| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| batılılaşmasına, etkenler, olan, tiyatronun | 
|  | Tiyatronun Batılılaşmasına Neden Olan Etkenler |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Tiyatronun Batılılaşmasına Neden Olan EtkenlerTiyatronun Batılılaşmasına Neden Olan Etkenler Osmanlı Devleti’nin ilk padişahları sade ve gösterişsiz bir hayat sürmüş olamakla beraber kısa bir zaman sonra saray, Selçuklularınkine uygun bir gelenekle kurulmuştur  Selçuk Sarayı’nda büyük ziyafetler verilir, çalgılar çalınıp şarkılar söylenir, şiirler okunur, hikayeler anlatılır, mudhik (güldürücü) ve mukallid (taklid edici)'ler tarafından eğlenceler düzenlenirdi  Osmanlı Sarayı’nda da az zaman sonra böyle bir hayatın yerleşip kökleştiğini görüyoruz   1- Saray ve Çevresi Batılılaşmada girişim padişahlardan gelmiştir  Batı tiyatrosu içinde bu böyle olmuştur  Ayrıca tiyatroya karşı dinden ve gerici çevrelerden gelecek karşıcılıkta gene padişah-halife’nin tiyatroya gösterdiği yakın ilgi ile sönmüştür  Saray daha baştan beri geleneksel tiyatromuz için uygun bir ortamdı  Genel şenliklerde seyirlik oyunlara saray geniş ölçüde önem verdiği gibi saray içinde de bu oyunların eğitimi ve gösterileri düzenlenmişti  Padişahların daha önceki y  y  ’lardaki ilgilerini bir yana bırakarak Batılılaşmanın bilinçleştiği 3  Selim çağını alırsak bu yenilikçi sultanın çağında Batı Tiyatrosunun artık Türkiye’ye girdiğini söyleyebiliriz   2  Mahmut çağında tiyatroya ilginin daha da çoğaldığını görüyoruz  2 tane anfiteatr kurulmuştur  İlk başlarda sarayda temsil veren sanatçılar daha çok gözbağcılar ve sirk topluluklarıydı  Ancak ileride de görüleceği gibi bunların tiyatronun gelişmesinde önemli yeri vardır  Saray içinde önce geçici tiyatrolar yapıldı (Çırağan Sarayı’nda, daha sonra 1856’da Dolmabahçe Sarayı’nda)  Padişahların dışarıdaki tiyatrolara ilgisi, bunları fermanla ve ödenekle desteklemesi tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sultanın ve yabancı konukların gidebileceği bir tiyatronun olması, sarayın saygınlığı içindi  2  Abdülhamid döneminde ya saraydaki yerli ve yabancı sanatçılarla temsil düzenlenmiş, ya da dışarıdan gelen topluluklara ve sanatçılara saray tiyatrosunda temsiller verdirmiştir  Asıl önemlisi sarayın kendi sanatçılarıyla düzenlediği Türkçe temsillerdir  Unutmayalım ki ilk Türk oyunu olarak benimsediğimiz İbrahim Şinasi Efendi’nin Şair Evlenmesi komedyası Dolmabahçe Saray tiyatrosunda oynanmak üzere yazarına ısmarlanmıştı   Abdülaziz çağında saray ve çevresinin tiyatrosu kısıtlanmış olmakla birlikte tersine dışarda Türk Tiyatrosu altın çağını yaşamıştır  Bunu ise padişahtan çok, yüksek devlet görevlilerinin katkısı ve çabasına borçluyuz  Abdülhamid çağında ise tam tersine saray dışı tiyatro can çekişecek kadar kısıtlanmış, saray tiyatrosu ise saray içi ve saray dışından yerli ve yabancı sanatçılarla güçlenmişti   2- Yüksek Devlet Görevlileri-Türk Elçileri-Basın Batı Tiyatrosu ile tanışıklığımızda ve bu tiyatronun ülkemizde gelişmesinde saray ve çevresi ölçüsünde belki daha da önemli bir etken olarak devlet görevlilerinin, dışarıya giden Türk elçilerinin ve yeni gelişmekte olan basın ve yayınında önemli katkısı vardır  Saraya koşut olarak devlet adamları da konaklarında Batı Tiyatrosu ve müziğine önem veriyorlardı  Avrupa Tiyatrosu’nun tanınmasında Tanzimat öncesi ve sonrası kurulan elçiliklerimizinde önemli katkısı vardır  Asal görevleri diplomatik ilişkilerin yanısıra, elçiliklerimizden gittikleri ülkede Türkiye’nin batılılaşmasına katkısı olacak bilgileri vermeleri istenmişti  Tiyatronun tanınmasında basının önemli yardımı görülmüştür  Tiyatro duyurularına, haberlerine, eleştirilerine ve özellikle Avrupa’daki tiyatro yaşamı üzerine verdiği bilgilerle halkı tiyatro konusunda aydınlatıyorlardı  Hatta oyun metinlerine de yer veriyorlardı   3- Yabancı Elçilikler Kimi elçiler, elçilikleri içinde tiyatro yaptırıp, burada temsiller verdirmişlerdir, bu temsillere Türkler seyirci olarak gelmiş, temsillereTürk oyuncularınında kendi gösterileriyle katıldığı olmuştur  Elçiler ayrıca dışardaki, özellikle kendi ülkelerini ilgilendiren temsilleri çeşitli yollardan desteklemişlerdir   4- Azınlıklar Azınlıklar denilince ilk akla gelen Yahudiler, Rumlar ve Ermenilerdir  Ancak özellikle Avrupa’dan gelen çeşitli nedenlerle Türkiye’ye yerleşmiş Levantin ve Türkçe deyimiyle Tatlısu Frenkleri’ni anlamak gerekecektir  Bunlar arasında özellikle İtalyan, Fransız ve Almanları düşünmemiz gerekir  Bu topluluklar için tiyatro binaları yapılmış, düzenli temsiller verilmesi sağlanmıştı  Bunların katkıları daha çok Türkiye’ye yerleşik azınlığın kendi olanaklarıyla ve kendi aralarında sürdürdükleri tiyatro yaşamıdır  Türkiye’de Batı Tiyatrosu’nun başlaması ve gelişmesinde Ermeni azınlığın katkısı çok önemlidir   5- Yabancı Topluluklar Temsil için dışarıdan sık sık yabancı sahne sanatçıları ve toplulukları gelirdi  Bunlar yanlız seyircinin yetişmesi ve sahne sanatlarını tanıması bakımından değil, yerli sahne sanatçıları ve tiyatro adamlarının görgü ve bilgi kazanmaları, yerli toplulukların oyun dağarları,yerli yazarların Avrupa Tiyatrosunu tanımaların bakımından önemli katkıları olmuştur  Tiyatro binalarının yapılmasında da doğrudan doğruya yada dolaylı payları vardır | 
|   | 
|  | 
|  |