Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1912, edirne, savunmasi

Edirne Savunmasi 1912

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edirne Savunmasi 1912




Edirne savunmasi 1912

Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında birçok mühim kumandanlıklarda bulunmuş ve 1912–1913 Balkan Harbi'nde "Edirne Müdafaası" ile şöhret kazanmıştır

Daha çocuk iken askerliğe büyük ilgi duyarak Erzincan Askeri İdadisi'nde tahsile başlamış, fakat babasının ölümünden sonra annesinin tekrar evlenmesi üzerine küsmüş, çevresinden uzaklaşarak İstanbul'da Sütlüce Topçu Okulu'na girmiş, 1879 senesinde Topçu Teğmeni olarak Harbiye'den mezun olmuştur

Harbiye'deki tahsili sırasında zekâsı ve riyaziyeye olan istidadı ile hocalarının dikkat nazarını çektiğinden, serasker Saip Paşa'nın tensip ve delâleti ile Almanya'ya ikmal-i tahsil için gönderilecek subaylar grubuna katılmıştır Almanya'da 'İmparatorluk Üçüncü Topçu Hassa Alayı'na tayin edilerek dört seneden fazla Prusya'nın büyük askerler yetiştiren 'Potsdam Garnizonu'nda eğitim görmüştür Burada 1880 senesinde üsteğmenliğe, 1883'de kıdemli yüzbaşılığa terfi etmiştir

İstanbul'a avdetinde, birçok yerlerde askerî talim ve terbiye öğretmenliklerinde bulunduktan sonra 1887 senesinde binbaşı rütbesiyle Ümera sınıfına ulaşmış ve Süvari Korgenerali İmrahor Manastırlı Nuri Paşa'nın kızı Zafer Rabia ile evlenmiştir Bu izdivaçtan Sabiha, Kerim, Mediha, Saime, Hayrünnisa, Feride, İhsan, Şereffünnisa, Osman adında ikisi erkek, yedisi kız olmak üzere dokuz evlât dünyaya gelmiş, beşi çocuk çağında muhtelif yaşlarda ölmüşlerdir Olgunluk çağına ulaşan üç kızı ev hanımlığı, oğlu ise yüksek Kimya mühendisi olarak muhtelif devlet hizmetlerinde memurluk yapmıştır Makbule, Nüveyre, Nezih, Doğan, Sevgi, Ayşe ve Ömer adlarında 7 torunu olmuştur

1888 senesinde Yarbaylığa, 1889'da Albaylığa terfi etmiş ve 1893 tarihinde 36 yaşında iken Tuğgeneralliğe yükselmiştir Almanca, İngilizce ve Fransızca lisanlarını iyi bildiğinden, mesleğindeki terakkileri muntazam şekilde takip edebilmiş, muhtelif askerî vazifelerle birlikte Harbiye ve Darüşşafaka mekteplerinde Balistik ve Matematik öğretmenliklerinde bulunmuştur Büyük Türk riyaziyecisi Salih Zeki, Şükrü Paşa'nın yetiştirdiği öğrencilerinden biridir

Şükrü Paşa, topçu komutanı olarak tayin edildiği ve Tuğgenerallikten Orgeneralliğe kadar olan askerlik hizmetlerini Edirne'de geçirmiştir Ordu Müfettişliği görevi sıralarında Türk gençliğinin ergin yetişmesi için gösterdiği büyük ilgi ve himmeti ve (selâmlığının) en mümtaz genç kurmay subayları ile dolup boşalması yüzünden, saraya jurnal edilen Şükrü Paşa 1905 senesinde Selanik’e sürülmüştür Prusya ordusu misali üstün bir disiplin içinde eğittiği Edirne'deki İkinci Ordu'dan sonra Selanik'teki Üçüncü Ordu da kısa bir zamanda değişmiş ve askerlik hayatındaki aşırı disiplin merakı ve titizlikleri dolayısıyla, ileride alacağı "Edirne Müdafii" lakabından önce, ordu çevresinde "Deli Şükrü Paşa" olarak ün salmıştır

Şükrü Paşa dürüst, fakat çok sert ve cesur bir asker olarak üst makamlara karşı bildiklerini çekinmeden söylemeyi vatan borcu telâkki ettiğinden, bir gün zamanın padişahı İkinci Abdülhamid'den bir tokat yemiş, fakat sadrazam Avlonyalı Ferit Paşa'nın ifadesine göre, bu hadiseler sırasında İkinci Sultan Hamid, vekiller meclisinde "durumu nasıl görüyorsunuz, ne yapmak lâzımdır?" sualini sormuş ve hazır bulunanların hakikatlerden uzak geveleme ve düşüncelerini işitince, "Paşalar, söyledikleriniz hiç de hakikatlere uymuyor, işte Şükrü Paşa'nın raporları, alınız, okuyunuz; millet ve ordu anayasanın tekrar yürürlüğe girmesini istiyor, ben de Şükrü Paşa gibi bunu muvafık görüyorum ve tekrar ilân edeceğim" demiştir Siyaset ile hiç meşgul olmamış, hatta asker olarak bundan şiddetle nefret etmiş olan Şükrü Paşa, işte günün birinde böylece hem hükümdarına, hem de milletine olan sadakatini birleştirerek namusu ve cesareti sayesinde büyük bir hizmet ifa ederek, millet ve devlet arasında kardeş kanı dökülmesine mâni olmuştur Bu hizmetin üzerine 1908'de Mareşalliğe yükseltilen Şükrü Paşa'nın rütbesi, Meşrutiyet'in ilânından sonra yapılan 'Askerî Rütbeler Tasfiyesi'nde Korgeneralliğe indirilmiş ise de, 1912–1913 Balkan Harbi'nde 'Edirne Müstahkem Mevkiinde yaptığı kahramanca müdafaa esnasında tekrar Orgeneralliğe kadar yükseltilmiştir

1908 senesinde Meşrutiyet’in ilânı üzerine İstanbul'a gelen Şükrü Paşa, 1912 senesine kadar Redif Müfettişliği, Çanakkale Boğazı Muhafızlığı gibi mühim askerî vazifelerde bulunmuş ve nihayet Balkan Harbi'nin zuhurunda Edirne Müstahkem Mevkii Komutanlığı'na tayin edilmiştir Askerlik hayatının son ve en şerefli vazifesine tayin olunduğu zaman, Şükrü Paşa'ya verilen yazılı emirde, Edirne'nin muhtemel bir muhasarası halinde, yalnız kırk gün müdafaa edilmesi kendisinden istenmiştir Müstahkem Mevki'deki cephane bolluğuna rağmen, süpürge tohumundan yapılmış ekmek, at eti, kurbağadan başka yiyecek bir şey olmadığı, düşmanın teslim tekliflerini reddederek hükümetlerinin her türlü desteğine nail olmuş vaziyette ve refah içindeki Bulgar ve Sırp ordularının saldırılarına 5 ay 5 gün mukavemet etmiş, ancak her türlü imdat ve yardım ümidinin kalmaması üzerine Selimiye Camii vs gibi ecdat şaheserlerinin mahvını önlemek kaygısıyla teslim olmayı uygun bulmuştur Şükrü Paşa'nın Edirne'deki kurmayı Kazım (Karabekir Kazım Paşa), Remzi (Remzi Yiğitgüden Paşa) ve Fuat (Berlin Başkonsolosu) Beylerdir

26 Mart 1913 sabahı Bulgar Komutanlığı'na bir subay gönderilerek kalenin teslim teklifini yapan Şükrü Paşa'yı, aynı günün öğle vakti Bulgar komutanı General İvanof hürmetle karşılamış ve kılıcını âlel-usul teslim almış ise de, Edirne'ye gelen Bulgar Çarı Ferdinand askerî merasimle kılıcını şanlı sahibine iade etmiştir Fransa'nın Paris şehrinde neşrolunan haftalık (Le Petit Journal) dergisinin 13 Nisan 1913 tarihli renkli ilave baskısının kapağında bu sahne tasvir edilmekte ve renkli resmin altında şöyle denilmektedir:

"Edirne Müdafiine Saygı"





"Bulgar Çarı Ferdinand, şanlı mağlûp Şükrü Paşa'ya teslim ettiği kılıcını iade etmektedir,"

Şükrü Paşa'nın Edirne müdafaası hakkında bütün Avrupa matbuatında övücü pek çok yazılar ve resimler yayınlanmış ve eğitim gördüğü Almanya gibi askeri hayatını yakından izlemiş memleketlerde ufak çapta da olsa anıtlar dikilmiştir

Şükrü Paşa'ya Fransız milleti adına murassa bir "Şeref Kılıcı" ve binlerce imza ile bezenmiş bir "Altın Kitap" takdim edilmiştir Bu kitabın mukaddemesinde şöyle denilmektedir:

Edirne'nin Kahraman Müdafii General Gazi Mehmet Şükrü Paşa'ya

Hayranları tarafından unutulmaz bir müdafaanın hatırası olarak Paris, 1913

General,

Vatanınızın üstüne çöken felâketler içinde top sesleriyle katliam korkuları her tarafa ızdırap saçarak, siz en zapt edilmez şecaat ve hamasetle en ulvi gayretlerin en güzel örneğini teşkil etmeğe muvaffak oldunuz

Her taraftan tehdit altında kalan devletiniz en çaresiz musibetle mahkûm gibi göründüğü sırada, siz başkaldırınca hayretler içinde kalan dünya, böyle evlâtlar yetiştiren bu ırkın damarlarında kendisine feyyaz bir inkişaf temin edecek bir kan bulunması zaruri olduğunu itirafa mecbur olmuştur

Harp ilân edilir edilmez Arnavutluğun içerilerinden kalkıp bundan sonra artık efsanevî bir kale halini alan Edirne'nin mukavemet esbabını tanzime koştunuz İşte, orada gittikçe sizi tazyik eden bir demir ve ateş çemberi içinde her taraftan tecrit edildiniz ve korkunç bir düşmanla çarpışıp duran diğer Osmanlı ordularından da hiç bir yardım beklemediğinizden, sayıca on mislinizi bulan muhasırlara karşı etrafınızda ne varsa hepsi dağılıp devrildiği halde, isimlerini daima taziz edeceğiniz kahraman silah arkadaşlarınızın, imrenilecek kadar mükemmel yardımlarıyla, siz yenilmez ve zapt edilmez bir halde dimdik durdunuz



Alıntı Yaparak Cevapla

Edirne Savunmasi 1912

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edirne Savunmasi 1912




Ne mahsur şehrin ahalisini tehdit eden açlık, ne üst üste saldıran hücum dalgaları, ne askerlerinizin başına düşmanın yağdırdığı hücum dalgaları, ne moral bozucu yığınlarla beyannameler, ne soğuk, ne hastalık, ne de ölüm gibi şeylerin hiç birisi sizin o kaya gibi imanınızı sarsamadı, hiç bir şey sizin o akla sığmaz fedakârlığınızı gevşetemedi Bununla beraber, mukadderat, iradenizden daha kuvvetli çıktığı için, nihayet onun o zalimane hükmüne boyun eğmek mecburiyetinde kaldınız, fakat daha sulh zamanından itibaren bütün gayretinizi takviyesine hasrettiğiniz bu kalenin her surunda sizin isminiz artık silinmez harflerle nakşolup kalacaktır

İşte öyle olacağı içindir ki, ilerde, destan rüyaları görecek şairler bu yıkık istihkâmlardan ilham almaya ve taşların sırlarını söyletmeye geldikleri zaman, kahramanlıklarınızla dünyaya ün salan bu tabyaların üstünden birden bire onlara, sizin arslan çehreniz görünecek ve en hisli şiirler işte onun o coşkun ilhamından fışkıracaktır





General, siz üstünden ulvi bir lerze geçmesine sebep olduğunuz için, bütün dünyanın size bir minnet borcu var İşte bundan dolayı, düşman eline sağ geçmiş olmaktan mütevellit büyük acınızın içinde eğer size teselli verebilecek bir söz ve kalbinize kuvvet verecek bir işaret tasavvur edebilirse, hayranlarınız şimdi size işte o teselli ile o kalp kuvvetini vermek istiyorlar Osmanlı padişahlarının eski payitahtını müdafaa için o kadar şecaat ile çarpıştınız ki, nihayet siz de, Şıpka, Plevne kahramanlarının şanlı silsilesine katıldınız Padişahınızın size tevcih ettiği "Gazi" unvanı, vatanınıza olan hizmetlerinizi ebedileştirmiş oldu

Bu altın kitabın, başından sonuna kadar imzaları sıralanan sayısız hayranlarınız, bu gün size takdim etmekte oldukları şeref kılıcının o şanlı müdafaanızın bütün hafızalarda nakşolup kalacağını, bu unutulmaz muhasara esnasında sizden uzak bulunmuş binlerce kalbin de sizin kalbinizle beraber çarpıp, bütün ızdıraplarınıza iştirak etmiş olduklarını ve siz vatanınıza karşı vazifelerinizi yaparken, onların da size candan hayır dua ettiklerini hatırlatması temennisindedirler

Paris–1913 Nisan

İşte bir taraftan dünya umumî efkârında Edirne Müdafii Şükrü Paşa'ya hayranlık ve saygı gösterileri yapılırken, diğer taraftan İttihatçılık ve İtilafçılık mefkûreleri ile ikiye bölünüp parçalanmış sevgili vatanımızda haset ve şahsî kıskançlıkların alabildiğine azması neticesinde, 6 aylık itibarlı, Bulgar yaverli, otomobil tahsisli bir Sofya esareti sonunda Türkiye'ye dönen ünlü askere yapılan muamele "Paşa, halk seni linç edecek" uydurması ile huduttan itibaren perdeleri inik bir vagonla ve Sirkeci garından Şişli'deki evine kadar da kapalı faytonla getirilmek ve tekaüt edilmek olmuştur

Edirne Müdafii Şükrü Paşa Sofya'daki serbest esaret hayatının her gününü riyaziye ve meslek topçuluk problemleri çözmekle geçirerek avunmuş ve bunları bir kitap halinde o zamanın Veliahdı, sonraki Çar Prens Boris'e hediye etmiş, o da bunları Sofya Asker Müzesi'ne bağışlamıştır

İstanbul'daki menkûbiyet hayatında da ömrünü Alman Kalis Kütüphanesi'nde ve evindeki mütevazi kütüphanesinde geçiren emekli asker son darbeyi de kendi telif eserleri ile senelerden beri topladığı kıymetli kitaplarının emaneten durmakta olduğu bir akraba evinin büyük Aksaray yangınında yanmasıyla yemiştir

Şükrü Paşa Edirne müdafaasında sürdüğü bedenî sefalet hayatı neticesinde yakalandığı müzmin bir siyatik hastalığının tedavisi için gittiği Bursa kaplıcalarında zatürreye yakalanmış ve İstanbul'a avdetinde 5 Haziran 1916 tarihinde evinde vefat etmiştir

Ölünceye kadar menkûp ve ruhen mustarip yaşayan Şükrü Paşa'nın kadir ve kıymeti adeta musalla taşında anlaşıldığından, Türkiye'nin Birinci Dünya harbindeki müttefikleri Alman, Avusturya ve Bulgar kıt'alarının da iştiraki ile büyük bir kalabalığın yollara taştığı millî cenaze töreni yapılmış, naşı, zamanın Padişahı Sultan Beşinci Mehmet Reşat tarafından yaptırılan Mevlâna Kapı'da, Merkez Efendi Mezarlığı’ndaki mütevazi kabrine defnedilmiştir

Şükrü Paşa'nın kabrinde her sene Mevlâna Kapı Okulu'nun küçücük öğrencileri ihtilaf yapmaktadır Ayrıca, Kadirbilir Maarif camiasının Edirne'deki mensuplarından Hüsnü Öğe adındaki bir vatanperverin öncülüğü ve mülkî ve askerî Edirne makamlarından şahsî gayretlerile 1963 senesinde kurulan "Merkez Şükrü Paşa İlkokulu" ile merhum askerin ruhu şad edilmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.