|  | Zulüm Dağları Aşar – Çanakkale İçinde (Rahmi Özen) Roman özeti |  | 
|  05-21-2012 | #1 | 
| 
peri
 |   Zulüm Dağları Aşar – Çanakkale İçinde (Rahmi Özen) Roman özetiZulüm Dağları Aşar – Çanakkale İçinde (Rahmi Özen) roman özeti KİTABIN ADI : Zulüm Dağları Aşar- Çanakkale İçinde KİTABIN YAZARI : Rahmi ÖZEN YAYIN EVİ : Kalkan Matbaacılık BASIM YILI : 2000 Kitabın Konusu Yüzyıllarca başarıdan başarıya koşan, zafere doymayan Türk milleti 19 ncu – 20 nci yüzyılın sonlarında toprak kaybetmeye başlamış ve nihayet 20 nci yy  ilk çeyreğinde, koskocaman imparatorluk küçüle küçüle elinde sadece anavatan Anadolu kalmıştır  Düşman, ayağı, kolları kesilmiş hasta adama son vermek için Çanakkale’den İstanbul’a hareket eder  Modern silahlarla donatılmış düşman, paslı süngü ile durdurulur(Çanakkale’de Anadolu halkının ve bunlardan bir kesit olarak Kastomonu ahalisinin yaptıkları fedakarlıklar anlatılmıştır  )  Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet Kitabın Özeti 1910 yıllarında , Osmanlının gide gide küçüldüğü bir dönemde olay cereyan etmektedir  Anadolunun küçük güzel bir köyünde, babasını, eşini ve kardeşini kara düşmanla şavaşırken şehit veren Fatma hanım henüz üç aylık evli olan oğlunu savaşa göndermenin verdiği hüznü ve mutluluğu iç içe yaşıyor  Ağıtlar ince bir ezgiyle taze gelinlerin yiğitlerine hicranları: “Ağamı yolladılar Yemen iline Çifte tabancalar taktı beline Duvağımı takalı onbeş gün oldu Ayrılmak mı olur yeni geline  ” Bu ağıtlar köyün sokaklarından yankılanıyor  ”Yaktı Hocam gelinlerin acıklı ağıtları içimi” Şair diyor ve diyor köyün imamı Abdullah Efendi’ye  Şair ve Abdullah Efendi kolkola takılıp imparatorluğun yaşadığı karanlık günleri düşünerek adım adım yol alıyorlardı  Bir kaç hafta sonra, postacı Ali’ye her zamanki gibi elindeki zarfı muhtara verdi  Zarfta Ahmet’in şehit olduğu ve İtalyanların Bingazi’yi aldığı yazıyordu  Bu sırada Elif bağırarak kahvehaneye geldi  Rüyasında Ahmet’in Şehit olduğunu anlattı  Şair bunu teyit etti  Elif bayılırken ağzından çıkan bu nağmeler yürekleri yakıp kebap ediyordu: “Postacının mektubunu düğün mü sandın Mavi rengi yalnız göğün mü sandın Yemen’e gideni gelir mi sandın Tez gel ağam tez gel dayanamirem Yürekten hançer uyuyamirem  ” Fatma Ana taze gelini sever, ellere gitmemesi için başını oğlu Mehmet’le bağlar  Köyün Camlı Kıraathanesinde her gün aynı kişiler savaşa ait meseleler hakkında konuşurlar…İmam İbrahim Efendi,Şair,Muhtar ve diğer yaşlılar  Şair :“Almanların Goben zırhlısı ve Breslav kruvazörü Çanakkale’yi geçip istanbul’a geldi ve adları Yavuz ve Midilli gemileri olarak değiştirildi  Bunlar Almanların bir oyunudur , bizi savaşa sokmak için  ” Ve dediği gibi de oldu  Alman Generali Bronzer Paşa Mürettebatına Türk giysileri giydirip Rus gemilerine ve limanlarını topa tutar  Böylece savaşa girmiş oluruz  İtilaf devletleri Çanakkale’ye bir saldırı planlar  “Ben umutsuzum Şair” dedi Hocaefendi  “Küçüle küçüle el kadar toprağı kalan Osmanlı’dan umudu kestim  Bunca devlet karşısında hangi gücümüzle kaç gün dayanabiliriz  Avrupa hürriyetimizi elimizden alırsa ne yaparız?” Şair : “Ümitvar ol Hocam! Ümitvar ol, dünyanın bütün mahşeri Çanakkale’de hücuma geçse, ben umudumu yitirmem  ” “Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner taşarım Yırtarım dağları , enginlere sığmam taşarım  ” Düşman gemileri Çanakkale’yi topa tutmuştu  Gülle, top ,tüfek sesleri etrafı çınlatıyordu onlarca teyyare uçuyordu Çanakkale üstünde  Sahra çadır hastahanesi dopdolu idi yaralılarla…Doktorlar , hemşireler, sihhiye erleri canla başla sarıyorlardı askerlerin akan kanlarını  Taş taş üstünde kalmamış kol ve bacaklar etrafta gezişiyorlardı ama Türk askeri düşmanın Çanakkale’ye ayak basmasına izin vermiyor ve kıyasıya çarpışıyorlardı  “Atamaz adımını gömülmeden son asker… Askerimiz gömülse dirilecek şehitler…” Mustafa Kemal top,gülle ve teyyarelere karşı süngü ile düşmana kök söktürüyordu, Conkbayır’da  Düşmanı denize sürüyordu  Mustafa Kemal’in zaferi tüm Anadolu halkını motive edip ümit beslettiriyordu  Sahra hastahanesinde, Elifçe Mehmet’in altı ay önce değil,vurularak hastahaneye getirilp şehit düştüğünü görür  Bu sıralarda 14-15 yaşlarında ilköğretim öğrencileri silahlanıp Çanakkale’ye yol aldılar  (Çanakkale’de savaşacak kimse kalmadığı için  )Gidenler geri dönmüyordu  Savaşın bilançosu:251  309 şehit Türk askeri ve bir o kadar da düşman ölüsü  Şair : “Orda bir Hintli yatıyor, yanında Senegalli Ufka bakıp ağlarken kederleri besbelli Hepsi, hürriyetlerine kurşun attılar, bilmeden Boğazdan geçilir mi bütün Türkler ölmeden?” Çanakkale geçilmedi… Geçilmeyecek… Avrupa , bütün esir kitlelerini Türk’ün önüne yığdı bu savaşta  Garbın bütün zırhını, ejderin hırsını…Öyle bir çığdı o çığ ki , insanlığı korudu Türk milleti kendisiyle birlikte bu savaşta  Kitabın Anafikri Türk milleti , varoluşundan beri hür ve bağımsız yaşamıştır  Hiçbir millet ve devletin himayesinde kalmamış ve bundan sonra da kalmayacaktır  “ Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım !” Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirmesi Şair :Kastamonu ilçesinde müezzin olup, vatanın düşman elinden ancak millet elinden kurtulacağını savunur  Hoca Bey : Kastamonu’da bir cami imamı ; düşman gemilerini İstanbul’a de-mirlediği zaman tüm ümidini yitirmiştir  Fatma Ana: Oğlunu,eşini ve babasını şehit vermiş çilekeş bir Anadolu anasıdır  Elif :Fatma ananın henüz iki üç aylık körpecik gelinidir  Eşini Çanakale’de şehit verecektir  Yazar Hakkında Bilgi Rahmi Özen 1949 yılında Terme’de doğan Rahmi Özen lise öğrenciliği yıllarından itibaren, kendine özel şiirsel uslübü ile hep üretmiştir  İnsanlık için , Türk edebiyatı için ,Türk dilinin gelişimi için… Yazdığı eserleri nedeniyle çeşitli devlet kurumlarından, gönüllü kuruluşlardan birçok takdir almıştır  Eserleri • Yeşile Hasret Gözler • Yaralı Ceylan • Bir Damla Su • Töre Bitti • Boğaç Han Destanı • Çanakkale Diye Diye • Hacı Bayram Veli • Son Kurban • Göz Yaşları • Mukaddes Çile • Bana Beni Anlat Öğretmenim 
				__________________ Yüreğin varsa karşılıksız da seversin    Beklentisiz    Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten    Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir      | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |