![]() |
İki Kıbleli Mescid |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İki Kıbleli MescidİKİ KIBLELİ MESCİD Sefere katılmış olanlar başta Abdullah bin Cahş olmak üzere buz gibi oldular; elleri yanlarına düştü, dizleri dermandan kesildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadise müslümanları üzmüştü ![]() ![]() Müşrikler bir fırsat yakalamışlardı: -Olacağı buydu ![]() Yahudilerse iyice bozgunculuk yapıyor; hatta bu olayın Sevgili Peygamberimizin geleceğini bile karartacağını iddia ediyorlardı ![]() ![]() ![]() Ki Bakara Suresi ikiyüz onyedinci ayeti kerimesi geldi: -Ey Resûlüm! Sana haram aydan ve o ayda çarpışmanın hükmünden soruyorlar ![]() De ki: O ayda çarpışmak büyük günahtır ![]() Fakat, insanları Allah yolundan, hak dinden yasaklamak, Allah'ı tanımamak, ziyaretçileri Mekke'ye sokmamak ve müminleri Mescidi haramdan çıkarmak ise Allah indinde daha büyük günahtır ![]() Fitne, adam öldürmekten beterdir! Halbuki, o kâfirlerin gücü yetse sizi dininizden döndürmek için çarpışmaktan bir ân geri durmazlar ![]() ![]() ![]() Ayeti kerime başta Sevgili Peygamberimiz olmak üzere bütün müminlerin omuzlarından ağır yükleri kaldırdı ![]() ![]() Abdullah bin Cahş merak etti: -Ey Allah'ın Resulü biz cihad sevabı aldık mı acaba? Bu sualin müjdesini de Bakara suresi İkiyüz onsekizinci ayeti kerimesi verdi ![]() ![]() ![]() Mekke müşrikleri, esirler Osman bin Keysanle Hakem bin Keysan'ın hürriyetlerine kavuşmaları için kurtulma akçesi gönderdiler ![]() Elçileri huzura kabul eden Peygamberimiz buyurdular ki: -İki arkadaşımızın ne olduğu hâlâ belli değil, onlar gelmedikçe kurtuluş fidyesi almayacağız ![]() ![]() ![]() ![]() İşte yiğit bir karar! ![]() ![]() Ancak şükür ki iki sahabi sadece yollarını kaybetmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Sevgili Peygamberimiz, esirlere islâmiyeti anlatarak onlara iman etmelerini teklif ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsteyen hak yolu, isteyen bâtıl yolu seçmekte hür ![]() ![]() ![]() Efendimiz ve müminler, Hicret'den evvel Mekke'de iken namazda Kâbe-i Şerife doğru durmakla aynı zamanda Kudüs şehrindeki Mescid-i Aksa'ya da yönelmiş oluyorlardı ![]() Zira kıble, Beytül Makdis/Mescid-i Aksa idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müminlerin kıble olarak Kudüs istikametine; Mescid-i Aksa'ya dönmeleri yahudileri şımarttı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudilerde bir vıdı vıdıdır gidiyor ![]() -Bu nasıl din ki kıbleleri bizimkiyle aynı? -Yaa cidden tuhaf; hem museviliği beğenmiyorlar hem Mescid-i Aksa cihetine ibadet ediyorlar ![]() ![]() -Hıh! Güya son dinmiş! ![]() ![]() ![]() Yahudilerin böyle kafa kafaya verip koca koca laflar etmeleri Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemi incitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sebeple sık sık gökyüzüne bakarak Cebrail aleyhisselamın gelişini gözlüyorlar ![]() ![]() Efendimizin yahudi gıybeti ile kalbinin kırık olduğu bir gün Hazreti Cebrail çıkageldi; O'na buyurdular ki: -Ya Cebrail! Rabbimin yüzümü İsrailoğullarının kıblesinden Kâbe'ye döndürmesini arzu ediyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Bunu en kesin şekilde Peygamberimiz de biliyorlar ama; bozguncuların çıfıtlığı O'nu öylesine rencide etmişti ki ![]() ![]() ![]() Ve nihayet Hicretin onsekizinci Şabanında Allah'ın Resulü imam, eshab-ı kiram da cemaat iken bir öğle namazının üçüncü rek'atında beklenen vahiy geldi ![]() -(Vahiy beklediğin için) biz, senin yüzünü sık sık göğe çevirdiğini biliyoruz ![]() ![]() Haydi yüzünü Kâbe tarafına dön ![]() Ey mü'minler! Siz de nerede olursanız olun; namaza dururken Kâbe'ye dönün ![]() ![]() ![]() Sevgili Peygamberimiz, vahiy nazil olur olmaz daha namazın içinde iken Kâbe/mescid-i Haram'a döndüler ![]() ![]() Bu sebeple Kudüs istikametine namaza durulmuşken aynı namazda Mekke istikametine yönelmekten dolayı bu vak'anın geçtiği mescide mescid-i kıbleteyn/iki kıbleli mescid ismi verildi ![]() ![]() ![]() Efendimiz de eshab da çok memnunlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat yahudiler yine homur homurlar ![]() -E, peki şimdiye kadar kıldığınız namazlar n'oldu? Eğer Mescidi Aksa kıble değilse ibadetleriniz boşa gitti demektir ![]() ![]() ![]() Akıllarınca müslümanlarla eğleniyorlar ![]() Hatta yahudiler, daha da ileri giderek Efendimize şu teklifi yaptılar: -İyisi mi sen yine bizim kıbleye dön, biz de senin dinine girelim ![]() Sözün yalan olduğu o kadar belli ki ![]() ![]() ![]() Kıblenin Beytullah olmasından sonra Onsekizinci ayın bir diğer güzel vak'ası da ramazan orucu oldu ![]() ![]() Ramazan ayı geldiğinde müminlerin Allah rızası için bir ay oruç tutmaları ayeti kerimelerle emredildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ramazan orucu farz edilirken fıtır sadakası da vacip kılınıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Ramazan orucu emredilmeden önce de Sevgili Peygamberimiz, nafile olarak her ay üç gün ve aşure günleri oruç tutarlar ve bunu eshabına da tavsiye ederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Ramazan gecelerinde Teravih namazı kılmaksa, Resulullah'ın sünnetlerinden biri ![]() -Allah, ramazan ayında orucu farz kıldı, ben de müslümanlara teravih namazını sünnet kıldım ![]() ![]() ![]() ![]() Oruc'tan bir gece önce Efendimiz, Mescidde teravih namazı kıldırırken ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Teravih için toplandığınızı gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazreti Ömer radıyallahü anh zamanına kadar herkes teravih namazını evlerde, mescidde arzusuna göre kılıyordu ![]() Büyük Halife, bir gün mescidde bazı müminlerin cemaatle, bazı müminlerin yalnız başına diğerlerinin de evlerinde teravih kıldıklarını görünce bu dağınıklığı önlemek için ertesi yatsıdan itibaren teravih namazlarının camide kılınacağını emir buyurdular ![]() Müminler, Übey bin Kâb'ın arkasında saf oldular ![]() ![]() -Bu ne güzel adet oldu böyle, diyerek sevincini dile getirdi ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|