06-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kız Kulesi
İstanbul'un sembolü olan Kız Kulesi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, İst Boğazının Marmara Denizine yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır
Üsküdarın sembolü haline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir M Ö 2475 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan kule, Karadeniz’in Marmara ile kucaklaştığı yerde minicik bir ada üzerinde kurulmuştur Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler Kule hakkında pek çok rivayetler bulunmaktadır Evliya Çelebi kuleyi şöyle tarif eder: "Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkarane yapılmış bir yüksek kuledir Yüksekliği tam seksen arşundur Sathı mesehası ikiyüz adımdır İki tarafına bakan yerde kapısı vardır "
Bugün gördüğümüz kulenin temelleri ve alt katın mühim kısımları Fatih devri yapısıdır Kulenin etrafındaki sahanlık geniş taşlarla kaplanmıştır Üstündeki madalyon halindeki bir mermer levhada, kuleye şimdiki şeklini veren Sultan 2 Mahmut'un Hattat Rasim’in kaleminden çıkmış 1832 tarihli tuğrası vardır Kulenin Eminönü tarafı daha genişçe olup burada bir de sarnıç vardır
İlk olarak Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan bu ada Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak kullanılmıştır Osmanlı döneminde ise gösteri platformundan, savunma kalesine, sürgün istasyonundan, karantina odasına kadar bir çok işlev yüklenmiştir Asli görevi olan ve yüzyıllardan beri varlığı ile insanlara, geceleri ise geçen gemilere göz kırpan feneri ile yol gösterme işlevini hiç kaybetmemiştir Geçmişten geleceğe en çok da düşlere yol göstermektedir Kız Kulesi  
Kız Kulesi 2000 yılında restore edilerek, artık çatal-bıçak seslerinin duyulduğu bir mekân haline dönüştürülmüştür Kız kulesine ulaşım Salacak ve Ortaköy'den sandallarla yapılmaktadır
Çok eski tarihi geçmişi olan Kız Kulesi, bir zamanlar, Boğazdan geçen gemilerden vergi alınmak maksadı ile kullanılmıştır Kule ile Avrupa Yakası boyunca büyük bir zincir çekilmiş ve gemilerin Anadolu Yakası ile Kız Kulesi arasından geçişine(o zamanlar gemi boyutları küçük olduğu için geçebilmekteydi) izin verilmiştir Bir süre sonra Kule, zinciri taşıyamamış ve Avrupa Yakasına doğru yıkılmıştır Kuleden suyun içinde bakıldığında yıkıntıları görülmektedir
Antik Çağ'da Arkla(küçük kale) ve Damialis(dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da "Tour de Leandros"(Leandros'un kulesi) ismi ile ün yapmıştır Şimdi ise Kız Kulesi ismi ile bütünleşmiş ve bu ismi ile anılmaktadır
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-238e4835_forumsinsi net_ jpg[/img]
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-23d6f26c_forumsinsi net_ jpg[/img]
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-23377c69_forumsinsi net_ jpg[/img]
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-23d803bc_forumsinsi net_ jpg[/img]
Efsaneler
Kız Kulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius'un kaydettiği bir aşk hikayesidir Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bu hikaye, Hero'nun kuleden ayrılmasıyla başlar Hero, Afrodit'in rahibelerindendir ve aşkla yasaklıdır Hero yıllar sonra Afrodit'in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır Birbirine aşık olan iki genç, Leandros'un gece kuleye yüzerek gelmesi ile aşklarını kutsarlar
Kız Kulesi her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder Leandros'un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde Hero'nun, Leandros'un yolunu bulması için yaktığı sevda ateşinin feneri söner Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularında boğulur Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini boğazın serin sularına bırakır
Kavuşamayan aşıklara atfen anlatılan bu hikayeden başka bir de; Kleopatra'nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı bir "Yılan" hikayesi vardır Kehanete göre kralın birine, çok sevdiği kızının onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir Bunun üzerine kral denizin ortasındaki bu kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir Kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır Kral kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya'nın giriş kapısının üstüne yerleştirir Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır Yılanın, ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair hikayeler anlatılır
En son anlatılan hikaye ise Osmanlı dönemi ile ilgilidir Battal Gazi'nin askerleri ile Kız Kulesi'ne baskın yaparak kuleye saklanan hazinelerin ve Üsküdar Tekfuru'nun kızını kaçırdığı ile ilgili hikayedir Evliya Çelebi’nin notlarına göre Battal Gazi İstanbul’u Bizans’ın elinden almak için Emevi ordularıyla birlikte gelir, Kız Kulesi önündeki kıyıya mevzilenir Bir süre sonra Battal, İstanbul’un Asya kıyılarında kontrolü ele geçirince dönemin İstanbul tekfuru kızını ve hazinesini Kız Kulesine saklar ama Battal Gazi çoktan tekfur kızına gönlünü kaptırmıştır Bir gece Kız Kulesine girmeyi başarır Battal Gazi tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar'dan atına atlayıp oradan uzaklaşmıştır Çokça bilinen "Atı alan Üsküdar'ı geçti" lafı bu hikayeden gelir Daha sonra Tekfur'un kızını Afyon'a kaçırır ve bir kaleye yerleştirir Fakat bir gece Battal Gazi kalenin dışında uyurken, kaledeki sevgilisi düşman askerlerinin geldiğini görür ve Battal'ı uyandırmak için taş atar ama ne yazık ki o taş Battal'ı şehit eder Bu hikayeden günümüze gelen bir diğer şey de küçük kulemizin ismi ile ilgilidir Diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen Türkler buraya Kız Kulesi ismini vermişlerdir Fatma KARAHİSARLI nın 2007 yılı sonuna dogru yayımlanan 'Sır Kulesi' isimli romanında anlatıgına göre: Kız Kulesi, Üsküdar'da Bizans döneminden kalan tek eserdir ve 2500 yıllık geçmişe sahiptir Kule,gümrük istasyonu olarak basladığı hayatına,savunma amaçlı kale,daha sonra da bünyesine eklenen fenerle gemilere yol gösterici olarak devam etmiştir Çeşitli zamanlarda onarılan kule,Osmanlı döneminde son büyük onarımını 2 Mahmut döneminde geçirmiştir 1944,1959,1965 yıllarında çeşitli restorasyonlar geçiren kule 2000 yılında Hamoglu Holdingin yaptıgı restorasyonla simdiki hale gelmiştir Kule hakkında bildiklerimiz bilmediklerimize göre devede kulak kalır bu nedenle o kuleyi 'Sır Kulesi' olarak adlandırır
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-23a30c5b_forumsinsi net_ jpg[/img]
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-237cde01_forumsinsi net_ jpg[/img]
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-23ad757c_forumsinsi net_ jpg[/img]
[img]/images/forumsinsimages/3/24-06-2012T05-09-23e1ceef_forumsinsi net_ jpg[/img]
|
|
|