|  | Âşığın Gözyaşı Gül Renginde Akar |  | 
|  12-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Âşığın Gözyaşı Gül Renginde AkarÂşığın Gözyaşı Gül Renginde Akar Gül  Divân şiirinde en çok sözü edilen çiçek güldür  Sevgilinin yüzü ve yanağı ile sıkı münasebeti vardır  Bazan gül bunlara; bazan da bunlar güle benzerler  Gerek koku gerekse renk bakımından çok güzel olan gül daima tazedir  Bu yönüyle bağın çemenin ve baharın vazgeçilmez bir ögesidir  Bizzat kendisine mahsus gülistan gülşen ve gülzâr vardır  Hatta ona bazen sultan olarak da rastlarız  Baharın diğer adının gül mevsimi oluşu da güle verilen önemden ileri gelir  Gül yetiştirmenin çok zahmetli bir iş oluşu onun âdetâ nazla beslenip büyümesi şeklinde ele alınır  Gülün açılması apayrı bir olaydır  O seher vaktinde sabâ yelinin parmaklarıyla açılır  Onun açılması bir neşe ve sevinç belirtisidir  Çünkü gül açılınca bahar gelir eğlence başlar  Gülün handân oluşu da yine onun açılması çâk- ı girîban eylemesidir  Gül bu kadar güzel ve çekici olmasına rağmen çok çabuk solar  Yani geçicidir  Tıpkı âşığın ömrü gibi çabucak geçiverir  Sabâ yelü gülün yapraklarını yavaşça aralar ve kokusunu her tarafa yayar  Ancak sonbahar yeli onun için felakettir  Onun perişân olmasına dağılmasına neden olur  Gülün suya olan ihtiyacı her çiçekten fazladır  Sık sık sulanmalıdır  Kökleri su içinde olursa daha güzel yetişir  Bu nedenle güller su kenarlarında bulunur ki ?hurrem? oluşu buradan gelir  Bazan gül yaprakları çiğ tanesiyle birlikte görülür  Bütün bunların hepsi bir yana gül ile bülbül?ün aşkları dillere destandır  Gül bülbülün sevgilisidir  Âşık da sevgili denen gül karşısında şakıyıp duran bir bülbüldür  Gül ile bülbülün bu hikayeleri İslam ? Şark edebiyatlarını çok etkilemiştir  Hatta ?Gül ü Bülbül?adlı alegorikmüstakil eserler bile yazılmıştır  Gülün dikeni aşığın rakibidir  Ancak gül ile diken iyilik ve kötülük kolay ile zor dost ile düşman vs  zıtlıkların timsalidir  Gülün yaprağı anılınca defterdivân tomarvarakyazı ile ilgili eşya akla gelir  Sabâ yeli yavaş yavaş bu defterin sayfalarını çevirirken bülbül ondan letâif öğrenir ve şâir sevgilideki yanağın övgüsüne başlar  Utanan kişinin yüzünün kızarıp güül rengini alması dolayısıyla gül daima utangaç ve hayâ sahibi olarak ele alınır  Gülün toprağa yakın fidanına dâmen-i gül denir ki yanında menekşe sünbül ve süsen bulunur  Bunlar âdetâ gülün eteğine yapışmışlardır  Güllerin destelenmesi toplanması ayrı bir husustur   Gül aynı zamanda Cennet çiceğidir  İbrahim Peygamber ateşe atılınca gül bahçesine düşmüştür  Bazan sevgiliye gül denir ve onun her haliyle gül oluşu anlatılır  Onun endâmı güzelliği teridudağıkulaklarıyanaklarıel ibileği vs  gülde bulunan özellikle ilgilidir  Âşığın göz yaşı da gül renginde akar  Bazan gül rengi ve şekli yönünden yakut bir köşke benzer  B azan da ateş çerağ şarap ve la?l olur  Divân şiirinde gül ile ilgili teşbih ve mecazların sonu gelmez  Şâir her bakımdan bu güzel çiçeği anar  Suya versin bâğbân gülzârı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün teg verse bin gülzâre su | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |