Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
araba, güzel, hikaye, hikaye|masal, kırmızı, özetleri

Kırmızı Araba Güzel Bir Hikaye|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırmızı Araba Güzel Bir Hikaye|Masal Ve Hikaye Özetleri




KIRMIZI ARABA

Arkadaşım Gayle dört yıldan bu yana kansere karşı
yaşam mücadelesi veriyordu

Diğer arkadaşlarımla birlikte onu ziyarete gittiğim bir gün çocukluk düşlerimizden söz ediyorduk Gayle başını pencereye doğru çevirdi Gözleri çok uzaklarda, sesi sitem dolu “Ben, kumandalı, kırmızı bir oyuncak arabamın olmasını isterdim hep, ama doğum günümde ne istediğimi söylersem; dileğimin gerçekleşmeyeceği korkusuyla hiç kimseye söyleyememiştim bunu Bu nedenle de asla radyolu,
kırmızı bir oyuncak arabam olmadı” dedi

Gayle’i ziyaretimden bir kaç gün sonraydı Çok sevdiğim
dondurmayı almak için sırada beklerken birden dondurmacının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabayı gördüm

Yanına da bir not iliştirilmişti: "Dondurmanızı alırken vereceğimiz kuponu doldurmayı unutmayın, belki de çekiliş sonunda
bu kumandalı araba sizin olabilir"

Hemen Gayle’in sözleri geldi aklıma Bir kaç hafta boyunca sürekli dondurma alıp , verdikleri kuponları doldurdum Hiç bir çekilişte de kazanamadım Bu kırmızı arabayı mutlaka Gayle’e almalıydım

Dördüncü haftanın sonunda artık çekilişte
kazanmaktan ümidimi yitirmiştim

Dükkan sahibi ile konuşarak bana bu arabalardan
bir tanesini satmalarını rica ettim

Dükkan sahibi dört haftadır hergün dondurma alıp, kuponları doldurduktan sonra büyük bir heyecanla çekiliş sonuçlarına
baktığımın gözünden kaçmadığını söyledi

Ardından da gözlerimin içine bakarak:
"Söyler misiniz, neden bu kadar çok istiyorsunuz
bu arabayı? "diye sordu

Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan ona arkadaşımdan
söz ettim Çok etkilenmişti "İstediğiniz oyuncak arabayı
verdiğiniz adrese göndereceğim" dedi Yazdığım çeki masanın
üstüne bırakarak , büyük bir mutlulukla evime geldim

Ertesi günü Gayle’i ziyarete gittiğimde gözleri ışıl ışıldı
Elindeki kırmızı oyuncak arabayı göstererek küçük bir çocuk heyecanıyla: "Bak" dedi "Bunca yıl bekledim ama nihayet
dileğim gerçekleşti, hem de tam istediğim gibi !"

Ertesi günü postacı bir zarf uzattı elime
Açıp okumaya başladım:

"Sevgili Bonnie, annem ve babam da kanserdi ve ikisinide,
altı ay gibi kısa bir sürede kaybettim İkisi içinde çok çabaladım
ama doğrusu dostlarımın sevgisi ve cömertliği olmasaydı hiç
bir şey yapamazdım Gerçek dostlarım olduğu için kendimi hep
şanslı hissettim Gayle’de senin gibi bir dostu olduğu için
çok şanslı En iyi dileklerimle Norma"

Dondurma dükkanının sahibiydi mektubu yazan
Benim masasına bıraktığım çek de zarfın içindeydi

Bonita L Anticola
Çeviren : Nuray Bartoschek


Alıntı Yaparak Cevapla

Kırmızı Araba Güzel Bir Hikaye|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırmızı Araba Güzel Bir Hikaye|Masal Ve Hikaye Özetleri




Altın Araba

Altın Araba Masalı

Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, sinek berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken bir padişah varmış

Padişah bir gün vezirini çağırarak demiş ki :

Al şu bir lirayı Bununla bana bir koç alacaksın! Bu koçun etinden et, derisinden kürk isterim Verdiğim lirayı geri, koçu da diri isterim Sana kırk gün izin Söylediklerim yapılmazsa, kırk birinci günü boynunu cellada vereceğim

Vezir doğru odasına gitmiş Başını elleri arasına alarak kara kara düşünmeye başlamış Padişahın isteklerini yerine nasıl getirsin? Güç, hem de çok güç bir iş bu Sabaha kadar düşünen vezir, hiçbir yol, bir çare bulamamış Bunun üzerine, uzak ülkelere geziye çıkmaya karar vermiş Belki bir yol bulurum diye Hemen hazırlanmış Gün ışırken kimseciklere görünmeden saraydan ayrılmış, yola düşmüş

Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, bir de arkasına bakmış ki, bir karışçık yol gitmiş Başlamış gene yürümeye Çok geçmeden bir çiftçiye rastlamış Selam verdikten sonra demiş ki :

Çok yorgunum Uzun zamandır yürüyorum Ayaklarımda kuvvet kalmadı Şu yokuşun başına kadar sen beni taşı Oradan köye kadar da ben seni taşırım

Çiftçi, bu tanımadığı adamın sözlerine aldırmamış bile Hiç konuşmadan yürümeye devam etmişler Biraz sonra önlerine bir orman çıkmış Vezir, çiftçiye bu sefer de :

Gel bu ormana tek girelim, çift çıkalım! Ha, ne dersin?

Çiftçi bu sözlere de karşılık vermemiş

Gene yürümüşler, yürümüşler Çok geçmeden bir evin önüne gelmişler Kapıda bir kız duruyormuş O zaman çiftçi konuşmuş :

İşte, demiş, benim evim burası Vezir eve şöyle bir baktıktan sonra :

Evin güzel ama ahbap, demiş, dümeni eğri

Çiftçi bu sözlerden bir şey anlamamış Canı da sıkılmış Vezire cevap vermemiş Yüzüne bakmadan evden içeri girmiş

Vezir sokak ortasında yalnız kalmış Çaresiz gidip köy odasını bulmuş, oraya misafir olmuş

Akşam olduğu için çiftçi biraz sonra akşam yemeğine oturmuş Yemek sırasında çiftçinin onu üç yaşındaki kızı, babasına sormuş :

Baba, bugün seninle beraber köye kadar gelen sakallı amca kimdi?

Babası :

Tanımıyorum kızım, demiş, bugün ona yolda rastladım Bana bir çok şeyler söyledi Hiçbir dediğini anlamadım, cevap da vermedim

Kızın merakı artmış:

Nasıl şeyler söyledi de, demiş; anlamadın baba?

O zaman çiftçi anlatmış :

Önce, şu yokuşun başına kadar sen beni taşı, oradan da köye kadar ben seni taşıyayım, dedi Neden böyle istediğini anlamadım Kendisini hiç tanımadığım halde bana kendisini taşıtmak istediği için kızdım, cevap bile vermedim Biraz sonra ormana girdik O zaman da, gel bu ormana tek girelim, çift çıkalım, dedi Bu sözlerinden de bir şey anlamadım Canım da iyice sıkılmaya başladı Ama kendimi tuttum Sonra köye vardım O zaman başımdan salmak için burayı göstererek “işte benim evim” dedim Bana ne dese beğenirsin? Evin güzel ama dümeni eğri, demez mi? Tepem attı Şeytana uyup da elimden bir kaza çıkmasın diye hemen içeriye girdim Evin dümeni mi olurmuş? Deli mi ne?!

Babasının sözlerini dinleyen küçük kız :

Haksızlık etmişsin baba, demiş O amcanın her sözünün bir manası var Sen yemeğini ye de ben sana onun ne demek istediğini bir bir anlatayım istersen?

Yemek sırasında vezirin sözlerinin manasını kızından öğrenen çiftçi, sofradan kalktıktan sonra doğru köy odasına koşmuş Veziri bularak :

Affedersin Tanrı misafiri, demiş Ben yorgunluktan gündüz söylediklerini pek kavrayamadım Kulaklarım da biraz ağır işitir zaten Kusurumu bağışla! Yemekte düşündüm, ne demek istediğimi anladım Yokuşun başına kadar sen beni taşı, oradan köye kadar da ben seni taşıyayım demekle, yokuşun başına kadar sen konuş ben dinleyeyim, oradan köye kadar da ben konuşurum, sen dinlersin, demek istemiştim Ormana tek girip çift çıkalım demekle de birer değnek yapmamızı teklif etti Evime, güzel ama, dümeni eğri, demekle de, kızın güzel ama, burnu eğri demek istemiştin, değil mi ?

Çiftçinin sözlerini dikkatle dinleyen vezir :

İyi bildin ama, demiş, bunlar senin aklının işi değil Doğru söyle, bunları sana kim öğretti?


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.