![]() |
Gezi Yazıları Hangi Bilim Dalına Kaynaklık Etmez |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Gezi Yazıları Hangi Bilim Dalına Kaynaklık EtmezGezi yazıları hangi bilim dalına kaynaklık etmez Bir yazarın, gezip gördüğü yerleri anlatan yazılarına gezi (yazısı) denir ![]() ![]() ![]() Gezi, yazarların doğrudan gözlemlerine, bizzat duyduklarına, araştır*malarına dayandığı için, tarih, coğrafya, sosyoloji, hukuk gibi, bilim dallarına kaynaklık eder ![]() ![]() ![]() Gezi (Yazıları) yazımında dikkat edilecek hususlar : 1 ![]() benzemeyen görüntüleri tasvir edilir ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() anlatılır ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() GEZİ (YAZISI) ÖRNEĞİ: OTORA Y YOLCULUĞU NİĞDE - KAYSERİ Niğde'ye yaklaşıyorduk ![]() Yanımda oturan bir Niğdeli şehrin eteğini saran ağaç kümeleri arasında pek iyi seçemediğim bir noktayı, işaret etti ![]() ![]() Büyük şairin han sahibi olduğu günleri de inşallah görürüz ![]() ![]() Kıyafetinden anlaşıldığına göre Niğdeli arkadaş bir esnaf yahut işçi idi ![]() ![]() tasvir edilen hanı ve Faruk Nafiz'i tanımamasını kabul etmiyor, ateş ve su nev'inden herkesçe malûm şeylerden bahseder gibi iki kelime ile bana maksadını anlattığına inanıyordu ![]() Güzel şiirin kudreti! iyi yazılmış bir manzum hikâye koskoca bir hanı, koynundaki tapu senedine rağmen asıl sahibinin elinden alıyor, Faruk Nafiz'e malediyordu ![]() Maamafih arkamızda ayakta duran ve bizi dinleyen uzun boylu bir sakallının "yok yahu ![]() ![]() mal sahibinin hakkını da ziyadan kurtardığını itirafa mecburum ![]() Niğde ile Kayseri arasındaki yolu, Faruk Nafiz'in istiklâl muharebesi senelerinde kona göçe üç günde aştığı o uzun mesafeyi, ben bugün otoray denen yeni icat bir âlet içinde, âdeta uçarak geçiyorum ![]() Akşamın beş buçuğunda, daha Niğde istasyonunda kahve içiyordum ![]() ![]() Bisikletin ilk icadı zamanlarında ona verilen Şeytan Arabası ismini bu otoraya saklamak lazımmış! Otoray görünüşte yirmi otuz kişilik büyücek bir otobüs ![]() ![]() ![]() Ulukışla ile Kayseri arasında günde iki sefer yapan bu arabaların, birinci ve ikinci sınıf yolcuları için, şoförün arkasında dört maroken koltu*ğu, cemekânlı bir kapı ile buradan ayrılan geri tarafında da demokratlara mahsus, yirmi otuz kişilik kanapesi var ![]() Bazı şakacı yolcular lüks, kısma Lortlar kamarası, ötekine Avam kamarası adını takmışlar ![]() Bu Otoray, yolları âdeta çocuk oyuncağına çevirmiş ![]() ![]() Şoför, daha doğrusu makinistin bana anlattığına göre Adana ve Kayseri 'de oturan iki akraba, meselâ bir ana kız pazar sabahları bulunduk*ları yerden hareket ediyor, öğleyin Ulukışla'da birleşiyorlar; akşama doğru yine evlerine dönüyorlarmış ![]() Bu seyahat, artık yolculuktan usandığım bir zamana rastlamış olmak*la beraber beni atlı karıncaya binmiş bir bayram çocuğu gibi eğlendiriyor*du ![]() kâh makinistin omuz başından önümüzdeki yola, kâh arkaya geçerek akşam ışıkları ile sararıp kızaran ovalara bakıyordum ![]() Yeni bir icat yalnız manzaraları ve hayatı değiştirmekle kalmıyor; duygularımıza, dünyayı görüş tarzımıza da tesir ediyor ![]() Yolculukta akşam, insanının gayri ihtiyarî garipsediği, kendini karan*lık düşüncelere bıraktığı saattir ![]() kaybolmuş hisset*memizin, arkada bıraktığımız uzağı bir daha görmek şüphesinin, öndeki uzağa yetişememek korkusunun elbette bir payı vardır ![]() ![]() Faruk Nafiz : "Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar" diye anlattığı bu yolu, vaktiyle bir yaylının şiltesine uzanarak, "kendi*ni tekerleğin sesine kaptırarak" geçmiş olmasaydı, da benim bindiğim otoray içinde tayyarede gibi geçseydi bu acı gurbet şiirini bilmem yazabilir miydi? Reşat Nuri Güntekin[1] (Anadolu Notları'ndan) HATIRA YAZMA : Sanat, bilim ve meslek dallarında ün yapmış kişilerin, kendi başların*dan geçen veya devirlerinde olup biten olaylarla ilgili bilgi ve gözlemlerini anlatan yazılarına hâtıra (anı) denir ![]() tutulmuş notlara dayanılarak yazılabildiği gibi, sonradan hatırlanarak da yazılabilir ![]() ![]() ![]() Hâtıra yazımında dikkat, edilecek hususlar : 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() gerçekçi olunmalıdır ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() [1]Reşat Nuri Güntekin, Anadolu Notlan, İnkılâp ue Aka Kitabeui, İstanbul, 1977 ![]() HÂTIRA ÖRNEĞİ : TÜRK'ÜN ATEŞLE İMTİHANI ( ![]() ![]() ![]() Eylülün ikinci günü, Mustafa Kemal Paşa, Fevzi ve İsmet Paşaları Uşak'ta bir masanın etrafında bulduk ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Gezi Yazıları Hangi Bilim Dalına Kaynaklık Etmez |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Gezi Yazıları Hangi Bilim Dalına Kaynaklık Etmezhuzuruna, Nurettin Paşayla Kemalettin Paşanın arasında geldiler ![]() ![]() ![]() Yunan generallerini getirdikleri zaman, Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ile İsmet Paşanın arasında duruyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ile elleri son derece sinirli olduklarını gösteriyordu ![]() ![]() ![]() Fevzi Paşayla İsmet, Paşa eğildiler, fakat ellerini vermediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — Oturun, general, yorulmuş olacaksınız- Bundan sonra sigara, tablasını uzattı, kahve ısmarladı ![]() ![]() ![]() ![]() — Ben sizin bu kadar genç olduğunuzu bilmiyordum, general ![]() Bundan sonra masanın çevresine oturdular ![]() ![]() gibi bakıyor ![]() Rum tercümanla lâfa başlandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() verdiğini anlatıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yunan generalleri, askerliğe yakışmaz bir biçimde tartışmaya girmiş*lerdi ![]() ![]() Buluşma bitince, Mustafa Kemal Paşa ayağa kalktı: — Sizin için bir şey yapabilir miyim?, diye sordu ![]() — İstanbul'daki karıma durumumdan haber verilmesini isterim, diye cevap verdi ![]() O zaman Mustafa Kemal Paşa, Trikopis'in elini yine uzunca süre elin*de tutarak dedi ki: — Savaş bir talih oyunudur, general ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() General Trikopis, ellerini sallayarak: — Ah, general! En son yapmam gereken şeyi yapamadım, dedi ![]() Bu anlaşılan, intihara cesaret edememiş olması sorunuydu ![]() Yunan generalleri gittikten sonra, Mustafa Kemal Paşa hayal kırıklı*ğına uğramış gibiydi ![]() ![]() ( ![]() ![]() ![]() Halide Edip Adıvar (Türk'ün Ateşle İmtihanı, 1962) |
![]() |
![]() |
|