini bastırmak için 3 Ordu Müfettişliğinin arzı ve GenelKurmay Başkanlığının onayıyla hazırlanmış ve 13-20 Eylül 1927 tarihleri arasında gerçekleştirilen askerî harekât

Üçüncü Ağrı Harekâtı
Ağrı ayaklanmaları
Tarih 7-14 Eylül 1930
Bölge Ağrı Dağı
Sonuç İsyancıların çekilişi
Taraflar
Flag of Turkeysvg Türkiye Cumhuriyeti Flag of the Republic of Araratsvg Ağrı Milli Hareketi
Kumandanl


Üçüncü Ağrı Harekâtı ya da Üçüncü Ağrı Ayaklanması (Kürtçe: Serhildana Agiriyê ya sêyemîn),

11 Haziran 1930'da Türk ordusu ayaklanmaya karşılık verdi Hoybun örgütü bu ayaklanma için diğer Kürtlerin acilen destek çağrısında bulundu Bu ayaklanma çoğunluğu Kırmanci kürtlerinden olanlar tarafından yapılmıştırKirmancilerin sayısı Dersimlilerin sayısından fazlaydı Çünkü Hoybun'un çağrısına Türk askeri Iğdır, Sipan Dağı, Van civarında ani karşılık vermiştir ve destek çok küçük bir alanda olmuştur Türkler geçici olarak Ağrı'ya yaptıkları hücumu durdurmuşlarıdır İsyancılar çok fazla sayıda olan Türk askerlince bertaraf edilmişlerdir
Ayaklanmadının kumandanı İhsan Nuri Paşa, Türk Hava birliklerinin Ağrı Dağı ayaklanmasını bertaraf etmesindeki rolünü konu alan ve başlığı La Révolte de L'Agridagh (Ağrı Dağı İsyanı)bir kitap yazdı

930 yılının yazında, Türk uçakları Ağrı dağını her yönden bombalıyordu Ihsan Nuri Paşa'ya göre Türk uçakları üstünlüğü isyancıların demoralize olmasına ve buna bağlı olarak da teslim olmasına neden oldu
Ayaklanma boyunca, Türk uçakları birkaç Kürt aşiret ve köyünü bombaladı Örneğin Helikanlı ve Herki aşiretleri 18 Ağustos 1939da bombalandı Asi köyler devamlı olarak bombalandı İkincisi de 2 ve 29 Ağustos'ta oldu

12 ve 19 Haziran 1930'da Kürt pozisyonları aşırı derecede bombalanıyordu Kürtler Ağrı dağının daha üst bölümlerine geri çekildiler 9 Haziran tarihli Cumhuriyet Gazetesi Türk uçaklarının Ağrı dağını "Yağmur gibi bombalıyor" haberi yayınladı Bombardımandan kaçan Kürtler canlı olarak ele geçirildi 13 Haziran'da, Zilan'daki ayaklanma bastırıldı Ayaklanmayı bastırmada 10-15 hava bölüğü kullanıldı 16 Haziran'da 2 Türk uçağı düşürüldü ve içindeki iki pilot da isyancı tarafından öldürüldü Hava bombardımanı birkaç gün devam etti ve isyancı güçleri 5000 metre yüksekliğe çekildiler 21 Haziran'da yapılan bombardımanda birçok isyancı müdafasını yok etti Bu operasyonlar sırasında Türkiye ordusu 66000 asker ve 100 uçağa sahipti İsyancılara karşı yapılan bu mücadele 17 Eylül 1930'da sona erdi

Ağrı ayaklanması 1931'de bertaraf edildi ve Türkiye bölgedeki hakimiyetine devam etti
Birinci Ağrı Harekâtı
Ağrı ayaklanmaları
Tarih 16 Mayıs-17 Haziran 1926
Bölge Ağrı Dağı ve civarı
Sonuç 28 Alay'ın geri çekilişi
Taraflar
Türkiye Cumhuriyeti Kürt aşiretleri
Kumandanlar
Celali Berho
Bıro Heske Telli
Güçler
9 Tümen
28nci Alay
17nci Alay
34ncü Alay
* Poti ve Demirkapı 200
* Serdarbulak 100
* Bulambaşı 50
* Küçük Ağrı Dağı 400
* Dere doğusu 400

Birinci Ağrı Harekâtı veya Birinci Ağrı İsyanı (Kürtçe: Serhildana Agiriyê ya yekemîn), Ağrı Dağı ve civarında Celali Aşireti reisi Celali Berho başkanlığında Celali, Hasenan, Cıbran ve Haydaran aşiretlerinin hazırladıkları ayaklanma ve bastırma harekâtı

Başlangıç
Şeyh Sait İsyanından sorna Celali, Hasenan, Cıbran ve Haydaran gibi aşiretler Ağrı Dağına sığınmışlardı 16 Mayıs 1926'da Türkiye'nin 9 Tümeni'ne bağlı 28 Alay, Poti'yi bastırmıştır Kürt aşiretleri Bayezit Muson'daki Kalecik köyünden çekildiğinde 28 Alay Demirkapı bölgesine kadar takip ederek Kürt ayaklanmacılarla çırpışmıştır

Serdarbulak - Geyve istikametinden İranlı Sakanlı ve Kızılbaş aşiretlerinin de ayaklanmaya katılmasıyla Kürt aşiretleri güçlenmiştir Çatışmada yenilen 28 Alay dağılmıştır

9 Tümeni'ne bağlı birlikler, 15 Haziran 1926 saat 0900'da Zengezor'dan hareketle Şıhlı, Celal, Çevirme üzerinden Ağrı Dağının eteklerine ilerlemişlerdir 16 Haziran 1926 saat 0515'te Kürt aşiretleri ateş etmeye başlamışlardır


Ağrı Cumhuriyeti
Ağrı Cumhuriyeti
Komara Agiriyê
Flag of Kurdistansvg
Başkent Kurd Ava(Kurdava
Yönetim şekli Cumhuriye
Yönetici Bıro Heske Telli (siyasî
İhsan Nuri (askerî)
Tarih
- Kuruluş tarihi
- Yıkılış tarihi
1927
1930
Soldan sağa: Şıpkanlı Halis Bey (Halis Öztürk: DP döneminde IX, X ve XI dönemleri Ağrı milletvekilli), İhsan Nuri Paşa, Hasenanlı Ferzende Bey
Ağrı Cumhuriyeti(Kürtçe: Komara Agiriyê) veya Ağrı Milli Hareketi Ağrı isyanları sırasında Türkiye Cumhuriyetinin kuzeydoğu bölgesinde Hoybun Merkez Komitesi tarafından ilan edilen; fakat hiçbir devlet tarafından tanınmayan Kürt yönetimi


Tarihçe

1927 yılında Hoybun Merkez Komitesi tarafından Ağrı askerî delegesi ve millî hareketin genel kumandanı olarak tayin edilen İhsan Nuri Paşa'nın askerî hareketini başlatmasından sonra Encyclopedia of the Peoples of Africa and the Middle East 'te yer alan bilgiye göre, Birleşik Krallık'ın desteğiyle[ Ekim 1927[ya da 1928 yılında ilan edilen kısa ömürlü bir cumhuriyet

Ağrı isyancıları ile Türkler arasındaki kontrol sınırı Şeyhli Köprüsü'nde olup[14], aynı yerde "Kürdistan Devrimci Ordusu konutanı" İhsan Nuri başkanlığındaki Kürt heyeti, Türk hükûmetinin 12 milletvekili, Karakilise Valisi, 29 Tümen Komutanı, Karakilise Jandarma Komutanı, Diyadin ve Beyazıt kaymakmalarından oluşan bir delegasyonu ile görüşme yaptı

Ekim 1927 yılında Ağrı Dağı yakınlarındaki bir köy olan Kurd Ava[3] veya Kurdava[4] (günümüzde Doğubayazıt ilçesi Çiftlikköy'e bağlı Türkmen mezrası) Kürdistan'ın geçici başkenti olarak ilan edildi Hoybun Merkez Komitesi, Büyük Güçler ve Milletler Cemiyeti'ne başvurdu ve Irak ile Suriye'deki diğer Kürtlere işbirliği isteyen mesajlar gönderdi



Kürt ayaklanmaları

Ağrı Dağı kumandanları, İhsan Nuri ve Hınıslı Ermenilerden "Zilan Bey" lakaplı Ardeşir Muradyan
Tarih 16 Mayıs 1926-25 Eylül 1930
Bölge Ağrı Dağı-Van Gölü arası
Sonuç Kürt kuvvetlerinin çekilişi
Taraflar
Ağrı Milli Hareketi (Hoybun)
Kumandanlar
İsmet (Başbakan)
Fevzi Çakmak (Genkur Bşk)
İbrahim Tali (I Umumi Müfettiş)
İzzettin (3 Ordu)
Salih (9 Kolordu) Flag of the Republic of İhsan Nuri
Bıro Heske Telli
Ardeşir Muradyan ?
Hasenanlı Ferzende
Sıpkanlı Halis

Ağrı Ayaklanmaları, 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmaları 1929 Büyük Buhranı’nın etkilerinin olduğu bir zamanla birleşen bu dönemde, Türkiye'nin isyanı bastırmak için yaptığı harcamalar ekonomik krize neden oldu

Birinci Ağrı İsyanı




16 Mayıs 1926'da Soğanlı, Kızılbaşoğlu, Sori, Cilkanlı, Bilhanlı ve Cinganlı aşiretleri; Ağrı'daki Brosonlu İbrahim ve adamları ile birleşerek ayaklandılar İran'daki Yusuf Taso ile beraber 1000 kadar atlının İran sınırını geçip Brosonlu'nun yardımına gelmesi üzerine ayaklanma büyüdü Bunun üzerine başlatılan askeri harekat ilk başlarda başarısız oldu Doğubeyazıt'a çekilen ordu birlikleri Haziran ayında, ikinci bir harekata başladı Bunun üzerine isyancılar İran'a kaçtı İran hükümetinden sınırda gerekli önlemleri alması ve geçişleri önlemesi istendi

Hoybun

5 Ekim 1927'de Taşnak lideri Vahan Papazyan'ın desteğiyle bugünkü Lübnan'da Bihamdun'da Hoybun örgütü kurulmuştu Hoybun sadece Kürdistan'ın bağımsızlığını değil, "Yüce ulusal organ Tüm güçleri ve uluslararası güce sahip güç" formuna dönüştürmüştür

1928'e gelindiğinde, İstanbul'da askeri eğitim alup Cumhuriyeti Ordusu'nun yüzbaşıyken 1924 Beytüşşebap'da firar eden İhsan Nuri (daha sonra Îhsan Nûrî Paşa), Zilan Bey lakaplı Ardeşir Muradyan, Suriye'de konuşlanmış olan Hoybûn (Xoybûn) Cemiyeti'nin de desteğiyle yeni bir isyanı planlamaya başladılar Bunlar küçük bir grup kurarak gruptaki askerleri modern silahlarla donattı ve askeri taktikler çalıştırdı Bu grup Ağrı Dağına doğru giderek Hoybûn ayaklanmasını başlatmışlardır Bu grup sadece Ağrı dağına gitmemiş dahası giderken Bitlis, Van ve Van gölü etrafındaki çoğu yerleşim yerini ele geçirmişlerdir İhsan Nuri, 1929-1930 yıllar arasında Agrî gazetesini yayınladı

Gelişmeler üzerine Ankara Hükümeti aynı yıl il merkezinin Doğubeyazıt'tan Karaköse'ye taşınmasına karar vererek direnişçileri, onların yakın dostları aracılığıyla direnişten caydırmaya çalıştı 1928 yılında ayaklanmanın liderleri ile askeri ve sivil idareciler arasında ayaklanmanın sona ermesi amacıyla yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamadı

İkinci Ağrı Harekâtı


13 Eylül 1927'de başlatılan harekatıyla Türkiye ordusu İran sınırına kadar ilerledi

Ararat Cumhuriyeti

Ana madde: Ağrı Milli Hareketi

İhsan Nuri ve "Zilan Bey", Hesik aşiret reisi İbrahim Ağa (Îbrahîm Hêsîkê Têlî)'nın aşiretiyle birlikte İran sınırını aşarak yeni bir isyan başlattı Askeri birimlerin yetersiz kalması sonucu isyancılar, içinde Doğubeyazıt'ın da bulunduğu bir bölgeyi denetimi altına aldı[kaynak belirtilmeli] Kontrolleri altına aldıkları bölgede, Hoybun Cemiyeti'nin desteğiyle Ararat Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etti

Tendürek Harekâtı


Türk Ordusu, 14-27 Eylül 1929 tarihlerinde Tendûrek harekatı ile İran kökenli Şeyh Abdulkadir (Şêx Ebdulqadir)'in isyanına katılmasını önledikten sonra Hükümet, hareketi bastırmak için 28 Aralık 1929'da aldığı bir kararla 1930 Haziranında Ağrı’ya bir kuvvet gönderdi Salih Omurtak komutasindaki birlikler ilk başlarda fazla başarı elde edemediler 26 Mayıs-9 Haziran 1930 tarihleri arasında Savur harekatı ile Savur, Midyat ve Cizre istikametini güvenliğini korumaya çalıştı

Ağrı Türk-İran sınırı boyunca devam etmekteydi 1930'lara gelindiğinde, Türk güçleri üstünlük kurmaya başlamışlardı Mayıstan başlayarak, Türk güçleri atağa geçti ve Ağrı dağını 10000 askerle Haziranda kuşattı İki tarafta da asker sayıları gittikçe artıyordu Kürt aşireti Türkiye devletine karşı toplamda 60000 asker toplamıştı

Türk önceliğine göre Barzani 500 adamla Musul'dan ve diğer Kürt gruplarda örneğin Haco Ağa Suriye'den Simko da İran'dan 1930'da Hoybun'a yardıma geldiler

Zilan Ayaklanması

Cumhuriyet Gazetesi

20 Haziran - 12 Temmuz 1930 tarihleri arasında (Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı'na göre 20 Haziran - Eylül başı 1930) Van ile Karaköse (Ağrı) arasında Zilan harekatı gerçekleştirdi Bu harekat sırasında 12 Temmuz 1930 veya 13 Temmuz 1930'da Zilan Olayları yaşandı ve Ağrı eteklerindeki köyler tamamen yakılırken, ahalisi Erciş'e sevk ve iskan olmuştur Zilan harekatında imha edilen köylü sayısı 15000 kadardır"

Cumhuriyet gazetesi 16 Temmuz 1930 tarihinde bu olayı "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur" şeklinde duyurmuştur

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığına ait rapor, Erciş ve Zilan yakınındaki Türk başarısı 'nın birkaç silahlı adamlar ve büyük bir çoğunluğu oluşturan savaşçı olmayanlara karşı kazanıldığını aktarmaktadır

Yaşar Kemal 1950'li yıllardaki röportajlarında "Zilan Deresi Katliamı"nı öğrenip çok etkilendiğini belirtmiştirDaha sonra Deniz Küstü adlı romanında katliamdan söz ettiRomanın başkahramanlarından biri Selim Balıkçı, Ağrı harekâtlarına katılmış ve yüzünden yaralanarak Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırılmıştır

11 Mart 2010 tarihinde Diyarbakır milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekili 1930 yılında Zilan Deresi'nde yaşanan olayların araştırılması yönünde önerge verdiler

Üçüncü Ağrı Harekâtı


Türkiye, o dönemde İran sınır içinde bulunan Küçük Ağrı Dağı'nın arkasına kadar birliklerini ilertmek için izni aldı (Sınır ötesi harekatı) Böylece isyancıların İran yolu kapanmış oldu Daha sonra bu İki ülke arasında bir sınır düzenlemesi yapılarak Van'ın Kotur kasabasını İran’a verilip, Küçük Ağrı Dağı Türkiye sınırları içine alınacaktı 1 Temmuz'de Türkiye Ordusu Ağrı Dağı'nın kuşatmasını tamamlandı ve 7 Eylül 1930'da genel taarruzu başlattı 25 Eylül'e kadar süren Ağrı Dağı Muharebesi esnasında 14 Eylül'de Kire (Büyük Ağrı Dağı ile Küçük Ağrı Dağı arasında bulunan ova)'de İbrahim Ağa öldüve İhsan Nuri de İran'a sığındı


Daha sonra Adana Ağırceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamalarda 34 kişi idam cezasına çarptırıldı 1938'de Karaköse olan ilin adı, Ağrı olarak değiştirildi
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.