Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cumhuriyetinin, tarihi, türkiye

Türkiye Cumhuriyetinin Tarihi

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Cumhuriyetinin Tarihi




Türkiye Cumhuriyetinin Tarihi

Resmi dil: Türkçe

Başkent: Ankara

Yönetim Şekli: Cumhuriyet

Yönetim biçimi: Parlamenter Demokrasi

Kurucu: Mustafa Kemal Atatürk

Ulusal marş:istiklâl Marşı

Ulusal renkler: Kırmızı ve Beyaz

Yüzölçümü:

780580 km²

Dünya yüzeyinin %1,3′ünü kaplar

36 en geniş ülke

Nüfus: 74,709,412 (2006), En kalabalık 16 ülke

Nüfus yoğunluğu: 95,7 kişi/km²

Ulusal günler:

23 Nisan: TBMM’nin açılışı (1920)

19 Mayıs: Kurtuluş Savaşı’nın başlaması (1919)

30 Ağustos: Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması (1922)

29 Ekim: Cumhuriyetin ilanı (1923)

Milli gelir (GSMH)

361,5 milyar ABD Doları (2005)

En zengin 19 ülke

661,6 milyar ABD Doları (2005)

Satın Alma Gücü Paritesine Göre

En zengin 16 ülke

Kişi başına düşen milli gelir:

5,062 ABD Doları (2005)

En müreffeh 63 ülke

8,400 ABD Doları (2005) Satın Alma Gücü Paritesine Göre

Para birimi: Yeni Türk Lirası (YTL) [Ocak 2005'ten itibaren Yeni Türk Lirası; eski birim Türk Lirası]

Saat dilimi: – Yaz saati EET (UTC+2), EEST (UTC+3)

internet alan adı:tr

Telefon kodu:+90

Türkiye, resmi adıyla Türkiye Cumhuriyeti

Bir Akdeniz, Karadeniz, Avrupa ve Ortadoğu ülkesi olan Türkiye’nin üç yanı denizlerle çevirilidir, kuşbakışı coğrafi görünüşü kabaca bir diktörtgeni andırır Türkiye idare şekli demokrasi olan bir cumhuriyet’tir Osmanlı Devleti’nin I Dünya Savaşı sebebiyle 20 yüzyıl başında yıkılmasından sonra, 1923 yılında Türk Kurtuluş Savaşı ile, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulmuştur Üç tarafının denizlerle çevrili olması ve Batı ve Doğu kültürlerinin geçiş noktasında bulunmasından dolayı, pek çok medeniyete

imparatorluklar devrinin kapanıp, ulus devletler devrinin başladığı bir ortamda, yirmiden fazla etnik yapının barındığı, gelişememiş, savaş yorgunu bir ev sahipliği yapmıştır Müslüman-köylü toplumunun, modern bir burjuva toplumuna, tek bir millete dönüştürülüp, kendi kaderlerini belirleme hakkına sahip olmasını amaçlayan radikal reformlar dizisi, devletin kuruluşundan itibaren Atatürk inkılapları olarak anılıp benimsenmekte ve halen sürdürülmektedir Bu devrimler sayesinde Türkiye, Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler arasında en gelişmiş ve modern ülkelerden biri haline gelmiştir

Başkenti Ankara, en büyük şehri istanbul’dur

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, ve laik bir hukuk devletidir Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Parlamentosu ve islam Konferansı Örgütü Türkiye’nin üye olduğu uluslararası örgütlerden bazılarıdır 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren de Avrupa Birliği’ne tam üyelik için müzakerelere başlamıştır

Nüfusu 1 milyonun üzerinde olan kent merkezleri

istanbul (105 milyon),

Ankara (4 milyon),

izmir (35 milyon),

Bursa (2 milyon),

Adana (15 milyon),

Konya (15 milyon),

Mersin (125 milyon),

Antalya (125 milyon)

Coğrafya

Türkiye’nin toprakları 36° – 42° Kuzey paralelleri ve 26° – 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1660 kilometredir Göller dahil kapladığı alan 814578 km²’dir Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16 Orta Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar Trakya’nın yüzölçümü 24370 km² dir Türkiye’nin kara sınırları uzunluğu 2573, adalar dahil sahil uzunluğu 8333 kilometredir

Türkiye’nin Coğrafi Bölgeleri

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi’nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmıştır:

Akdeniz Bölgesi

Doğu Anadolu Bölgesi

Ege Bölgesi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi

iç Anadolu Bölgesi

Karadeniz Bölgesi

Marmara Bölgesi

Konum

Bir Balkan, Akdeniz, Kafkas ve Ortadoğu ülkesi olarak sınıflandırılan Türkiye Cumhuriyeti, Doğu ve Batı kültürlerinin tam geçiş bölgesinde bulunur

Antik ismiyle Küçük Asya’da bulunan kısmına günümüzde Batı Anadolu denir Balkan Yarımadası’ndaki (Güney Doğu Avrupa) bölgeye Trakya, Toroslar’ın doğusundaki antik Pers ve Kuzey Mezoptamya bölgesine de Doğu Anadolu adı verilir

Üç yanı denizlerle çevrili olan Türkiye’nin genel görünümü kabaca bir dikdörtgeni andırır Anadolu yarımadası Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz ile çevrelenmiştir

Türkiye’nin komşuları; batısında Bulgaristan ve Yunanistan, doğusunda Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve iran, güneyinde ise Irak ve Suriye’dir

Türkiye tarih açısından dünyanın en zengin bölgelerinden birinde yer alır

Anadolu kelimesi Rumcada “doğu” veya “gün doğumu” anlamına gelen Anatolia

Batı Anadolu’nun antik eyalet isimleri şunlardı: kelimesinden kaynaklanır ve tarih belgelerinde bir bölge adı olarak geçmezBitinya, Paflagonya, iyonya, Kapadokya, Misya, Kilikya, Likya, Karya, Pisidya, Pamfilya, Lidya, Frigya Batı Anadolu’ya Antik Çağ’da Romalılar “Asya eyaleti” adını da veriyorlardı ve başkenti en büyük Roma kentlerinden olan antik Efes idi

Günümüzde Doğu Anadolu dediğimiz, Kapadokya’nın ve Torosların doğusundaki bölgeler ise antik Mezopotamya ve Pers kültürlerini temsil eder Toros Dağları ve Fırat Nehri tarihçilerce Batı-Doğu kültür sınırı olarak görülür Antik dönemde ve Orta Çağ’da Kapadokya’nın ve Toros’ların doğusu ise genellikle Mezopotamya, Pers imparatorluğu, Urartu, Armenia, Kommagene, Suriye, Pontos gibi isimlerle anılırdı

Toros Dağları Roma ve Pers, Doğu ve Batı orduları arasında her zaman zor geçit veren doğal bir sınır olmuştur

Tarihte günümüzdeki Türkiye’ye Doğu’dan ve Batı’dan gelip yerleşmiş kavim ve kültürler pek çoktur

Türkiye’de tarih boyunca yerleşen kavim ve kültürlere örnek olarak Doğu’dan Hititler, Asurlular, Urartular, Persler, Selçuklular Selçuklulardan çok önce iskitler, Hunlar, Hazarlar, Peçenekler, Kıpçaklar (Türkler), Araplar, Hıristiyanlık, Müslümanlık, Musevilik; Batı’dan gelenlere ise Romalılar, Yunanlılar ve Güney Doğu Avrupa (Balkan) kavimleri, antik politeist Yunan-Roma kültürleri vb verilebilir

Tüm Türkiye toprakları, tarihçiler ve arkeologlarca ‘ açık hava müzesi’ olarak adlandırılır 8000 km’lik sahil şeridi antik Roma-Yunan kültürlerinin kalınıtılarıyla doludur Bu kadar çok antik şehir, modern Yunanistan’da veya italya’da dahi yoktur

Bu coğrafyaya “Türkiye” isminin ilk olarak Roma-Cermen imparatoru Frederick Barbarossa (1123-1190) tarafından verildiği ifade edilmektedir Resmi kayıtlarda ise, 19 yüzyıl Büyük Britanya yazışmalarında geçer

Türkiye Cumhuriyeti Orta Asya Türk Kültürünün mirasçısı olduğu kadar Roma, Pers, Mezopotamya, Bizans/Doğu Roma, Osmanlı vb kültürlerinin de mirasçısıdır

Doğal Yapı

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1000 metreyi aşan, yüksek alanlardan oluşur Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10′u da alçak alanlarla kaplıdır En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı’nın 5166 metreye erişen doruğudur Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır Kaynağı ve denize döküldügü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak’tır En büyük doğal göl, 3713 km² alan kaplayan Van Gölü’dür 817 km²’lik alanan yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada’nın yüzölçümü 279 km²’dir

Dağlar

Ağrı Dağı – 5165 m

Buzul (Cilo) Dağı – 4116 m

Cudi Dağı – 5000 m

Süphan Dağı – 4058 m

Kaçkar Dağı – 3932 m

Erciyes Dağı – 3917 m

Uludağ – 2543 m

Akarsular

Kızılırmak 1355 km

Yeşilırmak

Fırat

Sakarya

Murat

Dicle

Seyhan Nehri

Ceyhan Nehri

Göksu

Çoruh

Büyük Menderes

Göller

Van Gölü 3713 km²

Tuz Gölü 1500 km²

Beyşehir Gölü 656 km²

Eğridir Gölü 468 km²

Akşehir Gölü 353 km²

iznik Gölü 298 km²

Burdur Gölü

Salda Gölü

Eymir Gölü

Adalar

Gökçeada 279 km²

Balıkesir Marmara Adası 117 km²

Bozcaada 36 km²

Uzunada 25 km²

Balıkesir Alibey Adası 23 km²

Balıkesir Paşalimanı Adası 21 km²

Balıkesir Avşa Adası 21 km²

iklim

Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların uzanışı ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür

Akdeniz iklimi

Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında oldukça etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi’nin güney çevresine kadar sokulmuştur Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür Daha içerilere gidildikçe etkisi azalır Bu iklim tipinde, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır Yıllık yağış miktarı, bazı yerlerde 1000 mm’nin üstünde iken çoğu yerde daha azdır Don olaylarına ve dağların yüksek kesimleri hariç kar yağışına çok az rastlanır



Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Cumhuriyetinin Tarihi

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Cumhuriyetinin Tarihi




Karadeniz iklimi

Türkiye’nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir Kış mevsimi, güney kıyılarına göre serin geçer Ara sıra don olur, sis görülür ve kar yağar Karadeniz ikliminin en önemli özelliği, yağışların her mevsimde görülmesidir Karadeniz üzerinden gelen nemli hava, Kuzey Anadolu Dağları’nın denize bakan yamaçlarında yükselerek yoğunlaşır ve kıyılarda yaz mevsiminde de yağış bırakır En çok yağış alan bölge Karadeniz Bölgesi’dir Rize ve çevresinde yıllık yağış miktarı 2500 mm’yi bulur

Karasal iklim

Türkiye’nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür iç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya’nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır En şiddetli karasal iklim Doğu Anadolu’da görülür Yüksekliğinden dolayı yağışlar iç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’ya göre daha çoktur iç Anadolu’da en yağışlı mevsim ilkbahar, Güney Doğu Anadolu’da ise kıştır iç Anadolu en az yağışı alır Güney Doğu Anadolu’da biraz daha fazla yağış almasına rağmen sıcaklık ve buharlaşmanın fazla olması nedeniyle kuraklık tehdidi altındadır

Türkiye, örneğin ispanya ile aynı paralellerde bulunmasına rağmen, ortalama 1000 metreden yüksek olan Anadolu Platosu’na kar ve yağmur yağışının yoğun olması sebebiyle su sıkıntısı nisbeten daha az çekilir

8000 yıldan bu yana tarım yapılan Çukurova, ayrıca Ege Bölgesi, Bafra ve Çarşamba ovaları dünyanın en bereketli topraklarından sayılır Tropikal bitkiler hariç dünyadaki sebze ve meyve çeşitlerinin %90′ı Türkiye’de yetişir

Batı ve Kuzey Avrupa’da Orta Çağ’da devamlı açlık ve veba tehlikesi olmasına karşın, Antik Çağ’da dahi Roma imparatorluğu’nun en bereketli eyaleti olan “Asia Minor” eyaleti (bugünkü Ege Bölgesi) Roma’ya üzüm, şarap, tahıl, zeytinyağı ve muhtelif meyve ve sebze gönderirdi

Nüfus

Türkiye’nin 2006 yılı tahmini nüfusu 72 milyondur Kuruluş döneminde Balkan ağırlıklı olan nüfus, Anadolu vilayetlerindeki yüksek nüfus artışı nedeniyle 1980′lerden sonra Anadolu ağırlıklı olmuştur 1985 sayımına göre Türkiye nüfusunun yüzde 10′u Trakya, yüzde 13,1′i Karadeniz, yüzde 19,4′ü Marmara ve Ege, yüzde 9,2′si Akdeniz, yüzde 7′si Batı Anadolu, yüzde 24,1′i iç Anadolu, yüzde 4,8′i Güneydoğu Anadolu ve yüzde 12,4′ü Doğu Anadolu’da yaşamaktaydı Nüfusun yüzde 48,90′i kırsal, yüzde 51,10′u kentsel alanlarda yaşıyordu

Türkiye’nin en büyük nüfusuna sahip kentleri sırayla istanbul, Ankara, izmir, Bursa, Konya, Adana, Antalya, Mersin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep dir

Türk Ulusu

Osmanlı imparatorluğu’nun 1Dünya Savaşı ile dağılması ve ardından gelen Cumhuriyet idaresinin modern ve homojen bir toplum kurma çabaları sonucu ortaya çıkan Türk Ulusu, Batı Avrupa’nın Osmanlı idaresine verdiği “Türk” ismini devralmıştır

Tarihçilerce 1071′den sonra Bizans bölgesine gelen Selçuklu nüfusu toplam 3 milyon olduğu söylenmekte Anadolu’yu sürekli besleyen Türk göçleriyle (Harzemşahlar, Akkoyunlu, Karakoyunlu, vb) Türk varlığının tesis edildiği belirtilmektedir

islam’ın devlet dini olması, 600 sene içerisinde hıristiyanlığın 2 sınıf muamele görmesi ve askere alma (Yeniçeri) sebebiyle Bizans ahalisi’nin önemli bir kısmı müslümanlaştı ve Müslümanların dili Osmanlıca/Türkçe oldu

Günümüzdeki modern Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlet yapısında olup, vatandaşlarına Türk denir

Anadolu ve Balkan yarımadalarının ve Boğazların, Mezopotamya’dan Orta Avrupa’ya geçişin tek coğrafi olanağını oluşturmasından dolayı, günümüzün Türkiye’si 10000 seneden fazla sayısız kavime köprü vazifesi görmüştür

Çok etnikli pek çok imparatorluğun (Örnegin: Roma, Doğu Roma imparatorluğu/Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Pers, Asur vb) her etnik bölümünün kültürel özellikleri Türkiye Cumhuriyeti’nde varlığını korumuştur

Paleolitik dönem, Kalkolitik dönem’de ve Antik Çağ’da yaşayan topluluklar,Ege Bölgesi’nde Luviler, Hurri’ler, ilk büyük devlet Hititler ve Miken’ler, dünyanin en eski medeniyet bölgesi olan Mezopotomya’da kurulan uygarlıklar, ve Osmanlı imparatorluğu’nu oluşturan kavimlerin binlerce sene yanyana yaşaması kültürel bir zenginlik yaratmıştırBu kavim ve kültürlerin tümü aynı zamanda Türk Milleti’ni oluşturan unsurlarin başlıcalarıdır Irkçılık veya herhangi bir unsurun diğerlerine baskı yapması anayasanın kesin hükümleriyle yasaklanmıştır

Birinci Dünya Savaşı ve meydana getirdiği büyük yıkım sonucu, istanbul’un son imparatorluğu olan Osmanlı imparatorluğu yıkılmış ve Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte bu çok etnikli imparatorluktan birçok ulusal devlet ortaya çıkmıştır

istanbul MS 313 senesinden günümüze 1500 seneden fazla bütün bu bölgenin tek hakimi ve imparatorluk başkenti olmuştur

istanbul’un Orta Avrupa’dan Mezopotamya’ya kadar olan yaklaşık 3 milyon km² coğrafyadaki tartışmasız etkisi ve hakimiyeti, olağandışı bir cazibe merkezi oluşturmasina yol açar Bizans ve Osmanlı dönemlerinde var olan imparatorluk başkentine göç yasağının/kısıtlamasının kaldırılması ile bunun sonucu oluşan göç, istanbul’un nüfusunun 1980-2005 arasında 2,5 milyondan 15 milyona çıkmasına yol açmıştır

Türkiye’de yaşayan herkes etnik kimliğine bakılmaksızın Türk vatandaşıdır Türk milleti ve devleti ayrılmaz bir bütündür Herkesin etnik kimliğine saygı duyulur

Din

Türkiye lâik bir ülke olduğundan din ve devlet işleri ayrılmıştır Dini veya etnik isimli siyasi parti kurulması anayasaya göre yasaktır Genelde muhafazakar partiler dini hassasiyetleri dile getiren partilerdir Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet kontrolü dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararına varılmıştır Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet işleri Başkanlığı kurulmuştur Bu teşkilat bireylere din hizmetini sağlamak ve camii gibi Müslüman ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir

Dini inanç veya inanmama, dini kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü anayasanın korumasındadır

1923′ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır

Şahıs isimleri veya dini köken temel alınarak bir kategorizasyon yapılması durumunda Türkiye vatandaşlarının yaklaşık tamama yakın kısmı Müslüman isimli veya kökenlidir (Ahmet/Mehmet/Ayşe/Fatma vb)

Bu durum aynı zamanda Türkiye’nin en büyük ortak paydasını oluşturur (1 – %0,2 = %99,8)

Osmanlı Devletinde resmi aidiyet unsuru olan ‘Müslüman’ kavramı 1923′ten bu yana kullanılmaz, bu aidiyetin yerine, ulusal aidiyet olan ‘Türk’ kavramı gelmiştir

Rum, Ermeni, Süryani, Musevi vb (Yorgo/Eleni/Agop/Salamon vb) isimli Türk vatandaşlarının azınlık statüsü bulunur, ancak oranları çok düşüktür

Toplam nüfusun sadece çok ufak (yaklaşık %0,2) bir oranını Gayrimüslimler oluşturur Bunlar 50000 Ermeni Gregoryen, 17000 Musevi, 8000 Süryani, 1000 Rum ve çok az sayıda diğer bazı çeşitli din ve mezheplerden insanlardır

Türkiye’deki Rum Ortodoks, Gayrimüslim nufusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan’a göç etti Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar ile istanbul, Gökçeada ve Bozcaada’da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakıldı

Balkanlarda ve Kafkaslarda yaşayan Müslüman ahali Sırp ve Rus orduları tarafından Türkiye’ye sürüldü

1Dünya Savaşı Osmanlı Devleti topraklarında 4 milyon insanın ölümüne veya sürgününe ve ayrıca Osmanlı Devletinin de yıkılmasına neden oldu

Bugünkü Yunanistan nüfusunun yaklaşık yarısını, Anadolu’dan giden Rumlar oluştururlar Bu göç edenlerin bir kısmını da hiç rumca bilmeyen fakat türkçeyi yunan alfabesiyle yazan hıristiyanlaşmış Selçuklular yani Türkler oluşturuyordu

Dil

Türkiye’nin resmi dili Türkçe dir Bugün Türkiye Türkçesi yaklaşık 100 milyon insan tarafından konuşulmaktadır

Yönetim biçimi

Türkiye’nin devlet biçimi cumhuriyettir Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923′te kurulmuştur Resmî dili Türkçe’dir Laik demokratik bir yönetim anlayışı vardır Kuvvetler ayrımı esası vardır Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütmü işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar

Ekonomi

Kuruluş yıllarında Osmanlı Dönemi’nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi istanbul ve izmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okuma yazma bilmeyen yoksul Müslüman köylülerden oluşuyordu Anadolu’daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı

II Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950′den sonra ABD’nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı Anadolu’nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir

Ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı Öncelikle istanbul, izmir ve Batı bölgeleri, 1980′den sonra da bütün Anadolu illerinde büyük sermaye ve sanayi oluştu Bir milyar ABD doları ve üzeri sermayeye sahip holding sayısı 25′ü geçti Bunun altındaki yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular Arap ülkelerinde petrol sayesinde oluşan refah, Türkiye’de toplumun çalışmasıyla zor şartlarda oluştu

Günümüzde Türkiye’nin pek çok bölgesi sanayi toplumu olarak nitelenebilir Türkiye sanayi toplumuna hızlı geçiş olgusunu Müslüman toplumlar arasında başarıyla gerçekleştirebilen az sayıdaki ülkeden birisidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.