|  | Şarkı Nedir? |  | 
|  11-28-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Şarkı Nedir?Şarkı Nedir? İnsan sesiyle oluşturulan bir müzik parçasıdır  Şarkının en önemli özelliği ezgisinin sözcüklerden oluşmasıdır  Bu sözcüklere "güfte" ya da "şarkı sözü" denir  Bir şarkıda, güfte denen ve sözcüklerden oluşan bir ilk yapı ile bu güftenin müziğe uyarlarımasıyla ortaya çıkan ve "beste" denen ikinci bir yapı vardır  Şarkı dendiği zaman güfte ve besteden oluşan bu ikili yapı akla gelir  Hiç anlamı olmayan sözcük ya da ses birimlerinden de oluşan şarkılar olmakla birlikte, şarkı belirli bir anlam taşıyan sözcük dizilerinden oluşur  Çok eski dönemlerden beri insanların şarkı söylediği bilinmektedir  Dinsel törenlerde, toplu çalışmalarda, askerlerin   yürüyüşleri sırasında söylenen şarkılar yapılan iş ya da eylemin bir parçası gibiydi  Özellikle dinsel törenlerde şarkının önemli bir yeri vardı  İnsanlar sevgi, acı, sevinç, keder gibi değişik duygularını anlatmak için şarkıya başvurdular  Böylece şarkı zamanla gelişti ve müzik alanında kendine özgü bir yer edindi  Temel yapısında büyük bir değişme olmamakla birlikte bazı kurallara bağlarıdı  Bizim türkü dediğimiz halk şarkılarından ayrı bir yapı kazandı  Bu nedenle "insan sesi için bestelenmiş parça" ya da "insan sesi tarafından seslendirilen parça" diye tanımlanmaya başlandı  Avrupa'da bilinen en eski şarkılar 11  yüzyıldan kalmadır  Fransa'da ortaya çıkan bu ürünler gezgin halk şairlerinin ya da ozanların ve destan şairlerinin ürünleridir  Bu dönemde Fransa'nın güneyinde ve kuzeyindeki ozanlara farklı adlar veriliyordu  Bu ozanlar, sanatlarını sergilemek ve izleyenleri eğlendirmek için bir kaleden bir başkasına gider ve bu nedenle de gezgin bir yaşam sürerlerdi  Kısaca ozan dediğimiz bu şair müzikçiler konusunda FRANSIZ EDEBİYATTnda daha geniş bilgi bulabilirsiniz  Bu dönemde Almanya'da da aynı işlevi yerine getiren ozanlar (minstrel) vardı (bak  ALMAN EDEBİYATI)  İngiltere'de Kraliçe I  Elizabeth döneminde, İtalya'dan gelen yeni bir şarkı türü ortaya çıktı  "Madrigal" adı verilen bu şarkı türü, herhangi bir çalgıyla eşlik edilmeyen iki, üç ya da dört ses için yazılmıştı (bak  MADRİGAL)  Aynı dönemde İngiltere'de tek ses için bestelenmiş ilginç şarkılar da vardı  Kederli ya da neşeli ve hoş tonlarla dolu bu şarkılara ayre deniyor ve bu şarkılar bir çeşit telli saz olan lavta eşliğinde söyleniyordu  Sonraki 200 yıl (17  ve 18  yüzyıllar) boyunca, besteciler çoğunlukla operalar yazdılar ya da çalgılar için besteler yaptılar ve solo denen tek ses için bestelenen şarkılar üzerinde pek durmadılar   Haydn, Mozart ve Beethoven gibi bestecilerin yazdığı çok az şarkı vardır  Bu şarkılar operalardaki (bak  Opera) aryalara benziyorlardı  Bununla birlikte, 19  yüzyılın ilk yıllarında şarkıyı layık olduğu yere getiren Beethoven olmuştur  Bundan sonra tanınmış besteciler çok çeşitli türlerde şarkılar bestelemişlerdir  Tüm bu bestecilerin en büyüğü, yeni ve şiirsel bir şarkı türü yaratmış olan Schubert' tir  Bu yeni şarkı türüne Almanca'da lied adı verildi  Schubert 600'den fazla lied yazdı; bunlarda, sıcak ve dokunaklı duyguları dile getirdi  Ayrıca Goethe ve Schiller'in şiirlerini de besteledi  Schubert'ten birkaç yaş küçük olan Schumann da çok sayıda şarkı yazdı  Schumann, Heinrich Heine ve Joseph von Eichendorff gibi bazı şairlerin şiirlerini besteledi  Daha sonraki şarkı bestecileri arasında Avusturyalı Hugo Wolf vardı  Özellikle Goethe ve Eduard Mörike'nin şiirleriyle yaptığı bestelerde, güfte ile beste arasındaki uyum konusunda büyük titizlik gösterdi  Brahms, Richard Strauss ve Gustav Mahler, şarkılarıbugün de sık sık duyulan bestecilerdir  Bu arada Fransız besteciler, akıcı ve müzikal tınılarla dolu, sanson adlı bir şarkı türü yarattılar  Fransızca'nın sesi, Almanca'nınkinden tümüyle farklıydı ve Fransız besteciler doğal olarak, kendi dillerinin özelliklerine uygun müziği yazmayı denediler  19  yüzyıl Fransa'sında, belki en büyük şarkı yazan Henri Duparc'tı  1870'lerde sağlığı bozulmadan önce yalnızca 12 şarkı yazmış olmasına karşın, bu şarkılar sanatçının olağanüstü ürünleriydi  Onu, Gabriel Faure ve 20  yüzyılda Debussy, Ravel ve Francis Poulenc izledi  19  yüzyılın en güzel Rus şarkılarıarasında, Modest Mussorgski'nin küçük bir çocuğun yaşamından kesitler veren Çocuk Odası adlı şarkı dizisi vardır, Mussorgski, Goethe'nin Faust'unun Rusça'ya çevrilmiş bir özetinden yaptığı Mefistofeles'in Pire Şarkısı adlı bestesiyle de tanınır  Çaykovski ve Aleksandr Borodin'in de güzel şarkı besteleri vardır  İngiltere'de 19  yüzyıl boyunca en sevilen şarkılar "balad" adı verilenlerdi  Kimse bunlara neden balad dendiğini bilmiyordu, çünkü eski baladlara benzemiyorlardı ve müzik açısından da pek güzel değillerdi (bak  Balad)  Yüzyılın sonunda birkaç besteci şarkı bestesine yenilik getirdi  Arthur Somervell, güfte olarak Tennyson'ın Maud adlı şiirinden kaynaklarıan bir şarkı dizisi yazdı (bak  Tennyson, Alfred)  Vaughan Williams ve John Irelarıd, A  E  Housman'm şiirlerinden birkaçını, özüne bağlı kalarak başanyla besteledi  Asıl adı Philip Heseltine olan Peter Warlock ise W  B  Yeats'in şiirlerini besteledi  Michael Tippett iki şarkı bestesi yazdı: Çocukluk Döneminin Sonu (1943) ve Kalplerin İnancı (1951)  Ben-jamin Britten, Serenad (1943), Ninnilerin Büyüsü (1947) ve Nocturne (1958) adlı şarkı besteleriyle ünlüdür  Birkaç tane folk şarkısı düzenlemesi de yapmıştır   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Şarkı,Batı Müziğinde ,tek bir insan sesi tarafından çalgı eşliğinde ya da eşliksiz seslenidirilen parça. |  | 
|  01-10-2012 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Şarkı,Batı Müziğinde ,tek bir insan sesi tarafından çalgı eşliğinde ya da eşliksiz seslenidirilen parça.Şarkı,Batı Müziğinde ,tek bir insan sesi tarafından çalgı eşliğinde ya da eşliksiz seslenidirilen parça  İki ,üç yada daha fazla insan sesi için yazılan yapıtlara sırasıyla düo,trio,kuartet vb  denir  Daha büyük topluluklar için yazılanlar ise koro müziği olarak adlandırılır  Şarkıda söz ve müziğin birleşmesi,yani sözün konuşma sesi,temposu ve vurgusundan farklı bir ses,tempo ve vurgu anlayışıyla söylenmesi gerekir  Şarkılar ve şarkı söyleyiş tarzları toplumsal yapı,okuryazarlık düzeyi,dil ve törelere bağlı olarak kültürden kültüre büyük farklılıklar gösterir  Örneğin,teknolojik bakımdan ileri,merkezileşmiş kültürlerde daha çok solo şarkılar,bu denli gelişmemiş kültürlerde ise toplu olarak söylenen şarkılar yaygındır  Batı müziğinde şarkılar,genellikle halk şarkısı ve "sanat şarkısı"olarak ayrılır  Halk şarkıları genellikle eşliksiz ya da basit bir eşlikle (örneğin,gitar ya da santur) eşliğinde söylenir  Genellikle ağızdan ağıza aktarılır  çoğu zaman notaya geçirilmez  Bu yüzden de notaları ve sözleri kuşaktan kuşağa aktarılırken değişikliğe uğrar  Çoğu halk şarkısının kimin tarafından bestelendiği bilinmez  Halk şarkılarından ayırt etmek için " sanat şarkısı" olarak adlandırılan parçalar ise profesyonel ya da eğitimden geçmiş şarkıcıların,genellikle piyano ya da bir çalgı topluluğu eşliğinde seslendirmeleri için bestelenir  Bunlar notaya geçirilmiştir  bu nedenle de melodileri ve sözleri fazla değişikliğe uğramaz  Genellikle "popüler şarkı" olarak adlandırılan parçalar ise teknik zorluk,karmaşıklık,işlenmişlik,ve değişime kapalılık gibi nitelikler bakımından halk şarkıları ile sanat şarkıları arasında yer alır  Halk şarkıları genellikle müzik dışı etkinliklere,örneğin dinsel törenlere ,dansa ya da bir çalışma sürecine eşlik eder  Bazılarında aşıklar sevgililerine olan duygularını dile getirir  bazılarında ise bir öykü anlatılır  Öykülü şarkıların çoğu da,genellikle her heceye yalnızca bir ya da birkaç notanın düştüğü,görece basit melodilerden kurulmuş baldalr ya da lirik şarkılardır  Sanat şarkıları ise klasik müzik gibi ,temelde kentsel bir müzik biçimidir  ve ortaçağ kentlerinden saraylardan kiliselerden ve ilahiyat okullarından kaynaklanmıştır  12  yüzyılın müzikçi-şairleri truver ve trubadurların melodi ve şiirleri sonraki yıllarda bütün Avrupa"da yaygın olarak taklit edildi  Bu şarkılar ustalıkla düzenlenmiş ,incelikli melodileri ve sözleriyle aristokratik bir toplumun ürünleriydi  El yazmalarından anlaşıldığına göre,bu tür şarkılar eşliksiz söylenir ya da eşlik doğaçlama olarak yapılırdı  Kaynak;AnaBritannica cilt 29 frmsinsi  net için derlenmiştir   | 
|   | 
|  | 
|  | Şarkı,Batı Müziğinde ,tek bir insan sesi tarafından çalgı eşliğinde ya da eşliksiz seslenidirilen parça. |  | 
|  01-10-2012 | #3 | 
| 
Şengül Şirin   |   Şarkı,Batı Müziğinde ,tek bir insan sesi tarafından çalgı eşliğinde ya da eşliksiz seslenidirilen parça.13  ve 14  yüzyıllarda çoksesli müziğin gelişmesiyle birlikte,besteciler ana melodiyi solo şarkıcıya,yardımcı melodileri de çalgılara vermeye başladılar  Bir melodinin bir önceki melodiyi taklit etme tekniği 15  yüzyıla gelindiğinde müzik dokusunun ayrıntılı olarak işlenmesine,kontrpuana dayalı çoksesliliğin gelişmesine,buna karşılık ana melodinin eski önemini yitirmesine yol açtı  Ama sonraki yıllarda buna karşı gelişen tepki sonucunda olabildiğince yalın,yalnızca birkaç akorlu eşlikleri olan şarkılar yaygınlaştı  16  yüzyılda ise,sözlerin incelikli ve anlaşılabilir bir biçimde söylenişi yeniden önem kazandı  17  yüzyılda sahne müziği şarkıların daha da incelikli bir anlatım kazanmasına yol açtı  Resitatif ile arya arasındaki ayrım da bu dönemde oluştu  Resitatif,basit akorlu bir eşliği ve serbest bir söyleşi olan,tümüyle söz ağırlıklı şarkalara,arya ise daha işlenmiş bir melodisi ve anlatımlı bir eşliği olan,virtüözlük gerektiren şarkalara verilen addı  Müzikleri açısından daha ilginç olduklarından aryalar opera,kantat ve oratoryoya egemen oldu  Bu türlerin dışında,önceki dönemlere oranla 18  yüzyılda solo şarkıya daha az önem verildi  Örneğin Mozart ve Haydn"ın şarkıları bu bestecilerin en iyi yapıtları değildi  Yalnızca popüler müzikte,klavye eşlikli strofik (kıtalı) şarkılar gelişme gösterdi  19  yüzyıl başlarında Avusturyalı besteci Franz Schubert"in şarkıları dramatik aktarım ve müzik tekniği bakımından kusursuzdu  Robert Schumann,Jhonnes Brahms ve romantik dönemin önde gelen öbür şarkı bestecileri Scuhubert"in yalnızca strofik melodiyi çeşitleme sanatını değil,eşliğin taşıdığı olanakları da öğrendiler  Gabriel Faure ve Claude Debussy gibi Fransız bestecilerin şarkıları ise,Fransızcanın akıcı söyleniş ve vurguların da etkisiyle son derece değişken armonilere sahipti  20  yüzyıl bestecileri sesin eşlikle ilişkisini araştırmaya,şarkıcının anlatım ve teknik sınırlarını genişletmeye ve insan sesini bir çalgı gibi kullanmaya devam ettiler   Kaynak;AnaBritannica cilt 29 frmsinsi  net için derlenmiştir   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |