| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| alinin, hüseyinin, kerbela, oğlu, olayıhz, öldürülmesi | 
|  | Kerbela Olayı-Hz. Ali'Nin Oğlu Hz. Hüseyin'İn öldürülmesi |  | 
|  08-02-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Kerbela Olayı-Hz. Ali'Nin Oğlu Hz. Hüseyin'İn öldürülmesiKerbela Olayı-Hz  Ali'Nin Oğlu Hz  Hüseyin'İn öldürülmesi (680), Emeviler'e karşı halifelik savında bulunan Hz  Ali'nin oğlu Hz  Hüseyin'in öldürülmesi olayıdır  Kerbela Olayı Müslümanlar arasındaki ayrılıkları daha da derinleştirmiş, günümüze kadar gelen SünniŞii çekişmesinde bir dönüm noktası olmuştur  Muaviye'nin 661'de halifeliğini ilan etmesine karşı çıkan Hz  Ali yandaşları ilk fırsatta halifeliği Hz  Muhammed'in soyundan gelenlere  yani Hz  Ali'nin oğullan Hz  Hasan ve Hz  Hüseyin'e geri vermek için çetin  bir mücadeleye girişmişlerdi  Gerçi daha başlangıçta Hz  Hasan Müslümanlar arasında daha fazla kan dökülmesini önlemek için halifeliği daha güçlü durumdaki Muaviye'ye devretmişti  Buna karşılık Muaviye de kendinden sonra Hz  Hüseyin'in halife olmasını kabul etmişti  Gene de birçok kişi Muaviye'nin halifeliğini tanımamıştı  Muaviye'nin bunlara karşı zor kullanması ve halifelik merkezini Mekke'den Şam'a taşıması bir aile saltanatı kuracağı yolundaki görüşleri daha da güçlendiriyordu  Nitekim Muaviye 680'de ölünce yandaşları Hz  Hüseyin'e verilen sözü unutup Muaviye' nin oğlu Yezid'i halife ilan ettiler  Buna karşılık Küfe halkının büyük çoğunluğu Hz  Hüseyin'i halife kabul ettiğini açıklayarak onu kente çağırdı    Hüseyin Irak'ta büyük destek bulacağını umuyordu  Ama Yezid'e bağlı güçler Hz  Hüseyin'e destek verecek kişileri yakaladılar, grupları dağıttılar, Hz  Hüseyin'e de geri dönmesini önerdiler  Hz  Hüseyin yanındaki az bir güçle ilerlemeyi sürdürünce Kerbela yakınlarında yolunu kestiler  Arkadan da çevrildiği için Fırat Irmağı ile bağlantısı kopan ve susuz kalan Hz  Hüseyin ve yandaşları savaşmak zorunda kaldılar  Çok üstün güçlere karşı girişilen bu savaşta Hz  Hüseyin'le birlikte iki küçük oğlu, Hz  Hasan'ın çocuklarından Ebubekir ile Kasım ve Hz  Muhammed'in soyundan birçok kişi öldü  Müslümanlar arasında büyük yankılar yaratan bu olaydan sonra ayrılıklar daha da derinleşti  Halifeliğin Hz  Ali'nin ve onun soyundan gelenlerin hakkı olduğuna inanan Şiiler Hz  Hüseyin'in öldürüldüğü muharrem ayının 10  gününü yas günü ilan ettiler  Her yıl büyük törenlerle onu andılar  Kerbela Olayı dinsel edebiyatta da yaygın olarak işlendi  Hz  Hüseyin ve öbür Kerbela şehitleri için birçok ağıt kaleme alındı  Hz  Hüseyin'in Kerbela'daki türbesi bugün de Şiiler için kutsal bir ziyaret yeri sayılır   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Kerbela |  | 
|  12-28-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   KerbelaKerbela Hüseyin, onlara soruyordu? — Ben kimim? Cevap veriyorlardı: — Muhammed Peygamberin kızı Fâtıma’nın oğlusun? Soruyordu; — Şeraitte bir değişiklik mi yaptım, birinizi mi öldürdüm, bir sünneti mi değiştirdim? Hayır diyorlardı  O halde diyordu, neden benim kanımı helâl biliyorsunuz? Her yanı size bırakmayın, bir er gibi, sınırlara gidip savaşayım yahut bırakın beni, Medine’ye gideyim, hiçbir şeyinize karışmadan oturayım orada  Bunların hiçbirine razı değilseniz bırakın, Yezîd’in yanına ben gideyim, onunla ben konuşayım  Gene hayır diyorlardı, ya Yezîd’e biat edersin yahut seni, hem de babana düşmanlığımız yüzünden öldürürüz  Huseyn, Yezîz’in saltanatından itibaren iki şeyden birini yapabilirdi; Zilletle yaşamak, izzetle ölmek  Huseyn, ikincisini üstün buldu  Savaşa girişti  Dostları, birer birer, gözü önünde öldüler  Kardeşinin kolları kesildi, Fırat kıyısına düştü, on dokuz yaşındaki oğlu, param parça edildi, kardeşinin on bir yaşındaki oğlu, gözü baka baka öldürüldü, altı aylık yavrusu, kucağında oklandı  Kardeşinin küçük çocuğu, bağrında can verdi  Ayali esir oluyordu, açdı, susuzdu onlar gibi  Fakat aslanlar gibi düğüştü ve inancına can verdi, başı kesildi, mızrağa dikildi, vücudu, atların nallarıyla ezildi, hurdahaş oldu  Bu, bir beylik davası değildi; bu bir aldanış değildi; bu, bir körü körüne tehlikeye atılış değildi  Bu, bir inanç davasıydı; bu, bir anlayış örneğiydi; bu, bir şeref savaşıydı  Huseyn, biliyordu ki oyuz iki bin kişilik bir orduya yüz kişiyle karşı durulmaz  Huseyn biliyordu ki kuvvete, kuvvetle karşı konur, Huseyn biliyordu ki yaşayış, ölümden çok tatlıdır  Fakat gene biliyordu ki azlık, bir an içindir ve mağlûplar vardır ki zaman geçtikçe gelenleri alt ederler  Kuvvet, kuvveti yense bile gerçeği yenemez, ölüm acıdır ama ******** yaşamak, ölümden beterdi  Zulme karşı durmazsa biliyordu ki gerçek bildiği yok olacak, kutlu saydığından eser kalmayacak, yüceltmek istediği alçalıp ezilecek, adı bile anılmayacak  Dilediklerini yapmalarına izin verdikten sonra dostlarını, sevgilerini, yakınlarını, oğullarını, kendisini feda etmekten başka çaresi yoktu ve ayalini esir vermesi gerekti  Böylece Huseyn, yalnız inanç şehidi olmadı, şeref, izzeti nefs ve insanlık şehidi de oldu  Zilletle yaşamayı kabul edenler, onun hareketini manasız bulur, onu gafil sanır, mazurdur bunlar  Fakat izzetle ölmeyi bilenler, onun şehâdetini kutlar, onu, en uyanık bir er, bir fedakârlık bayrağı sayar  Abdülbaki Gölpınarlı,Gülzâr-ı Haseneyn Kerbelâ Vakası kitabından alıntılanmıştır   | 
|   | 
|  | 
|  |