| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| atay, falih, roman, rıfkı, zeytindağı, özeti | 
|  | Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay) Roman özeti |  | 
|  05-21-2012 | #1 | 
| 
peri
 |   Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay) Roman özetiZeytindağı (Falih Rıfkı Atay) roman özeti KiTABIN ADI : Zeytindağı KiTABIN YAZARI : Falih Rıfkı ATAY YAYINEVi VE ADRESi : Can Kitabevi BASIM TARiHi : 1980 KiTABIN YAYIM MAKSADI Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde içine düştüğü durumu ortaya koymaktadır  KITABIN ÖZETI Kitabın ismi; Cemal Paşa’nın karargahının (4  Karargah) bulunduğu kitabın ismi; Cemal Paşa’nın karargahının (4  Karargah) bulunduğu Kudüs’e yakın bir dağın isminden gelmektedir  Kitapta Osmanlı saltanatının son gün bir dağın isminden gelmektedir  Kitapta Osmanlı saltanatının son günlerinden Türkiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadarki bir zaman dilimi anlatılmaktaiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadarki bir zaman dilimi anlatılmaktadır  Yazar bir görrev sebebiyle Cemal Paşa’nın karargahına yani Zeytindağı’na gitmiştiev sebebiyle Cemal Paşa’nın karargahına yani Zeytindağı’na gitmiştir  Burada yaşşamış olduğu olayları ve anılarını bulunduğu tarihin önemli olaylaramış olduğu olayları ve anılarını bulunduğu tarihin önemli olaylarını da içine alacacak şekilde anlatmıştır  k şekilde anlatmıştır  Birinci Dünya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olaririnci Dünya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olarak orduya alınnır ve Cemal Paşa’nın karargahına tayin olur  Cemal Paşa ile iliskileri ır ve Cemal Paşa’nın karargahına tayin olur  Cemal Paşa ile iliskileri de burada gelilişir Kitabın ilk kısımlarında İttihat ve Terakki’den söz edilmiştir  İttihat ve bın ilk kısımlarında İttihat ve Terakki’den söz edilmiştir  İttihat ve Terakki içererisinde Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa en önemli simalardir  isinde Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa en önemli simalardir  Cemal Paşa yeninilikçiliği ile tanınmaktadır  Enver ve Talat Paşa’lar ise muhafazakar birlikçiliği ile tanınmaktadır  Enver ve Talat Paşa’lar ise muhafazakar bir kişilik sergrgilemektedir  Enver Paşa’nın Turancılık fikirleri güçlüdür  Falih Rıfkilemektedir  Enver Paşa’nın Turancılık fikirleri güçlüdür  Falih Rıfkı, Enver Paşşa’nın bu fikirlerini benimsememekte ve Enver Paşa’yı diktatör olaa’nın bu fikirlerini benimsememekte ve Enver Paşa’yı diktatör olarak nitelelemektedir  Türkiye’nin kurtuluşunun Enver Paşa gibilerden kurtulmemektedir  Türkiye’nin kurtuluşunun Enver Paşa gibilerden kurtulmakla mümkün olduduğu düşüncesindedir  İttihat ve Terakki kendi içerisinde bölünmüş bir ğu düşüncesindedir  İttihat ve Terakki kendi içerisinde bölünmüş bir yapı sergrgilemektedir  Bir birlik ve beraberlik söz konusu değildir  Her liderinilemektedir  Birlik ve beraberlik söz konusu değildir  Her liderin bir grubu vardır  Falilih Rıfkı da Cemal Paşa’nın adamı damgasını taşımaktadır  Falih h Rıfkı da Cemal Paşa’nın adamı damgasını taşımaktadır  Falih Rıfkı, İttihat ve T Terakki’nin bu yönünü yani fikir birliğinin bulunmayışını eleştirmektedierakki’nin bu yönünü yani fikir birliğinin bulunmayışını eleştirmektedir  Çünkü yaşşanılan buhrandan kurtuluş ancak birlik ve beraberlikle mümkündür  Buanılan buhrandan kurtuluş ancak birlik ve beraberlikle mümkündür  Buna rağmen bilininçsiz yaklaşımlar, kişisel hesaplaşmalar İttihat ve Terakki’yi kendi kendçsiz yaklaşımlar, kişisel hesaplaşmalar İttihat ve Terakki’yi kendi kendisiyle uğraraşan bir duruma düşürmüştür  şan bir duruma düşürmüştür  Falih Rıfkı, Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, alih Rıfkı, Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, olayları daha açıkık ve net bir şekilde görebilmektedir  Bir dönem, bir İmparatorluk yok o ve net bir şekilde görebilmektedir  Bir dönem, bir İmparatorluk yok olmaktadır  Yazzar bunu sezinleyebilmektedir  Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşamış oldar bunu sezinleyebilmektedir  Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşamış oldukları bir devvrin çöküşünü gözler önüne sermektedir  rin çöküşünü gözler önüne sermektedir  Falih Rıfkı Osmanlı’nın bir kukla devlet olduğunu söylemektedir  Öalih Rıfkı Osmanlı’nın bir kukla devlet olduğunu söylemektedir  Örneğin;şöyle bir o olay anlatılmakta; “Mahmut Şevket Paşa’yı öldüren Kavaklı Mustafa, lay anlatılmakta; “Mahmut Şevket Paşa’yı öldüren Kavaklı Mustafa, memleketten kaççmaya muvaffak olmuştu  Bir Rus vapuruna binmişti  Fakat Osmanlı’maya muvaffak olmuştu  Bir Rus vapuruna binmişti  Fakat Osmanlı’nın Rus sanncağı taşıyan bir vapurdan bir kişiyi almaya hakkı yoktu  Bunun üzerinecağı taşıyan bir vapurdan bir kişiyi almaya hakkı yoktu  Bunun üzerine bir Osmanlı hükkümeti görevlisi, Kavaklı Mustafa’yi gemiden kaçırır ve boğdurur  ümeti görevlisi, Kavaklı Mustafa’yi gemiden kaçırır ve boğdurur  Bu olayı haber alan n Ruslar, Kavaklı Mustafa’yı kaçıran zatı görevden aldırır ve bundaRuslar, Kavaklı Mustafa’yı kaçıran zatı görevden aldırır ve bundan böyle devlet hizmetinde kullanılmamasını isterler ve istedikleri de olur  ” Osmanlı, ümmetçilik fikri sebebiyle neredeyse üç kıtada egemen olmuştu  Bu cografyanın büyük bir kısmını Arapların yaşadıkları ülkeler kapsamaktaydı  Kudüs, Şam, Filistin, Hicaz gibi  Osmanlı sadece cografyada büyüyebilmişti  Çünkü, bu kazanılan toprakların hiçbirinin kültürlerine, dillerine, ticaretlerine ve maddiyatlarına egemen olunamamıştı  Hatta Osmanlı, Arapları Türkleştireceğine oradaki Türkler Araplaşmıştı  “Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık  ” Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi  Eğer, medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu içlerine kadar gireceğine şüphe yoktu  Osmanlı Emperyalizmi şu ana fikir üstünde kurulmuş bir hayal idi  ” Türk milleti kendi başına devlet yapamaz! ” Osmanlı, Arap topraklarını alarak oraları bir bakıma imar ediyordu  Çünkü, Arap şeyhleri arasındaki kanlı savaşlar sonucunda Arap halkı mağdur oluyor ve maddi olarak da çöküntüye uğruyordu  Osmanlı geldiğinde ise bu şeyhleri uzlaştırıp sükuneti sağlıyor ve onlara belirli imtiyazlar veriyordu  Bir bakıma Osmanlı onlar için bir kurtuluş gibiydi  Buna rağmen Osmanlının güçsüz duruma düşmesini fırsat bilip hemen İngilizlerle, Fransızlarla anlaşmışlar ve Osmanlı’ yı arkadan vurmuşlardır  Osmanlı’ ya karşı görünüşte bağımlı olan Araplar her zaman kendi halifeliklerini istiyordu  Müslüman Araplar arasında Arap Halifeliği hükümeti peşinde olanlar vardı ve 1  Dünya savaşı çıktığında bu düşüncelerini gerçekleştirmek için ve İngilizlerin vereceklerini vaadettikleri imtiyazlardan dolayı Osmanlı’ ya ihanet etmişlerdi  Osmanlı’nın Araplara vermiş olduğu haklar, onların küçük bir anlaşmazlıkta bile isyan etmelerini sağlıyordu  Cemal Paşa zamanında çıkmış olan bir kanun ile komutanlara eğer vatan müdafaası için zaruri görülürse idam hükümlerini yerine getirmesi yetkisi verilmişti  Yani isyanlar artık kanla bastırılıyordu  Cemal Paşa’nın bir amacı da Suriye’ yi Osmanlılaştırmaktır  Bu düşüncesini gerçekleştirmek için Suriye’ de modern okullar açtırmıştır  Bunun yanında bir de hicret eden Ermenileri, Suriye içlerine dağıtarak güçlenen Araplılığa karşı bir teminat olarak kullanıyordu  Hatta Ermenileri güçlendirmek için ev ve toprak bile verilmiştir  Falih Rıfkı Atay, Arapları anlatırken din sömürüsü konusuna da değinmiştir  Falih Rıfkı’ ya göre din sömürüsü bütün dinler için geçerlidir  “Medine dini mallaştırmış ve maddeleştirmiş bir Asya pazarıdır  Kudüs dini oyunlaştırmış bir Garp tiyatrosudur”  Araplar çok fakirdir  Kendi ülkelerinde; ata topraklarında hizmetçi konumuna düşmüşlerdir  Filistin ikiye ayrılmıştır  Eski Filistin Arapların,yani hizmetçilerin; yeni Filistin ise tüm güzelliği ve ihtişamıyla Yahudilerin  Din satışa sunulmaktadır  Hac dönemlerinde Araplar da Yahudiler de büyük kazanç elde etmek peşindedir  Osmanlı Devleti’nin Almanlarla beraber savaşa girmesinin en büyük nedeni İttihat ve Terakki yöneticilerinden Enver Paşa’ nın Alman hayranı olmasından kaynaklanıyordu  Birinci Dünya Harbi sonucunda Tuna yukarısındaki iki İmparatorluk, Akdeniz kıyısındaki bir İmparatorluk ve Tuna kenarındaki bir krallık devrilmek üzereydi  Suriye ve Filistin’ de Almanların durduramadığı İngiliz seli yine bir Türk, fakat bu sefer öz bir kumandan, Mustafa Kemal tarafından Halep aşağısında tutulmuştur  Mustafa Kemal’ in orada seçtiği savunma hattı,Misak-ı Milli’ deki Türkiye sınırıdır  emal Paşa’ nın yerine, Suriye’ de silahlı kuvvetlerin başına geçen Alman Fon Falkenhein bozgunu durduramadı ve Kudüs İngilizlerin eline geçti  Artık yalnız Anadolu ve İstanbul düşünülür  İmparatorluğa ve onun rüyalarına “Allahaısmarladık! ” denir  Artık Şam’ dan ayrılmak zamanı gelmiştir  Cemal Paşa İstanbul’ da istifa edecektir  Cemal Paşa harap Anadolu topraklarını gördükçe: - “Keşke vazifem buralarda olsaydı, keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terkedilmiş vatan parçası üstünden geçseydi  Anadolu hepimize hınç ve güvensizlikle bakıyordu  Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya şimdi kendimiz pişmanlığımızı getiriyoruz  Kumar oynadık ve kaybettik” diye düşünmektedir  Cemal Paşa’ya sorulan : - Paşam bu harbe niçin girdik? sorusuna cevap ilginçtir  - Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı  Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik  İlim, İhtisas ve tecrübe sahibi Mustafa Kemal, vatan ve istiklal düşüncesiyle milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için vermesi gerektiği düşüncesindedir  Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan… hepsi böyle ödenmiştir  Mustafa Kemal büyük harbe girmek karşıtı idi: çünkü O kafa ve sanat adamı idi  Mustafa Kemal Kurtuluş Harbi’ni bırakmak fikrinde asla bulunmadı : çünkü O vatan adamı idi  KİTABIN ANAFİKRİ Anafikir olarak;vatan için bir şeyler yapmak gerektiğinde,birer komutan olarak ilk önce fikir va sanat adamı olmalıyız  ŞAHISLARIN VE OLAYLARIN TAHLİLİ a) Şahısların Tahlili Falih Rıfkı : Aynı zamanda kitabın yazarı da olan şahıs kitabı kendi hayatından alıntılarla yazmıştır  Yazarımız yedek subay olarak orduda yer almaktadır  Genç ve İttihatçı bir kişiliğe sahiptir  Fakat Enver,Talat ve Cemal Paşaları tanıyınca İttihat veTerakki hakkındaki fikirleri değişir  Diğer şahıslar : Mustafa Kemal,Enver Paşa,Talat Paşa,Cemal Paşa  b) Olayların Tahlili Olaylar genellikle Garp Cephesinde ve Şam’da vuku bulmaktadır  YAZARIN HAYATI Falih Rıfkı Atay (1894 – 1971) 1894 yilinda Istanbul’da dogdu  Fikra, makale, gezi türlerindeki gazete yazilariyla ve özellikle Atatürk’ü yakindan tanitan anilariyla ün kazanan Falih Rifki Atay, Kovacilar semtindeki Rehberi Tahsil Rüstiyesi’ni bitirdikten sonra Hüseyin Cahit’in Yalçin müdürlük yaptigi Mercan Idadisi’nde ögrenimini tamamladi  Darülfünunun Edebiyat bölümünü bitirdi  Idadide edebiyat ögretmeni olan Celal Sahir Erozan ile kendisinden bir ileri sinifta okuyan Orhan Seyfi Orhon, Falih Rifki’nin edebiyat zevkinin gelismesine yardimci oldular  Ilk Yazilari, Serveti Fünun dergisinin genç yazarlara ayrilan ek sayfalarinda yayimlanan Falih Rifki’nin Tecelli(1911) dergisi ile Süleyman Bahri’nin yönettigi Kadin(1912) dergisinde Cenap Sahabettin ile Ahmet Hasim’in eserlerini hatirlatan siirleri çikti  1912′de Tanin gazetesinde düz yazilari yayimlanmaga basladi; Istanbul Mektuplari, Edirne mektuplari gibi yazilari çikti  1913-1914 yillarinda sadaret ve Dahiliye Nazirligi kalemlerinde çalisti  Dahiliye Vekili Talat Pasa ile birlikte gittigi Bükres’ten Tanin gazetesine röportaj yazilari yolladi  Bu dönemdeki yazilari, Türkçülük ve Türkçecilik akimlarinin etkisini tasiyordu  I  Dünya Savasinda yedek subay olarak Suriye’ye gitti; 4  Ordu kumandani Cemal Pasa’nin hususi katipligini yapti  Suriye ve Filistin’deki savas anilarini “Ates ve Günes” (1918) kitabinda topladi  Cemal Pasa’nin Bahriye naziri olmasi üzerine Kalemi Mahsusa müdür yardimciligina getirildi (1917)  Kazim Sinasi Dersan, Necmettin Sadik Sadak, Ali Naci Karacan ile birlikte Aksam Gazetesini çikarmaga basladi (1918)  Bu gazetede Günün Fikralari basligiyla sürekli yazilar yazdi  Kurtulus Savasini destekleyen etkili yazilari dolayisiyla idam istenerek Kürt Mustafa Divani Harbi’ne verildi  Fakat Inönü Zaferinin kazanilmasi üzerine Divani Harp tutumunu degistirdigi için idamdan kurtuldu  Kurtulus Savasi sona erdigi sirada Izmir’de Atatürk ile görüsmege gelen gazeteciler arasindaydi  Atatürk’ün istegi üzerine Ikinci Büyük Millet Meclisi’ne Bolu’dan milletvekili seçildi (1922)  Daha sonra uzun yillar Ankara Milletvekili olarak T  B  M  M  ’de bulundu  Hakimiyeti Milliye, Milliyet ve Ulus gazetelerinin basyazarligini yapti  Yeni Türk Alfabesinin hazirlanmasi ve uygulanmasi sirasinda Dil Encümeninde görev aldi  Serbest Cumhuriyet Firkasi’nin tutumuna siddetle karsi çikti  Ulus gazetesinin basyazarligini yaptigi dönemde Ankara sehir plani jürisinde üyelik ve Imar Komisyonunda baskanlik yapti  1946′da çok partili döneme geçildikten sonra Ulus gazetesinde CHP’nin savunuculugunu sürdürdü  Demokrat Parti’nin 1950′de iktidara geçmesinden sonra Dünya Gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti; yeni iktidara karsi Atatürk devrimlerini savundu  Falih Rifki Atay, saglam, atak, çekici, anlatimi ve duru Türkçesiyle Cumhuriyet basininin Encümeninde usta kalemlerinden biriydi  Günlük siyasi olaylari ele alan basyazi ve fikralari yaninda Ulus ve Dünya gazetelerinde Pazar günleri yayimladigi haftalik yazilarinda çok usta bir deneme ve söylesi yazari niteligi gösteriyordu  Gezi ve ani türlerinde Cumhuriyet döneminin çok ilginç ürünlerini verdi  Dogum tarihi 1894 Ölüm tarihi 1971 Dogdugu Ülke Türkiye Eserleri “Eski Saat” (1933), “Niçin Kurtulmamak?” (1953), “Çile” (1955), “Inanç” (1965), “Kurtulus” (1966), “Pazar” “Konusmalari” (1966), “Bayrak” (1970), “Ates ve Günes” (1918), “Atatürk’ün Bana Anlattiklari” (1955), “Mustafa Kemal’in Mütareke defteri” (1955), “Çankaya” (1961), “Batis Yillari” (1963), “Atatürk’ün Hatiralari” ; “1914-19″ (1965), “Atatürk Ne idi?” (1968), “Fasist Roma”, “Kemalist Tiran, Kaybolmus Makedonya” (1930), “Deniz Asiri” (1931), “Yeni Rusya” (1931), “Moskova-Roma” (1932), “Bizim Akdeniz” (1934), “Taymis Kiyilari” (1934), “Tuna Kiyilari” (1938), “Hind” (1944), “Yolcu Defteri” (1946), “Atatürkçülük Nedir?” (1966), “Roman” (1932)  
				__________________ Yüreğin varsa karşılıksız da seversin    Beklentisiz    Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten    Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir      | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |