Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Makaleler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dil, ile, ilgili, konulu, makale, örneği

Dil Konulu Makale Örneği Dil İle İlgili Makale

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Konulu Makale Örneği Dil İle İlgili Makale




Dil konulu makale örneği dil ile ilgili makale

İzninizle, “Dil” üzerine birkaç cümle sarfetmek isterim Çünkü “dilimiz geleceğimizdir”, olmazsa olmazlarımızdan ve Edebiyatımızın temel taşlarından biridir

Dil, hiç şüphesiz, milletimizin tarih sahnesinde var olması geleceğimiz acısından bugün önemli meselelerimiz arasında yer almaktadır Konunun önemini ifade etme bakımından, mevzuyla ilgili bir şeyler söyleyebilmemiz ve yazabilmemiz için, aslında dilin mahiyetinin ne olduğuna, neleri kapsadığına, tarihi süzgeçten geçip günümüze kadar nasıl geldiğine, istikbalimiz açısından onun olmazsa olmazımız olup olmadığına bakmamız ve buna göre değerlendirmemiz gerekmektedir

Dil, varlığın kendi var oluşunu ifade etmesi açısından olmazsa olmaz unsurlarından biridir Her ne kadar o, seslerin, hecelerin, kelimelerin ve cümle gruplarının anlamlı ve ahenkli bir şekilde bir araya geldiği bir semboller bütünü olsa da, onu milletlerin varlığı, devamlılığı ve geleceği açısından değerlendirdiğimizde dil; bir milletin kendisini, yaşayışını, kültürünü, inancını, devlet anlayışını, tarih şuurunu, geleneklerini, göreneklerini, eğitimini, teknolojisini, mimarisini, musikisini, yeme-içme şeklini, giyimini, mutfak kültürünü, yatmasını, kalkmasını; başka bir ifadeyle folklorunu; iç ve dış dünyasını söz ve yazıyı kullanarak ifade ettiği, asla vazgeçilmesi mümkün olmayan şah damarı niteliğinde bir unsurdur

Ünlü düşünür Wittgenstein: “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır” İfadesindeki gerçekle, dilin sadece düşünceyi aktaran kuru bir ifade unsuru olmadığını, aynı zamanda dilin, kişinin dünyayı algılama biçimi olduğunu ifade etmektedir Bu açıdan dil, düşünce şeklimizle de yakından ilgilidir

Yüksek düşünen insan, şüphesi yüksek şeylerden bahseder ve bunu ince bir üslupla ve ahenkli bir şekilde, dili de vasıta kılarak gerçekleştirir

Bugün toplumumuzda hemen her alanda ifade şekillerimiz adeta arabeskleşmiş ve karmaşık bir yapı içine girmiştir Bu nedenle kendimizi ifade etme biçimimiz de değişmiştir Bu durum düşüncede, aşklarımızı ifade etmede, şiirlerimizde, edebiyatta, mimari ve güzel sanatlarda yozlaşmaya kadar giderek kendini göstermektedir Oysa ki bir millet, kendi düşüncelerini, hayat biçimini hiçbir şeyin tesiri altında kalmaksızın ifade edebileceği kadarı ile hürdür Bu manada hürriyetin sınırı da, toplumun ve onu oluşturan kişilerin inanmış oldukları değerler bütünüyle yakından alakalıdır Dile bu açıdan baktığımızda, dil; bir değerler bütünün yazıyla veya sözle, işaretlerle, sembollerle ifade edilme şekli olarak karşımıza çıkar

Dil, bir millet için çok şey ifade eder Çünkü o doğrudan doğruya milleti ifade etmektedir Millet ise, Yavuz Bülent BAKİLER’in ifadesiyle, “edebiyatı olan bir topluluktur” Ona göre edebiyatın temel malzemesi dildir Dil olmazsa edebiyatımız olmaz Yine dünya çapında bir sanatkar olan Kırgız yazar Cengiz AYTMATOV’un da ifadesiyle, “millet edebiyatından tanınır” Edebiyat ise varlığını dile borçludur, millet de edebiyatıyla vardır Edebiyat da bizi var eden unsurları, birtakım değerleri tümüyle birden içeren bir özellik taşımaktadır O geçmişten günümüze bir köprü kuran vasıtadır

Biz dili her yönüyle işleyen edebiyat sayesinde Dede Korkut’u, Ahmet Yesevi’yi, Yunus’u, Mevlana’yı, Pir Sultan Abdal’ı, Karacaoğlan’ı, Baki’yi, Süleyman Çelebi’yi, Mehmet Akif’i, Koca Sinan’ı, Dede Efendi’yi, Itrı’yi… ve tarihin ötesindeki nice şahsiyetleri; aynı zamanda yine edebiyat sayesinde geçmişten günümüze aktarılan kahramanlık şiirlerini, destanları, gazelleri, tarihi hikayeleri ve bunlar gibi pek çok şeyi öğreniyoruz

Dil meselemiz, dünya üzerindeki varlığımızı, millet olan vasfımızı devam ettirebilmemiz ve diğer milletler yanındaki medeniyet yarışında bizde varız diyebilmemiz açısından hayati derecede önem arz eden bir unsur durumundadır

Bugün bizim toplumuz, ne yazık ki gereği kadar üretemeyen bir toplum durumuna düşmüştür Halbuki toplumun ayakta kalabilmesi, elde ettiği başarılara bağlıdır Başarıları elde etmenin yolu ise düşünceden geçmektedir Zihni alanımızın üretken olması, felsefede, bilimde ve sanatta günümüz itibariyle yeteri derecede başarı sağlayamamış olmamız, toplumumuzun geleceği açısından varlığımızı devam ettirme şansımızı menfi yönde etkilemektedir Kişi, düşüncelerini ancak kelimeler vasıtasıyla bir başka kişiye aktarır Düşündüğü içinde dili kullanır Düşünme geleneğinin etkinliğini yitirmeyen toplumların dili daha gelişmiştir; kavram yapısı daha sistematiktir Bunun sonucu olarak da bu toplumlarda bilim, sanat ve felsefe gibi insani faaliyetler daha gelişmiştir Böylesi toplumların kültürel mirasları ve birikimleri daha fazladır

Dilin gücünü belirleyen şey felsefi düşüncenin ve ilmi üretkenliğin gücüdür Bu alanlarda üretken olamayan, tembel olan bir toplum, ihtiyaçlarını başka toplumların ürettiklerini tüketerek karşılamak zorunda kalır Üretmeden tüketmek siyasi ve iktidasi alanda olduğu gibi dil alanında da bir büzülmeye, giderek yok olmaya götürür, bu da milletler için felakettir

Bugün konuştuğumuz dilin geçmişe nazaran söz dağarcığı da o kadar fakirleşti ki, adeta dumura uğradı Küçüldü ve büzüldü Bunun neticesinde düşüncelerimiz, gönüllerimiz, hayallerimiz, beyinlerimiz, fikir dünyamız ve kapasitemiz de küçüldü Toplum olarak adeta zirveden dibe vurduk Böyle giderse bir kabile dili kadar kelime kadrosuyla konuşacak, konuşamadığımız şekilde yazacak, yazdığımız şekilde düşünecek, düşünemediğimiz şekilde yabancılaşacağız Bu durum farkında olmasak da kendi kendimizi reddetmeye kadar gidecek İşte bu, millet olmayı reddetmektir

Küreselleşen dünyada milli kültürümüz, örfümüz, adetimiz, giyim şeklimiz, değer yargılarımız gün geçtikçe yozlaşmaktadır Kitle iletişim araçları ve kültürel yozlaşmayı tetikleyen odaklar tarafından milliği benliğimiz erozyona uğratılmış, bunun sonucunda kültürel farklılaşma hız kazanmıştır Bu durum kültüre çok kötü yansımıştır Oysa dil meselesi ihmale gelmez Dil ki milletin kalbidir O kalpteki her kriz, millet bünyesini ölüme yaklaştırır Bunun için büyüklük iddiasındaki bütün milletler, halkıyla, devletiyle, dillerini koruma ve onu zenginleştirme yolunda şuur sahibidirler Şayet dilimiz, insanlarımızın birbirlerini anlayamayacağı hale gelirse bunun neticesi olarak insanımız birbirlerine yabancılaşacak, bu da asla istemediğimiz, zikretmeden dahi kaçındığımız sonuçlar doğurabilecektir

Dolayısıyla güzel dilimizin doğru bir şekilde yaşanması ve yaşatılması, tarihimizin ve kimliğimizin yaşamasıdır Bunun da garantisi Türkiye’nin dünyadaki itibarının ve haysiyetinin yeniden kazanılmasına bağlıdır

Dilimize “deryada bir damla” misali katkıda bulunabilirsem kendimi mutlu sayabileceğim

Ahmet ARSLAN



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.