![]() |
Ozanlarımız(M-N) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız(M-N)Neşet Ertaş (Garip) Bilemedim Kıymatını Kadrini Hata Benim Günah Benim Suç Benim Eliminen İçtim Derdin Zehrini Hata Benim Günah Benim Suç Benim Sana Karşı Benim Bir Sözüm Yoktur Haklısın Sevdiğim Kararın Haktır Garibim Derdimin Dermanı Yoktur Hata Benim Günah Benim Suç Benim Halk müziğimize kaynaklık eden mahalli sanatçılarımızın eserleri ve yapmış, oldukları çalışmaların yanı sıra, biyografilerinin de araştırılarak ortaya çıkarılması büyük önem taşımaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Orta Anadolu türkülerini ve bozlaklarını gerek sazı gerekse sesi ile getirdiği yorum ve icra biçimleri sonucunda ün yapmış, mahalli sanatçılarımızdan biriside Neşet Ertaş'tır ![]() Neşet Ertaş 1943 yılında Çiçekdağı'na bağlı eski adıyla ABDALLAR yeni adıyla GIRTILLAR köyünde doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 14 yaşında çalışmak için İstanbul'a giden Neşet Ertaş'ın iş bulması kolay olmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 yıl İstanbul'da çalışan Neşet Ertaş daha sonra Ankara'ya gelir ve sahne hayatı burada devam eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaset ve sahne çalışmalarına Almanya'da devam eden sanatçı kendisi okula gidemediğinden dolayı çocuklarının okumaları için elinden geleni yaptı ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş'a babasının hayatı ve sanatı ile ilgili bir soruya; "Babam Kırşehir'den çıkmış, Keskin"e gelmiş, anamınan evlenmiş ![]() ![]() ![]() Babam sazıynan sesiynen tanınmış engin gönül , hoşgörüsüynen sevilen bir sanatçıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() verilen bahşişlerden olurdu ![]() En sonunda Kırşehir'e gelmiş 1980 de mi 1981 de mi rahmete kavuşmuş oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Oyma saz ve çok perdeli olsun ![]() ![]() Bağlamalarını da oyma tekne yapan ustalara yaptırmayı tercih eden sanatçı, bağlamalarına da 7 tel takıp, kendi sesine göre akort yaptığını söylemektedir ![]() Sanatçının bağlamasından duyduğumuz bazı sesleri, başka bağlamaları dinlediğimizde duyamamaktayız ![]() ![]() Sanatçı bestelerini, sôz ve müziği aynı anda düşünerek yaptığını, şimdiye kadar kaç bestesi ve kaseti olduğunu hatırlayamadığını ve kendi eserlerini en iyi icra eden sanatçıların da Gülşen Kutlu, Nezahat Bayram, Neriman Altındağ Tüfekçi olduğunu söylemektedir ![]() Neşet Ertaş'a bir çok eserlerinde adını kullandığı ve ona türküler yaktığı Leyla'nın kim olduğunu sorduğumuzda; "Eski eşim ve çocuklarımın anası Leyla Ertaş'tır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Soyadı yokken bize Garipler derlermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş'a ilk plağını yapmasında maddi ve manevi yardımı olanları sorduğumuzda; "Kadri Şençalar'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş önceki bestelerinin çoğunda sevgiliye duyulan aşk ve özlem konularını işlemişti ![]() ![]() ![]() "Aşık Veysel in de dediği gibi benim sadık yarim gara topraktır ![]() ![]() ![]() İnsanı seven insan; Hakkı sever, bizde o Hakkın aşığıyız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye'de konserler vermeniz için teklifler yapılıyordur ![]() "Kabul etmiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Sanatçı tüm ailesinin Almanya'da olduğunu, çocuklarının üniversitede okuduğunu ve kendisinin de müzisyen olarak çalışmaya devam ettiğini, dolayısı ile Türkiye' ye kesin dönüş yapmayı, şimdilik düşünmediğini ifade etmektedir ![]() Neşet Ertaş Türkiye'de halk müziğinin şu andaki yeri hakkında şöyle düşünüyor: "Halk müziği ölümsüzdür ![]() ![]() ![]() Halk müziğine büyük emeği geçmiş bir sanatçı olarak TRT ve Kültür Bakanlığı'nın size gösterdiği ilgiden memnunmusunuz? diye sorduğumuzda: "Hayır memnun değilim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş'a, şimdiye kadar sizin ve babanızın hakkında herhangi bir araştırma yapıldı mı? diye sorduğumuzda; "Benim hakkımda, yani bana sorulmadı ![]() ![]() ![]() Orta Anadolu türkülerini ve bozlaklarını en iyi yorumlayan mahalli sanatçılardan biri olan Neşet Ertaş'ın eserlerinin ve müzik çalışmalarının bilinmesinin gerekliliği ile birlikte sanat hayatının ve kendisinin yaptığı müzik hakkında düşünce ve yorumlarının da bilinmesi gerekmektedir ![]() Neşet Ertaş gibi bir çok mahalli sanatçı hakkında bu tür çalışmalar yapılmadığı için eserleri ve yaşantısı hakkında yazılı bilgiler bulmakta güçlük çekilmektedir ![]() ![]() Öğr ![]() ![]() Gaziantep Üniversitesi T ![]() ![]() ![]() Not: Bu çalışma 06 ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAKLAR 1 ![]() ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() Kendi Anlatıyor Kimdir Neşet Ertaş? Sarısözen'in tabiri ile bir zamanlar sadece ve sadece "Kırşehirli Mahalli Sanatçı" olarak bilinen Neşet Ertaş'ı binlerce, hatta milyonlarca saz çalıp türkü söyleyen diğerlerinden ayıran nedir? Onun sazımn ve sesinin insanı büyüleyen sırrı nereden gelmektedir? Neredeyse yarım asra varan bir süreden beri gerçek anlamda gönül telimizi titreten, ruhumuzu ürperten bu esrarlı sesin, sazın ve yorumun arka planında neler ve kimler vardır? Sazı gümbür gümbür ses veren, adeta davula eslik edercesine sazının göğsünde pençesiyle sesler çıkaran, hep samimi ve kendi halinde yüreğinin acılarını ve kendi iç gurbetlerini seslendiren; hiç bir medyatik tutumu olmayan, kalabalıklardan ve şöhretten adeta köşe bucak kaçarak pek ortalıklarda görünmeyen; mezhep, parti ve etnik kimlik çağnsımlanna pirim vermeyen, sazından, sözünden ve sesinden gayri hiç bir şeyden medet ummayan bu "Garip" insanı tanımak kadar tanımlamak da gerçekten zor ![]() Ayaklarının altındaki toprağın renginden, kokusundan haberdar olan, bastıkları yeri az çok tanıyan, yürekleri hep türkülerle birlikte atanlar için Neşet Ertaş, belki de tam bir "yaşayan efsane"; meçhul, uzak, esatiri ve sırlarla dolu ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş'ın bir iki cümlede özetlenebilecek resmi biyografisi bize belki sadece ipuçları verebilir ![]() ![]() ![]() İşte Neşet Ertaş, babası Muharrem Usta ile adeta Anadolu'daki en olgun seviyesine erişen bu Türkmen/Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur ![]() ![]() 1960'lardan itibaren binlerce yıllık sazımız bağlama ile birlikte anılan; sadece geniş halk kesimlerinde değil, ciddi musiki çevreleninin ve gerçek türkü dostlarının da gündeminden hiç düşmeyen Neşet Ertaş'ı farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor- Çünkü o aslında bir anlamda tam bir yöre sanatçısı olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde tanınan biri olarak, hem babası Muharrem Ertaş'tan, hem de bu geleneğin diğer usta isimleri olan Hacı Taşan ve Çekiç Ali'den de ayrılır ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş'ın sanatı hayatı ile hayatı sanatı ile o kadar içice ki, çalıp çığırdığı türkü ve bozlaklarında bütün bir hayat hikayesini bulmak mümkün olduğu gibi, hayatına yakından baktığımızda da o içli türkülerin, acılı bozlakların nelerden nasıl doğduğunun ipuçlarını elde ederiz hemen ![]() ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş o büyük yaratıcı yeteneği ile okuduğu her eseri yeni baştan öyle bir yorumlar, ona öyle bir ruh ve hava verir ki, adeta yeni bir beste ile karşı karşıya olduğunuzu dahi sanabilirsiniz ![]() ![]() ![]() Olağanüstü denilebilecek yeteneği, geleneğe hakimiyeti, gelenekten kopmadan yeniye bağlılığı, yeni zamanların modern zevk ve eğilimlerini gözeten diri ve uyanık tecessüsü ile Neşet Ertaş, hep gündemde kalmış bir sanatçıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neşet Ertaş'ın sanatı; müziğin özünü, ruhunu kavrayan birinin, hiç bir yapmacıklığa tevessül etmeden, olduğu gibi kendini, kendi özünü ve hissettiklerini saza, söze dökmesidir ![]() Bayram Bilge Tokel Eserlerinden bazıları : Neredesin sen, Zülüf dökülmüş yüze, O şirin gözlerine, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neredesin Sen Şu Garip Halimden Bilen İşveli Nazlı, Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen ![]() Tatlı Dillim Güler Yüzlüm Ve Ceylan Gözlüm, Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen ![]() Sinemde Gizli Yaramı Kimse Bilmiyor, Hiç Bir Tabib Su Yarama Merhem Olmuyor ![]() Boynu Bükük Bir Garibim Yüzüm Gülmüyor, Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen ![]() Gönül Dağı Yağmur Yağmur Gönül Dağı Yağmur Yağmur Boran Olunca Akar Can Özümden Sel Gizli Gizli Bir Tenhada Can Cananı Bulunca Sinemi Yaralar Yar Oy Yar Oy Dil Gizli Gizli Dost Elinden Gel Olmazsa Varılmaz Rızasız Bahçanın Gülü Derilmez Kalpten Kalbe Bir Yol Vardır Görülmez Gönülden Gönüle Yar Oy Yar Oy Yol Gizli Gizli Seher Vakti Garip Bülbül Öterken Kirpiklerin Oku Yar Yar Cana Batarken Cümle Alem Uykusunda Yatarken Kimseler Duymadan Yar Oy Yar Oy Gel Gizli Gizli Hata Benim Bilemedim Kıymatını Kadrini Hata Benim Günah Benim Suç Benim Eliminen İçtim Derdin Zehrini Hata Benim Günah Benim Suç Benim Bir günden Bir Güne Sormadım Seni Körümüş Gözlerim Görmedim Seni Boşa Mecnun Eylemişim Ben Beni Hata Benim Günah Benim Suç Benim Bilirim Suçluyum Gendi Özümde Gel Desem Gelirdin Benim İzimden Her Ne Çekti İsen Benim Yüzümden Hata Benim Günah Benim Suç Benim Sana Karşı Benim Bir Sözüm Yoktur Haklısın Sevdiğim Kararın Haktır Garibim Derdimin Dermanı Yoktur Hata Benim Günah Benim Suç Benim Evvelim Sensin Cahildim Dünyanın Rengine Kandım Hayale Aldandım Boşuna Yandım Seni İlelebet Benimsin Sandım Ölürüm Sevdiğim Zehirim Sensin Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin Sözüm Yok Şu Benden Kırıldığına İdip Başka Dala Sarıldığıma Gönülüm İnanmıyor Ayrıldığına Gözyaşım Sen Oldun Kahirim Sensin Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin Garibim Can Yıkıp Gönül Kırmadım Senden Ayrı Ben Bir Mekan Kurmadım Daha Bir Gönüle İkrar Vermedim Batınım Sen Oldun Zahirim Sensin Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin Zülüf dökülmüş Yüze Zülüf dökülmüş yüze aman, Kaşlar yakışmış göze aman aman ![]() Usandım bu canımdan aman aman, Dert ile geze geze ![]() Bu ellerde gez gayrı aman, Kâtip ol da yaz gayrı aman aman ![]() Bir kazma al bir kürek aman aman, Mezarımı kaz gayrı ![]() Gün doğdu aştı böyle aman, Gönüldür coştu böyle aman aman ![]() Sen orada ben burda aman aman, Ömrümüz geçti böyle ![]() Karadır Şu Bahtım Kara Sözüm Kar Etmiyor Yare Yüreğimi Yaktı Nara (Eyvah Ey ![]() ![]() ![]() Kendim Ettim Kendim Buldum Gül Gibi Sararıp Soldum Bilmez Yar Gönülden Bilmez Akar Göz Yaşlarım Dinmez Bir Kere Yüzüm Gülmez (Eyvah Ey ![]() ![]() ![]() Kendim Ettim Kendim Buldum Gül Gibi Sararıp Soldum Söylerim Sözüm Almıyo O Yar Yüzüme Gülmüyo Garip Gönlümü Bilmiyo (Eyvah Ey ![]() ![]() ![]() Kendim Ettim Kendim Buldum Gül Gibi Sararıp Soldum Tatlı Dile Güler Yüze Tatlı Dile Güler Yüze Doyulur Mu Doyulur Mu Aşkınan Bakışan Göze Doyulur Mu Doyulur Mu Doyulur Mu Doyulur Mu Canana Kıyılır Mı Cananına Kıyanlar Hakkın Kulu Sayılır Mı Zülüflerin Dökse Yüze Yar Badeyi Sunsa Bize Lebleri Meyime Meze Doyulur Mu Doyulur Mu Hem Bahara Hemi Yaza Yarın Ettikleri Naza Yar Aşkına Çalan Saza Doyulur Mu Doyulur Mu Garibim Geldik Gitmeye Muhabbetimiz Bitmeye Yar İle Sohbet Etmeye Doyulur Mu Doyulur Mu |
![]() |
![]() |
![]() |
Ozanlarımız(M-N) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız(M-N)Nesimi Çimen Adana, Saimbeyli ilçesinde 1931 yılında doğdu, Daha sonra tüm ailesiyle Kayseri, Sarız ilçesine yerleşti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nesimi Çimen'den derlenen bazı türküler: -Ayrılık hasreti kar etti cana -Bin derdim var idi bin daha oldu -Daha senden gayrı aşık mı yoktur -Deli gönül yine ah-ü zar oldu ![]() ![]() ![]() Dinle beni kulağın aç Sev insanlığı sev gardaş İnsan Kabe insan miraç Sev insanlığı sev gardaş ![]() İnsanlar Hakk'ın mekanı İnanmazsan aç Kuran'ı Sakın hor görme insanı Sev insanlığı sev gardaş Meleklerin secdegahı Orda gördüler insanı Bırak kusuru, günahı Sev insanlığı sev gardaş Nesimi der her yaşında İnsan sevdası başında Kötü huylunun dışında Sev insanlığı sev gardaş Dostluklar kurulsun insanlar gülsün Barış güvercini uçsun Dünya da Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün Barış güvercini uçsun Dünya da Dostluklar kurulsun insanlar gülsün Son bulsun savaşlar kimse ölmesin Dünya cennet olsun yaşasın insan Gelin barışalım dökülmesin kan Son bulsun savaşlar kesilsin figan Barış güvercini uçsun Dünya da Dostluklar kurulsun insanlar gülsün Son bulsun savaşlar kimse ölmesin İnsancıl insanlar barıştan yana Ancak zalim olan kıyar insana Barış aşkı yayılmalı cihana Barış güvercini uçsun Dünya da Dostluklar kurulsun insanlar gülsün Son bulsun savaşlar kimse ölmesin Nesimi der ki ey füze yapanlar Acımasız zalim cana kıyanlar Bırak ey yaşasın bütün insanlar Barış güvercini uçsun Dünya da Dostluklar kurulsun insanlar gülsün Son bulsun savaşlar kimse ölmesin |
![]() |
![]() |
![]() |
Ozanlarımız(M-N) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız(M-N)MESLEKİ Dolanı dolanı gelir Ölüm yavaşça yavaşça Kalem alıp yaz derdimi Gülüm yavaşça yavaşça Şu dünyaya güvenilmez Ölmeyince kan kesilmez Mesleki’m artar eksilmez Zulüm yavaşça yavaşça Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Mescitli (Kertme) köyünde 1848’de doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dadaloğlu ile Emrahı çok seven ve Ruhsati’den etkilenen Mesleki, toplumsal gerçeklere ustası kadar ilgi göstermedi, daha çok aşk, ölüm, ayrılık, mutsuzluk temlerini işledi, ama çevresindeki bazı yerel durumlara değinmekten de geri durmadı ![]() Asım Bezirci Türk Halk Şiiri Eserlerinden bazıları: DOLANI DOLANI GELİR Dolanı dolanı gelir Ölüm yavaşça yavaşça Kalem alıp yaz derdimi Gülüm yavaşça yavaşça Söyünmüyor bir dem narım Sevda oldu öz diyarım Güz dedi geçti baharım Selim yavaşça yavaşça Garip gönlüm durmaz oldu Gözüm ırak görmez oldu İşe güce varmaz oldu Elim yavaşça yavaşça Sevdiğim bu yana bakmaz Kaş eğip kirpiğin yıkmaz Kırıldı kanadım kalkmaz Kolum yavaşça yavaşça Şu dünyaya güvenilmez Ölmeyince kan kesilmez Mesleki’m artar eksilmez Zulüm yavaşça yavaşça GÖNÜL YAYLASINDA ÜÇ GÜL AÇILMIŞ Gönül yaylasında üç gül açılmış Ak gül kırmızı gül hele sarı gül Birbirinden güzel doğmuş ayılmış Ak gül kırmızı gül hele sarı gül Birisi olmuştur başlar belası Biri domurlanmış ateş paresi Birisi de İrem bağı lalesi Ak gül kırmızı gül hele sarı gül Nevbahardır yaylalara göçülmüş Yelinden dolu bade içilmiş Elvan elvan olmuş taze açılmış Ak gül kırmızı gül hele sarı gül Aşık isen terkeyleme himmeti Ustamdan gayriya etmem minneti Birin Mesleki’ye yerse Ruhsati Ak gül kırmızı gül hele sarı gül SEN DE YİTİRMİŞSİN CÜMBÜŞÜ Sen de yitirmişsin eski cümbüşü Yoksa farıdın mı belalı dağlar Akıttım gözümden kan ile yaşı Tarih üç yüz beşe geleli dağlar Tor sunalar sende gezmez mi oldu Sakiler badeni süzmez mi oldu Aşıklar medhini yazmaz mı oldu kalmazmış insanın kemali dağlar Şimdiki devranda geçim zor oldu Okudum manayı dersim hiç oldu Arkacında boş sürüler nic’oldu Başı koç yiğitli kaleli dağlar Olma Meslek gibi zarı terkeyle Terkeyle sitemi arı terkeyle Gel miras kalacak karı terkeyle Yalandır dünyanın temeli dağlar SAKİ BAŞIN İÇİN BİR ÇARE YETİR Saki başın içini bir çare yetir Ateş aldı yüreğimde yangın var Yanaktan dudaktan bir katre getir Ateş aldı yüreğimde yangın var Hasretlik yakıyor gülleri harı Sardı kıvılcımlar kurb ü civarı Seyreyle söner mi gönlümün narı Medet medet deryalarda yangın var Bir gün olur Mesleki’yi ararsın Niye böyle sevdalıyı kınarsın Alışırsın tutuşursun yanarsın Yakın gelme üzerimde yangın var AZRAİL SERİME ÇÖKTÜĞÜ ZAMAN Azrail serime çöktüğü zaman Kırılır kanadım kol yavaş yavaş Mevlam nasip etsin din ile iman Akar gözlerimden sel yavaş yavaş Yüksek uçan gönül yorulur bir gün Mizan terazisi kurulur bir gün Herkesin ettiği sorulur bir gün Döner mi yarabbi dil yavaş yavaş İl keyfi yetirdin çaldın çağırdm her çeşitten yedin sürdün savurdun İşte toprak senin vatanın yurdun Çekilir fenadan el yavaş yavaş Kabrim üzerine dikerler taşı Kimin gölgesine saklarsın başı Baba oğul görmez kardaş kardaşı Gider geri dönmez yol yavaş yavaş Isıcak ılıman suyum koyarlar İyi kötü elbisemiz soyarlar Mesleki’yim öldüğümü duyarlar Girer salacama il yavaş yavaş YARABBİ BİR SAHİP BİR ÇOBAN GÖNDER Yarabbi bir sahip bir çoban gönder Koyun belli değil kurt belli değil Kalmadı safası bezm-i cih Dev belli değil dert belli değil Ağniyalar dile destan oldular Cümle fıkaraya hasman oldular Tavşan yürekliler aslan oldular Yiğit belli değil mert belli değil Halim arz edecek hakim bilinmez Ahır vakit bu gözyaşım silinmez Azdı yaralarım hekim bulunmaz Yara belli değil dert belli değil Ey Mesleki artık gönül farıyor Gam gasavet dört yanımı sarıyor Bütün alem çıkmış vatan arıyor Yayla belli değil yurt belli değil SANA BİR ÇİFT CEVABIM VAR GUZELİM Sana bir çift cevabım var güzelim Kerem eyle darılırsan demeyim Seni özge candan sevmek emelim Yokuşuna yorulursan demeyim Bir sen bir ben ikimiz de burada Rakiplerse kol kol olmuş sırada Artık eksik söz çok olur arada Kulak verip kırılırsan demeyim Gönül aynasını sildim ışıttım Meslek’in gönlünü sana düş ettim Bugünlerde bir suçunu işittim Eğer bana yar olursan demeyim KADİR MEVLA'M SENDEN BİR DİLEĞİM VAR Kadir Mevla’m senden bir dileğim var Ver bana bir yavru gönlüm eğlesin Ellere vermişsin nedir günahım Ver bana bir yavru, gönlüm eğlesin Bir yavru isterim hem dudu dilli Kiraz dudaklı da gerdanı benli Bir elma yanaklı incecik belli Ver bana bir yavru, gönlüm eğlesin! Tavus kuşu gibi göğsü nakışlı Güvercin topuklu keklik sekişli Yavrusun aldırmış şahin bakışlı Ver bana bir yavru gönlüm eğlesin Misli bulunmasın dünya yüzünde Altın saçı topuğunda dizinde Mesleki’nin yüreğinde özünde Ver bana bir yavru gönlüm eğlesin |
![]() |
![]() |
![]() |
Ozanlarımız(M-N) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız(M-N)Muharrem Ertaş (Mahalli Sanatçı ve Kaynak Kişi) 1913 yılında Yağmurlubüyükoba köyünde başlayan yoksul ve çileli hayatı, Kırşehir’in Bağbaşı mahallesindeki yoksul gecekondulardan birinde noktalandığında 71 yaşındaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muharrem Ertaş zurnacı Kara Ahmet ile Ayşe Hanım’ın 5 çocuğundan biri dedelerinin deveci kabilesi mensup olduğu ve Horasan’dan gelip Kırşehir’in Yağmurlubüyükoba köyüne yerleştiğini daha sonra bir tek kişi (Yusuf Usta) hariç, bu köyün tamamını 1940 lı yılların başında Kırşehir’in Bağbaşı Mahallesine göç ettiğini biliyoruz ![]() ![]() ![]() "Çalıp söyleme merakım küçük yaşlarda başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk karısı Hatice Hanım’ın kısa bir süre sonra vefatı üzerine evlendiği ikinci karısı Döne Hanım’dan Necati, Neşet, Ayşe ve Nadiye adında dört çocuğu olur ![]() ![]() Bu son evliliğinden Ekrem, Ali, Muharrem ve Cemal adlarında dört çocuğu daha olur ve ömrü, yöresel tabirle sekiz baş horantaya ekmek parası kazanmak uğruna son derece zor ve kötü şartlarda çalışıp çırpınmakla geçer ![]() Muharrem Ertaş’ın adı bir TV programında okuduğu sözleri Dadaloğlu’na ait ünlü ‘Avşar Bozlağı’ ile yurt genelinde duyulur ![]() ![]() Ağır ağır giden eller bizimdir Arap atlar yakın eyler ırağı Yüce dağdan aşan yollar bizimdir Repertuarındaki diğer eserler de kimsenin bilmediği, söylemediği, bilenlerin ise asla bu derece güzel ve etkileyici okuyamayacaklarını itiraf ettikleri türküler, bozlaklar, ağıtlar ve halay havaları ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muharrem Ertaş, 1970’li yıllardan itibaren, o yıllarda büyük bir şöhrete sahip olan ‘Neşet Ertaş’ın babası Muharrem Ertaş’ olarak ismi daha çok duyulur olmuş fakat hiçbir zaman layık olduğu gerçek şöhrete erişememiştir ![]() ![]() ![]() Bu dünyada 71 yıl yoksul kendi halinde ve sessizce yaşayan Muharrem Usta , 1984 yılının 3 Aralık günü yine yoksul ve sessizce öldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ozanlarımız(M-N) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız(M-N)Meçhuli Bana ettiğini biliyor musun Sineme hançerin çaktın güzel dost Beni ağlattığın yetmez mi gayri Bu garip gönlümü yıktın güzel dost Bu kadar insafsız olur mu insan Ettiğin Hüseyn'e etmedi Mervan Hali hazır kendim hayatta iken İsmime Meçhuli taktın güzel dost Aşık Meçhuli bir konuşmasında yaşamını şöyle anlatır: “1949 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Kaşanlı köyünde doğdum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlattığım gibi, hayatım fakirlik ve perişanlık içinde geçti ![]() ![]() ![]() 1966 yılında askerliğe çağrıldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra yazdığım şiirler çevrede beğenilerek okunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meçhuli şiirlerinde aşk, gurbet, dostluk, yoksulluk, yalnızlık, adalet, halkçılık, bağımsızlık temaları üzerinde durur ![]() YAPITI Diri Gezen Ölü (1973) KAYNAKÇA S ![]() ![]() ![]() ![]() Asım Bezirci Türk Halk Şiiri II-1993 Eserlerinden bazıları: Güzel Dost Bana ettiğini biliyor musun Sineme hançerin çaktın güzel dost Beni ağlattığın yetmez mi gayri Bu garip gönlümü yıktın güzel dost Dertsiz iken beni verem eyledin Derdini yarama merhem eyledin Kendin Aslı beni Kerem eyledin Aşkın ateşine yaktın güzel dost Gönlümü kendine eyledin esir Seni sevmek midir bir bana kusur Zülfünün teline asılan Mansur İnsafsızca dara çektin güzel dost Sönmesin bu aşkım yansın dedikçe Yana yana seni ansın dedikçe Allahım kitabım sensin dedikçe Çıkıp yücelere baktın güzel dost Bu kadar insafsız olur mu insan Ettiğin Hüseyn'e etmedi Mervan Hali hazır kendim hayatta iken İsmime Meçhuli taktın güzel dost Dağ Başında Etrafımda insanlar çok Yalnızım dağ başında Dertlerimi bilenim yok Yalnızım dağ başında Yüce dağlar aşman oldu Hep sevenler pişman oldu Eski dostlar düşman oldu Yalnızım dağ başında Gece gündüz hayalimde O dost kaldı vebalimde Kimseler bilmez halimde Yalnızım dağ başında Günbegün dert çoğalıyor Gönlümü dosta bağlıyor Meçhuli neden ağlıyor Yalnızım dağ başında Dert Yağmuru Genç yaşta yağdı başıma Dert yağmuru dert yağmuru Kara bulut güneşime Dert yağmuru dert yağmuru Geceye kattı gündüzü Yitirdim baharı yazı Sanki okyanus denizi Dert yağmuru dert yağmuru Gizli yağdı bildirmedi Meçhuli'yi güldürmedi Boğdu suya öldürmedi Dert yağmuru dert yağmuru Bakasım Gelir Dertlerim örülmüş bir çorap gibi Söktükçe sevdiğim sökesim gelir İçime işledi şu zalim gurbet Gönül ah çektikçe çekesim gelir Hayli hasret kaldım yarı özlerim Yarın hasretiyle ağlar sızlarım yar sana kem gözle bakan gözlerin Dünyayı başına yıkasım gelir Meçhuli yarına sazıyla der ki Huri melek nesli şüphe mi var ki Perilerin şahı sultanı sanki Baktıkça yüzüne bakasım gelir Yoksulluk Bıktım artık senden yeter Ah yoksulluk seni seni Ah çektikçe ahım artar Ah yoksulluk seni seni Diyar diyar dolaştırdın Köle edip çalıştırdın Kötü söze eliştirdin Ah yoksulluk seni seni Şu sararmış güde benim Sarpa düşen yolda benim Neyim eksik elde benim Ah yoksulluk seni seni Berrak suyum bulandırdın Devri daim dolandırdın Kapı kapı dilendirdin Ah yoksulluk seni seni Yoksulların yüzü gülmez Dilekleri kabul olmaz Satarım ya kimse almaz Ah yoksulluk seni seni Beni namertlere muhtaç Bir gün tokum kırk gün de aç Hayatımı eyledin felç Ah yoksulluk seni seni Meçhuli'yem benim fakir Fakirlere katık şükür Fakirim görüldüm hakir Ah yoksulluk seni seni |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|