Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, gazatecilik, gazetecilik, gerekli, ile, ilgili, yapılır, yararlı

Nasıl Gazatecilik Yapılır ? Gazetecilik İle İlgili Gerekli Bütün Yararlı Bilgiler

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nasıl Gazatecilik Yapılır ? Gazetecilik İle İlgili Gerekli Bütün Yararlı Bilgiler




Nasıl Gazatecilik Yapılır ? Gazetecilik İle İlgili Gerekli Bütün Yararlı Bilgiler

Gazetecilik Hakkında Gerekli Tüm Bilgiler

Hiç kimse yolda bir doktoru çevirip, nasıl doktor olunabileceğini sormaz Çünkü bunun yolu belli*dir Ama gazeteci olmak için diploma gerek*mediğinden, çoğu zaman tecrübe de aranmadığın*dan, akşamları yaşıtlarını televizyonda haber kova*larken gören pekçok genç “benim onlardan ne ek*siğim var” diye düşünüp, “şu işi bir deneyeyim” ka*rarına varır ve uygun adres araştırmaya başlar

“Ne yapmak istiyorsun” diye sorduğunuzda, yanıt genellikle “ne iş olsa yaparım”dır -ki bu ço*ğunlukla “hiçbir iş yapamam” anlamına gelir- Mesela “iyi fotoğraf çekerim,” “metin yazarım” diyen çıkmaz ya da Osmanlıca bildiğini söyleyen yoktur Her “alaylı” gibi, “hele bir girelim, işi çabuk sökeriz” düşüncesindedirler Arada bir, “bu işin okuluna gitsek bir yararı olur mu” diye soran çıkar Ama mezunların halini görünce genellikle vazgeçer*ler

Doğrusu ben de mesleğe aşağı yukarı bu ha*vada başladım

Hem de tam yirmi yıl önce bu hafta…

Gazeteciliğe merakım vardı SBF Basın Yayın Yüksekokulu’na isteyerek girmiştim Ancak ilk sene teorik ders*lere boğulunca, pratiği piyasada öğrenebileceğimi fark ettim Pi*yasada çalışanlarda da “mektep” eksikliği hissediliyordu İkisini bir*likte götürmem gerektiğine inandım

Artık gazeteci olabilmek için tek bir şey gerekiyordu: “Bir tanı*dık…”

Sınıf arkadaşım Aydın Özdalga, dönemin itibarlı haber dergisi Yankı’nın yazıişleri müdürü Ömer Tarkan’a rica etti Ertesi gün işe başlamıştım bile…

Bu kadar kolay olmasına şaş*tım, ama nedenini sonradan anla*dım Yankı bir okuldu Ama disip*linli bir okul… Dişini sıkıp kalan*lar iyi bir eğitim alıp mezun olabiliyorlardı Ama çoğu ağır disip*line dayanamayıp diplomasız kaçıyorlardı

Kimler yoktu ki kadroda: Hıncal Uluç, Ahmet Taner Kışlalı, Mehmet Yılmaz, Artun Unsal, Nihat Subaşı… ve hepimizin ba*şında “ömürboyu muhabir kalabilmiş” bir gazeteci: Mehmet Ali Kışlalı…

İşe başladıktan birkaç hafta sonra 24 – 30 Eylül 1979 tarihli derginin künyesinde adım yayınlandı Daha bunun keyfini yaşayamadan “üretim içinde eğitim ‘ başladı Tam bir “kışla” eği*timiydi bu… Masaların üstü düzenli, mesai saatleri belirli, telefon konuşmaları sınırlı, ücretler düşüktü Buna karşın okul cıvıl cıvıldı ve dışarıdan ılık bir sonbahar iş*veyle göz kırpıyordu Yani kaçmak için her bahane vardı

Sıktım dişimi,kaçmadım

İlk yazdığım yazı, Kışlalı’nın ünlü kırmızı kalemiyle orası burası çi*zilmiş bir şekilde geri gelince du*rumun vahametini anladım Ay*nı kırmızı kalem, sayfanın üzerine kâğıdı delecek kadar sert bir not da düşmüştü: “Yeniden yaz!”

O yazıyı hâlâ saklıyorum

Yeniden yazdım Ama ikinci kopyayı saklayamadım, çünkü yırtılıp çöpe atıldı Kışlalı ilk satırda bir sözcüsün yanlış yazıldığını görmüş ve okumamıştı bi*le… Özen göstermediğimi düşünü*yordu Henüz bilgisayar yoktu, tü*münü baştan yazmak zorundaydım Boğazım düğüm düğüm yeniden yazdım, sonra yeniden… yeniden… yeniden… Aylar sonra bir gün “fena değil” sözcüğünü duyunca dünyalar benim oldu Bu, Kışlalı dilinde “mükemmel” demekti

Hem haber yazıyor, hem röportaj yapıyor, fotoğraf çekiyor, fotoğrafları karta basıyor, mizanpajını yapıyor, dereni baskıya götürüyordum

Bu arada okul takıntısız bitti Mezun olduğum yaz, Kışlalı, yazıişleri müdürlüğü önerdi Gururla kabul ettim Ama henüz yirmibir yaşımı doldurmamıştım Yirmibirinci yaş günümde “müdür” oldum

Yankı serüvenim tam beş yıl sürdü O beş yıl içinde hem üni*versitede teorik, hem Yankı’da pratik eğitim gördüm, hocam Ahmet Taner Kışlalı ile odalara kapanıp günde üç – dört yazı yazdığımız günleri şimdi keyifle anımsıyorum İlk ustam Meh*met Ali Kışlalı’ya bir meslek borçluyum

Döve döve öğrendik yazı yazmasını; deneyerek, korkarak özenerek, imrenerek, severek…

Çetin Altan Milliyet’te Filiz Aygündüz’le yaptığı söyleşide diyor ki:

“Kilitle adamın üstüne kapıyı Bir kâğıt bir de kalem ver ‘Ekmek, süt, ev kirası, okul masrafları, hepsi buradan çıkacak’ de… Yazının ne olduğunu o zaman anlar

Ben, tam anlamıyla öyle anladım yazının ne olduğunu…

Yaşamadım yazdım; ekmeğimi kalemden kazandım Yirmin*ci yılda hâlâ öğreniyorum

Buna hazır olan varsa, meslek kolay



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.